Güncel
Hangisi seçilirse seçilsin ekonomide taşlar oynayacak
Follow @dusuncemektebi2
ABD başkanlık yarışında nefesler tutuldu. Zenginlerin daha fazla vergi ödemesini savunan Clinton’a karşı Trump, verginin yüzde 15’e çekilmesini istiyor. NAFTA’yı fesh etmesi ve FED’e “şahin” üyeler ataması beklenen Trump’ın, gelişmekte olan ekonomileri için risk oluşturabileceği belirtiliyor.
Amerika’da seçmenin yarın sandık başına gideceÄŸi baÅŸkanlık yarışından kimin zaferle çıkacağı dünya ekonomisinin kaderini de belirleyecek. Seçim vaatleri birbirinden keskin çizgilerle ayrılan adaylardan Demokrat Clinton, zenginlerin daha fazla vergi ödemesini savunurken, Trump bu vergi türünde yedi vergi diliminin 3’e indirilmesini istiyor. NAFTA’yı fesh edeceÄŸini açıklayan ve FED’e daha ÅŸahin üyeler ataması beklenen Trump’ın, Türkiye gibi geliÅŸmekte olan ülke ekonomileri için risk oluÅŸturabileceÄŸi belirtiliyor.
CLÄ°NTON'DAN ZENGÄ°NE EK VERGÄ°
Clinton ve Trump’ın politikalarının başında vergi reformları geliyor. ABD’nin çarpık vergi sistemini basitleÅŸtirmeyi ve adilleÅŸtirmeyi taahhüt eden iki adayın bunun için öngördükleri reformlar ise oldukça farklı. Clinton, adil bir vergi sistemi için zenginlerin daha fazla vergi ödemesi gerektiÄŸini belirterek, yılda 5 milyon dolar ve üstünde gelir elde eden zenginlere yönelik vergi oranının yüzde 39,6’dan yüzde 43,6’ya yükseltilmesini öneriyor. Clinton’ın bu önerisi, ÅŸu an yüzde 10’dan baÅŸlayarak yüzde 15, yüzde 25, yüzde 28, yüzde 33, yüzde 35 ve yüzde 39,6’a kadar yükselen vergi oranlarına tabi tutulan yedi gelir dilimine bir yenisinin eklenmesi anlamına geliyor. Yılda 1 milyon dolar ve üzeri kazancı olanların en az yüzde 30 gelir vergisine tabi tutulmasını isteyen Clinton, Amerikalı ÅŸirketlerin vergi ödemekten kaçmasını engellemeye yönelik yeni düzenlemeler de vadediyor.
10.4 MÄ°LYON YENÄ° Ä°STÄ°HDAM
Clinton, zengin Amerikalıları hedef alan vergi reformları sayesinde elde edilecek ekstra kamu geliriyle altyapı yatırımlarını, eğitim faaliyetlerini ve temiz enerji projelerini desteklemeyi planlıyor. Bunların ekonominin daha hızlı büyümesine katkı sağlayacağına inanan Clinton, ekonomi politikalarının 10 yılda 10,4 milyon yeni istihdam sağlayacağını iddia ediyor.
TRUMP VERGÄ°LERÄ°N AZALTILMASINI Ä°STÄ°YOR
Emlak milyarderi Trump, vergilerin azaltılmasının ekonomiyi canlandıracağı teziyle gelir vergisi dilimlerinin ve bunlara karşılık gelen vergi oranlarının yediden üçe indirilmesi teklif ediyor. Ayrıca, ÅŸu an yüzde 35 olan kurumlar vergisinin yüzde 15’e çekilmesini öneren Trump, bunun Amerikalı ÅŸirketlerin daha düşük vergili ülkelere taşınmasını önleyeceÄŸini ve taşınanların geri dönmesini saÄŸlayacağını öne sürüyor. Trump, buna ilaveten, Cumhuriyetçilerin uzun zamandır karşı çıktığı veraset vergisinin tamamen kaldırılmasını planlıyor.
POLİTİK KRİZE YOL AÇAR
Washington merkezli düşünce kuruluşlarından Brookings ve Urban enstitülerinin iş birliğiyle kurulan Vergi Politikası Merkezi'nin analizlerine göre, Clinton'ın vergi politikaları önümüzdeki 10 yıl içinde vergi gelirlerini 1,1 trilyon dolar artıracak. Trump'ın vergi reformu ise 9,6 trilyon dolarlık gelir kaybına yol açacak. Bu nedenle, Trump'ın başkan seçilmesinin ülkenin halihazırda yüksek olan bütçe açığını sürdürülemeyecek seviyelere çıkararak, yeni bir finansal krize yol açabileceği yorumları yapılıyor.
Ticaret karşıtlığında Trump önde
Demokrat aday Clinton sadece istihdam imkanları ve daha yüksek ücretler saÄŸlayacak ticaret anlaÅŸmalarını destekleyeceklerini söylerken, Trump yürürlükte olan ve müzakare edilen tüm anlaÅŸmaları iptal etmeye kadar varan popülist teklifleriyle öne çıkıyor.DışiÅŸleri Bakanı iken müzakerelerini sürdürdüğü Trans-Pasifik Ortaklığı (TPP) hakkında fikir deÄŸiÅŸtiren Clinton, son hali kamuoyuna sunulan anlaÅŸmayı kendi kriterlerini karşılamadığı için desteklemeyeceÄŸini söylüyor. Trump ise hem TPP'ye hem de Avrupa BirliÄŸi ile müzakare edilen Transatlantik Ticaret ve Yatırım Ortaklığı AnlaÅŸması'na (TTIP) karşı çıkarken, Clinton’un ise her iki anlaÅŸmayı da imzalayacağını iddia ediyor.
