Sosyal Medya

Güncel

Türkiye'de ciddi itfaiye zafiyeti var!

İstanbul Teknik Üniversitesi Makine Fakültesi öğretim üyesi, Türkiye’deki yangın güvenliği konusundaki önde gelen isimlerden Prof. Dr. Abdurrahman Kılıç’a göre, Türkiye’de itfaiye, yangına hortum tutan yapı olarak görülüyor. Oysa Kılıç’a göre, itfaiye önleme, kurtarma ve söndürme gibi üç ayak üzerinde durmalı.



Japonya’da itfaiye eÄŸitimi aldıktan sonra, 1989-1994 yılları arasında da Ä°stanbul Ä°tfaiye Müdürü olarak çalışmış, Türkiye yangından Korunma ve EÄŸitim Vakfı’nı kurmuÅŸ Kılıç’a göre, bir ÅŸehrin yangın güvenliÄŸi dediÄŸiniz zaman önce insanlarının eÄŸitimi, mentalite deÄŸiÅŸikliÄŸi, ikincisi binalarda alınan önlemler, kaçış yolları, uyarı sistemleri, üçüncüsü de ÅŸehrin alt yapısı, dördüncü planda da itfaiyenin teknik gücü ve eÄŸitimi akla gelmeli. Kılıç’a göre bunların bir bütün olması lâzım. Kılıç, “En iyi itfaiyeyi getirseniz, Londra ya da New York, Adana AladaÄŸ’da bir ÅŸey yapması mümkün deÄŸil. Oraya gelinceye kadar, binadaki sentetik malzemeler, sünger yatakların çıkardığı zehirli gaz birkaç dakika içinde öldürür” diyor.

Kılıç'la, Adana Aladağ'da, 11 çocukla bir eğitimenin hayatını kaybettiği yurt yangınının ardından Türkiye'de yangınla mücadele konusundaki eksiklikleri, bu konudaki kültürel yaklaşımımızı konuştuk.

"Ä°tfaiyenin kendi bütçesi yoksa, belediye baÅŸkanının inisiyatifine baÄŸlıysa, eÄŸitilmiÅŸ bir okuldan mezun olanlardan deÄŸil de, belediye baÅŸkanının torpillilerinden oluÅŸuyorsa, özerk bir yapısı yoksa" itfaiye teÅŸkilâtından da söz edilemeyeceÄŸini savunan Kılıç'ın sorularımıza yanıtları şöyle: 

"Yangın önleme tedbirlerine ölü yatırım olarak bakıyoruz"

Bizim baskın kültürümüzde bir yangından korunma bilinci yok. Arabalarımızda yangın tüpü bulundurmayız, okullarda yangın tatbikatı yapmayız, neden böyleyiz sizce?

En önemli konu mentalite. Çok eskiden beri yangın konusunda kaderci bir yaklaşımımız var. Oysa önce tedbir, sonra tevekkül olması gerekir. Koruma tedbirleri almayı hep ileri atarız. Korunma ve mücadele için gerekli yatırımlara da ölü yatırım mantığıyla bakarız, “Ne zaman olacağı belli deÄŸil, ÅŸimdiye kadar olmadı, bundan sonra da olmaz” diye düşünürüz. Tehlikeli olan olayları yok sayarak korunduÄŸumuzu sanıyoruz. Yangın ile ilgili küçük uyarıcı filmler hazırlamıştık 1992’de. “Çocuklar korkutuluyor” diye tepki aldık. Yangından korunma ve tehlikelerini anlatmak yerine, uzaklaÅŸarak uzak kalacağımızı düşünüyoruz. Çocuklara ne yapmalarını gerektiÄŸini öğretmiyoruz, yangınla mücadelede bunu yaparsak onları korkutacağımızı sanıyoruz, yani gerçeklerden kaçıyoruz.

"Yangına 'neden çıktı' diye bakılmaz, 'niye genişledi' diye bakmak lâzım"

Nasıl aşacağız bunu?

Gerçeklerden kaçmayarak. Türkiye’de öyle bir ÅŸey ki, yangında ölen varsa kaderdir, çıkma nedeni de elektrik ya da sabotajdır. Asıl yangın olayına yaklaşım yanlış. “Yangın neden çıktı?” diye bakarsanız bu çok hatalıdır. “Yangın niye geniÅŸledi, insanlar niye öldü?” diye düşünmek lâzım. Kayıtlara geçen yangın sayısı Londra’da, Paris’te, Ä°stanbul’dakinden daha fazladır ama ölüm oranı ve zarar miktarı daha azdır.  Çünkü çıktığı zaman söndürürsünüz, sisteminiz vardır, geniÅŸlemez. Ya da kaçış vardır, insanlar kaçar. Bir katta iki kaçış varsa, kimse ölmez, patlama hariç. Ä°nsan ölümlerinin nedeni, patlama ve tek çıkıştır. Bu son Adana AladaÄŸ’daki olay için de, “Niye çıktı?” diyorlar, “Neden geniÅŸledi, insanlar neden öldü?” diye sormuyorlar. Yangın elektrikten çıktı, katil elektrik. Bir panoda elektrik yangını çıkmışsa, evet tamam o pano niye uygun yapılmamış, niye bakımı yapılmamış ama orada niye kaçış yolu yokmuÅŸ, niye söndürme sistemi yokmuÅŸ, yönetmelik mi yanlış, denetleme mi eksik? “Elektrikten çıkmış yangın, bakımı da yapılmamış” hiçbir zaman sonuca götürmez.

