Sosyal Medya

Güncel

Nobel Ödüllü zalim Arakan'a sessiz!

Myanmar'a Kasım 2015'te yapılan genel seçimleri "demokrat" ve "reformcu" kimliğiyle öne çıkan Suu Çii'nin başında bulunduğu Ulusal Demokrasi Birliği'nin (NLD) kazanmasının ardından Arakan Müslümanlarına (Rohingyalar) yönelik insan hakkı ihlallerinin azalacağı şeklindeki beklenti, yerini hayal kırıklığına bıraktı.



NLD iktidarında, ifade özgürlüğü gibi konularda aşama kaydedilirken, Arakan'dan hak ihlali, siyasi tutuklama ve şiddet haberleri gelmeye devam ediyor.
 
Suu Çii'nin, bölgede yaşananlarla ilgili harekete geçmemesi, yardıma muhtaç halkın gıda, barınak ve tıbbi yardımlara ulaşması yönünde adım atmaması, liderliğinin sorgulanmasına neden oluyor.
 
BM, ARAKAN'DAKÄ° DURUMDAN ENDÄ°ÅžE DUYUYOR
Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri'nin Myanmar Özel Danışmanı Vijay Nambiar, açıklamada, "BM, Arakan'daki durumdan ciddi derecede endişe duymaya devam ediyor." dedi.
 
Bölgedeki saldırıların durdurulması için gerekli güvenlik tedbirlerinin alınması çağrısında bulunan Nambiar, şunları kaydetti:
"Üst düzey hükümet yetkilileri, yerel halk arasında güvenin tesis edilmesi ve Arakanlıların kendi köylerinde korunacaklarına dair güvencenin sağlanması için gerekli adımları atmalıdır. Yerinden edilmiş insanların evlerine dönmesine izin verilmeli ve acil insani ihtiyaçları karşılanmalıdır. Tüm bölge sakinlerine, etnisite, din, cinsiyet veya statülerine bakılmaksızın temel koruma sağlama kararlılığının altı güçlü şekilde çizilmelidir."
 
Nambiar, vatandaşlık, ikamet ve statü gibi Arakan'daki halka acı veren köklü sorunlar çözülmedikçe ve 2012'den beri yerlerinden olan halkın umutsuz durumu tatmin edici şekilde ele alınmadıkça bölgedeki gerginliklerin gerçekçi ve sürdürülebilir şekilde çözülmesinin mümkün olmadığını söyledi.
 
DERHAL BAĞIMSIZ SORUŞTURAM AÇILAMLI
BM Genel Sekreteri'nin Soykırımın Önlenmesi Özel Danışmanı Adama Dieng de "Rohingyalılara yönelik yargısız infaz, işkence, tecavüz ve dini mekanların yıkıldığı yönündeki iddiaların acil şekilde ele alınarak aydınlatılması gerekiyor." ifadesini kullandı.
 
"Arakan eyaletinin kuzeyine erişiminin kısıtlanarak, iddiaların araştırılmasına engel olunması şüphe ve korkuya neden oluyor" şeklinde konuşan Dieng, Myanmar hükümeti ve ordusunu, BM'nin çağrılarını dikkate almaya davet etti.
 
ULUSLARARASI HUKUKA BAĞLILIĞINI GÖSTERMELİ
Dieng, Ekim 2016'dan bu yana Arakan'ın kuzeyinden bildirilen şiddet olaylarına ilişkin derhal bağımsız soruşturma açılmasına izin vermesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti:
 
"Myanmar'ın, tüm toplulukların haklarına ve uluslararası hukuka olan bağlılığını göstermesi gerekiyor. Uluslararası toplum, böyle iddialar dünyanın neresinden gelirse gelsin, devletlere sorumluluklarını ve uluslararası hukuktan doğan yükümlülüklerini hatırlatmak zorundadır. Myanmar da istisna değildir."
 
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric de yaptığı açıklamada, BM'nin bölgeye sınırlı erişimi olduğunu belirtti. BM İnsani İlişkiler Koordinatörlüğüyle diplomatların yaklaşık iki hafta önce ilk elden durumu yerinde görmek üzere bölgeye gittiğini bildiren Dujarric, diplomatların, doğrudan görüştükleri kişilerden gördükleri ve duyduklarından endişe ettiklerini ifade etti.
 
