Sosyal Medya

Kürsü

Sığınmacıları insan saymayan Batı



Geçmişinde şefkat kültüründen izdüşümler bulunmayan Batı medeniyeti, insanlık karnesini her gün yeni kırıklarla doldurmakta.
Gün geçmesin ki sığınmacılarla ilgili utanç verici bir haberle karşılaşmış olmayalım:
 
“Ä°talya’da sığınmacıların zaman zaman iÅŸkenceye varan kötü muamelelere maruz kaldığının altını çizen Af Örgütü, darp, elektroÅŸok ve cinsel tacizle de sığınmacıların karşı karşıya kaldığı durumlar olduÄŸunu aktardı. Raporda iddiaların belgelere dayandığı da vurgulandı.”
Dünyaya meydan okuyup ulaştıkları modern gedikten başları dönüp diğer insanları küçük gören ne çare ki yüreğini yitiren güdük medeniyet; darp, elektroşok, cinsel taciz gibi aşağılayıcı işkencelerden uzak duramamakta.
 
Utanç verici uygulamalar elbet İtalya ile sınırlı değil:
 
“Fransa’nın Calais kentindeki Jungle sığınmacı kampının tahliyesinde, sığınmacıları taşıyan otobüs koltuklarının tamamen plastik poÅŸetlerle kaplandığı gözlendi.
 
Sığınmacıları taşımak üzere devlet tarafından tahsis edilen yüzlerce otobüsün koltuklarının, hijyen gerekçesiyle kalın ve şeffaf bir plastikle kaplanmış olduğu görüldü.
 
AA muhabiri konuya iliÅŸkin Pas-de-Calais ValiliÄŸi’ne ulaÅŸarak koltuklardaki plastik kaplamanın amacını ve bu kararın kim tarafından alındığını sordu. Valilik tarafından yapılan yazılı açıklamada, kararın otobüs firması tarafından alındığını ve kendilerinin konuya iliÅŸkin yorum yapamayacağı kaydedildi.
 
AA muhabirinin konuya ilişkin sorusu üzerine Calais Belediye Başkanı Natacha Bouchart ise devletin söz konusu otobüs firmasıyla bu tarz detayları görüşmüş olduğunu söyleyerek şunları kaydetti:
 
Otobüslerin koltuklarının plastik bir örtüyle kaplanmış olduğunu ben de gözlerimle gördüm. Devlet illa ki bu önlemi söz konusu firmayla görüşmüştür. Herhalde salgın bir hastalık riski olduğunu düşündüler. Ben kampa aylardır gelip gidiyorum. Hiç öyle bir salgın hastalık durumuna da rastlamadım. Devletin otobüs firmasını koltukları plastikle kaplamaya mecbur etmiş olduğunu düşünüyorum.
 
Paris’teki derme çatma sığınmacı kamplarının tahliyesinde de sığınmacıların tahliye edildiÄŸi otobüslerde koltukların plastikle kaplandığı biliniyordu.
 
Paris’teki tahliyelerde Fransız polisinin maske ve eldiven taktığı, hatta botlarının üzerine poÅŸet geçirdiÄŸi de görülmüştü.”
 
Ä°nsanları aÅŸağılamak için, kendilerini kötü hissetmelerini saÄŸlamak için, mutsuz etmek için elinden geleni ardına koymayan Batı medeniyeti; ne kadar yoksul, dar kafalı, katı olduÄŸunu bir kez daha anlatmakta. GeçmiÅŸinde de cüzzamlı hastaları bir kedi yavrusuna yapılamayacak gaddarlıkla uzak adalara bırakıp, tek baÅŸlarına etleri dökülerek ölmelerine arkasını dönüp giden Batı; elbet merhamet medeniyeti mensuplarının bu tip hastaları,“cüzzamhaneler” ismi altında özel hastanelerde ÅŸefkatle tedavi ettiklerinden habersizdi. Ya da deli denilen akıl hastalarını vücuduna cin girdi diye ateÅŸlere atıp canlı canlı yakan vahÅŸiler, nereden bilecek; bin senedir deli denilen velilerin musiki ile su sesi ile kaplıcalarla ÅŸifahanelerde tedavi edildiklerini.
 
Sığınmacıların o detaylı muayenelerinde hastalık çıkmamasına karşın, otobüs koltuklarına, ayaklarındaki botlara bile plastik poşetler geçirip, maske ve eldivenle kendilerini koruyarak, onları iteleyip tartaklayanlar; karşılarındakinin bir yürek taşıyan, kahır dolan, acı çeken mazlumlar oluşuna duyarsız kalan bir uygarlığın mensupları olduklarını her seferinde bir kez daha ispat etmekteler.
Mine Alpay Gün

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.