Güncel
CHP'den Meclis TV'ye 'sansür' suçlaması
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup konuşması Meclis TV'den önce yayınlanmadı, ardından görüntüsüz bir şekilde, sadece Kılıçdaroğlu'nun sesi verilerek yayınlandı. Meclis TV, "Elimizde olmayan nedenlerden dolayı CHP grup toplantısı görüntüsü verilememektedir" açıklaması yaparken, Kılıçdaroğlu Meclis Başkanına seslendi, "Sende onur varsa, grup toplantımızı sabote edenleri, Meclis TV'yi kapatanları kapının önüne koyarsın" dedi.
CHP, bu hafta son dönemlerin en kalabalık grup toplantısını gerçekleştirdi. Bugün Meclis'te görüşülmesi beklenen ancak hükümetin son anda komisyona çektiği 'cinsel istismar' düzenlemesini protesto için Meclis'e gelen kadın örgütlerinin temsilcileri, CHP grubuna katıldı.
Kılıçdaroğlu, konuşmasının büyük bölümünü de bu konuya ayırdı.
Ancak, CHP liderinin konuşması Meclis TV'den yayınlanmadı. Bir süre sonra ise, konuşma görüntü olmadan verildi.
Kılıçdaroğlu, kadınlara seslenerek "Sizlerin sesini kısmak istiyorlar" diyerek Meclis TV'ye sansür suçlamasında bulundu.
Meclis Başkanına da seslenen Kılıçdaroğlu, "Meclis Başkanı sende onur varsa, Grup Toplantımızı sabote edenleri, Meclis TV'yi kapatanları kapının önüne koyarsın" dedi.
Bugün geri çekilen yasa önerisi, bir gece yarısı önergesiyle metne girmiÅŸtir, kanun metnine girmiÅŸtir. Yani komisyonlarda görüşülmemiÅŸtir, yani sivil toplumun görüşü alınmamıştır. Yani parlamentoda AKP dışındaki üç siyasi partinin görüşü sorulmamıştır. Önerge CHP’nin giriÅŸimi sonucu yeterli çoÄŸunluk saÄŸlanmadığı için bugüne sarkmıştır.
Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları ise şöyle:
'Cinsel istismar' düzenlemesi
"En büyük tepkiyi kadınlar vermiÅŸtir. 83 kadın örgütü ortak bir bildiri yayınlamışlardır. Bu teklifin kabul edilmemesiyle ilgili olarak. Ve teklif geri çekilme konusunda AKP içerisinde kabul görmüştür. Kadınlar ne kadar güçlü olduklarını ortaya koymuÅŸlardır. Ve iktidardaki siyasi parti bu teklifi geri çekmek zorunda kalmıştır. Åžu çok önemli, bugüne kadar Türkiye’de ne kadar ciddi sorunlar çıkmışsa, bu sorunların temelinde gece yarısı verilen önergeler yatmaktadır. Oturup adam gibi görüşmek varken, insan gibi görüşmek, tartışmak, uzlaÅŸmak varken yeni sorunlara kaynaklık yapan önergeleri kabul etmemeliyiz. Ettirmediniz, tekrar size şükranlarımı sunuyorum."
"Bakınız profesör Adem Sözüer ÅŸu açıklamayı yapıyor “Bu önerge kanunlaşırsa, 10 kiÅŸi, 15 yaşından küçük bir çocuÄŸa istismarda bulunursa hepsi affediliyor.” Ä°ÅŸte tepkimiz bunlara. Bir ÅŸey daha söylemek isterim. Özellikle AKP için oy toplayan kadın kardeÅŸlerime seslenmek isterim. Yıllarınızı verdiniz, kapı kapı dolaÅŸtınız, AKP’ye oy istediniz. Sizin yaptığınız çalışmaların deÄŸerini bilmediler. Sizin kız çocuklarınızın deÄŸerini bilmediler. Tecavüzcülere af getiriyorlar. Åžimdi artık o çatının altından ayrılmak zorundasınız, ayrılın ve gelin."
"Adalet bakanı ÅŸu açıklamayı yapıyor. “tamamen ailelerin ve küçüğün rızasıyla” yapmış diyor. Elma ÅŸekeri vererek mi bu çocuÄŸu kandıracaksınız, gel evlen sana tecavüz eden kiÅŸiyle… Size tekrar tekrar yürekten teÅŸekkür ediyorum."
"Ä°slam'la baÄŸdaÅŸmaz"
"Bazıları da bunu dini referans vererek bir anlamda kabul edilebilir noktaya getirmek istediler. Kadın kardeÅŸlerime ÅŸunu söylemek isterim. Din iÅŸleri yüksek kurulu üyesi Mehmet Keskin ÅŸunu diyor “evlenebilmek için reÅŸit olmanın gerektiÄŸini belirten keskin, Ä°slam aleminde erkekte 18, kızda ise 17 olduÄŸunda reÅŸit olabileceÄŸini söylüyor. Bu yaÅŸtan daha küçükler çocuk sayılırlar. Ä°slamiyet’te toplumda huzuru esas alan yüce bir din olduÄŸuna göre, küçük yaÅŸtaki çocukların evlendirilmeleri durumunda bu tür açmazlarla karşılaÅŸacağı için, çocukların evlendirilmesi Ä°slam’la baÄŸdaÅŸmaz” diyor. Onların da kulağına küpe olsun."
"Önerge kimin için verildi?"
