Güncel
Dış işleri Bakanı Çavuşoğlu: '' Rusya Doğrudan rejim yapmadı demiyor..''
Lübnan’ın başkenti Beyrut’u ziyaret eden Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Gazete Birlik’e bölgedeki son duruma ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Suriye’de bir an önce ateÅŸkesin saÄŸlanması konusunu öncelikli olarak ele aldık. Biz bildiÄŸiniz üzere Suriye konusunda diÄŸer aktörlerde de bir araya geliyoruz. ÖrneÄŸin Ä°ran ile görüşmelerimiz var, Suriye muhalefeti ile temaslarımız sürüyor. Türkiye ve Rusya kararlı olursa ve görüşmeler ÅŸu an geldiÄŸimiz noktada olduÄŸu gibi samimi bir ÅŸekilde devam ederse, gerçekten biz ateÅŸkesi de saÄŸlarız ve sonrasında siyasi süreci de konuÅŸmaya baÅŸlayabiliriz. Suriye’de bir çözümün olması için uluslararası platformlarda da çok çaba sarf ettik ama maalesef bu toplantılar ne yazık ki karşılıklı suçlamalara dönüşünce bir sonuç çıkmadı. Åžu anda geldiÄŸimiz aÅŸamada, Rusya ile birlikte Suriye’de ateÅŸkesi tesis etmek için ortak irade ve kararlığa sahibiz. Bazı adımlar atıyoruz ve adımları en kısa sürede neticelendirmeyi arzu ediyoruz.
‘SURÄ°YE’DE KALICI ÇÖZÃœMÃœN YOL HARÄ°TASI İÇİN RUSYA’YLA BÄ°RLÄ°KTE ÇALIÅžIYORUZ’
Suriye’de kalıcı bir çözümün saÄŸlanması için bir yol haritası önerdiniz mi?
Bu yol haritası üzerinde birlikte çalışıyoruz. Bu yol haritası yeni bir süreçten daha çok ateşkesin nasıl sağlanacağı, insani yardımların nasıl ulaştırılacağı, ateşkesin sağlanmasının ardından atılacak adımlar ve sonrasında siyasi çözümün sağlanması aşamasına nasıl geçileceği konularını kapsıyor.
‘ESAD KALSIN MI, GÄ°TSÄ°N MÄ° KONUSUNU HİÇ KONUÅžMADIK’
Bu siyasi çözüm, (Suriye Devlet BaÅŸkanı BeÅŸar) Esad’ı kapsıyor mu? Åžu ana kadar Esad kalsın mı gitsin mi konusu hiç konuÅŸmadık. Görüşmemizde ana çerçeve ateÅŸkesin saÄŸlanması ve Halep’te El Nusra ile ılımlı muhalefetin nasıl ayrılacağını konularına odaklanmış durumda. Siyasi çözümün nasıl olacağı konusunda, ilk baÅŸta bir koÅŸul olarak öne sürsek diÄŸer konularda ilerleme saÄŸlayamayacağımız için konuÅŸmuyoruz. Fakat Esad’ın kalması ya da gitmesi konusunda Rusya’ya ile görüş ayrılığımız devam ediyor. Türkiye’nin Esad konusunda bir pozisyon deÄŸiÅŸikliÄŸi kesinlikle yok. Fakat Rusya ile müzakereler, ÅŸu noktada Esad’ın geleceÄŸi konusunda birbirimizi ikna aÅŸamasına gelmedi. Suriye’de ateÅŸkesin saÄŸlanmasına yönelik müzakerelere diÄŸer ülkeler de dâhil oluyor mu? Bu konuda ikili düzeyde Ä°ran ile de görüşmelerimiz oldu, çoklu görüşmeler de gerçekleÅŸtiriliyoruz ve bu sürece dahil olan bir çok ülke var. Fakat bu görüşmelerimiz ÅŸu ana kadar sonuç üretemedi. Rusya ile ÅŸu anda ikili bir süreç yürütüyoruz.
