Sosyal Medya

Güncel

Tarih boyunca coğrafyamızda imparatorluklar ve günümüzdeki bölgesel gerilimler 4 - Müfid Yüksel



ur'un Anadolu Ortadoğu, Bilâd-ı Ekrad ve Bilâd-ı Şâm'a yönelik seferleri, bölgeye sadece kan ve ateşle birlikte uzun süren felaketler zinciri, kargaşa ve kaos ortamı miras bırakmıştır. Bilâd-ı Ekrâd ve Anadolu'da, Ahlat, Erciş, Van, Sivas gibi önemli medeniyet ve ilim merkezleri Timur tarafından tahrip ettirilip yağmalatılır, Timur sonrasında bu merkezler bir daha doğrulma imkanı bulamaz. Aynı şekilde Bilâd-ı Şâm'a yönelen Timur ve Ordusu Halep gibi, tarihi çok gerilere giden bir şehri, Merc-i Dâbık'ta Çerkes-Memlüklü ordusunu bozguna uğratmasının akabinde, yağmalatıp, tahrip ettirir. Ardından Şâm-ı Şerîf'e giren Timur. 803/1400 tarihinde Şâm'ın birçok mâmûr mahallelerini ve eserlerini askerlerine yağmalattırıp tahrip ettirir. Timur'un Şam'ı kuşatıp ele geçirmesi tarihi kaynaklara göre 803 Recebinde vuku bulmuştur. Miladi 1400 tarihine tekabül etmektedir. Memlük ordularını yenerek Halep ve Humus'u ele geçiren Timur Haleb'i yağmalattıktan sonra Şam'a yönelir günlerce süren çetin savaşlardan sonra Şam'ı ele geçirir. Memlüklüler adına elçi olarak gönderilen ünlü Mukaddime sahibi Ibn Haldun'un tüm çaba ve ricalarına karşın, Timurleng Şam'ı yağmalattırır. Bazı mahalleleri Yaktırır. Emevilere düşmanlığından dolayı Emevî camiini de yaktırır. Halkının önemli bir bölümünü katlettir.
 
Timur'un Anadolu ve Ankara seferinde ise, Ankara”da Çubuk Ovasında Yıldırım Bayezid idaresindeki Osmanlı orduları ile karşı karşıya gelir. Osmanlı ordusundaki Anadolu askerleri, Erzincan'dan gelen Kara Tatarlar baÅŸta olmak üzere bir bir saf deÄŸiÅŸtirirler, Osmanlı ordusunda Rumeli'den toplanan Kapıkulu askerleri ile, yardıma gelen Sırp Prensi Stephan Lazarus'un idaresindeki 5 bin civarındaki Sırp askeri kalır. Osmanlı ordusu tam bir bozguna maruz kaldığı gibi Yıldırım Bayezid ve bir çok komutanı ve oÄŸlu Åžehzade Mustafa esir düşer. Timur'un seferi öncesinde sınırları, Erzincan ve Malatya'ya dayanmış olup, Anadolu'da yayılmasını büyük oranda tamamlamış olan Osmanlı devleti Bursa'ya kadar, Ä°zmir dahil, tüm topraklarını kaybeder. Yıldırım Bayezid'in ortadan kaldırdığı Anadolu Beyliklerinin çoÄŸu, KaramanoÄŸulları baÅŸta olmak üzere bir bir yeniden kurulur. Anadolu bundan sonrasında tam bir kaos/fetret ve hercümerç dönemine girer. OsmanoÄŸulları Anadolu'da tekrar aynı sınırlara 112 sene sonra ulaÅŸabilirler. Ancak Anadolu'da ayaklanmaların ardı arkası kesilmediÄŸi gibi, Safevi devletinin yükseliÅŸi ile baÅŸ gösteren Osmanlı-Safevi çatışma ve savaÅŸları bir asırdan fazla sürer. Bu gerilim ve savaÅŸların arenası haline gelen Anadolu iyice periÅŸan bir coÄŸrafya haline gelir.Osmanlı'nın Orta Avrupa'daki ilerleyiÅŸini durdurduÄŸu gibi, uzak denizlere açılmasının önünü de kapatarak, Akdeniz'e hapseder.
 
