Sosyal Medya

Güncel

Dolar'a halk operasyonu: 17 milyar dolar bozduruldu!

15 Temmuz hain darbe girişimini püskürten halk, döviz mevduat hesaplarındaki 17 milyar doları bozdurup bir kez daha vatanperverliğini gösterdi..



Çok değil bundan yaklaşık 4 ay önce, ülke büyük bir travma yaşadı. FETÖ'cü cunta, 15 Temmuz'da darbeye kalkıştı, sokaklara dökülen halk, bu darbe ve işgal girişimini püskürttü. Bu girişimden bir gün öncesinde dolar kuru 2.8799 seviyesindeydi. Darbe girişiminden sonra da piyasaları tedirgin edecek boyutta bir dalgalanma yaşanmadı. Biraz yükseldi, dengesini buldu.

Taa ki Ekim ayında uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's, not kırana dek. Bu tarihten itibaren dolarda artış yaşanmaya başladı ardından da iki kritik gelişme daha döviz kurlarında yukarı yönlü hareketi hızlandırdı.

Önce ABD'de Donald Trump Başkan seçildi ardından da Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye ile üyelik müzakerelerinin dondurulmasını tavsiye eden tasarıyı kabul etti.

Dövizdeki dalgalanmaların ardından Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, gecelik borç verme faizini yüzde 8,25’den 8,50’ye, haftalık borç verme faizini de (politika faizi) yüzde 7,5’den 8’e yükseltti. Ayrıca döviz zorunlu karşılıklarının oranlarını 0,50 puan düşürdü.

Merkez'in bu müdahalesine paralel bir başka gelişme, döviz kurunun çok daha yukarılara tırmanmasını önlemiş görünüyor.

15 Temmuz darbe giriÅŸiminden sonra vatandaÅŸ döviz mevduat hesaplarında TL'ye geçmiÅŸti; doların ateÅŸinin yükseldiÄŸi ÅŸu günlerde de özellikle sosyal medyada "dövizinitürkiyeiçinboz" haÅŸtagiyle büyük bir kampanya baÅŸlattı.

Vatandaşın banka hesabındaki dövizi bozdurmasının, bu ateşi düşürmekte etkili olup olmayacağını, ülke ekonomisinin zarar görmemesi için yapılması gerekenleri ve kısa-orta vadede dövizin seyrini İstanbul Medipol Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin'le konuştuk..

MOODY’S’Ä°N ÇİFTE STANDARDI

Döviz kurlarında yaÅŸanan dalgalanmanın nedenleri  neler ve daha ne kadar sürebileceÄŸini öngörüyorsunuz?

Esasen 15 Temmuz'daki hain darbe girişimi, bu menfur terör eylemi, milletin cesareti ve vatanseverliğiyle bertaraf edildi. O dönemde vatandaş, TL'ye sahip çıkarak ikinci bir vatanseverlik gösterdi. Doğrusu söylemek gerekirse ekonomi yönetimi de çok iyi bir performansla Ekim ayının 21'ine kadar gelmişti.

Dünyadaki küresel gelişmelere gayet uygun bir şekilde gidiyordu Türkiye'deki döviz kurları.

Fakat 19 Ekim ÇarÅŸamba günü, Türkiye ekonomisinin 15 Temmuz darbe giriÅŸimini gayet baÅŸarılı bir ÅŸekilde bertaraf ettiÄŸini açıklayan Moody's'in, bu açıklamasından sadece 2 gün sonra Türkiye'nin uluslararası derecelendirme notunu, “yatırım yapılabilir ülke”  notunun altına indirdi.

Bu hareket uluslararası finans çevrelerinde de tepki çekti.  Bu nasıl bir tutarsızlıktır 'hem 15 Temmuz bertaraf edildi diyorsun, hem de Türkiye'nin notunu kırıyorsun!' diye.

HALK BİR KEZ DAHA VATANSEVERLİĞİNİ GÖSTERDİ

Malum Türkiye'nin en az iki adet "Yatırım yapılabilir ülke" notuna sahip olması gerek. Bunun bir tanesinin kaybedilmiÅŸ olması, doÄŸal olarak bir miktar sermaye çıkışına sebep oldu. Fakat bu dönemde bile halk vatanseverliÄŸini sürdürmeye devam ederek kesinlikle dövize yönelmedi.

Dolayısıyla buraya kadar belli bir sakinlikte geldik. Ancak bu dönemde çok sığ piyasada kur normal şartlarda 3.10 TL seviyesine kadar gelmemesi gerekirken, 3.11 liralara kadar geldi.

Donald Trump'ın ABD'de 45. baÅŸkan olarak seçilmesi sonrası küresel piyasalarda Trump'ın  izleyeceÄŸi ekonomi politikalarına yönelik beklentilerle daha ÅŸiddetli ve daha spekülasyona açık bir dalga ile karşı karşıya kaldık.