EL BAB’DAKÄ° HAVA SALDIRISIYLA Ä°LGÄ°LÄ° BLAME GAME DEVAM EDÄ°YOR
Lavrov ile görüşmenizde geçtiÄŸimiz hafta El Bâb bölgesinde, 3 Türk askerinin ÅŸehit olmasına yol açan hava saldırısının faili konusu da gündeme geldi mi? Bu konuda da farklı görüşler var ve bir çeÅŸit ‘blame game’ devam ediyor ama Ruslar net bir ÅŸekilde bu saldırıyı kendilerinin yapmadığını ifade ediyorlar. Fakat bölgede baÅŸka unsurlar da var. Bu sorunun cevabını, titizlikle inceledikten sonra söyleyebiliriz. Åžu aÅŸamada herhangi bir ülkeyi itham etmek doÄŸru olmaz. Ruslar, Suriye rejiminin de bu saldırıyı gerçekleÅŸtirmediÄŸini mi söylüyorlar?
Ruslar, doÄŸrudan ‘Suriye rejimi yapmadı’ demiyorlar ama rejimin o uçaklarının saldırı gücünün olmadığını ve rejimin Ä°HA’sının olmadığını söylüyor.
‘FIRAT KALKANI’NDAKÄ° YAVAÅžLAMA STRATEJÄ°NÄ°N PARÇASI’
Fırat Kalkanı operasyonu El-Bâb’a yaklaşınca yavaÅŸladı. Bu yavaÅŸlama neden kaynaklanıyor?
Bu yavaÅŸlama aslında bir stratejinin parçası. El-Bab çevresinde DAEÅž’in direniÅŸinin artmış olduÄŸunu görüyoruz. El-Bab merkezinde de bu direniÅŸin daha da artacağı tahmin ediliyor. Åžu an izlenen strateji, El-Bab çevresinin kuÅŸatılıp, ÅŸehre baÅŸka unsurların da gelmesinin engellenmesini amaçlıyor. El-Bâb’ın ele geçirilmesinden sonra operasyon nereye yönelecek? El-Bab’ın DAEÅž’den temizlenmesinin ardından Fırat Kalkanı, Menbiç’e doÄŸru devam edecek. Menbiç’in de kontrol altına alınması ve bölgenin normalleÅŸmesinin ardından diÄŸer bölgelerdeki yerel güçler ile birlikte Rakka’ya yönelinecek. Fırat Kalkanı operasyonun amacı önce El-Bab’a kadar, sonra Fırat Nehri’ne kadar bölgeyi DAEÅž’den ve YPG dahil terör örgütlerinden temizleyip bu alanı bir güvenli bölge haline getirmektir. En son Menbiç bölgesinde 200 civarında YPG’li kaldığını söylemiÅŸtiniz. Son durum nedir? Menbiç’teki 200 kiÅŸilik gruptan bir kısmı daha çekildi. YPG’nin çekilmesinin koordine edilmesi için ABD ile bir ortak komisyon kurulmasını önermiÅŸtik, bunun yanında biz de kendi tespitlerimizi yaptırıyoruz.
‘UÇUÅžA YASAK BÖLGENÄ°N NASIL SAÄžLANACAÄžI KONUSUNDA SORU Ä°ÅžARETLERÄ° VAR’
Fırat Kalkanı operasyonun amacının güvenli bölge oluşturulması olduğunu söylediniz. Peki bu güvenli bölge, uçuşa yasak bölge haline getirilecek mi?
