Sosyal Medya

Güncel

Şen olasın Halep şehri - Taha Kılınç

Arap Baharı'nın en kesin sonuçlarından biri, yüzyıllardır uykuda bulunan Şiî-Sünnî fay hattını yeniden hareketlendirmesi oldu. Suriye'de Beşşar Esed rejiminin düşmesini engellemek için, Şiî milisleri “Ehl-i Beyt'in mukaddes mekânlarının tehlikede olduğu” söylemiyle savaş meydanlarına süren İran, çatışmaları bölgesel hegemonyasını sağlamlaştırmak için kullanıyor. İnsan hayatının ve onurunun hiçe sayıldığı Halep'e reva görülen muamele, bütün dünyanın donuk bakışları önünde “asrın trajedisi”ne dönüşüyor.



Suriye'deki çatışmaların en kanlı evresine ÅŸahitlik eden Halep, tamamen Esed ve müttefiklerinin eline geçmek üzere. Kentin doÄŸu kesiminde, muhaliflerin kontrol ettiÄŸi bölgelerdeki ilerleyiÅŸini sürdüren ittifak güçlerinin saldırıları nedeniyle en çok zararı siviller görüyor. Bombardımandan saÄŸ kurtulmayı baÅŸaranların önünde ya sürgün ya da açlık ve sefalet gibi insanlık dışı seçenekler var. Rejim, muhaliflerin direniÅŸini kırmak için masum sivillere adeta soykırım uyguluyor. 
 
Ä°ran cephesi sivillerin bombalanmasını savunurken, muhalifleri “emperyalizmin ve dış güçlerin maÅŸası” olarak tanımlasa da, bizatihi Tahran'ın kendisi Suriye'de bir 'dış güç'. Dahası Ä°ran, hem ABD hem de Rusya ile farklı alanlarda ittifak halinde. Suriye'yi Rusya'yla birlikte 'savunan' Ä°ran, Irak'ta da ABD ile eÅŸgüdüm içinde hareket ediyor. Rusya'nın da en az ABD kadar emperyal emelleri olduÄŸunu hatırlarsak, Ä°ran'ın iki rakip emperyalist güçle de aynı ÅŸekilde iÅŸbirliÄŸi yapabildiÄŸini söylemek en doÄŸrusu. Dolayısıyla içinde 'emperyalizm' kelimesinin geçtiÄŸi bütün suçlamalar, sahadaki gerçekler düşünüldüğünde aslında birer kuyruklu yalandan ibaret. 
 
Suriye'nin üç parçaya bölünerek, kuzeyde Halep ve güneyde de Åžam sınır olmak üzere, Akdeniz'e kıyısı bulunan bir Nusayrî devletinin kurulması planı, son iki yıldır sır deÄŸil. Bu plan, uluslararası kamuoyu tarafından da zımnen kabul edilmiÅŸ durumda. Halep'in barbarca bombalanması ve yıkıntılar arasında can çekiÅŸen insanların çığlıkları karşısında dünyanın takındığı lâkayt tavrın baÅŸka bir açıklaması olamaz. Silahlı muhalefetin ağırlıklı kısmı “ciÄŸer yiyen yamyamlar” olarak etiketlendiÄŸi için, Esed'e mesafeli duran ülkeler bile Halep'in rejimin kontrolüne girmesi için düzenlenen bu katliamlara sesini çıkarmıyor. 
 
Kan-revan içindeki bu tabloya bakarak, Ä°ran'ı yönetenler tarihe nasıl geçmek istiyor acaba? Daha düne kadar Ä°srail iÅŸgaline karşı direniÅŸe verdiÄŸi destek nedeniyle Müslümanların baÄŸrına bastığı Ä°ran, ÅŸimdi mezhepçi bir ulus-devlet olarak, Ä°srail'i aratmayan katliamlara imza atıyor. “Ama filanca ülke de şöyle yapıyor!” gibi suçlamalarla savuÅŸturulamayacak bir vebal bu. Resmi adında “Ä°slâm” geçen bir ülkenin sadece kendi millî menfaatleri için coÄŸrafyayı kan gölüne çevirmesini izliyoruz hep birlikte. 
 
