Ekonomi
Ä°lk Sikkeden Ä°lk Ä°ndirim Koduna Anadolu'da Para
Follow @dusuncemektebi2
Uygarlığın ilk filizlendiği topraklardan birisi olan Anadolu, coğrafi konumu ve sahip olduğu doğal avantajlar sebebiyle çok fazla ilkin anavatanı olmuştur. Ortaya çıktığı ilk günden itibaren hayatımızı kolaylaştıran fakat sebep olduğu savaşlar ve kargaşalar sebebiyle de aynı ölçüde zorlaştıran “PARA” da bu ilklerden birisidir. Şimdi gelin, bu önemli buluşun Anadolu'daki gelişiminin izini hep birlikte sürelim.
Varlığı Bir Dert Yokluğu Yara
Yaklaşık 10.000 yıl önce buzul çağlarının sona ermesi ve sonucunda dünyanın Cilalı Taş Devri'ne girmesiyle başlayan iklimsel ve çevresel değişimler, insanın zihinsel ve fiziksel gelişimiyle birleşince, tarihin akışını değiştirecek bir takım olaylar ortaya çıkmaya başlamıştır. Özellikle Anadolu'da görülmeye başlanan yerleşik yaşama geçilme durumu da bu gelişmelerden birisi olmuştur. Yerleşik yaşama geçilmeyle birlikte, daha önceleri toplayıcı ve tüketici olan insanların üretici konumuna geçmeye başlaması insanlık tarihi açısından önemli dönüm noktalarından birisi olarak görülür. Köy yerleşimini ortaya çıkartan ve üretime başlayan insanoğlu arasında tarım yaygınlaşmış; domuz, koyun, keçi ve sığır gibi hayvanlar ise evcilleştirilmiştir. Tüm bunların sonucunda ise insanların birbirleri arasında alışveriş yapma (değiş tokuş) ihtiyacı doğmuştur. İşte bu alışverişin aracısı olan paranın ortaya çıkma gereksinimi buna dayanmaktadır.
MÖ. 2000'lerin baÅŸlarında Anadolu'daki ticari iliÅŸkilerde deÄŸiÅŸ tokuÅŸun daha çok gümüş karşılığında yapıldığını bilmekteyiz. Bu deÄŸiÅŸ tokuÅŸ olayına "barter usulü" ya da “takas usulü” de denmekteydi. Sizin elinizdekileri karşınızdakine vermeniz ve onun karşılığında takas olarak onun elindekileri almanız ÅŸeklinde gerçekleÅŸtirilen bu ticaret, Lidyalıların MÖ. 700'lerin ortalarında madeni parayı (sikke) basmalarına kadar sürmüştür. Batı Anadolu'nun yeraltı kaynaklarının beyaz altın (elektron) bakımından zengin olması, Lidyalıların ilk madeni parayı basmalarını kolaylaÅŸtırmıştır. Elektrondan (altın ve gümüş karışımı) yapılan ve bazen yuvarlak ve oval, bazen de bakla biçiminde olan bu sikkeler Lidyalıların uygarlığa en büyük katkıları olarak tarihe geçti.
İlk sikkelerin elektrondan darp edilmiş olmasının sebebi, Sardis (ya da diğer adıyla Sart) Çayı'nın kumlarından ayrıştırdıkları altının doğal olarak gümüş ile karışık bir halde bulunmasıydı. Lidyalılar daha sonra, elektronu ayrıştıran bir yöntem keşfettiler ve böylece hem altından hem de gümüşten ayrı ayrı sikkeler darp ettiler. Lidyalılar tarafından basılan bu sikkelerin gelişimi ve tüm Akdeniz dünyasına yayılışı ise Antik Yunan kentleri sayesinde oldu. Sikkenin yayılmasıyla birlikte gelecekte insanların hayatını kökünden değiştirecek bir para ekonomisinin de temelleri atılıyordu.
Kutsal Bir Varlık: Para
Paranın yaygınlaÅŸması, onun kutsal bir nesne haline gelmesine sebep oldu. Birçok topluluk ve uygarlık parayı “hükümdarlık ve hakimiyet sembolü” olarak görmeye baÅŸladı. Birçok devlette, tahta geçen yeni bir hükümdarın, iktidarını kabul ettirdiÄŸini gösterebilmek adına yaptığı ilk hareket kendi adına para bastırmak oldu. ÖrneÄŸin Roma’nın DoÄŸu ve Batı olarak ikiye bölünmesinden sonra, 1. DoÄŸu Roma Ä°mparatoru Konstantin kendi adına para bastırarak bağımsızlığını ve hükümdarlığını ilan etmiÅŸti. Bunun yanı sıra tedavüldeki paraların gerçek mi yoksa sahte mi olduÄŸunun anlaşılabilmesi için üzerinde hükümdarın mührü olan sikkeleri bastırılması da gerekliydi.
