Kürsü
Anlamadan bilme ihtimalim bilmeden anlama ihtimalim kadar mı?
SUAT DEMÄ°R
Bismihi Tebarek ve Teala
Bilginin ortaya çıkmasında subje ve obje arasında karşılıklılık ilişkisi vardır. Yani karşı karşıya olmak. (iç-içe,yan-yana,ard-
Belli başlı aktlar ; düşünme , algı ,anlama , açıklama aktlarıdır. Bu bağlar üzerinden mesafe korunduğunda elde edilen bilgi nötr veyahut nötre yakın bir anlam kazanır. Bilen ve bilinen kendi varlıklarını kendillerini birbirlerinden uzak tutarak korurlar ve yine bu noktada bilen subjektif bir düşünmeye evrilir. Burada bir paradox olmalı değil mi? hem nötre yakınlaşıyor hemde subjektif bir anlam kazanıyor. Zira insan için nötr olma durumu kemale doğru hareket etme noktasında negatif bir zemin oluşturur. Mutlak nötr olma durumu insanı hayvandan daha aşağıda konumlandırmasa da en fazla kemal noktası hayvan olma seviyesine çıkabilir.
Düşünme, zihinsel bir faaliyetttir. Temelinde soyutlama var ve bunu kavramlarla gerçekleştiriyoruz. İnsan sadece aklı ile mi düşünür. Düşünmenin her merhalesinde akıl vardır fakat aklın beslenme kaynakları değiştikce etki alanı ve yoğunluğu farklılaşır. Akıl, karşısına alabildiğini altına alabilir ve fakat üstünde olana karşı güçlü olduğu söylenemez. Akıl izlesede iz bırakamaz. Akıl parçalamak zorundadır. Zeka aklın kılıcı, aşk aklın kınıdır. Akıl, hedef belirlesede tek başına yön belirleyemez. Bizim akla ve akıldan daha fazla olan aşk'a ihtiyacımız var. Hafızın dediği gibi ''aşık olmaya bak,dünyanın sonu geliverir. Daha varlık alemi maksadını gerçekleştirmeden.''
Kardeş, aşk deyince hemen burun kıvırma, burnun aşkı misk-i amberde gizli değil midir. Akıl,güle varmak istesede gülün kokusuna talip değildir. Akıl aşka düşmeli düşününce.
Bizim düşünce ürettiğimiz ile ilgili kuşkularım var. Aklımız, bize hazır sunulan parçalanmışlıklar üzerinden gündemin gerisine düşüyor. Bulmacayı biz hazırlamıyoruz. Hangi yolu takip edersek peyniri buluruz mesabesinde bize rüşvet babında hediyeler ile yalancı zaferler yaşıyoruz. Evinde define olduğunu zanneden evini harabe görürmüş. Çoğunun elinde balyoz defineye ulaşmak için evleri yıkıyorlar. ''indirilen din'' diye tüm duvarları indiriyorlar, ''uydurulan din'' diye tüm kirişleri dağıtıyorlar. Toki mantığına hapsolmuş sefaletimiz sefihliğe evriliyor. Define avcılığına soyunmuşluk acımasız küstahlığımızı kabartıyor. Bomboş bir medeniyet tasavvuru! kapitalizm-
Çünkü aşkımız yok.
İş işten geçtikten sonra,eyvah! diyerek koşacaksın lakin nafile
Bir haline bak birde aldığın kefile örülmüş duvarlar, tünemiş kuşlar yosunlar kadar sağır
Ve şimdi bir hal ki yiyor seni ağır ağır doğu ya da batı kurtuluş değil
Yalnızca aldatmaca, bir serap heyhat!
Su önünde duruyor hani nerede kap.
Kandırdılar seni İslam sadece şudur veya sadece budur diye
İttiler seni binaların nem kokan soğuk sessiz köşelerine oysa
Kartalsın ne işin var kafeste!
Haline belki sende gülersin aheste aheste
Birşeyle gidiyor birşeyler eriyor attığın her adımda aldığın her nefeste
Artık hayaller kumsalda bitiyor
Attığın taşlar sekmiyor eriyik olmuş gri kokan denizde
Daha umut var muhakkak
Ä°yiler ve iyilikler varolduÄŸundan
Balıklar bilmesede...
we's-selam
Henüz yorum yapılmamış.