Bahçeli: Teklif 12 madde, merdiven usulüyle çalışacağız

MHP Genel BaÅŸkanı Devlet Bahçeli önce partisinin Meclis grup toplantısında konuÅŸtu. Sonra da çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı. AK Parti'den geçen hafta gelen anayasa deÄŸiÅŸiklik teklifi hakkındaki soruya yanıt veren Bahçeli, “Teklif 12 maddeden oluÅŸuyor. Ayrıntılarına girmem doÄŸru olmaz” dedi. Grup toplantısında da konuyla ilgili ÅŸu ifadeleri kullandı:

“Bize sunulan taslak metin üzerinde yoÄŸun bir mesai sarf ederek çalışmalarımızı tamamladık. Pek tabiidir ki, deÄŸiÅŸiklik önerileri arasında onayladıklarımız olduÄŸu kadar itiraz edip üzerinde müzakere edilmesinin daha doÄŸru olacağını düşündüğümüz konu baÅŸlıkları vardır. KonuÅŸa konuÅŸa pürüzleri aÅŸacağımızı, fiili tıkanıklığı mutlaka hukuki müdahaleyle açacağımızı düşünüyoruz. Kaldı ki, Türkiye’nin ağırlaÅŸan iç ve dış sorunlarını dikkate aldığımızda, çok fazla seçeneÄŸimizin olmadığını da görüyoruz.

Partimizi temsilen görevlendirdiÄŸimiz bir arkadaşımızın AKP’li muhatabıyla müzakere safhasına geçerek, belirlenen tespit ve önerilerimiz ışığında, metin üzerinde deÄŸerlendirme yapıp bir orta yol bulunacağına inanıyoruz.”

Anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸinde “merdiven usulü”

“Öncelikle anayasa deÄŸiÅŸikliÄŸini dar kapsamlı ve asgari düzeyde tutmanın yararlı olacağı kanaatindeyiz. AKP’nin de bu görüşte olduÄŸunu görüyor, bundan da memnuniyet duyuyoruz. Merdiven usulüyle basamakları yavaÅŸ yavaÅŸ, hazmede hazmede çıkarak Türkiye’yi çok önemli ve ertelenmesi artık imkânsız olan bir meselesinden kurtarabiliriz. AKP’nin deÄŸiÅŸiklik önerilerini genel olarak makul buluyoruz.

KonuÅŸa konuÅŸa yokuÅŸları aÅŸacağız, tartışıp her bir maddeyi titizlikle müzakere ederek mutabakata inÅŸallah varacağız. Daha doÄŸrusu varmak zorundayız. Milliyetçi Hareket Partisi milletinin sesini duymaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben anlayışıyla hareket etmektedir. Müfteri koalisyonun ne dediÄŸi önemsiz ve beyhudedir. Biz millet ne diyor ona bakarız, aziz dava arkadaÅŸlarım neyi istiyor ona odaklanırız. Bunun dışında sinek vızıltıları bizi rahatsız etmez.”

“Cinsel istismar mahkûmlarından maÄŸdur mu çıkar?”

Bahçeli, Meclis komisyonuna geri çekilen cinsel istismar düzenlemesini ise sert bir dille eleştirdi:

“Bu önerge milletimizi ayaÄŸa kaldırmıştır. Cebir, tehdit, hile veya iradeyi sakatlayan bir baÅŸka neden olmadan cinsel istismar suçu, yani, taciz ve tecavüz nasıl gerçekleÅŸecektir? Hadi gerçekleÅŸti diyelim, Medeni Kanuna göre çocuk sayılan bir evladımızın aklı ve ruhu gasp edilerek istismara uÄŸraması nasıl sıradan ve normal görülecektir? Adı üstünde, çocuÄŸun rızası olsa ne yazacak, olmasa ne çıkacaktır? Bu önergeyi veren AKP’li milletvekillerinin hiç mi yüreÄŸi sızlamadı? Hiç mi elleri titremedi?

Medeni Kanunun 124’üncü maddesi, erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez hükmünü içermektedir. Ancak, hâkimin, olaÄŸanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuÅŸ olanların evlenmesine izin verebileceÄŸi de kaydedilmiÅŸtir. Kim aksini söylese de, söz konusu önerge tecavüzcülere af vaat etmektedir. MeÅŸum önergeyle; sabilere, körpe yavrulara, küçücük bedenlere göz koyan iÄŸrenç yaratıklara can simidi uzatılmaktadır. Herkes vicdanını yoklasın ve ÅŸu sorunun cevabını arasın: Çocuktan gelin mi olur? Cinsel istismar mahkûmlarından maÄŸdur mu çıkar? Ne felakettir ki, üç bin maÄŸdurdan bahsedilmektedir. Cinsel istismarın olduÄŸu yerde maÄŸdur kimdir?”

“Hangi hatırlı veya sözü geçen kokuÅŸmalara destek verilmektedir?”

“Åžu anda cezaevinde merak ve heyecanla mezkur önergenin yasalaÅŸmasını bekleyen ve cinsel istismardan hüküm giymiÅŸ hangi hatırlı veya sözü geçen kokuÅŸmalara destek verilmektedir?”

“Son 10 yılda çocuk istismarında dava sayısı patlama yaÅŸadı”

“Çocuk istismarında son on yılda dava sayısı patlama yaÅŸamış ve üç kat artmıştır. TÜİK’in verilerine göre, yine son 10 yılda, 482 bin 908 kız çocuÄŸu evlendirilmiÅŸ, 15-17 yaÅŸ arasında bulunan 17 bin 789 kız çocuÄŸu doÄŸum yapmıştır. DiyeceÄŸim odur ki, ırz düşmanlarını aklama telaÅŸ ve amacına hep birlikte engel olmalıyız. Çocuklarımızın istismarını önlemeliyiz. Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Ä°stismara Karşı Korunması SözleÅŸmesine Türkiye taraftır. Çocukların da bir hakkı olduÄŸunu asla unutmamalıyız. Bu amaçla, 19 Kasım Dünya Çocuk Ä°stismarını Önleme Günü, 20 Kasım da Dünya Çocuk Hakları günü olarak kabul edilmiÅŸtir.

