Sosyal Medya

Kürsü

Müslüman Kara Panter'in çağrısı

Donald Trump



Dhoruba Bin Wahad… Eskiden Richard Earl Moore…
 
New York’un Bronx semtinde bir çeteci idi. BildiÄŸiniz gangster. 18 yaşında hapse girdi. Hapiste çok sıkılınca ‘Åžu kütüphaneye biraz takılayım’ dedi. Hapishane kütüphanesinde dikkatini çeken ilk kitap, “MuhteÅŸem Süleyman” kitabı oldu. Kitabın kapağındaki resimden çok etkilendi. Avrupa haritası, Türk sultanının atının ayakları altındaydı. Bir solukta okudu kitabı. Türklerin Avrupalıları periÅŸan etmesinden kendine bir övünç payı çıkardı. Kendisi Türk olmasa da, Avrupalıların ötekisi olmak bakımından Türklerle beraberdi.
 
Üç sene kadar yatıp çıktı. Çetesine dönmedi. “Çiçek Çocukları”na katıldı, hippi oldu. Neden sonra bir gün ‘SavaÅŸma, seviÅŸ!’ muhabbetini bırakıp Kara Panter Partisi’ne (Black Panther Party) katıldı. Bu partide hızla yükseldi. 1960’lı senelerin sonunda, Kara Panter Partisi’nin lider kadrosundaydı. Partinin silahlı kolu olan Kara KurtuluÅŸ Ordusu’nun (Black Liberation Army) kurucuları arasında da yer aldı. Siyahların mahallelerine musallat olan polis-mafya karışımı uyuÅŸturucu ÅŸebekeleriyle savaÅŸtı. Irkçı polis ÅŸiddetiyle mücadele etti.
 
Hispanik ve Amerikan Yerlisi (“Kızılderili”) devrimcilerle safları sıklaÅŸtırma kampanyalarına aktif olarak katıldı. Parti politikası doÄŸrultusunda devrimci beyazlarla dayanışmayı da savundu.
 
Polislerle girdiÄŸi bir çatışma yüzünden 1971’de tutuklandı ve 25 seneden evvel ÅŸartlı tahliye olamayacak ÅŸekilde ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Hapiste, ÅŸehid Malcolm X’in bir arkadaşı vasıtasıyla Müslüman olup Dhoruba Al-Mujahid Bin Wahad –bizde Doruba El Mücahit Bin Vahad diye okunur- ismini aldı. (Wahad, bir Afrika lisanında “Fırtınada doÄŸan” demektir.)
 
1980’li senelerin sonuna doÄŸru bir gün hapishane kütüphanesinde gazete okurken rastladığı  bir haber karşısında neye uÄŸradığını ÅŸaşırdı. Türkiye’nin Avrupa kapılarında sürünmesiyle ilgili bir haberdi bu. MuhteÅŸem Süleyman’ın Türkiye’si nasıl olmuÅŸtu da bu hale düşmüştü?
 
Ãœzüldü etti ama çok da üzerinde duramadı bu mevzuun. Bir an evvel tahliye olmak için çetin bir hukuk mücadelesi veriyordu. FBI ve New York Polisi’nin, 1971-75 yıllarındaki yargı sürecinde, lehindeki bazı delilleri mahkemeden gizlediÄŸi anlaşılmıştı. Avukatı, buna istinaden davanın düşürülmesi ve Doruba’nın serbest bırakılması için yüksek mahkemeye müracaatta bulunmuÅŸtu. Muhtelif devrimci gruplar ve insan hakları kuruluÅŸları “Free Dhoruba” (Doruba’ya Özgürlük) kampanyası baÅŸlatmıştılar. Davayla ilgili görüşmelerle, resmi yazışmalarla, yazılı demeç ve bildirilerle ziyadesiyle meÅŸguldü. 1990’da davası düştü ve tahliye oldu.
 
Hapishaneden çıktıktan 16 sene sonra Gana’nın baÅŸkenti Akra’da bir Türk (bendeniz) ile tanıştı. Ona, MuhteÅŸem Süleyman kitabı ve o gazete haberinden bahsedip, ‘Nedir sizin hikâyeniz?’ diye sordu. Ä°ÅŸittiklerinden etkilendi ve ilk fırsatta Türkiye’yi ziyaret etmeye karar verdi. Etti de. Yetmedi, bir daha etti. Gene yetmedi, bir daha etti. Sonra bir daha. Büyük bir muhabbet ve ümitle baÄŸlandı Türkiye’ye. ‘Ãœmmet, Afro-Amerikalı Müslümanları çok ihmal ediyor. Sizin vizyonunuz geniÅŸ ve imkânlarınız bol. Bize destek olmalısınız. Din ayrımı yapmadan mazlum Afro-Amerikalılara genel olarak da destek olmalısınız’ dedi.
 
Demeye devam ediyor.
 
***
 
12 Kasım 2016’da (baÅŸkanlık seçiminden sonra) New York’ta, Kara Panter Partisi’nin 50’nci kuruluÅŸ yıldönümü münasebetiyle düzenlenen bir toplantıda, bizim Doruba da konuÅŸtu.
 
“Bugün burada eski savaÅŸ hikâyeleri anlatmak, geçmiÅŸimizi yad etmek, Kara Panter hatıralarını paylaÅŸmak ve kendimizi workshoplarla tatmin etmek için toplanmadık. Nutuk atmak için deÄŸil; yeni nesil özgürlük savaşçılarını birleÅŸmeye, enerjilerini tevhit etmeye ve faÅŸizmle mücadele için tabandan baÅŸlayarak güçlü bir ulusal cephe kurmaya çağırmak için buradayız” dedi.
 
Siyah, beyaz, kahverengi, kızıl diye ayırmadan, “beyaz ırkın üstünlüğü” fikrine dayalı “polis devleti”yle derdi olan herkesi omuz omuza vermeye çağırdı.
 
Kara Panter liderlerinden Fred Hampton’ın katlediliÅŸinin 47’nci yıldönümü münasebetiyle 4 Aralık günü Atlanta’da düzenlenmesi planlanan toplantının, faÅŸizme karşı ortak bir cephenin teÅŸkiline vesile edilebileceÄŸini söyledi.
 
Bana konuşma metnini -elektronik posta yoluyla- göndermiş, sağ olsun.
 
Bir de not düşmüş: “Esselamu Aleykum. FaÅŸizme karşı ortak cephe kurmaya çalışıyoruz. Kaynaklarımız yetersiz, yardıma ihtiyacımız var. Gün bu gündür.”
 
Ä°lgilenmek isteyenler için Doruba’nın e-posta adresi: [email protected]
 
HAKAN ALBAYRAK -  KARAR

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.