Kürsü
Kapı açıksa Mehdi girebilir!
Follow @dusuncemektebi2
MEHMET OCAKTAN/ KARAR
Atasözleri boÅŸuna söylenmemiÅŸ, her birinin derin anlamları var: “Bir musibet bin nasihatten evladır.” Evet 15 Temmuz darbe giriÅŸimi bir felaketin tarihi, ama inanıyorum ki çok hayırlara vesile olacaktır. Birincisi, bu ihanet vesilesiyle FETÖ melanetini ülkede tanımayan kimse kalmadı. Ä°kincisi, bu vesileyle bazı kavramları yeniden tanımaya, öğrenmeye ve tartışmaya baÅŸladık.
Mesela, tarih boyunca bütün toplumlarda zaman zaman bir kurtarıcıyı, mehdiyi bekleme meselesi...
Bu konuda geçtiÄŸimiz günlerde KURAMER (Kur’an AraÅŸtırmaları Merkezi) tarafından düzenlenen “Beklenen Kurtarıcı Ä°nancı” sempozyumunda son derece ufuk açıcı tebliÄŸler tartışıldı.
Sempozyumda “Hadis kültüründe ‘beklenen kurtarıcı’ inancı” adlı bir bildiri sunan hadis bilimci Prof. Dr. Ahmet Yücel, hadis kaynaklarımızda açıkça mehdiden bahseden ve mehdiden söz ettiÄŸi ÅŸeklinde yorumlanan 257 rivayetin yer aldığını, bu sayının Åžia kaynaklarında çok daha fazla olduÄŸunu söylüyor.
***
Hadis alimlerinin genel yaklaşımının güvenilir-metruk ayrımı yapmadan her rivayeti esere kaydetmesinin, bunların hepsiyle amel etmek deÄŸil, nakledilen her rivayeti bilmek ve araÅŸtırmak anlamı taşıdığını belirten Prof. Yücel çok dikkat çekici bir tespitte bulunuyor: “Herhangi bir hadisin temel hadis kaynaklarında bulunması onun Hz. Peygamber’e ait olduÄŸunu deÄŸil O’na (s.a) nispet edildiÄŸini gösterir. Dolayısıyla ‘Mehdi Hadisleri’ denildiÄŸinde Hz. Peygamber’in mehdi hakkında söylediÄŸi Hadisler deÄŸil, mehdi ile ilgili Hz. Peygamber’e nispet edilen bilgiler kastedilmektedir.”
Yine Prof. Yücel’in ifadesiyle, “Ä°mam Buhari ve Ä°mam Müslim eserlerine mehdi ile ilgili rivayetleri almamışlardır. Bu durum söz konusu iki alime göre sahih hadis bulunmadığı için eserlerine mehdi ile ilgili herhangi bir baÅŸlık atmadıkları anlamına gelmektedir.”
Dinler tarihi ile ilgili araÅŸtırmalar gösteriyor ki, Ä°slam öncesi kavimler de dahil olmak üzere hemen bütün toplumlarda adaletsizliÄŸin, haksızlığın, zulmün had safhaya vardığı zor zamanlarda dünyayı huzura kavuÅŸturacak hep bir ‘kurtarıcı’beklenmiÅŸtir. Kısacası deÄŸiÅŸik halkların inançlarındaki ‘kurtuluÅŸ düşüncesi’ tarihi bir olgu olarak hep var olagelmiÅŸtir.
***
KURAMER’in sempozyumuna “Beklenen kurtarıcı inancının Ä°slam Öncesi Dini Arka Planı” bildirisiyle katılan dinler tarihi öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Faruk Harman, çeÅŸitli dini geleneklerde gelmesi beklenen kurtarıcı ile ilgili son derece dikkat çekici bir arka plan sunuyor: “Dinler tarihi araÅŸtırmaları kabile dinlerinde dahi büyük ölçüde benzerlikler taşıyan çeÅŸitli kurtarıcı inanışlarının varlığını ortaya koymaktadır. Sabiilerde ahir zamanda yeryüzünde altın bir dönem baÅŸlatacak olan kurtarıcı, ‘son savaşçı’ veya ‘son kral’ demek olan Kral PraÅŸai Siva olarak ifade edilir. Eski Mısır’da ‘Ameni’, Eski Amerika’da Azteklerde ‘Qetzalkoti’, Hinduizmde ‘Kalki’, Budizmde ‘Mayitreya’, Mecusilikte ‘SaoÅŸyant’ beklenen kurtarıcının isimleridir.
İleride gelecek olan (Mesih) beklentisi Yahudiliğin temel iman esaslarındandır.
Hristiyanlığa göre Yahudilerin bekledikleri kurtarıcı (Mesih) Hz. Ä°sa’dır ve o, insanlığın günahı için çarmıhta can vermiÅŸ, böylece asli günaha kefaret olmuÅŸ, dünyanın sonuna doÄŸru tekrar yeryüzüne inerek Deccal ile savaÅŸacak, kötülüğü yenip iyiliÄŸi hakim kılacaktır.”
Peygamberimiz’in “Benden sonra bir nebi gelmeyecektir” ifadesini esas alarak söylemek gerekirse, insanlığın yeni bir kurtarıcıya, mehdiye ihtiyacı yoktur. Çünkü Kur’an ve Sünnet’in kuÅŸatıcı iklimi kurtuluÅŸ için yeterlidir.
Ama yüzyıllar boyunca yaşanan tarihi tecrübelerde olduğu gibi insanlar hep bir kurtarıcı ve mehdi aramaya devam edeceklerdir...
Henüz yorum yapılmamış.