AKP’nin vicdan ve ahlak sahibi hiçbir milletvekili bu önergeye sıcak bakmayacak, destek vermeyecektir. Aklıselimin galip geleceÄŸine inancım eksiksizdir. ‘Kararımızdan dönmeyeceÄŸiz’ diyen önerge sahiplerinden birisi olan milletvekilinin de piÅŸmanlık duyacağını ümit ediyorum.

Çocuklara, kadınlara, mazlum ve masumlara şiddet uygulayan, cinsel saldırıda bulunan, hayatlarını karartan zalim ve ahlaksızları değil affetmek, değil işledikleri suçları temizlemek; bunların kafalarına hukukun demir yumruğunu indirmek milli ahlakın gereğidir.

Çocukları gülmeyen bir milletin umutları kırılmış, hayalleri kurumuştur. Çocuklarımızı soldurmayacağız, onları istismarcılara, tecavüz ve şiddet faillerinin keyfine bırakmayacağız.

“Bu önergeyi komisyona almakla yetinmeyin, tümden geri çekin”

Buradan Adalet ve Kalkınma Partisi’ne çaÄŸrıda bulunuyorum: Ne yapıp yapıp bu önergeyi komisyona almakla yetinmeyin tümden geri çekin, gelin daha fazla anlamsız ve boÅŸ tartışmalarla Türkiye’yi boÄŸmayın.”

“FETÖ’yle organik bağı olmayanı atmak hukuk devletine ters”

Bahçeli, darbe girişiminin ardından görevden alınan memurlar hakkında da konuştu:

“FETÖ ve PKK’lı oldukları gerekçesiyle ihraç edilen veya açığa alınan öğretmenler emanete ihanet etmiÅŸlerdir. Bunun baÅŸka türlü bir açıklaması olamayacaktır. Ne var ki, sırf malum bir bankayla zorunluluktan dolayı parasal konularda iÅŸ ve iÅŸlem yaptı diye veya bazı dershanelerde görev aldı bahanesiyle bir öğretmene FETÖ’cü damgası vurmak, itibarından ve ekmeÄŸinden mahrum etmek yanlıştır. Tasvip etmesek de, yasal sendikalardan birisini tercih etmenin bir memuru suçlu yapmayacağı da açıktır.

Asılsız ihbar ve ÅŸikâyetlerle, aslı astarı olmayan isnatlarla, FETÖ’yle herhangi bir organik bağı olmayan öğretmen veya memurları mesleklerinden atmak hukuk devletinin ilke ve kurallarıyla ters düşecektir. Böylesi bir durum haksızlığa iÅŸaret edecektir ki, biz asla dilsiz ÅŸeytan olmayacağız, yani haksızlık karşısında susmayacağız.”

“FETÖ’nün siyasi ayağı gizemini koruyor”

“FETÖ’nün siyasi ayağı da gizemini korumaktadır. Öğretmene güç yetiyor da, siyasetteki FETÖ’cülere niye dokunulmuyor? Niye bunların üzerine gidilmiyor? Odacı, çaycı, çorbacı biliniyor da, hatırlı ve yüksek mevkilerde bulunan veya bulunmuÅŸ FETÖ’cülere niye sıra gelmiyor, adalet ve devlet bunların semtine niye uÄŸramıyor? Bu gecikmenin sebebi nedir?”

“CHP bölücülerle aynı kareye girdi”

MHP Genel BaÅŸkanı, CHP’yi BirleÅŸik Haziran Hareketi tarafından "Teslim olmayacağız" sloganıyla Kartal Meydanı'nda düzenlenen mitinge katılmakla eleÅŸtirdi:

“Biz CHP’nin Adana’ya gideceÄŸini sanıyorduk, baktık ki, yollarını ÅŸaşırmışlar, rotadan çıkmışlar, Ä°stanbul Kartal’a çıkarma yapmışlardır. Ãœstelik bölücülerle aynı kareye girmiÅŸler, ortak mitingde buluÅŸmuÅŸlardır. HDP, DHKP-C ve çok sayıda bölücü emeli olan grup ve oluÅŸumlarla yan yana, sırt sırta veren CHP’yi Adana’da beklerken, Kartal’da görmek bir yol kazası, pusula yanlışı, yön karmaÅŸası deÄŸildir. CHP; ‘Adana bahane, Kartal ÅŸahane’ dedi, HDP-PKK’yla suçüstü basıldı.

BirleÅŸik Haziran Hareketi paravanı altında, Mustafa Kemal’in emanetleri terörist hayranlarına, bölücü hainlere, Türkiye düşmanı çevrelere rehin bırakıldı. Sonunda kader aÄŸlarını ördü ve CHP düşe kalka, ine çıka PKK’nın bagajı haline geldi. Malum ön teker nereye giderse, arkadaki oraya yönelecektir. Bize göre bunun adı rezilliktir.

CHP’li yöneticiler, vatanı böldürmeyeceÄŸiz sözünü Adana’ya saklamasınlar, ya birbirilerinin yüzüne söylesinler ya da cesaretleri varsa HDP’li kardeÅŸlerine haykırsınlar. Anladığımız kadarıyla HDP, CHP’nin içine kaçmıştır.”

Kaynak: Al Jazeera