Sosyal Medya

Güncel

Savaşsa savaş barışsa barış - Hakan Albayrak

28-11-2016 06:20

Yolun başında, Suriye’yi zulümden kurtarmaktı hedefimiz. Geldiğimiz noktada ise Suriye’den Türkiye’ye yönelen tehditleri savmaktan başka bir şey düşünemiyoruz.



Fırat Kalkanı Harekâtı, Suriye’yi kurtarmaya deÄŸil, Türkiye’yi BaÄŸdadi Grubu ve PYD’nin melanetinden korumaya dönük bir harekât.
 
Halep’ten Türkiye’ye roket atılmadığı için orası harekât alanına dahil deÄŸil.
 
Rusya ile düzelen iliÅŸkilerimizin tekrar bozulmaması -Suriye’den Türkiye’ye yönelen tehditlere bir de Rus tehdidinin eklenmemesi- için Halep cephesiyle alakasızlığımızın bilinip takdir edilmesini çok önemsiyor olmalıyız ki, Genelkurmay BaÅŸkanımız Hulusi Akar, Halep’te bir tek mermi bile atmadığımızı üstüne basa basa söyleme gereÄŸini duydu geçenlerde.
 
Halep’in Rusya tarafından acımasızca bombalanması içimizi parçalıyor, ama parçalanan içimizi Putin’e dökerek “Bari muhalefetin kontrolündeki bölgelere insani yardım ulaÅŸtırılsın” demekten öteye geçemiyoruz.
 
Türkiye için duyduğumuz endişeler Suriye için beslediğimiz umutları öyle bastırdı ki, o umutlar artık yerlerde sürünüyor.
 
Adem Özköse’nin dediÄŸi gibi, “Suriye’de cananı bırakıp can derdine düştük.”
 
EleÅŸtiri deÄŸil, durum tespiti bu.
 
***
 
Suriye’de fırsatları kaçıra kaçıra BaÄŸdadi Grubu’nun, Ä°ran’ın, Rusya’nın sahayı kaplamasına yardımcı olduk.
 
Stratejik yardımları vakitlice yapmaktan geri dura dura devrimin yıpranmasına çanak tuttuk.
 
Mevcut felaket tablosunun teşekkülünde bizim de mesuliyetimiz var.
 
Suriye’nin kurtuluÅŸu davasından affımızı isteyip kendi iÅŸimize bakamayız.
 
O mesuliyetimiz olmasaydı da böyle yapamazdık.
 
Halep’te sivilleri katliamdan geçiren ve yaralılar zinhar ÅŸifa bulmasın diye rejimin kontrolü dışındaki son hastaneyi de yerle bir eden cani Rusya’nın insafına (!) terk edemeyiz Suriyeli kardeÅŸlerimizi.
 
Kendi can derdimiz ne kadar büyük olursa olsun, cananın derdine deva aramaya mecburuz.
 
Kaldı ki, Rusya’nın Suriye’ye yerleÅŸmesi bugün deÄŸilse de yarın muhakkak Türkiye’nin de canını acıtacak bir felaket olur.
 
Rusya’nın Suriye’deki zafer yürüyüşünü durdurmak ve OrtadoÄŸu denilen bu topraklara kök salmasını önlemek, sadece canan için deÄŸil can için de gerekli.
 
Burada ABD, Ä°srail ve Ä°ran’ın fitneleri yetmezmiÅŸ gibi bir de Rusya’nın fitneleriyle uÄŸraÅŸmak zorunda kalmayalım on yıllarca.
 
***
 
Canan (Suriye) için elimizden geleni yapmaya mecburuz dedik…
 
Her şeyden önce, tam olarak ne yapmak istediğimize karar vermemiz lazım.
 
Ya bütün riskleri göze alarak savaşın hakkını vermeye (mesela Halep’te Rus hava bombardımanı altında periÅŸan olan devrimcileri Stinger füzeleriyle desteklemeye, hatta devrimcilerin kifayet etmediÄŸi yerde -Fırat Kalkanı Harekâtı’nda yaptığımız gibi- bizzat Türk Silahlı Kuvvetleri’ni devreye sokmaya) yöneleceÄŸiz, veya baldıran zehri içmeyi göze alarak ‘Süratli müzakerelerle acilen barış’ diyeceÄŸiz
 
Mevcut şartlar, kesin bir askerî zafer perspektifine el veriyor mu?
 
El veriyorsa, bunun esbabına tevessül gerek.
 
El vermiyorsa, ÅŸartların deÄŸiÅŸmesini beklemeye Suriye halkının mecali de kalmadıysa (ki kalmadı), her zamankinden daha uzlaÅŸmacı ve -adını koyalım- tavizkâr bir tutum içinde Ä°ran’la yahut Ä°ran üzerinden Baas rejimiyle müzakere edip anlaÅŸma yoluna gitmekten baÅŸka çare yok.
 
GeçmiÅŸteki müzakerelerde Ä°ran’ın burnu havalardaydı, çünkü üç beÅŸ çapulcu olarak gördüğü Suriyeli devrimcileri kolayca bertaraf edebileceÄŸini sanıyordu; fakat devrimciler tarafından öyle fena hırpalandı ki, Suriye’de meydanı büyük ölçüde Rusya’ya bırakmak zorunda kaldı.
 
Herhalde, devrimcilerle baÅŸ edemeyeceÄŸini anlayan ve inisiyatifini tamamen Rusya’ya kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Ä°ran da artık uzlaÅŸmaya azimli ve taviz vermeye mütemayil bir müzakereci olacaktır.
 
Konjonktür, karşılıklı olarak baldıran zehri içilerek bir orta yolun bulunmasına müsait gibi.
 
***
 
Ä°ran’ın resmi haber ajansı Ä°RNA’nın bildirdiÄŸine göre, Ä°ran CumhurbaÅŸkanı Hasan Ruhani, evvelki gün, DışiÅŸleri Bakanımız Mevlüt ÇavuÅŸoÄŸlu’nu kabulünde şöyle konuÅŸtu:
 
"Bugün bölgemizde kritik bir durum yaÅŸanıyor. Sorunların çözümünde Tahran ve Ankara'nın iÅŸbirliÄŸi ve istiÅŸaresi fark oluÅŸturabilir. Büyük bölgesel güçler birlikte hareket edebilirse, Irak ve Suriye'deki sorunlar da dış güçlere gerek kalmadan çözüme kavuÅŸturulur.”
 
Buyursunlar, bu minval üzere konuşalım, tartışalım, uzlaşalım, anlaşalım.
 
Tabii, Suriye Devrimi’nin silahlı kuvvetleri veya hiç deÄŸilse onların önde gelenleri rıza göstermeden olabilecek bir ÅŸey deÄŸil bu.
 
Rıza göstermezlerse, halihazırdaki vaziyete ister istemez tahammül edeceğiz
 
Katından göndereceÄŸi meleklerle bu vaziyeti deÄŸiÅŸtirmesi için Rabbimize yakararak…
 
Ve bu vaziyet deÄŸiÅŸtiÄŸinde hâlâ Halep diye bir ÅŸehrin olmasını dileyerek…

Etiketler :

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.