Direnişten Dirilişe -Ümmetin Uzun Soluklu Yürüyüşü-

Merhum Ebû’l-A‘lâ el-Mevdudî, bu baÄŸlamda Ä°slâm tarihini dört evreye ayırır ve ÅŸimdi yeni bir dönemin eÅŸiÄŸine gelindiÄŸini söyler: Ona göre Müslümanlar, sırayla; kısa süren birinci ve Ã¶rnek aÅŸamayı, sonra uzun süren meliklik (saltanat) aÅŸamasını, daha sonra kölelik ve nihayet bağımsızlık aÅŸamasını yaÅŸadılar. Bu son aÅŸamanın henüz tamamlanamadığının altını çizen Mevdudi, ÅŸu önemli tespiti yapar: Ancak 20. yüzyılın ikinci yarısında elde edilen bağımsızlıklar, kısa zamanda Sosyalist veya Batıcı yönetimlerin iÅŸbaşına geçmesiyle bir baÅŸka çeliÅŸkiyi ve çatışmayı beraberinde getirdi. Böylece Müslümanlar, saltanat dönemiyle birlikte tedricen yürürlükten kaldırılan, esaret döneminde neredeyse unutturulan, bağımsızlık döneminde ise, uÄŸrunda mücadele verilen ama bir türlü kavuÅŸulamayan Ä°slâmî düzeni yeniden hayata hâkim kılma aÅŸamasına gelmiÅŸ oluyorlar ki, bu dönemde hem emperyalist güçlerle hem de yerli iÅŸbirlikçileriyle boÄŸuÅŸmak zorundalar (Günümüzde Ä°slâm, Bir Yay., 1985).

Ãœstad Mevdûdî’nin bu tasnifâtına, kendi kendini Batı’nın sömürgesi yapan Türkiye’yi de eklemeliyiz. Dünya Müslümanları gibi Türkiye Müslümanları da bağımsızlık savaşında uÄŸruna mücadele verdikleri Ä°slâmî deÄŸerleri hayata hâkim kılmak için içte ve dışta hâlâ uÄŸraşıyorlar.

Müslüman Dünya olarak uzun süren sıkıntılı ve sancılı suskunlukdönemimizin ardından yepyeni bir ‘yeniden kendine dönüş’ evresine girdiÄŸimiz kesindir. Ve eÅŸiÄŸinde bulunduÄŸumuz bu yeni dönem, “direnerek dirilme aÅŸaması” olarak adlandırılabilir. Evet, Ä°slâm ümmeti el-ân direniÅŸve diriliÅŸ sürecindedir. R. Garaudy’nin tespiti ile Batı materyalizminin ikiz kardeÅŸleri olan Komünizm ve Kapitalizmin çifte ve kesin iflasına karşın artık “rüzgâr (Ä°slâm’dan yana) esmektedir ve yelkenleri doldurma zamanıdır.”(Ä°slâm ve Ä°nsanlığın GeleceÄŸi, Pınar Yay., 1985).

Mevdudi’nin dikkat çektiÄŸi özgürlük savaÅŸları süreci, kadim Ä°slâmî deÄŸerlerini yeniden yaÅŸanılır kılmak amacıyla küresel emperyalizme ve yerli iÅŸbirlikçilerine karşı direniÅŸine devam ediyor ki, bu dönem, “yeni bir bağımsızlık mücadelesi” ya da “yeni bir özgürlük savaşı” aÅŸamasıdır. Bosnalı Müslümanların “bilge kral”ı Aliya Ä°zzetbegoviç bu aÅŸamayı “Ä°slâmî yeniden doÄŸuÅŸ” diye isimlendirir. Ona göre, “sükûnet ve pasiflik devresi”ni ebediyyen geride bırakan Müslümanlar, Ä°slâm âleminin kaderini ele almaya karar vermiÅŸlerdir (bk: Ä°slâm Deklarasyonu).

Ãœmmetin özlemle beklediÄŸi “dirilişçi” cesur çıkışlar, 20. yüzyıldan 21. yüzyıla geçerken Filistin’den,Bosna-Hersek’ten, Çeçenistan’dan, Tunus’tan, Mısır’dan ve Türkiye’den geldi. Bosna-Hersek ve Tunus direniÅŸleri, bilge liderlerinin dirayetleriyle dengeli sonuçlar alırken, Çeçenistan, Mısır direniÅŸleri kanlı ÅŸekilde bastırıldı. Filistin, Moro, Suriye… ve Türkiye’nin küresel hegemonyaya direniÅŸleri ise sürüyor. Ãœmmetin ‘amiral gemisi’ olma yolundaki Türkiye’nin; Ä°slâm BirliÄŸi için ciddi bir adım olan D-8 Projesi ve dünyanın aÄŸa babalarına “Dünya BeÅŸ’ten Büyüktür” çıkışları ve nihayet AB/D’ci darbe giriÅŸimine karşı 15 Temmuz 2016 Kıyâmı emperyalizmin “büyüsünü” bozan, dengelerini sarsan ümmetin topyekûn diriliÅŸinin ayak sesleri olarak okunmalıdır. Ä°nanıyoruz ki Türkiye ve Ä°slâm dünyasında hızla büyüyen Kur’ân ve Sünnet eksenli “direnişçi/dirilişçi” çabalar kartopu gibi büyüyerek aynı vadide birleÅŸecek ve Allah’ın izni ve inayeti ile çok yakında baÅŸarıya ulaÅŸacaktır.

Zaferle sonuçlanacağına inandığım, ümmetin bu “uzun soluklu yürüyüşü ve direniÅŸi”nin Ä°slâmî temellerini tarihi ve sosyolojik gerçekler ışığında ele almaya çalıştığım “DireniÅŸten DiriliÅŸe / Ãœmmetin Uzun Soluklu Yürüyüşü”kitabım Pınar Yayınları’ndan çıktı hamdolsun.

(Çanakkale ÅŸehidi dedemin ismini taşıyan aÄŸabeyim Koca Mehmet Yıldız’ın vefatı dolayısıyla baÅŸsaÄŸlığı dileyip dua eden tüm dostlarıma müteÅŸekkirim ve duacıyım.)

ABDULLAH YILDIZ