Bu dalga çok ilginç bir ÅŸekilde hem Euroya hem de baÅŸka birçok geliÅŸmekte olan ekonominin para birimine ciddi manada deÄŸer kaybettirdi. 



BAZI ÇEVRELERİN GEREKSİZ YAYGARASI

Bu esnada Türkiye, Avrupa BirliÄŸi (AB) ile siyasi çatışma içerisine girdiÄŸinden, bu çatışma diplomasi boyutunda  bir satranç oyunu olmasına raÄŸmen, bunu baÅŸka bir yöne çekme gayretindeki bazı çevrelerin  gereksiz yaygarasıyla  kurda doz aşımı bir hareketlenme gözlendi.

Bu aşamada 3.16-3.22 bandında olması gereken kur, 3.30 liraya ve 3.40'ın üzerine taşındı.

Dolayısıyla uluslararası düzeyde bir satranç oyunu olarak görülmesi gereken süreçlerin, döviz kurlarına bu ÅŸekilde yansımaması gerektiÄŸi gerçeÄŸinden hareketle, aslında içinde bulunduÄŸumuz dönemde 3.16-3.20 bandına doÄŸru bir normalleÅŸ gözlemlenmesi gerekir.  

VATANDAÅž 15 TEMMUZ SONRASI TL’YE GEÇTÄ°

Sokaktaki vatandaşın, vatanperverlik göstererek bu süreçte dövize yönelmediÄŸini söylediniz. Özellikle sosyal medyada  ‼#dövizinitürkiyeiçinboz‼ kampanyası yürüyor. Sizce döviz kurlarının ateÅŸini düşürmekte vatandaşın bu davranışı etkili midir? Vatandaşın dolar hesaplarını bozdurması ne kadar çare olur bu yukarı yönlü hareketi durdurmakta?

Etkisi olduğu muhakkak.. Çünkü 15 Temmuz'dan sonra bankalardaki döviz mevduat hesaplarında 159.7 Milyar doları olan vatandaşlarımız, tarihi bir vatanseverlik örneği daha göstererek, Kasım ayının 11'i itibariyle söz konusu hesaplarını 142.4 milyar dolara kadar indirdi.

Döviz mevduatında bu kadar ciddi bir azalma Türk halkının hem vatanseverliğini hem de duruşunu gösterir. Parasını bankaya TL olarak yatırdı. Rakamlar bunu çok net kanıtlıyor.

Bu yönüyle bakıldığnda 14-18 Kasım haftası kurdaki hareketliliğin biraz hızlanmasıyla 142.4 milyar dolara kadar azaltmış olduğu döviz mevduat hesaplarını sadece 700 milyon dolarlık bir artışla 243.1 milyar dolara getirdiğini görüyoruz.

Geçen hafta da döviz almaya devam edip etmediğini rakamlar ortaya çıkmadığı için bilemiyoruz ama almış olsa bile Haziran ayındaki rakamların çok gerisinde olması nedeniyle Türk halkının, kurları yükseltecek kadar dövize yönelmediği ortada.

Daha felsefi bir tartışma yapacaksak eğer, "vatandaş 140 veya 160 milyar dolar civarında döviz mevduatı bulundurmalı mı?" diye; o farklı bir felsefi tartışma..

HEPİMİZE GÖREV DÜŞÜYOR

Vatandaşın, özellikle bu kritik süreçte dövize karşı mesafeli duruşu, ülke ekonomisi açısından bu kadar önemli ise bu kampanyanın yaygınlaştırılması için kimlere görev düşüyor? Sizce kimler ön almalı, neler yapılmalı?

Bu konuda aslında hepimize görev düşüyor.. Sosyal medyada "trend topic"olduÄŸu söylenen bu baÅŸlık çerçevesinde ben de bir mesaj attım. Türkiye'de ihaleler ve sözleÅŸmeler, giderek artan bir ÅŸekilde belli bir takvime dayalı olarak  daha fazla Türk Lirası cinsinden yapılsın.

Dolayısıyla ülke içerisindeki sözleşme ve ihalelerde TL daha çok konuşulsun. Döviz cinsinden çok ihale ve sözleşme görmeyelim. Tabi bunu gerçekleştirmek hemen olabilecek bir şey değil. Gerekçesi de Türkiye'nin yabancı para cinsinden kredi kullanarak yatırım yapmış taraflar var. Özellikle alışveriş merkezleri.

Onların bu süreci yönetebilmeleri için döviz cinsinden getiri elde etmeleri gerekiyor. Dolayısıyla burada bir yapı ve anlayış değişikliğine gitmek gerekiyor. Bu da orta vadede olabilecek bir şey.