BM GÃœVENLÄ°K KONSEYÄ° DEVREYE GÄ°RMELÄ°
Dünya Rohingya Teşkilatı (WRO) Başkanı Mohiuddin Mohamad Yusof ise, bölgedeki kritik durum nedeniyle "BM Güvenlik Konseyi (BMGK) devreye girmeli" diye görüş bildirdi.
 
Yusof: "Durum çok kritik BM Güvenlik Konseyi acil toplanmalı, Rohinyaları korumak için Arakan'a soruşturma ekibi ve barış gücü göndermeli." diye konuştu.
 
SUU Çİİ HAYAL KIRIKILĞINA NEDEN OLDU
Dışişleri Bakanı ve Devlet Başkanlığından Sorumlu Devlet Bakanı Aung San Suu Çii'nin sorunun çözümü konusunda bir hayal kırıklığını olduğunu belirten Yusof şunları kaydetti:
 
"Suu Çii ile Washington ziyaretinde kişisel olarak tanıştım. Bütün Rohingya problemlerinin onun tam gücü eline geçirmesiyle son bulacağını düşündüm. Yanlış düşünmüşüm."
 
Rakhine'nin Rohingyalardan arındırıp Budist eyalet yapılmasının hedeflendiğini belirten Yusof, "Suu Çii, Myanmar güvenlik güçlerinin Rohingyalıları yargısız infazlarından tamamen sorumludur. O sadece gücü ve ünü seviyor. Bu şiddet ve soykırımın nedeni çok basit Rakhine eyaletinden Müslüman Rohingya toplumundan arındırmak ve Budist bir eyalet haline getirmek. Batı dünyası Myanmar hükümeti ne diyorsa ona rağbet ediyor." dedi.
 
TRUMP'TAN ÇÖZÜM BEKLENİYOR
New York'taki Müslüman toplum liderlerinden Brooklyn'deki Al Aman Mescidi Başkanı Kobir Ahmed Chowdhury'de AA muhabirine yaptığı açıklamada bölgede yaşanan durum karşısından ABD'nin yeterli tepki göstermemesini eleştirdi.
 
ABD Başkanı seçilen Donald Trump'tan konuyla ilgili çözüm beklentisini dile getiren Chowdhury, "Amerikalı bir Müslüman olarak insanlığa karşı işlenmiş bu tür iğrenç suçlara ABD'nin gösterdiği tepkiden hayal kırıklığı duyuyorum. Umarım siyasetçilerimiz, özellikle de Donald Trump yemin ettikten sonra Beyaz Saray'daki ilk 100 gününde bu konuda gerekli önlemleri alır. Dünya lideri olarak ABD, bu tür insani krizlerde etkili rol oynamalıdır."dedi.
 
SON SALDIRIDA 29 ÖLÜ
Arakan eyaletinde 9 Ekim'de sınır karakollarına saldırılar düzenlenmiş, 13'ü güvenlik görevlisi olmak üzere 29 kişi ölmüştü. Saldırıların ardından bölgeye çok sayıda asker ve polis sevk edilmiş, operasyon başlatılmıştı.
Rohingya dayanışma grupları, operasyonların başlamasından bu yana eyalette 400 Arakanlı Müslümanın öldüğünü belirtirken, Myanmar hükümeti ölü sayısının 86 olduğunu savunuyor.
 
Sınır karakollarının bulunduğu Maungdaw ve Yathay Taung kasabalarında nüfusun çoğunluğunu Birleşmiş Milletler tarafından dünyada en fazla zulüm gören topluluk olarak tanımlanan Arakan Müslümanları (Rohingyalar) oluşturuyor.
 
Arakan eyaletinde 2012 yılında Budistler ile Müslümanlar arasında çıkan şiddet olaylarında çoğu Müslüman çok sayıda kişi yaşamını yitirmiş, yüzlerce ev ve iş yeri ateşe verilmiş, binlerce Rohingya bölgeyi terk etmek zorunda kalmıştı

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.