16. Yüzyılın hemen başında Şah İsmail Safevi tarafından kurulup, İran ve Horasan'da Safevi devletinin yükselişi coğrafyamızdaki uzun süreli gerilim ve çatışmaların kaynağı olmuştur. Safevi devletinin yükselişi ve Safevi-Osmanlı çatışmalarının seyri bölgenin bugüne değin geleceğini belirlemiştir. Batı Avrupa'nın zamanla Osmanlı/İslâm Dünyasının karşısında güçlenip galebe çalmasında bu gerilim ve çatışmanın büyük rolü olmuştur.
 
Safevî ailesi, Sühreverdiyye/ Ebheriyye tarikatının ÅŸeyhlerinden Åžeyh Ä°brahim Zahid Gîlânî'nin halifelerinden Åžeyh Safiyuddin Ebu'l-Feth Ä°shak El-Erdebîli (Vefatı:735/1334) tarafından kurulmuÅŸtur. Safevî ailesine ait ilk kaynak olan Safvetu's-Safâ adlı esere göre, Åžeyh Safiyuddîn'in 6. Babası Perviz/Firuz aslen Ä°ran'ın Sencan kasabasından bir kürttür. (Tevekkuli b. Ä°smail, Safvetu's-Safâ, Farsça Yazma, H.896, Süleymaniye (Ayasofya) Kütüphanesi, No: 3099: 6b), Yine bu kaynaÄŸa göre, aileden Erdebil'e gelip ilk yerleÅŸen Perviz/Firuz'dur. Aile erdebil'e gelip yerleÅŸtikten sonra zamanla TürkleÅŸir. Safiyuddin'in ismine nisbeten, bu aileye ve bu sülaleden gelen hanedana Safevîler adı verilmiÅŸtir. Ailede ÅŸeyhlik babadan oÄŸula geçmiÅŸ, Åžeyh Safiyuddinden sonra yerine oÄŸlu Åžeyh Åžeyh Sadreddin Musa ÅŸeyh olmuÅŸ, onun ardından ise Hâce Alaeddin Ali, onun vefatıyla da Åžeyh Ä°brahim Erdebilî posta geçmiÅŸ, bu babadan oÄŸula geçiÅŸ döneminde aile, siyasal ve toplumsal güç kazanarak hanedan haline gelmiÅŸtir. Åžeyh Ä°brahim'den sonra ise, yerine kardeÅŸi Åžeyh Ca'fer posta geçmiÅŸ. Ancak bu dönemde, Åžeyh Ä°brahim'in oÄŸullarından Åžeyh Cüneyd, amcasını tanımayarak ona karşı çıkmış, Erdebil'i terk ederek Anadolu'ya gelip, saltanat kurmaya heveslenmiÅŸ başına askerler toplamıştır. Bu ÅŸekilde Safevî ailesi ikiye bölünmüştür. Aslında sünnî/Şâfii olan Safevî ailesi içerisinde Åžiî ve Rafızî görüşlere ilk meyleden, Åžeyh Cüneyd olmuÅŸtur. (Hüseyin b. Abdullah EÅŸ-Åžirvânî, El-Ahkâmu'd-Dîniyye, Arapça Yazma, Süleymaniye (Ayasofya) Kütüp. 2172) Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın kız kardeÅŸi ile evli olan Åžeyh Cüneyd Akkoyunlularların Åžirvan hakimi ile giriÅŸtiÄŸi bir çatışmada 1460 yılında öldürülmüştür . Yerine müritleri tarafından geçirilen oÄŸlu Haydar ise, delikanlılık çağına gelince babası gibi saltanat hevesine kapılarak başına müritlerinden büyük bir ordu toplamıştır. Yine, Akkoyunluların Åžirvan hakimi Ferruh Yesar'ın ordusu ile karşı karşıya gelmiÅŸ, tam savaÅŸtan zaferle çıkacakken, Åžeyh Haydar başına isabet eden bir okla öldürülmüş, ordusu paniÄŸe kapılıp dağılmış ve çoÄŸu kılıçtan geçirilmiÅŸtir. Hayatta kalabilmeyi baÅŸaran tek oÄŸlu Ä°smail ise müritlerince gizlenmiÅŸ, delikanlılık yaşına gelince müritlerinde ordu toplamaya baÅŸlamış özellikle Anadolu'dan bir sürü mürit ona katılmış büyük bir derviÅŸler ordusu ile babası ve dedesinin intikamını almaya koyulmuÅŸ. Önce ÅžirvanÅŸah olan Ferruh Yesar'ı ortadan kaldırmış ardından Askkoyunlu hükümdarı Elvend Bey'le savaÅŸmıştır. Sonunda Elvend'e karşı zafer kazanan Ä°smail, 906/1501 tarihinde Akkoyunlular'ın payitahtı Tebriz'e girerek ÅŸahlığını ilan etmiÅŸ, böylece Safevî Devleti kurulmuÅŸtur. (Ä°bn Bezzaz, Tevekkülî, Safvetu's-Safâ, 896; AşıkpaÅŸazâde, Tevârih, Ali BeÄŸ neÅŸri, Ä°stanbul, 1332; Hinz, Uzun Hasan ve Åžeyh Cüned 1992; Allouche, Adel, 1983. The Origins and Development of the Ottoman-Safavid Conflict, Klaus Schwarz Verlag, Berlin; Ä°dris-i Bidlîsî, 2001. Selim Åžah-Nâme, Hazırlayan: Hicabi Kırlangıç, Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara; John E. Woods, The Aqquyunlu, Clan, Confederation, Empire, A Study, in 15th/9th Century Turko-Iranian Politics, Bibliotheca Islamica, Chikago, 1976) 
 
