Sosyal Medya

Güncel

Bu yüzden kaybettiler, çünkü samimiyetsizdiler, çünkü içlerinde gerçek bir dert taşımadılar.

Kendi söylediklerine bir an olsun inanmıyorlardı, inanmaları da gerekmiyordu. Çünkü zaten yaptıkları operasyon çekmekti. Başkalarını inandırsalar kafiydi.



Olmadı. Kimse inanmadı. Çünkü söyledikleri de eyledikleri de yalandı. Tüm çalışmalarını, çabalarını, emeklerini, gayretlerini, kendileri iÅŸ yapmak üzerine deÄŸil, baÅŸkasına iÅŸ yaptırmamak üzerine; inÅŸa etmek deÄŸil bozmak, ortaya çıkarmak deÄŸil yok etmek, temize çıkarmak deÄŸil kötüye çıkarmak üzerine kurmuÅŸlardı. 
 
Bu yüzden kaybettiler, çünkü samimiyetsizdiler, çünkü içlerinde gerçek bir dert taşımadılar. Bu topluma az ya da çok faydalı olmak deÄŸil, olanı yok etmek olmadı, deÄŸersizleÅŸtirmekti amaçları. Bir ajandaları vardı, o ajandayı takip ettiler. O ajandada yapmak yoktu, yapılanı bozmak, mahvetmek vardı. O yüzden FETÖ'cülerin, Can Dündar ve avanesinin, Selahattin DemirtaÅŸ ve HDP'li yoldaÅŸlarının yürüttüğü sözümona mücadelenin küresel güçler dışında, gerçek bir alıcısı olmadı. 
 
Kürtler DemirtaÅŸ'ı, dindarlar FETÖ'yü terk etti. Can Dündar'ı hele de Alman CumhurbaÅŸkanıyla verdiÄŸi pozdan sonra Türk gazeteciler arasında bile utanmaksızın savunabilenler daha da azaldı… 
 
Hem siyasi, hem sivil muhalifler aynıydı. Yapmaya gönüllü olmadıkları yapanı engellemeye niyetli oldukları, DemirtaÅŸ'ın “seni baÅŸkan yaptırmayacağız” kampanyasıyla izhar olmuÅŸtu aslında. Can Dündar'ın MÄ°T TIRları haberi de “seni OrtadoÄŸu'da oyuncu yaptırmayacağız” cümlesinin gazete sayfalarına dökülmüş haliydi. ErdoÄŸan itibarını kaybetsin diye dört koldan tırtıklamaya baÅŸlayan FETÖ'cülerin ise itibarın tanımını unuttuklarına eminim... 
 
Oysa bundan iki sene önce Selahattin DemirtaÅŸ'ın bir sözüyle sokaklara dökülmüştü Kürtler. Onlar da DemirtaÅŸ'ın asıl derdinin Türkiye'nin Kobani'ye destek verip-vermemesi olmadığını, çoÄŸumuz gibi çok sonra anladı. Hem devlet eski devlet deÄŸildi, köstebek yuvasına dönmüş Kürt sokaklarını tamir etmeye çalışan, evsiz kalmışlara ev, kimsesiz kalmışlara el vermeye çalışan bir devlet vardı artık. 
 
Ãœstelik, HDP'nin PKK ile birlikte elele verip barış masasını devirmesine neden olan kışkırtıcılar “yerli” bile deÄŸildi. Eskiden PKK'nın Leninist dinsiz yapısı çoÄŸu sıkı dindar Kürtler tarafından tolere edilebilir bulunuyordu belki ama PKK, HDP, PYD, YPG dörtlüsünün topunun birden küresel güçlerin maÅŸası olduÄŸunun ortaya çıkması Kürt halkını durup düşünmeye sevk etti. Hem derdi Kürtler olanın bu kadar çok Kürt öldürmesi ya da ölmesine sessiz kalması da neydi? Sonunda Kürtler Selahattin DemirtaÅŸ'a sırtını döndü. Ne hendek “siyaseti (!)”için Sur'a yürüme çaÄŸrısını duydu, ne de Selahattin DemirtaÅŸ ve avanesi tutuklandığında kılını kıpırdattı. Durum böyle olunca kuklaların ipleri ve onları tutan eller daha da görünür oldu. 
 
Keza Can Dündar'ın yaptığı MÄ°T TIRları haberinin hangi amaca hizmet ettiÄŸi de belki o dönem ilk bakışta anlaşılmadı. Ama ÅŸimdi Türkiye DAEÅž'le mücadele etmeye baÅŸladığında, ABD ve Batı'da oluÅŸan rahatsızlık ve hatta Irak BaÅŸbakanı El Ä°badi'nin Türkiye'ye yönelik tehditleri bile “Türkiye DAEÅž'e destek veriyor” tezinin aslında Türkiye'yi bölgeden uzak tutmak için uydurulmuÅŸ bir bahane olduÄŸunu açık ediyor. Peki, “Türkiye DAEÅž'e destek veriyor” ithamını dolaşıma sokanlar kimlerdi. MÄ°T TIRlarını durduran FETÖcüler ve olayın haberini Cumhuriyet'te defalarca yayınlayan Can Dündar. 
 
DemirtaÅŸ baÅŸta olmak üzere HDP'lilere verilen tutuklama kararı elbette tartışılır. Can Dündar için çıkarılan yakalama kararı ile Cumhuriyet tutuklamaları da öyle... FETÖ'cüler açıktan darbe yaptıkları için, onların hukuki sürecini “tartışmalı” bulan yok ama… 
 
Kararlar tartışılır ama mühim olan bu süreçlerden çok bu insanların yaptıkları kanaatimce. Siyasetçisinden, gazetecisine, cemaatçisine dek; o kadar çok ErdoÄŸan'ın yaptıklarını yıkmaya uÄŸraÅŸtılar ki, kendi etnik kökenine, kendi mesleÄŸine, kendi inancına ihanet etme noktasına savruldu insanlar. Bu yüzden ErdoÄŸan'ın mücadelesi bütün toplumun sırtlandığı bir kurtuluÅŸ savaşına dönüştü. Bu yüzden ErdoÄŸan'ı kusurlu hatalı bulup, törpülenmesi gereken yönleri olduÄŸunu düşünenler dahil herkes canı pahasına O'nun arkasında durdu. ErdoÄŸan dışındaki tek seçenek, art niyet, hinlik, ayak oyunculuÄŸu, arkadan iÅŸ çevirmecilik, hıyanet ve tilkilikti çünkü. O yüzden bu savaÅŸ iyiyle kötünün mücadelesi, neredeyse hayat memat meselesi gibi algılandı… 
 
Artık ne kimse Can Dündar'ın gazetecilik saikiyle MÄ°T TIRları haberini yayınladığına inanıyor, ne FETÖ'cülerin dini bir cemaat olduÄŸuna ne de DemirtaÅŸ'ın Kürtlerin taleplerini siyaset arenasına taşımak ÅŸeklinde bir amacı bulunduÄŸuna… 
 
Ceza alırlar almazlar, orasını bilemem; ama mesele rezil olmaksa bundan daha görkemlisini düşünemem…
 
ÖZLEM ALBAYRAK / YENİ ŞAFAK

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.