Dünya
Zulmün ateşi Arakanlı Müslümanları yakıyor
2012'de Müslümanlar ile Budistler arasında şiddetli çatışmaların başladığı Myanmar'daki olaylar son günlerde tekrar gündeme geldi. Bölgede iki askerin öldürülmesinden sonra tansiyon yeniden yükselirken, Müslümanlara yönelik baskılar şiddete dönüşmeye başladı. Arakan eyaleti ile Bangladeş sınırında meydana gelen son olaylarda çok sayıda Müslüman canlı canlı yakılarak öldürüldü.
13 Kasım'da yeniden alevlenen şiddet olaylarında Myanmar ordusu Rohingyalı Müslümanlara yönelik büyük bir katliam başlattı. Gerçekleşen son saldırılarda en az 9 kişi yakılarak öldürüldü. 90 kişinin de kaçırıldığı belirtiliyor. Myanmar ordusu ise 28 kişinin öldürüldüğünü açıkladı. Ordu, Dar Gyi Zar isimli bir Müslüman köyünde kendilerine saldırdıklarını iddia ettikleri 22 kişinin öldürüldüğünü açıkladı.
Türkiye'deki Arakanlı öğrencilerin tarafından hazırlanan rapora göre Arakan'da yaşanan son olaylarla birlikte ortaya çıkan vahşet ise şöyle;
3 köy ve 1,250 bina yakıldı
İnsan Hakları İzleme Örgütü ise yaptığı açıklamada Müslümanlara ait olan 3 köyün yakıldığını gösteren uydu görüntülerine ulaştıklarını belirtti. Arakan bölgesine giriş-çıkışlar yasaklanırken, bölgeden ölüm haberlerinin geldiği ifade ediliyor.
Ä°nsan Hakları Ä°zleme Örgütü'nün Asya direktörü Brad Adams yaptığı bir açıklamada “Yeni uydu görüntüleri geniÅŸ yıkımları göstermenin yanında, durumun düşündüğümüzden çok daha ciddi olduÄŸunu gösterdi" dedi.
New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü hafta sonunda, 10-17 ve 18 Kasım tarihlerinde çekilen uydu görüntülerinde, Kuzey Arakan bölgesindeki beş köyde 820 yıkılmış binanın belgelendiğini, toplam sayının da 1,250'ye ulaştığını açıkladı.
- Arakan sorunun arka planı
- 800.000 Müslümanın yaşadığı Myanmar'da uzun yıllardan beri Budistler ile Müslümanlar arasında gerilim yaşanıyor. Budistler, Müslümanların yerli halk olmadığını ve Bangladeş'ten ve çevre ülkelerden gelen mülteciler olduklarını belirterek, ülkeyi terk etmelerini istiyor. 1946'da Myanmar ordusu bölgeye girerek büyük bir katliam gerçekleştirirken, bu durum 1970'lere kadar sürdü. 1970'lerde örgütlenmeye başlayan Müslümanlar kendilerini savunmaya başladı. 1986'da Arakan Rohingya İslami Cephesi kuruldu ve uzun yıllar boyunca Müslüman haklarını savundu. Myanmar hükümeti, 1998'de Rohingya Ulusal Konseyi adı altında birleşen örgütü El-Kaide ile bağlantılı göstermeye çalıştı. Bölgeye geniş çaplı saldırılar gerçekleştiren Mynmar ordusu, özellikle 2011 yılından bu yana bölgedeki saldırılarını yoğunlaştırmaya başladı. Saldırıların artmasından sonra Arakandaki Müslüman liderler 2012 yılında 'Rahmanland İslami Cumhuriyeti' isimli bir devlet kurduklarını ilan etmişlerdir.
Müslümanlar Bangladeş'e kaçıyor
Ülkede yaşayan Müslümanlar ordunun gerçekleştirdiği katliamlardan kurtulmak için Bangladeş'e sığınıyor. 2012'den bu yana binlerce Müslümanın öldürüldüğü, köylerin yağmalandığı Rakhine bölgesinden yoğun bir göçün yaşandığı belirtiliyor.
Rohingyalı Müslüman kadınların Bangladeş'te bulunan Kutupalang Mülteci kampına sığınmaya çalıştıkları belirtiliyor. Son saldırıların ardından yüzlerce kişinin Myanmar'dan Bangladeş'e geçmek için sınır bölgesine akın ettiği açıklandı.
BM göçmenlik bürosu yetkilileri, son saldırıların ardından yetkililer 30.000 kişinin yerinden edildiğini ve sınırın yakınındaki bölgelerden gelen 500'den fazla kişinin kamplara geçmeye çalıştıklarını belirtti.
Can emniyet yok
Bugün gelinen noktada Arakan eyaletinde sorunun devam etmesinde belirleyici olan bazı dikkat çekici faktörler var: Bunların başında, seçimler sonrasında eyalet yönetiminin bölgede yaşayan Budist kökenli Arakanlıların hakimiyetinde olması geliyor.
Merkezi hükümetin soruna çözüm perspektifli yaklaşmaması ve öyle ki, Su Çi'nin öncülüğünde, ülkenin dört bir yanında on yıllarca bağımsızlık veya otonomi talebiyle savaşan etnik gruplarla -1948 yılındaki bağımsızlık öncesi etnik yapıların 'federal' bir yapı altında birliğini sağlamaya yönelik konferansa atfen- 21. Yüzyıl Panglong Barış toplantılarına başlarken, Arakanlı Müslümanları bu oluşuma davet etmemesi, öte yandan Arakanlı Müslümanları temsil mahiyetinde ne ülke içerisinde, ki bu zaten mevcut şartlarda mümkün değil, ne de dışarıda siyasi bir yapının bulunmaması da mevcut durumun başlıca nedenleri arasında.
Bu ana başlıklar çerçevesinde ilk maddeye bakıldığında, bölgedeki Müslümanların canları ve mallarının güven altında olmadığı sonucu çıkarılabilir. Topraklarına el konulan, şehir ve köy yerleşimlerinden çıkartılan Müslümanlar haklarını arayabilecekleri bir merciden yoksunlar. Su Çi'nin barış görüşmeleri gibi ülkenin güven ve istikrarına büyük katkı yapacağına kuşku olmayan girişime Arakanlıları davet etmemesinin ardında 'derin Burma' milliyetçiliğinin baskısı bulunuyor.
Hükümet barış sözü verdi
Myanmar'da kurulan yeni hükümet ülkede barışı getireceğine dair söz vermiş ve Müslümanların haklarını koruyacağını açıklamıştı. Ancak, son saldırıların ardından hükümetin orduya destek verdiği ifade edildi. Daha önce bölgede inceleme yapılması için İnsan Hakları İzleme Örgütü'nü ülkeye davet eden hükümet, son saldırıların ardından bölgeye giriş çıkışları da yasakladı.
Henüz yorum yapılmamış.