Sosyal Medya

Güncel

Demirtaş ve Yüksekdağ'ın ifade metni

Demirtaş ve Yüksekdağ, gece saatlerinde düzenlenen operasyonla gözaltına alınmıştı. HDP Genel Merkezi ise yapılan olan ortak savunma metnini açıkladı.



HDP Genel Merkezi’nde yapılan açıklamada, Diyarbakır Cumhuriyet BaÅŸsavcılığının yürüttüğü soruÅŸturma kapsamında gözaltına alınan HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanları ve HDP milletvekillerinin ortak savunma yaptığı belirtildi.

HDP EÅŸ Genel BaÅŸkanları Selahattin DemirtaÅŸ ve Figen YüksekdaÄŸ ile HDP milletvekillerinin ortak savunma metni şöyle; "Partim Halkların Demokratik Partisi (HDP), 7 Haziran 2015 Genel Seçimlerinde 6 milyondan fazla oy alarak ve yüzde 10’luk seçim barajını aÅŸarak 80 milletvekili ile parlamentoya girmiÅŸtir. Demokratik siyaset yoluyla ve sandık iradesiyle AKP’nin tek başına iktidar olmasını ve tek başına anayasa yapmasını engellemiÅŸtir. Ãœlkede ’tek adam’ rejimi inÅŸa etmek isteyen ve bunun için her türlü hukuksuzluÄŸu yapmaktan çekinmeyen Recep Tayyip ErdoÄŸan, seçim sonuçlarına saygı duymamış ve koalisyon hükümetleri kurulmasına engel olarak ülkeyi erken seçime götürmüştür. Bu esnada 3 yıla yakın bir süre devam eden çözüm sürecini de kendi iÅŸine gelmediÄŸi ve oylarını artırmaya yaramadığı için sonlandırmış ve bütün ülkeyi adeta ateÅŸe atarcasına bir çatışma ortamına sürüklemiÅŸtir. YaÅŸanan çatışma ortamında yurttaÅŸlarımız haklı olarak güvenlik kaygısı ve telaşı içerisine girmiÅŸler, bu korku ve ÅŸok ortamında yapılan ve eÅŸit/adil olmaktan uzak seçimlerde AKP yeniden tek başına iktidar olmuÅŸtur."

"Recep Tayyip ErdoÄŸan, 7 Haziran seçim sonuçlarını gördükten sonra büyük bir panik ve telaÅŸla parlamentoyu ve hükümeti yok sayarak, yargıyı önemli ölçüde denetim altına alarak, medyayı tümüyle kendisine baÄŸlayarak ülkede bir darbe gerçekleÅŸtirmiÅŸtir. Anayasa’yı tanımadığını, fiili olarak rejimi deÄŸiÅŸtirdiÄŸini hatta Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını bile tanımadığını açıkça ifade edecek kadar fütursuzlaÅŸmış ve devlete el koyduÄŸunu açıkça ilan etmiÅŸtir. Hakkında BaÅŸbakanlığı döneminde iÅŸlendiÄŸi iddia edilen rüşvet, hırsızlık, kara para aklama, Ä°ran’a uygulanan uluslararası ambargonun kırılmasına yönelik altın ticaretine baÄŸlı geliÅŸen yasadışı faaliyetler; Suriye’de terörist gruplara yasadışı silah gönderilmesi d?hil birçok ciddi suçlama vardır. Bu soruÅŸturmaları da yargı üzerinde kurduÄŸu baskı ve kontrol sayesinde ÅŸimdilik örtbas etmeyi baÅŸarmaktadır. Åžimdilik örtbas ettiÄŸi bu soruÅŸturmalardan kalıcı olarak kurtulmanın biricik yolunun bütün yetkileri kendisinde toplamak olduÄŸunun farkındadır. Bu uÄŸurda yapamayacağı hiç bir çılgınlığın olmadığı da artık aÅŸik?rdır. Ãœlkeyi kan gölüne çevirip her gün ülkenin dört bir köşesine gönderdiÄŸi cenazelerle milliyetçi ve ÅŸoven duyguları, ırkçı nefret söylemini kabartmayı baÅŸarmış, ’ülke bölünme tehdidi altındadır’ yalanıyla etrafına biriktirdiÄŸi halk yığınları ile kendi kiÅŸisel emellerine hizmet edecek ÅŸekilde adım adım hedefine doÄŸru ilerlemektedir."