906/1501 tarihinde Akkoyunluların payitahtı olan Tebriz'i zabt eden Şah İsmail, Anadolu'da babası ve delerine bağlı birçok mürit aşiret ve oymakları da başına toplar, Anadolu'da Erzincan ve Malatya'ya kadar bölgeleri zabt eder. Diğer yandan da Bağdat'a kadar ulaşır. Tekeli ve Karaman bölgesindeki birçok aşiret ve oymak Safevi devletine taraftar hale gelir. Doğuda ise Özbek Han'ı Şeybânî Han'la çarpışan Şah İsmail onu da tasfiye edip, büyük işkencelerle öldürtür. Böylece Şah İsmail kısa zamanda Herat'tan Sivas'a kadar olan bir bölgede hakim olup rakipsiz kalır. Safevîlerin bu kadar güçlenip yayılmasında başlangıçta, tüm gelişmelere göz yuman, hiçbir tedbir almayan Sultan II. Bayezid'in büyük sorumluluğu vardır. (Hasan-ı Rumlu, Ahsenu't-Tevârih, Persian Text, Oriental Institute, Broda, 1931)
Not: Bu hafta sonu, 2-4 Aralık 2016 tarihleri arasında İstanbul'da Sütlüce Kongre Merkezi ve Ãœsküdar-BaÄŸlarbaşı Kültür Merkezi'nde “Uluslararası Hâce Bahâeddin Nakşibend ve Nakşibendîlik” Sempozyumu düzenlenmektedir. Bu Sempozyum'da kısmet olursa, 4 Aralık Pazar günü saat 11'de “ NakÅŸibendi Meşâyihine Ait Bazı Belge, Mektup Ve Ä°câzetnâmeler” baÅŸlıklı bir tebliÄŸ sunacağım.
 
MÃœFÄ°D YÃœKSEL - YENÄ° ÅžAFAK
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.