***
 
Ä°slâm tarihi, bugün Åžiîlerin siyasal anlamda üçüncü yükseliÅŸine tanıklık ediyor. Mısır merkezli Åžiî bir imparatorluk kuran Fâtımîler (909-1171) ve Ä°ran'ı ÅžiîleÅŸtiren Safevîlerden (1501-1736) sonra, Åžiîlik ÅŸimdi en geniÅŸ coÄŸrafi sınırlarına doÄŸru ilerliyor. Eski dönemlerden farklı olarak, modern Åžiîlik, siyasi gücünü artırmak ve etki alanını geniÅŸletmek için bizzat kendi 'resmî' düşmanlarıyla iÅŸ tutmaktan da kaçınmıyor. 
 
Ä°slâm dünyasının çoÄŸunluÄŸunun aleyhine olarak kurulan böylesi ittifaklar ve kanlı çatışmaların en ciddi neticesi ise, ÅžiîliÄŸin ayrı bir akîde sistemi biçimde billurlaÅŸmaya baÅŸlaması. GeleceÄŸin tarihçileri, bu ayrışmaya kimlerin ne ÅŸekilde hizmet ettiÄŸini ve kavgayı hangi tarafın körüklediÄŸini bütün açıklığıyla yazacaktır. 
 
Åžiîlik baÄŸlamında geçmiÅŸten günümüze nakledilen bilgiler arasında ilginç anekdotlar bulmak mümkün. ÖrneÄŸin, bugün Mısır'ın simgelerinden ve SünnîliÄŸin odak noktalarından biri kabul edilen ünlü Ezher Ãœniversitesi'nin baÅŸlangıçta ÅžiîliÄŸi doktrine etmek ve yaymak için kurulduÄŸunu çok az kiÅŸi bilir. Salahaddîn Eyyûbî, Fâtımî devletini ortadan kaldırdıktan sonra Ezher'i hemen kapatmış, kadrosunu ve müfredatını baÅŸta aÅŸağı yeniletmiÅŸti. Buradan hareketle, bugünkü Åžiîlik kurum ve külliyatlarının, gelecekte baÅŸka Salahaddîn'ler tarafından ortadan kaldırılacağı tahmininde bulunabiliriz. 
 
Yine tarihe bakınca akla gelen bir baÅŸka gerçek de ÅŸu: Åžiîlik ile Sünnîlik arasında üçüncü ciddi çatışma için geri sayım da baÅŸladı. Bugün Suriye'de, Irak'ta, Yemen'de, Lübnan'da ve hatta Nijerya'da yaÅŸanan gerilimler, hep bunun ayak sesleri. Vekâlet savaÅŸlarından tarafların netleÅŸtiÄŸi bire bir gerçek savaÅŸlara geçiÅŸ aÅŸaması yaklaşıyor. 
 
***
 
BaÅŸlıktaki ifade, 15'inci yüzyılda yaÅŸayan halk ozanı Âşık Garip'e ait. Bugünkü Suriye, Irak ve Arabistan topraklarını dolaÅŸan Garip, uzun süre kaldığı ve çok sevdiÄŸi Halep'ten ayrılırken harika bir ÅŸiir bırakmış arkasında: “Ä°ÅŸte geldim gidiyorum / Åžen olasın Halep ÅŸehri / Çok ekmeÄŸin-tuzun yedim / Helal eyle Halep ÅŸehri…” 
 
Mısralardaki 'Halep' kelimesinin yerine baÅŸka herhangi bir Ä°slâm ÅŸehrini de koyabilirsiniz. Åžiir, üzerindeki arızi unsurlar ne olursa olsun, ÅŸehirlerimizin her zaman bize ait olacağını haykıran ölümsüz bir manifesto niteliÄŸinde adeta. 
 
Taha Kılınç - Yeni şafak

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.