"Bu amacına, yani baÅŸkanlık adı altında dikta rejimine ulaÅŸabilmesi için önündeki tek engel Halkların Demokratik Partisi’dir. Partimizin 1 Kasım seçimlerinde de barajı aÅŸarak 59 milletvekili ile parlamentoya girmesi, ErdoÄŸan’ın tek başına anayasayı deÄŸiÅŸtirme çoÄŸunluÄŸuna ulaÅŸmasını bir kez daha engellemiÅŸtir. Bu nedenle; olası bir erken veya ara seçim ile birlikte kendisine sadık milletvekillerinden oluÅŸan 367 çoÄŸunluÄŸunu saÄŸlamış bir AKP grubunun oluÅŸması için çabalamaktadır. Partimiz HDP, Türkiye’nin çok kültürlü, çok dilli, çok inançlı toplumsal yapısına uygun bir politikayı benimseyerek bünyesinde bütün farklı kimlik ve inançların temsilcilerini barındırmaktadır. Bizler demokrasiye ve birlikte yaÅŸama inanan Türkler, Kürtler, Araplar, Ermeniler, Türkmenler, Süryaniler, Ezidiler, Mıhellemiler ve daha birçok etnik grup olarak bir arada eÅŸit ve adil bir yaÅŸamın mümkün olabileceÄŸine inanıyor ve bunun ancak çoÄŸulcu bir demokrasi, güçlü yerel demokrasi ve özerklikler ile saÄŸlanabileceÄŸi düşüncesindeyiz."

"Partimiz HDP, kadınların özgürlük ve kurtuluÅŸ mücadelesini sahiplenmektedir. Kadınların siyasete eÅŸit katılımını güvence altına alarak, Türkiye’nin ÅŸimdiye kadar parlamenter siyasetteki en yüksek kadın temsil oranına kavuÅŸmasını saÄŸlayan partimizdeki kadın vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılması Türkiye’deki kadınlara yönelik bir tehdit, kadınların mücadelesine de bir darbedir. Her türlü ÅŸiddete tümüyle karşıyız ve bütün sorunların çözümünde diyalog ve müzakerenin gücüne inanmaktayız. Bu yönüyle HDP, tek adam, tek dil, tek mezhep faÅŸizmini egemen kılmaya çalışan ErdoÄŸan için aynı zamanda ideolojik açıdan da "tehditö olarak algılanmaktadır. Bu gerekçelerle partimiz HDP, siyasi hayatına baÅŸladığı günden beri ErdoÄŸan’ın hedefi haline gelmiÅŸtir. Partimizle her türlü hile ve adaletsizliÄŸe, saldırı ve bombalamalara raÄŸmen seçimlerde baÅŸ edemeyince ÅŸimdi de dokunulmazlıklarımızın Anayasa’ya ve Meclis İçtüzüğü’ne aykırı bir ÅŸekilde kaldırılmasını saÄŸlayıp bağımsızlığı ve tarafsızlığı açıkça tartışmalı hale gelmiÅŸ olan bir kiÅŸi olarak yargı önünde bizleri sözde yargılamaya tabi tutmak istemektedir."

"Bizlerin dokunulmazlığını kaldıran AKP Hükümeti vakit kaybetmeden orduya dokunulmazlık zırhı giydirmiÅŸ, askerlerin özellikle son bir yılda Kürt kentlerinde iÅŸledikleri suçları yargıdan kaçırmanın peÅŸine düşmüştür. Dokunulmazlık zırhına 14 Temmuz 2016’da kavuÅŸan Ordu 15 Temmuz 2016’da Darbe GiriÅŸiminde bulunmuÅŸtur. Meclis’i bombalayacak kadar gözü dönmüş darbecilerin elini güçlendirenler yine 7 Haziran’dan bu yana çatışma siyasetini dayatan, demokratik siyaseti dışlayarak savaÅŸ politikalarını devreye koyan AKP Hükümeti olmuÅŸtur. BaÅŸarısız darbe giriÅŸiminden sonra demokratik ilkeler ışığında bir uzlaÅŸma ile büyük bir toplumsal barışı saÄŸlamak mümkünken, ErdoÄŸan ve AKP Hükümeti olaÄŸanüstü hal rejimine geçme kararı almış ve tüm ülke Bakanlar Kurulu’nun çıkardığı KHK’larla yönetilmeye baÅŸlanmıştır. Bir darbe giriÅŸiminden demokrasi devÅŸirilmesi gerekirken, yeni bir darbe sürecine geçiÅŸ yapılmıştır. SeçilmiÅŸ belediyelere kayyum atanması, binlerce öğretmenin açığa alınması, KHK’larla yeni bir darbe rejimi örüldüğünün en somut göstergeleridir. 7 Haziran seçimlerinden önce devreye konulan savaÅŸ politikalarıyla darbe zemini yaratan ErdoÄŸan ve AKP, 15 Temmuz darbe giriÅŸimine varan sürecin zeminini oluÅŸturmuÅŸtur. 15 Temmuz sonrasında uygulanan politikalar ve devreye konulduÄŸu anlaşılan anti-demokratik konsept ise iç savaÅŸ zeminini gittikçe güçlendirmektedir. Bu kaostan çıkışın tek yolu demokratik siyasetin güçlendirilmesi ve sivil-askeri vesayet rejimlerine son vermek olmasına raÄŸmen bugün bu yolun tercih edilmediÄŸini, bizleri on yıllarca geriye götürecek uygulamalarla acı ÅŸekilde görmekteyiz."