Lidyalılardan sonra Anadolu sırasıyla Pers, Makedon ve Roma hakimiyetlerini görmüştür. Bu dönemlerde “Dinar”, “Sestertius” ve “Solidus” gibi farklı para türleri ve birimleri ortaya çıkmaya baÅŸlamıştır. Yaklaşık 8. ve 9. yüzyıla kadar DoÄŸu Roma tarafından basılan para ekonomiyi yönlendirmiÅŸtir.
Ganimetler Döneminde Para
Sekizinci yüzyıla geldiÄŸimizde Dünya'nın ekonomik merkezi OrtadoÄŸu'ya kaymaya baÅŸlamıştır. Abbasilerin, Emevileri devirerek iktidarı ele geçirdiÄŸi 750 tarihinden sonra yönetim kademelerinin kısmen ganimetlerle geçinen, egemen bir Arap askeri oligarÅŸisinin elinden, büyük ölçüde güçlü bir ticari kesimin eline geçmeye baÅŸlaması bunda etkili olmuÅŸtur. Abbasiler’e göre ekonomik atılımları zayıf kalan Emeviler, para konusunda DoÄŸu Romalılar ile Ä°ranlıların uygulamalarını sürdürmeyi tercih etmiÅŸlerdir. Öyle ki, ilk baÅŸlarda DoÄŸu Romalıların ve Ä°ranlıların kullandıkları para isimleri (dinar ve dirhem) bile muhafaza edilmiÅŸtir. Bu konudaki reform, Emevilerin iktidara geliÅŸinden ancak 50 yıl sonra, 5. Emevi hükümdarı Abdülmelik bin Mervan zamanında gerçekleÅŸtirilebildi. Abdülmelik bin Mervan, ülkesindeki ilk resmi darphaneyi kurdurtmuÅŸ; eskiden kullanılan DoÄŸu Roma ve Ä°ran baskısı paralar yerine bütün Emeviler idaresindeki topraklarda geçen ve üstünde hiç resim bulunmayan Emevi parasını darp ettirmiÅŸtir. Bu dönemden sonra Müslümanların yaptığı ticaret; Marsilya, Montpellier, Narbonne ve Barselona gibi Avrupa'nın önemli limanlarında ekonomiyi tekrardan canlandırmıştır. Bu sebepten dolayı Müslümanların kullandığı para olan dinar, uzun yıllar boyunca Avrupalıların kullandığı baÅŸlıca para olarak kalmıştır.
Türkler Tarih Sahnesinde
Türkler’in 1071’de Anadolu’ya girmesinden sonra ilk zamanlarda Anadolu’nun genelinde ekonomiyi yönlendirenler Anadolu Selçukluları olmuÅŸtur. Anadolu Selçukluları zamanında kullanıldığı bilinen ilk para, Sultan 1. Mesud’a ait olan bakır paradır. Ãœstelik bu paranın üstünde de DoÄŸu Roma Ä°mparatoru Alexios Komnenos’un portresi yer almıştır. Burada da, birçok devlette olduÄŸu gibi DoÄŸu Roma etkisini görmekteyiz. Anadolu’daki bu bakır para kullanımı, Sultan 2. Kılıç Arslan’ın altın para bastırmasına kadar sürmüştür.
Osmanlı Devleti zamanında basılan ilk sikke ise Orhan Bey zamanında basılmıştır. Üzerinde Osman Bey yazılı bir adet sikke bulunmuş olsa da tarihçiler bu konuda ortak bir karara varamamıştırlar. Orhan Gazi döneminde basılan ilk gümüş akçe Fatih Sultan Mehmet dönemine kadar kullanılmıştır, Fatih döneminde ise devletin artan ihtişamına paralel olarak ilk altın sikkeler bastırılmıştır. Bunun yanında 1. Murad zamanında bakır sikkeler de basılmıştır.
Osmanlı Devleti’ndeki maden kaynakları para basımının tamamına yetmediÄŸinden, ülke dışından da gümüş ve altın getirtilerek de para basımı gerçekleÅŸtiriliyordu. Bunun yanı sıra, bir süre sonra verilmeye baÅŸlanan kapitülasyonlar sebebiyle yabancı ülkelerden gelen paralardan ve Osmanlı topraklarının açık pazar haline gelmesinden dolayı Osmanlı parası 16. yüzyıldan itibaren deÄŸer kaybetmeye baÅŸlamış ve sikkelerin deÄŸeri gittikçe düşmeye baÅŸlamıştır.