UçuÅŸa yasak bölge olabilmesi için BM Güvenlik Konseyi kararı gerekir. Bizim başından beri istediÄŸimiz ve arzu ettiÄŸimiz bu Karadaki güvenliÄŸi yerel unsurlar saÄŸlayabiliyorlar ama bu bölgelerin havadan da korunması, uçuÅŸa yasak bölge ilan edilmesi lazım. Son zamanda Türkiye’nin bu tezine, Fırat Kalkanı operasyonu ile birlikte DAEÅž’den (IŞİD) kurtarılan bölgelere yerel halkın geri dönmeye baÅŸladığı görüldükten sonra daha güçlü destek vermeye baÅŸlandığını görüyoruz. UçuÅŸa yasak bölgenin nasıl saÄŸlanacağı konusunda soru iÅŸaretleri var. ‘ABD’YE ‘YPG’YE Ä°
HTÄ°YAÇ YOK YEREL GÜÇLERÄ° DESTEKLEYÄ°P HIZLI BÄ°R ÅžEKÄ°LDE NETÄ°CE ALALIM’ DEDÄ°K’
Fırat Kalkanı operasyonu Menbiç’e yöneldiÄŸi zaman orada bulunan ABD veya baÅŸka ülke güçleriyle bir çatışma yaÅŸanma olasılığı var mı?
Bizim amacımız diÄŸer ülkelerin güçleriyle, özellikle müttefik ülkelerle çatışmak deÄŸil, bu bölgeyi terörden temizleyip güvenli hale getirmek. Biz başından ABD’ye ‘bizim özel kuvvetlerimiz ile sizin özel kuvvetlerimiz operasyonu beraber yürütsün’ teklifinde bulunduk. “Cerablus’tan baÅŸlayarak güneye doÄŸru temizleyerek gidelim” dedik. ABD’liler bu stratejinin doÄŸru bir strateji olmadığını ve aylar aylar süreceÄŸini iddia ettiler ama operasyon baÅŸladıktan sonra 48 saat içinde yerel güçler bizim desteÄŸimizle Menbiç sınırına ulaÅŸtılar. O yüzden biz ABD’ye sürekli olarak, ‘gelin YPG’ye ihtiyaç yok özel kuvvetlerimizle yerel güçleri destekleyip hızlı bir ÅŸekilde netice alalım’ dedik. Sonrası için de yerel güçlere inisiyatif veren bu yaklaşımın doÄŸru bir yaklaşım olduÄŸunu söyledik.
‘MUSUL OPERASYONU’NDA ÅžU ANA KADAR ANLAÅžMAYA UYULUYOR’
Musul’da ve Telafer’de Türkiye kırmızıçizgilerini net olarak belirtti. Son durum nedir?
Türkiye’nin hassasiyetleri dikkate alınıyor mu? Esasen ÅŸu ana kadar Musul operasyonunda, varılan mutabakat çerçevesinde hareket edildiÄŸini görüyoruz. Bir plan yapıldı, PeÅŸmerge nereye kadar girecek, Musul'a kimler girecek, Irak ordusu ve yerel güçler ki bunun içinde bizim de eÄŸitip donattığımız unsurlar var, HaÅŸdi Åžabi ne yapacak, ne taraftan kuÅŸatma yapacak? Bunların hepsi önceden planlandı ve ÅŸu anda bu plana göre hareket ediliyor.
‘HAÅžDÄ° ÅžABÄ° TELAFER’E GÄ°RMEYECEK’
Haşdi Şabi ile ilgiler endişeler var. Herkesin kafasındaki soru işareti, Irak içinde de bu soru işareti var, Haşdi Şabi acaba bu plana uyar mı, uymaz mı?
Çünkü ara ara, intikam duygularıyla yaptıkları bazı açıklamalar herkesin kafasını karıştırıyor. Gerek Bağdat yönetimi, İbadi'nin bizzat kendisi, gerekse başta ABD olmak üzere koalisyon ülkeleri, İran ile de görüştük bu konuyu, onlar da aynı şeyi söylüyor. Haşdi Şabi Telafer'e girmeyecek. Havaalanının Haşdi Şabi tarafından kontrol altına alınması anlaşmanın içinde var. Şu ana kadar anlaşmayı ihlal eden bir durum yok. Birkaç kilometre ötede bekliyor. Amaç, Musul'dan batıya doğru kaçan teröristleri durdurmak ama tabii tedbirli olmak lazım. Burada tabii, herkes birbirini kolluyor. Farklı gruplar, farklı dengeler var. Mesela niye hem Haşdi Şabi hem de Peşmerge girmiyor? Burada bir denge var. Biri girse, diğeri de girer. O yüzden ikisinin de girmemesi gerekiyor. Bunu herkes biliyor. Biz de biliyoruz. Çünkü Musul aynı zamanda bir güç merkezi olur. Biz de diyoruz ki, hiç kimsenin elinde olmasın, yerel güçlere, yerel yöneticilere teslim edilsin. Şu anda o anlayış herkeste var. Umarım değişmez.