"Bizler seçilmiÅŸ halk temsilcileriyiz. Åžahsımızı deÄŸil bizi seçen seçmen kitlelerini temsil ederiz. Åžu anda da yasamanın, Meclis’in dokunulmazlığa sahip bir üyesi, milletvekili sıfatıyla karşınızdayım. Benim temsil ettiÄŸim bu kimliÄŸe ve halkımın iradesine saygısızlık yapılmasına izin vermem mümkün deÄŸildir. Ben, adil ve tarafsız bir yargı huzurunda hesap vermekten asla çekinmiyorum. VeremeyeceÄŸim hiç bir hesabım da yoktur. Ãœlkemizde yargının saygınlığı ayaklar altındayken, düğmesiz olan cübbelerini iliklemeye çalışan böylesi bir siyasi yargılamanın öznesi olmayı da asla kabul etmeyeceÄŸim. Åžahsınıza ve kiÅŸiliÄŸinize yönelik hiç bir tereddüttüm ve saygısızlığım yoktur. Ancak ÅŸaibelerle dolu bir siyasi geçmiÅŸe sahip olan ErdoÄŸan emretti diye baÅŸlatılan bu yargı tiyatrosunda figüran olmayı kabul etmiyorum. Soracağınız hiç bir soruya cevap vermeyeceÄŸim, yapacağınız hiç bir yargılama faaliyetinin adil olacağına inancım yoktur. Benim buraya getirilmem bile hukuk dışıdır. Siyasetçilerin siyaset arenasındaki muhatapları siyasetçilerdir, yargı mensupları deÄŸildir.

Bu anlamda sizler evrensel ve demokratik hukuk ilkelerine ve Türkiye’nin imzalamış olduÄŸu, aynı zamanda bir anayasa hükmü de olan uluslararası anlaÅŸmalara baÄŸlı olması gereken yargı mensupları olarak siyasi oyunların ve tezgahların parçası olmayı reddetmelisiniz. Bizler ülkemizde çoÄŸulcu demokratik bir rejim inÅŸa edilip, barış ve huzur saÄŸlanıncaya kadar siyasi mücadelemize kararlılıkla devam edeceÄŸiz. Toplumsal kutuplaÅŸma ve kamplaÅŸmaya karşı eÅŸit ve birlikte yaÅŸamı, ÅŸiddete karşı demokratik siyasi mücadeleyi, tekçiliÄŸe karşı çoÄŸulculuÄŸu, faÅŸizme karşı demokrasiyi, mezhepçi/ırkçı politikalara karşı inanç ve vicdan özgürlüğünü, ayrımcılığa ve nefret söylemine karşı eÅŸitliÄŸi ve elbette Kürt halkının halk olmaktan kaynaklı bütün haklarını, Alevi toplumunun eÅŸit yurttaÅŸlık talebini, dini azınlıkların inanç özgürlüklerini, kadınların toplumsal/sosyal/siyasal/ekonomik yaÅŸama eÅŸit katılımını, kapitalist tahribata karşı çevre ve ekolojinin korunmasını, sermayenin kar hırsına karşı emeÄŸin, çalışanların haklarını savunmaya, korumaya devam edeceÄŸiz. Parlamentoda da olsak, cezaevinde de olsak bu düşüncelerimizi savunmaktan ve bunlar uÄŸruna mücadele etmekten bizi alıkoyamayacaksınız. BaÅŸkanlık adı altında ülkemize ve halkımıza dayatılan bu faÅŸist düzenden kurtulacağımızdan şüphemiz yoktur. Er ya da geç demokrasi mücadelemiz kazanacaktır. ErdoÄŸan ÅŸahsında, köhnemiÅŸ bu rejim deÄŸiÅŸecektir. Sizden hiç bir talebim ve beklentim yoktur. Siyasi faaliyetlerim nedeniyle ancak beni seçen halkım sorgulayabilir."

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.