NAFTA’ya iptal Meksika ve Çin’e yeni vergi duvarı
Hillary Clinton’ı eleÅŸtirirken eÅŸi Bill Clinton’un imzaladığı Kuzey Amerika Serbest Ticaret AnlaÅŸması'nı (NAFTA) sık sık dile getiren Trump, “ABD’nin imzaladığı en kötü anlaÅŸma” olarak nitelendirdiÄŸi NAFTA’yı feshedeceÄŸini söylüyor. Cumhuriyetçi adayın, ayrıca Çin'den ve Meksika’dan ithal edilen mallara sırasıyla yüzde 45 ve yüzde 35 tarife uygulanması gibi daha önce hiç kimsenin teklif etmediÄŸi aşırılıkta planları var. Dolayısıyla, Trump’ın baÅŸkan seçilmesi halinde ABD’nin ticari iliÅŸkilerinde radikal deÄŸiÅŸiklikler yaÅŸanması öngörülüyor.
Bankacılık Yasası’na tırpan
Finansal regülasyonlar, iki adayın birbirine zıt politikalara sahip olduÄŸu bir baÅŸka baÅŸlık. Clinton, 2007-2008 finansal krizinden sonra yürürlüğe giren “Dodd-Frank Bankacılık Yasası” gibi finansal regülasyonların korunmasını ve geliÅŸtirilmesini öngörüyor. Aşırı regülasyonların ülkeyi her yıl 2 trilyon doların üzerinde zarara uÄŸrattığını ve ekonominin yüzde 25 daha küçük kalmasına neden olduÄŸunu savunan Trump ise Dood Frank'ın tamamen kaldırmasını istiyor. Bu, Tüketicinin Finansal Haklarının Korunması Ofisi, Finansal Ä°stikrar Gözetim Konseyi ve Federal Sigorta Ofisi gibi kuruluÅŸların kapatılacağı anlamına geliyor.
Trump gelirse Yellen gidebilir
Kaderi baÅŸkanlık seçimini kimin kazanacağına baÄŸlı bir baÅŸka kurum ABD Merkez Bankası (Fed). Fed BaÅŸkan Yellen’i, Beyaz Saray’ın isteÄŸi kararları almakla suçlayan Trump, hedef aldığı Yellen için, “Ãœlkeye yaptıklarından ötürü utanması gerekir” ithamında bulunuyor. Ä°lk 4 yıllık görev süresi 2018’de dolacak Yellen’i yeniden aday göstermeyeceÄŸini açıklayan Trump’ın, baÅŸkan seçilmesi halinde yönetim kuruluna daha “ÅŸahin” üyeler ataması bekleniyor. Clinton’un yine statükoyu koruyacak “güvercin” atamalar yapacağı tahmin ediliyor. Dolayısıyla, baÅŸkanlık seçiminin sonucu, paranın patronu Fed politikaları açısından tüm dünya için önem taşıyor. Öte yandan, saat başı asgari ücretin Clinton,7.50 dolardan 12 dolara, Trump ise 10 dolara çıkarılmasını istiyor.
Ekonomi için büyük risk
ABD’de baÅŸkanlık seçimlerini Trump'ın kazanmasının geliÅŸmekte olan ekonomileri için risk oluÅŸturabileceÄŸini tahmin ediliyor. Berenberg Türkiye Ekonomisti Wolf-Fabian Hungerland, Trump'ın dünya ekonomisi için en büyük risklerden bir tanesi olduÄŸunu kaydetti. Trump'ın ne yapacağı belli olmayan bir aday olduÄŸunu vurgulayan Hungerland, özellikle uygulamak istediÄŸi dış politikanın yatırımcılar için belirsizlik oluÅŸturabileceÄŸini anlattı. Wolf-Fabian Hungerland, Trump'ın ABD BaÅŸkanı olması durumunda geliÅŸmekte olan piyasalarda da belirsizliÄŸin hakim olabileceÄŸini belirtti. Hungerland, Trump'ın baÅŸkan olmasının Türkiye için iyi bir sonuç olmayacağı öngörüsünde bulundu.
Clinton’la TL güçlenebilir
TD Securities Gelişen Piyasalar Kıdemli Stratejisti Cristian Maggio, Trump'ın kazanması sonrasında gelişmekte olan para birimlerinin ve hisse senetlerinin değer kaybedebileceğini, Türkiye piyasasının da bu etkilenen grup içerisinde olabileceğini aktardı. Maggio, Meksika gibi ülkelerin böyle bir sonuçtan en fazla etkilenebileceğine dikkati çekerek,Clinton'ın kazanması durumunda ise TL'nin kısa süre de olsa güçlenebileceğini dile getirdi. Maggio, "Aslında hangisi kazanırsa kazansın uzun vadede kayda değer bir fark olmayacak. Hatta Clinton'ın kazanması gelişmekte olan piyasalar için önemli olan emtialar üzerinde olumsuz etkiye sahip olabilir" ifadelerini kullandı.
Henüz yorum yapılmamış.