Osmanlı tarihinde ilk kağıt para ise Sultan 1. Abdülmecid döneminde basılmış, bunun yanında Mecidiye ismindeki kuruÅŸlar piyasaya sürülmüştür. Fakat ekonomiyi düzeltmek amacıyla yapılan bu hareketler kötüye giden durumu düzeltemediÄŸi için, ekonominin istikrara kavuÅŸturulabilmesi için Ä°ngiltere’den önce 8 milyon sterlin deÄŸerinde, daha sonra da daha yüksek miktarlarda borç alınmak zorunda kalınmıştır.
Daha önce paranın hükümdarlık sembolü olduÄŸundan bahsetmiÅŸtik. Bu durum Osmanlı Devleti ve daha önceki devletlerde yazılı olmayan bir gelenek halinde devam ettiriliyordu. Cumhuriyet Dönemi’ne geldiÄŸimizde; 30 Aralık 1925’te çıkarılan “Mevcut Evrak-ı Nakdiyye’nin Yenileriyle DeÄŸiÅŸtirilmesine Dair Kanun” ismindeki kanunla birlikte paranın üstünde cumhurbaÅŸkanının resminin olması geleneÄŸi kanunlaÅŸtırılmıştır. Bu yüzden 1926 - 1938 yılları arasında paranın üstünde Mustafa Kemal Atatürk’ün, 1938 - 1950 yılları arasında ise Ä°smet Ä°nönü’nün resmi yer almıştır. Adnan Menderes dönemine geldiÄŸimizde ise 1925 yılında çıkarılan bu kanun deÄŸiÅŸtirilerek paranın üstünde sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün resminin bulunması kararlaÅŸtırılmıştır.
Son Dönemdeki Gelişmeler
Anadolu’nun paranın buluÅŸuna sahiplik yapması ve benzeri pek çok konuda ilklere tanıklık etmesi maalesef modern çaÄŸlara kadar sürmemiÅŸtir. Nakit ödemeye alternatif olarak ortaya çıkan kredi kartı ve indirim kodu gibi uygulamalar ilk olarak Anadolu’da deÄŸil, 19. yüzyılda Batı ülkelerinde hayat bulmuÅŸtur. Kredi kartının ülkemize giriÅŸi ise 1960’ların sonunda gerçekleÅŸmiÅŸ, yaygınlaÅŸmaya baÅŸlaması da 1980’lerden sonra olmuÅŸtur. Ama kredi kartına taksit konusunda Yapı Kredi Bankası ve Garanti Bankası’nın dünyaya örnek uygulamaları Türkiye’de geliÅŸtirdiklerini ve ardından da yurtdışına hizmet ihraç ettiklerini söylemek mümkündür. Keza mobil uygulamadan sadece vatandaÅŸlık numarasını göndererek kredi baÅŸvurusunda bulunulması Türkiye’yi gururlandıran bir baÅŸka dünya prömiyeri olmuÅŸtur.
AlışveriÅŸ konusunda büyük avantajlar sunan ve paraya benzer ÅŸekilde kullanılan indirim kodları ise ülkemize e-ticaretin gelmekte yavaÅŸ kalması nedeniyle biraz geç girmiÅŸtir. Türk maÄŸazaları internetten satış konusunda uzun süre çekingen kaldıktan sonra 2010 yılından itibaren yavaÅŸ yavaÅŸ canlanan e-ticaret ortamına birer online maÄŸaza açmak suretiyle katılmışlar; ardından da ticareti canlandırmak üzere indirim kodları yayınlamaya baÅŸlamışlardır. Para yerine geçen bu kodları toplayan ve dünyadaki örnekleri gibi ücretsiz dağıtan siteler de yavaÅŸ yavaÅŸ ortaya çıkmış; (örneÄŸin: www.indirimkodu.com) ve e-ticaretin kitlelere daha hızlı yayılmasında katkı saÄŸlar duruma gelmiÅŸlerdir. Fiziksel bir varlığı olmayan ve sadece rakam-harf kombinasyonundaki ÅŸifrelerden oluÅŸan, ama alışveriÅŸte para yerine geçen bu para benzeri enstrümanlar son dönemde tüm Türkiye’ye dağılarak ekonominin önemli bir eksiÄŸini daha tamamlamışlardır.
Kaynak: Kadim Tarihi
Henüz yorum yapılmamış.