‘SÄ°NCAR’DA PKK HANGÄ° KONTEYNIRDA NE YAPIYOR TAKÄ°P EDÄ°YORUZ’
PKK’nın Sincar’a yönelmesi ile ilgili kaygıları nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz? Sincar bölgesinde PKK var, ‘Yezidileri koruyoruz’ bahanesiyle orayı da bir üs haline getirmeye çalışıyor. Nerede, hangi konteynırda ne yapıyorlar, hepsini takip ediyoruz. Bu konuyu da yine hem Iraklılarla hem Kuzey Iraklılarla hem uluslararası koalisyonla da görüşüyoruz. EÄŸer doÄŸuya doÄŸru yönelip, Sincar'a doÄŸru bir hareketlilik içinde olurlarsa biz de gerekli tedbirleri alacağız. O tarafın da önünün kesildiÄŸini, yani Telafer'in kuzey batısının da kontrol altında olduÄŸunu ve oradan PKK'nın Telafer'e gelemeyeceÄŸini söylüyor, bunu taahhüt ediyorlar. Ama biz yine de kendi tedbirlerimizi alıyoruz.
‘RUSYA VE ABD ANLAÅžIYOR, SONRA BÄ°RÄ° ‘SEN YAPAMADIN’,
ÖTEKÄ° ‘SEN SÖZÃœNDE DURMADIN’ DÄ°YOR’
Suriye meselesi ile ilgili İran'ı ikna edebiliyor musunuz?
Tüm Suriye genelinde bir an evvel ateÅŸkesin saÄŸlanması konusunda aynı düşünüyoruz. Ä°ranlılar da ‘ateÅŸkesi her yerde bir an evvel saÄŸlayalım’ diyorlar. Son konuÅŸtuÄŸumuzda da bunu bir kere daha dile getirdiler. Esasen, ikili görüşmelerde bakıyorsunuz, görüş ayrılığı yok ama maalesef anlaÅŸmalar, planlar, uygulamada suya düşüyor. En büyük sorunumuz da bu zaten. Birçok karar alındı, Amerika ile Rusya kendi aralarında aldı, biz hemen destek verdik. Sonra Uluslararası Suriye Destek Grubu'nda alındı. Sonra bakıyorsunuz, biri ‘sen yapamadın’, öteki ‘sen sözünde durmadın’ diyor, vesaire vesaire… Ä°ran ile de oturup konuÅŸtuÄŸumuz zaman, “Esed gitsin mi, kalsın mı” konusuna girmiyoruz çünkü o konuda birbirimizin düşüncesini biliyoruz, onun dışında diÄŸer konuları konuÅŸtuÄŸumuz zaman, görüşlerimiz yüzde 90 örtüşüyor. ‘
Ä°RAN’LA PKK, PJAK VE PYD’YE KARÅžI ORTAK HAREKET ETME KONUSUNDA HEMFÄ°KÄ°RÄ°Z’
Ä°ran’ın Kandil’e desteÄŸine iliÅŸkin haberler çıktı, bu konuda bir görüşmeniz oldu mu?
Biz özellikle Suriye marjında konuları değerlendirdik ama terör başlığında, PKK, PJAK, PYD, bunlar aynı şey. İran da böyle düşünüyor ve onlar da rahatsız. Bir kere o bölgede PKK'nın güçlenmesi demek, İran'a yönelik tehdidin de artması demektir. Bizim Kandil ile ilgili İran'dan bir şey istememize gerek yok. Biz Kandil'i zaten vuruyoruz. Ama PKK, PJAK, PYD'ye karşı ortak hareket etme konusunda hemfikiriz.
Henüz yorum yapılmamış.