VATANDAŞIN 40-50 YILDIR KÖTÜ ANILARI VAR

Daha kısa vadede belki ÅŸu olabilir: Bugün yeri geldiÄŸinde Euronun da dolar karşısında çok radikal deÄŸer kayıplarına uÄŸradığını görüyoruz. Örnek vermek gerekirse daha 3-4 Kasım'da 1.12 dolar olan Euro/Dolar paritesi,  bir baktık ki 1.05'e kadar inivermiÅŸ, çok ciddi bir deÄŸer kaybı yaÅŸanmış.

Bu deÄŸer kaybı Avrupalıları, Almanları, bankalarda  çok daha fazla dolar cinsinden mevduat tutmaya yönlendirmiyor. Fakat ülkemizde 40-50 senedir deÄŸiÅŸik zamanlarda ekonomi yönetimin yaptığı hatalardan dolayı kötü anıları var. Türk halkının tasarruflarının yüzde 40'ına yakınını, döviz cinsinden bankalarda tutmaya yönlendirilmiÅŸ. 

Dolayısıyla halkımızı, dövizin bir tasarruf aracı olmadığına, dövizin bambaÅŸka bir görevi olduÄŸuna, dolayısıyla bu kadar büyük miktarda döviz tutmaması gerektiÄŸine, anlata anlata ikna etmek gerekir.

Bu da TL cinsinden yatırım araçlarının cazibesi artırılarak olabilir. Dövize alternatif olabilecek diÄŸer yatırım araçlarına yönelterek,  vatandaşı, dövizi bir yatırım aracı olarak görmekten uzaklaÅŸtırabiliriz.

SİNSİ ÇALIŞMALAR YAPANLAR VARDIR TEYAKKUZDA OLMAK GEREK

Siz de değindiğiniz için tekrar hatırlatmak isterim. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra batı başkentleri sessiz kalmıştı, dil ucuyla bile olsa darbe kınaması yapamamışlardı. Hemen sonrasında Türkiye ekonomisine karşı "suikast"ler yapılabileceği belirtilmişti. Bugün yaşananalar o gün işaret edilenler mi sizce?

Türkiye'de döviz piyasasının yeterince derin olmadığı gerçeğini suistimal etmek ve algıyı bozmak adına son derece sinsi çalışmalar yürüten taraflar vardır.

Dolayısıyla böyle bir gerçekliÄŸe karşı bizim de teyakkuzda olup vatandaşın, manipülatif algı operasyonlarına maruz kalmaması adına ülke ekonomisinin temel makro göstergelerinin, bankacılık sektörünün saÄŸlam olduÄŸu, kamu maliyesinde belki de dünyada baÅŸka hiçbir ülkenin baÅŸaramadığı çok ciddi bir mali disiplin baÅŸarısının ortada olduÄŸunu sürekli vurgulamak gerekir.  Ortada manipülatif bir algı operasyonu olduÄŸu gerçek; buna karşı teyakkuz durumunda olmamız gerektiÄŸi de bir gerçek.

DOÄžRU, NET VE HASSASÄ°YETLE

Burada yapılacak en doÄŸru ÅŸey   bakanlarımızın, ÅŸu anda Türkiye'nin izlediÄŸi dış politika, siyaset ve ekonomi alanıyla ilgili tercihleri ve duruÅŸunu topluma ortak bir dille izah etmek.

Ekonomi yönetimimizin içerisindeki bakanlarımızın ve bürokratlarımızın ortak dille konuÅŸmalarına, döviz kurlarıyla ve diÄŸer konularla ilgili mesajlarını net bir ÅŸekilde, hassasiyetle ulaÅŸtırılmasına  ihtiyaç var.

Bakanlarımız, benzer konularda birbirlerinden farklı açıklamalar yaparsa vatandaşımızın da aklı karışır. Vatandaşın güvendiği tüm bürokratlardan ve kanaat önderlerinden hep doğru ve aynı türde mesajları duymaya ihtiyacı var. Buna biraz özen gösterilmesi gerekir.

 'Ekonominin yarısı 'psikoloji'dir' sözünü de hatırlarsak, kurdaki bu yükseliÅŸte psikolojik bir etkiden söz etmek mümkün mü? Åžayet mümkünse hangi aktörler nasıl ön almalı?

Evet ekonominin yarısı psikolijidir..

Bu anlamda da Türkiye'nin ÅŸu an izlemekte olduÄŸu AB, Irak ve Suriye ile ilgili siyaseti, bunlara raÄŸmen ekonomi ile ilgili yapılan reformlar, ülke ekonomisini destekleyecek olan yeni adımlar, döviz kurlarıyla ilgili olarak dikkatli olunması gerektiÄŸi, paniÄŸe kapılınmaması gerektiÄŸi noktasındaki açıklamalar, ortak bir dille verilmesi lazım. 

Vatandaşımız, o yekvücut duruÅŸu görmesi halinde moral kazanacaktır. 

Kaynak: Haber10

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.