"İnsana verilen değer ne kadar büyükse itfaiye teşkilatı da o kadar iyidir"

Hem yangını önleme hem de baş etme yöntemini değiştirmemiz gerek, diyorsunuz?

Birincisi yangının çıkmamışı için alınacak tedbirler. Yangına sebep olacak faktörlerin ortadan kaldırılması, insanların eğitilmesi lâzım. Ama insanları ne kadar eğitirseniz eğitin, ne kadar tedbir alırsanız alın yangın çıkar. Bir binanın önce fonksiyonel olması lâzım, okul mudur, hastane midir, konut mudur? İkincisi güvenlikli olması lâzım. Üçüncü planda da estetik, ekonomik olması lâzım. Fonksiyonel olması demek, enerji kullanacaksanız demek. Enerjinin kullanıldığı her yerde mutlaka yangın çıkar. Çünkü ısı vardır, oksijen vardır, malzeme vardır. O zaman yangının çıkacağı mantığı ile hareket etmek lâzım. Önlem almak, tatbikat yapmak lâzım. Çıktığın zaman ne yapacaksınız? Bunu düşünmeniz lâzım. En kısa sürede haber almak için, haber alma sistemi kurmanız gerek, detektör koymanız lâzım. İlk yapılması gereken insanların tahliye edilmesi, söndürülmesi değil. Asıl amaç odur. Tahliye etmek için ne gerekir, diye düşüneceksiniz. İnsana değer veren ülkelerdeki yangın önlemleri ve itfaiye teşkilâtı diğer ülkelerle karşılaştırıldığında çok iyidir. İnsana değer verdikçe, yangın önlemleri de, tedbirleri de daha katı olur.

İki ayrı kaçış, iki ayrı yangın merdiveni mi, demek?

Hayır. KorunmuÅŸ iki yol gerek. Yangın iki saat devam etse bile oraya girmeyecek, duman girmeyecek, içerisi basınlaÅŸtırılmış olacak. Teknik bazı özellikler yani. Ama Türkiye’de asıl mesele varmış gibi gözüken ama olmayan sistemler. Kendisi var ama meselâ acil aydınlatma sistemi yoksa ve gece karanlıkta kullanılamıyorsa, o sistem yoktur aslında. Duman girmemesi için oraya hava basılmalı Kapılar duman sızdırmamalı. Kapısını hiç bir zaman kilitli olmamalı ama sürekli kapalı olmalı. Otomatik söndürme sistemi olacak, tatbikatları yapılacak. Yangın disiplini, bir çok disiplini bir arada gören bir silsiledir, bir bütün olarak ele almak gerekir.

 

"İtfaiye üç sac ayağı üzerine kuruludur"

Türkiye’de bu konuda üniversite düzeyinde eÄŸitim yapılıyor, bildiÄŸim kadarıyla?

Yangınla ilgili iki yıllık, itfaiye yüksek okulları var. Bizde de, yurtdışında da. Orada öğretilenler yangına müdahaleyle ilgilidir. Yangın mühendisliÄŸi diye bir ÅŸey yok çünkü bu alan disiplinler arası bir durum. Mimariden kimyaya kadar bir çok alanı ilgilendiriyor. Bu yüzden de yüksek lisans düzeyinde vardır. Oysa bizde herkes her ÅŸeyi bilir, herkes mimar, mühendis ve siyasetçidir bu da temel sorunlarımızdan biri. Ben Japonya’da itfaiye eÄŸitimi yaptım, sonra itfaiye müdürlüğü yaptım ve bir çok yangını yönettim. Yönetmelikler hazırladım, 40 yıldır bu alan üzerinde çalışıyorum ve “Yangını biliyorum” diyemem.

Yangınla mücadele eden birimlerde bütün bu değişik bilim dalları ne kadar kullanılıyor?

Ä°tfaiye içinde bütün bu birimlerin olması gerekir. Ä°tfaiye üç sac ayağı üzerine kuruludur. Birincisi önlemek. Ä°kincisi kurtarmak üçüncüsü söndürmek. Biz de söndürme kısmı var. Kurtarma yeni yeni. Ä°tfaiye ÅŸu anda hortum tutan yer olarak görülüyor Türkiye’de. Bu en büyük eksikliklerden biri. Bir ÅŸehrin yangın güvenliÄŸi dediÄŸiniz zaman önce insanlarının eÄŸitimi, mentalite deÄŸiÅŸikliÄŸi, ikincisi binalarda alınan önlemler, kaçış yolları, uyarı sistemleri, üçüncüsü de ÅŸehrin alt yapısı, yolu, su bulunması gibi. Dördüncü planda itfaiyenin teknik gücü ve eÄŸitimi. Bunların bir bütün olması lâzım. En iyi itfaiyeyi getirseniz, Londra ya da New York, Adana AladaÄŸ’da bir ÅŸey yapması mümkün deÄŸil. Oraya gelinceye kadar, binadaki sentetik malzemeler, sünger yatakların çıkardığı zehirli gaz birkaç dakika içinde öldürür.