"Türkiye’nin derdine bakın, onların derdine bakın. Ama ÅŸu soruyu merak ediyorum. Bu önerge kimin için verildi? Kimin hapisten çıkması için verildi? Bunun yanıtını arkadaÅŸlarımız soracaklar, hem komisyonda, hem de genel kurulda. Gördüğünüz her AKP’liye sorun."
"Dolar almış başını gidiyor. Yatırım yapmıyor iş adamı. Doların bir kuruş değer kazanmasının maliyeti, 2 milyar 100 milyon lira. Dolar değer kazanır, Türk lirası değer kaybederken hep beraber kaybediyoruz. Buna çözüm üretmemiz gerekiyor. Esnaf siftah yapamıyor, esnafın siftah yapması için ekonomiyi güçlendirmemiz gerekiyor. Ama onlar bir tecavüzcüyü nasıl hapisten kurtarabiliriz, onun peşindeler."
15 Temmuz şehitlerinin yakınları için askerlik düzenlemesi
"Türkiye’nin çok sorunları olduÄŸunu söyledim. Ama iktidardaki parti, yani AKP’nin sorun çözme kapasitesi yeteneÄŸi yoktur. Bakın bugün bir KHK yayınlandı. Åžehitler arasında ayrım yapmışlardı, ÅŸimdi bu ayrımı derinleÅŸtiriyorlar."
15 Temmuz ÅŸehitlerinin kardeÅŸleri ve çocukları arzu ederlerse askerlik yapmayacaklar. Ama PKK’ya karşı mücadele eden ÅŸehitlerin çocukları ve kardeÅŸleri askerlik yapacak. Bu düzenlemeyi yapmak açık ve net söylüyorum, Binali Yıldırım da duysun, bakanlar da duysun, sarayda oturan da duysun, bu düzenlemeyi yapanlar haindirler.
Şehitler arasında ayrım yapılır mı Allah aşkına. Evladını askere göndermiş bu ülkenin güzelliği için, bağımsızlığı için, ülkenin huzuru için çocuğunu şehit veren annenin gözyaşları arasına farklılık getirilir mi? Bütün şehit yakınlarına sesleniyorum.
Adalet ve Kalkınma Partisini, AKP’yi ÅŸimdi hepiniz çok daha net ve çok daha yakından tanıyorsunuz. Ayrımcılık yapıyor, bölücülük yapıyor. Åžehitler arasında ayrımcılık yapan partiden ülkeye kadınlara çocuklara esnafa sanayiciye hayır gelmez."
'Başbakansan koltuğuna sahip çık'
"Åžimdi rejimi deÄŸiÅŸtirmeye çalışıyorlar. Parlamenter demokratik sistemden, gazi meclisten, halkın seçtiÄŸi milletvekillerinden, medyanın özgürlüğünden, üniversitelerin özerkliÄŸinden hoÅŸlanmıyorlar. Diyorlar ki bütün yetkiyi bir kiÅŸiye verelim diyorlar. Bütün yetkiyi bir kiÅŸiye vermeyi arzu ediyor musunuz? Efendim diyorlar, rejimi deÄŸiÅŸtirmiyoruz diyorlar. 1923’te kaldı o diyorlar. Çocuk kandıracaklar… Sizi kandırdıklarını biliyoruz. PKK FETÖ IŞİD kandırdı. Sanıyorlar ki biz CHP’yi de kandırırız. Biz kandırılmayız. Binali Yıldırım’a açık ve net çaÄŸrıda bulunuyorum. BaÅŸbakansan baÅŸbakanlığını bil. BaÅŸbakansan koltuÄŸuna sahip çık. BaÅŸbakansan, baÅŸbakanlığa sahip çık."
"Sen zıkkımın kökünü ye"
"Size maÄŸdur olan iki olaydan söz edeceÄŸim. Bir polis eÅŸi, polis tutuklanıyor FETÖ’den dolayı. EÅŸi, özel sektörde çalışıyor. Valilik yazı yazıyor, bunun iÅŸine son verin diye. Åžimdi allah aÅŸkına Türkiye’deki bütün kadınlara sesleniyorum. Cezaların ÅŸahsiliÄŸi diye bir kural vardır. Hadi kocası suç iÅŸledi, kadının ne günahı var? Çocuklarına nasıl bakacak o kadın? Hani bunlar ne diyorlardı? AÄŸacın kökünü yesin demiÅŸlerdi, o gariban çocuklara. Ben de onlara diyorum ki, onlar aÄŸaç kökü asla yemeyecek, eÄŸer yiyeceksen sen zıkkımın kökünü ye."
"Yine bir yazı. Jandarmadan gidiyor. Diyor ki, “aÅŸağıda kimlikleri yazılı ÅŸahısların ve çocuklarının kurumunuza herhangi bir kaydının bulunup bulunmadığını bildirin” diyor. Hadi adamı anladık da, çocuklarının ne günahı var? Ben diyorum ya, bunlarda din iman yok diye."
"Veda hutbesi, sevgili peygamberimizin veda hutbesi. Ä°nsan hakları bildirgesi olarak yorumlarlar. “Herkes kendi iÅŸlediÄŸi suçtan sorumludur. Bir kimsenin iÅŸlediÄŸi suç babasına annesine evladına yüklenemez” Onlar ne yapıyorlar? Hem Müslüman geçiniyorlar, hem de küçük çocukların nafakalarına göz dikiyorlar."
Henüz yorum yapılmamış.