Güncel
ErdoÄŸan neden 'Gazi Mustafa Kemal' diyor?
Star gazetesi yazarı Halime Kökçe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın neden Mustafa Kemal için 'Gazi Mustafa Kemal' dediğini köşesinde anlattı.
Star gazetesi yazarı Halime Kökçe,''CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan neden ‘Gazi Mustafa Kemal’ diyor?'' baÅŸlıklı bir yazı kaleme aldı. Kökçe, CumhurbaÅŸkanıErdoÄŸan'ın neden Mustafa Kemal için'Gazi Mustafa Kemal' dediÄŸini anlattı.
İşte Halime Kökçe'nin o yazısı:
Türkiye’nin en temel fay hattını, uzun yıllar laiklik-Ä°slam çatışması oluÅŸturdu. Demokratik düzenin askıya alındığı darbelerin gerekçesiydi, “laik rejimi” korumak. Askerlerin aÄŸzından gazete manÅŸetlerine taşınan “Laiklik elden gidiyor”, “Ä°rtica hortladı” lafları bizim kuÅŸağın 28 Åžubat günlerinde en çok duyduÄŸu ifadelerdi.
Ezanın yasaklandığı, onun yerine ucube bir Türkçe versiyonunuz icat edildiği dönemi yaşayanların daha travmatik hatıraları vardır kuşkusuz ama dini görünürlüğün son bir gayretle toplumdan silinmeye çalışıldığı 28 Şubat sürecinin yarattığı tahribat da çok büyük oldu.
Darbecilerin, darbeye zemin hazırlamak iÅŸine vazifeli kılınan medyanın, sendikaların, bir sermaye eliti oluÅŸturan TÃœSÄ°AD’ın, yüksek yargı kurumlarının, meslek odalarının bahanesiydi Atatürkçülük.
O kadar ki NATO’cu askerlerle iÅŸ birliÄŸi haline baÅŸlatılan 15 Temmuz darbe giriÅŸiminin mimarları da kendilerini Atatürkçülükle meÅŸrulaÅŸtırmaya çalıştılar. TRT ekranlarında silah zoruyla okutulan darbe bildirisinin, gelmiÅŸ geçmiÅŸ Atatürkçü darbe bildirilerinden farkı yoktu. FETÖ kendinden bir tek 17-25 Aralık’ta dolaşıma soktuÄŸu “yolsuzluk” temasını eklemiÅŸti.
Müslümanlık kisvesiyle toplumda kendine yer edinen bu yapının, orduya sızmak için laiklik ve Atatürkçülüğü kullanmasının sebebi de buydu zaten. 1930’ların materyalist, pozitivist ve faÅŸist pratiklerini bugünlere taşımak isteyenler için Atatürkçülük kullanışlı bir icat oldu.
Toplumun kendi doğal sermayesi ile boy vermesini engellemek icap ettiğinde budamak için elde Atatürkçülük vardı.
Bugün laiklik ve Atatürk milliyetçiliÄŸinin Türkiye’yi bir ve beraber tutabilecek yegane ideoloji olduÄŸunu savunanların fark edemediÄŸi de budur. Nasıl ki Türkiye’deki darbelerin her biri Batı tarafından, Türkiye’yi Batı çizgisinde tutmak adına desteklenmiÅŸtir, darbelere payanda yapılan Atatürkçülük de devletin toplumdan güç alarak boy vermesinin önüne geçmek için desteklenmiÅŸtir.
***
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın, zaman zaman tartışma konusu da edilen, Atatürk deÄŸil de Gazi Mustafa Kemal demesi; Mustafa Kemal’i, devrim kanunlarının icra edildiÄŸi, toplum ve devlet arasına duvarların örüldüğü tek parti dönemindeki adıyla deÄŸil de Çanakkale’deki, KurtuluÅŸ Savaşı yıllarındaki adıyla yad etmesi bundandır.
Bu, Mustafa Kemal’i yadsımak anlamı taşımaz aksine onun rolünü ve yerini, bugün artık en katı Kemalistler için bile savunulamaz pratiklere dönüşen 30’ların mirası yerine tüm Türkiye için kabul edilebilir ve hatta takdir edilir misyonuyla öne çıkarmaktır. Bu yönüyle de yüz yıllık fay hattını onarmak adımı olarak görülebilir.
CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan’ın 10 Kasım dolayısıyla verdiÄŸi mesajlarda öne çıkan, böyle bir yaklaşımdı. “Ne diyor Gazi, ‘Anadolu bu savunmasıyla yalnız kendi hayatına ait vazifeyi yerine getirmiyor, DoÄŸu’ya yönelik hücumlara bir set çekiyor.’ Bu söz Anadolu’nun zulmün önündeki son kale olduÄŸunun tüm dünyaya ifadesidir. Zulmün önündeki bu son kaleyi daha da büyütüp güçlendirmek mecburiyetindeyiz” cümlesi, 15 Temmuz karanlığını yarmayı baÅŸarmış bir millete hitaben söylenmektedir. “Yeni Türkiye kavramı ilk kez Atatürk tarafından Nutuk’ta defalarca zikredildi” hatırlatması da keza.
Bu, Kemalizmi tahkim etmek değil, toplumun yapı taşlarını yerli yerine oturtmak, topluma yabancılaşmış bir devletin güçlenecek enerjiden yoksun olduğunu hatırlatmak ve aslında Atatürkçü elitizme sınırlarını göstermektir.
Henüz yorum yapılmamış.