Kürsü
AB ile nereye?
15 Temmuz herkeste bir travma oluşturdu. FETÖ operasyonları, terörle mücadele, bölgemizde devam eden sıkıntılar... Diğer taraftan Parlamento’nun başkanlık sistemi çalışması, 330 belirsizliği... Buna bir de geçen haftaya kadar var olan ABD başkanlık seçimi belirsizliğini ekleyin... Dünya ekonomisine etki eden Çin, İngiltere’nin AB’den ayrılma kararı gibi önemli gelişmeler de cabası... Adı konulmamış, yeni bir soğuk savaş dönemi var dünyada. Bütün bu iç ve dış faktörler, özellikle bizim gibi bir ülkeyi tabii ki etkiliyor.”
Avrupa'ya söylenecek çok şey var mutlaka. Kıbrıs'ta çok kötü oynadılar, oynuyorlar. Müzakerelerde çok kötü oynadılar oynuyorlar. Terörle mücadelemizi anlamadılar, anlamak istemiyor gibi davranıyorlar. Teröristlere yataklık yapmak dahil her türlü çarpıklığı politika edinmişler. Mülteciler konusunda bir ileri iki geri tavrındalar. vs...
Buna bakıp ne dense yeri gibi duygular içindeyiz.
Ve Sayın CumhurbaÅŸkanı herkesin içinden geçeni, kendi yürek tınısını da katarak “Ey Avrupa!” dozunda fazlasıyla söylüyor.
En son söz,“Yılsonuna kadar süre... Ve 'AB'de kalalım mı ayrılalım mı?' sorusuyla halka gitmek. Ä°ngiltere AB içindeyken ayrılma kararı verdi, bizde de söz milletin.”
Ne dersiniz acaba Sayın Cumhurbaşkanı gerçekten ayrılmaktan yana mı?
Ne dersiniz Sayın Cumhurbaşkanı gerçekten idamın yeniden gelmesinden yana mı?
Bu iki soru, nihai tahlilde Sayın Cumhurbaşkanı'nın AB'den ayrılmayı da, dış ilişkileri ilgilendirmesi sebebiyle idamı geri getirmeyi de düşünmeyeceği ihtimalinin önemsenmesinden kaynaklanıyor.
Peki ya gerçekten AB'den çıkmak ve AB ile alakayı yakından ilgilendiren idamı geri getirmek de ciddi bir gündem ise...
Sayın CumhurbaÅŸkanı'nın AB ile iliÅŸkileri önemsediÄŸini, AB'ye zılgıt verilen konuÅŸmaların içinde bile yer aldığı “önem”in altının çizildiÄŸini biliyoruz. AB ile iliÅŸkinin “stratejik bir tercih olduÄŸu” da, defalarca ifade edilmiÅŸtir. Belli ki stratejik tercihler, ancak baÅŸka stratejik zaruretlerle deÄŸiÅŸir. Böyle bir stratejik deÄŸerlendirme yapılmış mıdır ve acaba AB ile iliÅŸkilerde geldiÄŸimiz nokta “Sen yoluna ben yoluma” noktası mıdır?
Yaşadığımız süreç içinde iki farklı açıklama oldu. Birisi Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek'e ait, diğeri, Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Şaban Dişli'ye... Bir anlamda iki teknokrata.
Şimşek şöyle diyor:
“Bana ister katılın ister katılmayın, AB’den kopmuÅŸ bir Türkiye’nin dünya algısı 3’üncü dünya ülkesidir. EÄŸer AB ile müzakerelerde ilerleme saÄŸlarsak Ä°slam dünyası nezdinde de daha cazip, daha güçlü bir ülke oluruz. Bugün Avrupa’dan kopmak demek FETÖ’nün baÅŸarılı olması demek.
“Japonya’ya gittim en çok gelen soru, ‘Türkiye, AB’den kopacak mı? Koparsanız biz uÄŸramayız’ diyorlar. Japonlar ÅŸimdi Ä°ngilizlere de aynısını yapıyor. ‘AB’den çıktınız biz yatırımları burada devam ettiremeyiz’ diyorlar. ‘Hemen AB ile anlaÅŸma yapın ticareti koparmayın’ diyorlar. Çünkü burası büyük bir pazar.
“Demokrasi burada ortaya çıkıyor. Rusya ile uçak krizi yaÅŸadık her ÅŸey dondu. AB ile her gün atışıyoruz. Ä°ÅŸler devam ediyor. AB konusu çok net. Kendi menfaatlerimiz gereÄŸi AB ile iliÅŸkileri götürmemiz lazım. Avrupalılara da söylüyorum, ‘Bir birimiz hakkında atıp tutacağımıza, gelin konuÅŸun diyalog kurun.’ Bugün Avrupa’dan kopmak demek FETÖ’nün baÅŸarılı olması demek.”
Peki Şaban Dişli ne diyor? Onun notlarını da Vatan'dan Murat Çelik'le yaptığı söyleşiden alalım:
- Her ay üç deÄŸiÅŸik ÅŸirkete anket yaptıran bir partiyiz biz. Yıllar içinde bazen terör, bazen ekonomi, bazen bir baÅŸka konu öne çıkardı bu anketlerde. Son ankette en büyük sorun olarak, ‘belirsizlik’ çıkıyor karşımıza.
- 15 Temmuz herkeste bir travma oluÅŸturdu. FETÖ operasyonları, terörle mücadele, bölgemizde devam eden sıkıntılar... DiÄŸer taraftan Parlamento’nun baÅŸkanlık sistemi çalışması, 330 belirsizliÄŸi... Buna bir de geçen haftaya kadar var olan ABD baÅŸkanlık seçimi belirsizliÄŸini ekleyin... Dünya ekonomisine etki eden Çin, Ä°ngiltere’nin AB’den ayrılma kararı gibi önemli geliÅŸmeler de cabası... Adı konulmamış, yeni bir soÄŸuk savaÅŸ dönemi var dünyada. Bütün bu iç ve dış faktörler, özellikle bizim gibi bir ülkeyi tabii ki etkiliyor.”
DiÅŸli daha sonra “öngörülebilirlik” alanında yaÅŸanan sıkıntıya iÅŸaret ediyor, yaÅŸanan “belirsizlik”in coÅŸkuyu zayıflattığını söylüyor ve “O coÅŸkuyu CumhurbaÅŸkanımız veriyordu” diyor, sonra ÅŸerh düşüyor: “CumhurbaÅŸkanımızın ÅŸu sıralardaki en büyük mesaisi de ÅŸeytan taÅŸlamak. Åžeytan taÅŸlamaktan, ihtiyacımız olan o coÅŸkuyu bize vermesine fırsat kalmıyor.” Ve sonra ümidini seslendiriyor:
“Ama ben eminim, CumhurbaÅŸkanımız çok yakında o coÅŸkulu güven ortamını yine saÄŸlayacak.”
Ak Parti'de iki teknokrat. Biraz düşük profil ile ama önemli uyarılarda bulunuyor. İster katılalım, ister katılmayalım. Coşku... coşku önemli.
AHMET TAÅžGETÄ°REN - STAR
Henüz yorum yapılmamış.