Sosyal Medya

Kürsü

Daha bir çılgınlaşan dünyaya karşı, basîretli bir cesaretle - Selehattin E. Çakırgil

Siyasî arenaya adım attığı ilk andan itibaren çılgınca, frensizce ve hele de İslam düşmanısözlerine, ‘Hadi canım sen de..’ dedirten; ama, 8 Kasım’da B. Amerika’nın yeni başkanıolarak seçilen Trump’ın 20 Ocak 2017’de vazifeye başladıktan sonra, neleri nasıl yapacağı çok bilinmeyenli bir denklem gibi..



Yeni Amerikan Başkanı, her ne olursa olsun, B. Amerika, maddî ve askerî bakımdan dünyanın en büyük güçlerinden birisi olduğu kabul edilen bu devletin muhtemel siyasetlerinin ciddîye alınması gerekiyor elbette.. Her ne kadar, düne kadar söyledikleri saçma ve bugün ve yarınlarda, neyi nasıl yapacağı da hiç bilinmese bile..

***

Trump’ın, CIA’in başına ya da Ulusal Güvenlik BaÅŸdanışmanlığa getireceÄŸi  açıklanan Mike Pompeo ve Michael Flynn gibi isimlere bakınız.. ‘15 Temmuz Darbe Hıyaneti’nden hemen sonra, bekledikleri neticeye ulaÅŸamamanın hıncı ile Pompeo’nun, ErdoÄŸan Türkiyesini ‘Ä°slamcı bir  diktatörlük’ olarak nitelemesi; Flynn’in de,  ‘Obama zamanında, sekuler bir rejimden ülkesini Ä°slamî bir rejime doÄŸru dönüştürmeye baÅŸladı’ diye ‘Tayyip ErdoÄŸan’ı eleÅŸtirdikten sonra, ‘müslüman ülkelerde radikal Ä°slamcıları ezmek için diktatörleri desteklemeliyiz’ gibi sözleri ortalığa döküldü, ‘Fikri neyse, zikri de odur’  meselince..  

***

Bu arada, AB ülkeleri de, Türkiye’yi daha bir sıkıştırmaya çalışıyorlar. 53 yıldır AB kapısında bekletilen ve sırf Müslüman bir toplum olduÄŸu için bugün 500 milyonluk bir Avrupa’da yüzde beÅŸ civarında olan müslümanların, Türkiye’nin katılmasıyla yüzde 20’yi aÅŸabileceÄŸi ve böylece bünyelerine yabancı bir maddeyi dâhil etmiÅŸ olacaklarının korkusunu yaşıyor ve Türkiye’nin, ‘15 Temmuz- Darbe Hıyaneti’nden sonraki OHAL ÅŸartları içinde aldığı özel hukukî düzenlemeleri bahane ederek, Türkiye ile müzakereleri askıya almakla tehdit ediyorlar.

Tayyip ErdoÄŸan  ise onların kararları hangi yönde olursa olsun, Türkiye açısından hiçbirkıymet-i harbiyesinin olmadığını söyleyerek resti çekiyor ve zaafiyet göstermeyip, satrançta bir kaç merhale sonrasını planladığını hissettirerek, hamle üstüne hamleler geliÅŸtiriyor ve  de AB kapısında yarım asrı aÅŸkın bir zamandır, en aÅŸağılatıcı tavırlarla bekletilen Türkiye’ye, ‘Shanghai Ä°ÅŸbirliÄŸi Örgütü’ gibi baÅŸka imkanlar olduÄŸunu söyleyerek yeni kapıları aralamaya çalışıyor.

***

Böyle bir fırsatı kaçırmak istemeyen Rusya ise ilk planda, ‘Türkiye’yi  NATO’dan ayırarak, Atlantik Ä°ttifakı’ bünyesinde bir gedik açabilir miyim..’  hesabında.. Türkiye de baÅŸta B. Amerika olmak üzere bütün NATO dünyasının yıllardır PKK’ya ve hele de 15 Temmuz’dan sonra FETÖ’ye nasıl himaye kanatları gerdiÄŸini ve NATO’nun Türkiye’yi kendi fedaîsi gibi görme eÄŸilimden kurtulamadığını ve NATO’nun kendisi için bir yükten baÅŸka bir ÅŸey getirmediÄŸini görerek, yeni bir dünya dengesi arayışı içinde olduÄŸunun ipuçlarını veriyor. 

Bunu üzerine Alman Åžansölyesi Merkel devreye girip yelkenleri indiriyor ve ‘Türkiye’de olan bitenler bizi kaygılandırsa bile, iliÅŸkileri koparmamak gerektiÄŸini’ dile getiriyor. 

***

Amerika ve Ä°ngiltere ise müslüman coÄŸrafyaları için 100 yıl önce dikilen elbisenin artık dar geldiÄŸini düşünerek, yeni düzenlemeler çabasında.. Trump’ın müslüman dünyası için neler düşündüğünü ise ‘Ben Ä°srail’in dostuyum ve ona dost olanlara da dostum.. Damadımın yahudiliÄŸi de Ä°srail-Filistin Barışı’na hizmet edecektir..’ cümlesinden çıkarabiliriz. Gerisini siz anlayınız artık..

Bu geliÅŸmeler karşısında, Tayyip ErdoÄŸan’ın, 22 Kasım günü, Polis Akademisi’ndeki konuÅŸmasında verdiÄŸi mesajlar ve hele de Lozan’ın ‘deÄŸiÅŸtirilemez bir kutsal metin’ imiÅŸ gibi algılatılmak istenmesine karşı dile getirdikleri, üzerinde derinlemesine durulmayı gerektiriyor.

Evet, za’fiyet göstererek ödenecek ağır bedeller yerine; haysiyetli bir hayata tâlip olmak yolunda bedeller ödemeyi göze alarak ve dik durarak..

 Selehattin E. Çakırgil - STAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.