"Birimler arasında koordinasyon yok"

İtfaiye teşkilâtlanması nasıl olmalı? Dünyada nasıl?

Belediyelere ÅŸimdiki gibi baÄŸlı olmasının büyük sakıncası var. Dünyada birçok yerde İçiÅŸleri Bakanlığı’na baÄŸlı ayrı bir genel müdürlük ÅŸeklindedir. Bazı ülkelerde askeri teÅŸkilâtlar bakar, eskiden Osmanlı’da da öyleydi. Üçüncüsü polis içindedir. Kıbrıs’ta da öyledir. Bir çok yerde gönüllü teÅŸkilatlâr da vardır. Belediyelere baÄŸlı olan yerler var ama Türkiye’deki gibi deÄŸil. Bu yüzden itfaiye Türkiye’de yok diyorum. Kendi bütçesi yoksa, belediye baÅŸkanının inisiyatifine baÄŸlıysa, eÄŸitilmiÅŸ bir okuldan mezun olanlardan deÄŸil de, belediye baÅŸkanının torpillilerinden oluÅŸuyorsa, özerk bir yapısı yoksa... Bizde itfaiye belediye baÅŸkanının bahçesini sulayan, kanalizasyon temizleyen eh bir de yangını söndüren bir yapı Anadolu’da... Kendi teÅŸkilâtını kuruyor herkes. Karanın, denizin, ormanın baÅŸka teÅŸkilâtları var. Bunların ayrı olduÄŸu baÅŸka ülke yok. Denizde bir yangın oluyor haberleÅŸme sistemi yok. Birisi yukarıdan su sıkıyor ama o sırada içeride itfaiyeci var. Koordinasyon yok. Türkiye o kadar hovarda ki, ormanın telefonu, karanın telefonu, denizin telefonu ayrı. Birini 177, öbürü 110’dan arıyorsunuz. Bunlar tek numara olmalı. Belediyelere baÄŸlılığından ayırmak ÅŸu anda çok zor, itfaiyelerin binaları belediyenin. Ama ayrı bir genel müdürlük olsun, ayrı bir bütçesi olsun İçiÅŸleri Bakanlığı bünyesinde. Belediyenin yüzde 2,5 bütçesi itfaiyeye ayrılsın. Åžimdi belediye baÅŸkanının inisiyatifinde ister araç alır, ister almaz, istediÄŸi elamanı atar. Polis, asker itfaiye terfi düzenleri çalışma sistemleri birbirine benzer. Belediyelere baÄŸlı olmasının sakıncası yok ama mevcut durumdaki gibi deÄŸil.

"Ä°tfaiye bu deÄŸil"

Amerikan filmlerinde itfaiyeci olmak isteyen çocuklar var ama Türkiye’de 'itfaiyeci olacağım', diyen çocuk görmedim ben. Yanılıyor muyum?

En çok yapmak istediÄŸim ÅŸey, itfaiye imajını yükseltmekti, onun için müze kurulmasına çok emek verdim. Ä°nsan hayatını önem verilen her yerde itfaiye sevilir, önemsenir. Dışarıda onur duyulan gururlanılan bir meslektir ama biz de küçümsenir biraz. Bir ülkenin medeniyet seviyesi itfaiye verdiÄŸi önemle de doÄŸru orantılı biraz. Anadolu’da 1945 model arabalarla, ahırdan bozma yerlere konulan iki kiÅŸi var. Ä°tfaiye bu deÄŸil, bunu deÄŸiÅŸtirmek lâzım.

Tamam karar verdik, yangından korunmayı önemseyeceğimiz, itfaiye teşkilâtımızı güçlendireceğiz, yangın tatbikatları yapacağız, bütün bunları başarmak için kaç yıla ihtiyacımız var?

Bunun için minimum 30 yıla ihtiyacımız var. Ä°tfaiye yönetmeliÄŸinden sonra bütün uÄŸraşım yangın yönetmeliÄŸi hazırlamaktı. Önce Ä°stanbul’da 1992’de sonra 2002’de Türkiye’de çıkardık. Ä°tfaiye bir kurum olmalı. Daha binaların baÅŸlangıç aÅŸamasında itfaiye tarafından kontrol edilmesi lâzım. Bitince de itfaiyenin denetimi gerek. YönetmeliÄŸe itfaiyeden görüş alınır maddesini koydurmuÅŸtuk. Bu 2014’te kaldırıldı. Kentsel dönüşüm çalışmalarında, bürokrasiyi yavaÅŸlatıyor düşüncesiyle sadece o cümle çıkarıldı. Ä°tfaiye projeyi kontrol edemiyor, ilçe belediyeleri bakıyor. Ä°lçe belediyesi bunu nasıl anlar? Bu konuda mevzuatın önce çaÄŸdaÅŸ bir mevzuat haline getirilmesi lâzım.

AL JAZZERA

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.