Güncel
Sekülerizmden faşizme uygun adım... Markar Esenyan
Son kanun “tartışması”nda beni derin bir şekilde endişelendiren şey, bir konunun, üstelik çocukları ilgilendiren bir konunun hak ettiği samimi, daha doğrusunu bulmaya dönük bir tartışmaya neden olması yerine, yine o bildik linç arzusuna kurban edilmesiydi.
Açıkça, bir siyasi partinin işi gücü bırakıp tecavüzcüleri korumak için bir düzenleme yapmaya çalıştığına inanmaya bu kadar hevesli bir kesimin olması ürkütücü. Önerge teklifinde imzası bulunan arkadaşlarımızın fotoğraflarının boy boy manşetlere taşındığına, bu kişilerin tecavüzcüleri aklamaya çalışan kişiler olduğuna dönük gözü dönmüş bir kampanyaya tanık olduk, oluyoruz.
Bu önemli/hassas konunun kamuoyunda daha iyi tartışılması gerektiÄŸi ortada. Bizler de bu konuda özeleÅŸtiri yapmalıyız. Ancak AK Parti’yi, onun sosyolojisini, barbar, tecavüzcü olarak zaten kabul etmiÅŸ kesimler için konunun kız çocukları olmadığı, nefretlerini kusmak için fırsat kollayıp bulduklarında kendilerinden geçtikleri de ortada.
Buna aslında her konuda tanık oluyoruz. Meclis’te özellikle CHP’li vekillerin her konuÅŸmasında nefret suçu içeren bir kin, kibir, üstencilik ve irrasyonellik eÄŸilimi var. Her hallerinde zaten AK Parti ve sosyolojisini insan altı, barbar, düşük tabiatlı, kendilerini ise ontolojik olarak çaÄŸdaÅŸ, hümanist, demokrat ve üstün gören bir savrulma var. Bir kısmı bunu kendi isimlerini kamuoyunda parlatacak bir imkan olduÄŸunu görerek (rol) yapıyor; bir kısmı ise gerçekten hastalanmış gibi. Ä°stisnalar da var ve onlar bize umut veriyor. Ama adı üstünde istisna durumundalar.
AK Parti’yi, kendi malları olarak gördükleri Türkiye’yi iÅŸgal etmiÅŸ düşman uzaylılar yerine koyma hali, tabii uzlaÅŸma, müzakere, yapıcı eleÅŸtiri olgularını ulaşılmaz kılıyor. Her türlü bu iÅŸgalci düşmana zarar vermek ve hal etmek gibi bir ruh durumu hakim. Bu ÅŸekilde, medyalarının da yardımıyla kendi tabanları ile ülkeleri arasındaki duygusal bağı da zayıflatıyorlar. O insanların çoÄŸu ülkelerini onların bu ruh durumundan okuyarak Türkiye’yi terk edilmesi gereken bir cehennem olarak görüyorlar. Hiçbir partinin tabanını depresyona sokmaya, nörozlarını beslemeye, onları sokaÄŸa çağırmaya hakkı yok.
AK Parti ile tabanı rasyonel ihtiyaçlar üzerinden çift geçiÅŸli bir etkileÅŸim içindeyken, CHP ve tabanı negatif duygular ile birbirine baÄŸlanarak spekülatif bir alanda debeleniyorlar. Haliyle, gerçeklerden kopuk bu hal, Türkiye’nin ve CHP’li vatandaÅŸların somut ihtiyaçlarından ziyade, korkulara, kibir ve hezeyanlara dayalı bir karakter sergiliyor. Bu durumda ise KılıçdaroÄŸlu ve partiye retorik ve kliÅŸelere abanma, fobizme dayanma kolaycılığı kalıyor. Türkiye algıları parçalanmış: “Bizler” ve “onlar” var. “Onlar” ise kurtulunması gereken barbarlar.
Aslında oldukça sınıfsal bir çatlama yaşıyoruz. Bu ülkenin onlar kadar hak sahibi geniÅŸ kitleleri AK Parti ile kamusal alana çevreden geldikçe ve AK Parti’yi önce cuntalarla, çeÅŸitli vesayet organlarıyla, sonrasında FETÖ ve PKK ile hal etme ümidi azaldıkça, baÅŸarısızlık ve onun peÅŸi sıra gelen ümitsizlik bir çıldırma haline dönüştü. Esasen KılıçdaroÄŸlu bu çıldırma hali üzerine oturan bir genel baÅŸkanlık sergiliyor. Ä°nsanlara “Bu yaptığımız yanlış, siyasete ve gerçeklere dönmeli, Türkiye’yi bir bütün olarak algılamalıyız” demeye ne gücü, ne de niyeti var.
Sorun ciddi. Bu maddenin yarattığı krizi çözeriz. Ama asıl meselemiz, sekülerizmden faşizme koşar adım giden bu ruh halini yönetmek ve iyileştirmek.
Markar Esenyan - AKÅžAM
Henüz yorum yapılmamış.