Sosyal Medya

Güncel

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Münbiç'i PYD'den temizleyeceğiz

Cumhurbaşkanı Erdoğan Muhtarlar Toplantısında konuşuyor.



İşte o konuşmadan satır başları

Biz muhtarlarımızı demokrasinin temeli olarak görüyoruz. kendi aile içinde seçime girse 3 oyu bir araya getirenlerin muhtarları küçümsemeye çalışmaları hadleri deÄŸildir. Muhtarlarımızın bir hareketi, itirazı tastiÄŸi bana çok ÅŸey anlatıyor. Biz buna milletimizin irfanı diyoruz.Ä°lim sahibi olursun, ama irfan sahibi olamazsan bir hiçsin. Bu irfanı ne eÄŸitimle, ne makamla, ne imkanla elde edemez, ölçemezsiniz. Yabancı basın bana siyasetteki baÅŸarımın sırrını soruyor, baÅŸarımın sırrı iÅŸte tam karşımda duruyor.Ãœlkemizin dört bir yanından gelen muhtarlarımızla, baÅŸmuhtar CumhurbaÅŸkanının arasındaki bu muhabbeti görmeyenin gönül gözü kapalı demektir. Tüm siyasi hayatım boyunca ÅŸunu gördüm. Biz milletimize bir adım attık, millet bize 3-5 adımla döndü. o yüzden millete efendi deÄŸil, hizmetkar olacaksınız. Bu sizler için de geçerli, bizler için de.Milletten bir adım kaçanlar ise kendilerine itibar etmediÄŸi için halka kızıyorlar. Milletin deÄŸerleri ile kavga etmeyi bırakıp millete tabi olsalar, sorun çözülecek. 

ŞİMDİ BATAKLIĞI KURUTMA DEVRİ GELDİ

Geçtiğimiz hafta Türkiye'nin yeni güvenlik anlayışı üzerinde durmuş ve artık tehditlerin kapımıza dayanmasını beklemeyeceğimizi ifade etmiştim. Şimdi bataklığı kurutma dönemi. Bu olay nerede, şurada, orada bütün iş bitecek. Öyle sabredelim, bekleyelim yok. O iş geçti. Ne zaman geçti, biz bir çözüm süreci başlattık, netice alabildik mi? Alamadık. Bunların hepsi birer adımdı ama bizi anlamadılar. Gaziantep'te 56 kardeşimizin şehit edilmesi olayı artık bu işin bitiş noktası oldu.

ŞİMDİ EL BAB'DAN MÜNBİÇ

Ve hemen madem ki DEAŞ denilen bu terör örgütü böyle bir adım attı, biz Suriye'ye yaptığımız ön hazırlıklardan sonra Cerablus'tan gireceğiz. Cerablus'a Cerablus halkı yerleşti, artık okullarıyla, hastaneleriyle bütün hizmetleri yaptık, bir taraftan Kızılayımız, alt üst yapıyla hizmetler sürüyor. Ardından El Rai'ye girildi, Rai'den Dabık'a doğru inildi. DEAŞ ciddi bir direnç gösterdi ama Dabık aşıldı, şimdi de Dabık'tan El Bab'a doğru gidiliyor. Bu arada bir terör örgütü YPG/PYD'ye karşı da gerekli mücadele nerede karşımıza çıkarsa orada veriliyor. Şimdi El Bab'dan Münbiç'e doğru.

PUTÄ°N'E DE ANLATTIM...

Bizim Halep'le ilgili itirazlarımız var. Bunu sayın Putin'le de konuÅŸtum. Halep'te terör grupları için mücadeleyi verelim. Ama Halep Haleplilerindir. Bunu açıklamamız lazım. Halep'in üzerinde bir hesaba girmek doÄŸru olmaz. Bizim Halep'le akrabalık baÄŸlarımız var. Halep'te bir iÅŸgal yapılırsa, bu insanların geleceÄŸi yer Gaziantep, Kilis'tir. Sadece bizim faturalı olarak harcadığımız para 13-14 milyar doları buldu, bir o kadar belediyelerimizin, STK'larımızın harcamaları var. AB'den destek gelse de gelmese de biz Suriyeli kardeÅŸlerimize destek vereceÄŸiz Hatta ve hatta, kamplarda bulunanlara vatandaÅŸlık çalışmamızı bakanlığımız yürütüyor. 

EÄžRÄ° OTURUP DOÄžRU KONUÅžALIM...

EÄŸri oturup doÄŸu konuÅŸmak lazım. Bunlar ilk defa bizim tarafımızdan teÅŸhis edilmiÅŸ sorunlar deÄŸildir. Her ne hikmetse gereken önlemler alınmamıştır. BaÅŸbakan ve CumhurbaÅŸkanı olarak ülkenin güvenlik anlayışının deÄŸiÅŸtirilmesi konusunda çok gayret gösterdim. Ã–nümüze farklı mazeretler getirildi. 2003 yılı 1 Martı'nda baÅŸlayacak olan tezkere reddi gibi hatalar da yapıldı. Ben özellikle oraya katılmamız gerektiÄŸine inanmıştım. Bunun hata olduÄŸunu ifade ettim. Bugün Irak'ta iÅŸin içinden çıkılmaz hale gelmesinin nedeni Irak'taki operasyona girmemiz olmuÅŸtur. Daha sonra karar çıktı ama Irak'taki kardeÅŸlerimiz istemedi. Sayın Bush 'Ä°stemiyorlar' dedi, biz de istenmiyorsak girmeyiz dedik ve askerimizi çektik. Suriye krizi baÅŸladığında aktif bir durumda kalmaya çalıştık ama uzun süre burada da dışarıda tutulduk.

ÇÖZÜM SÜRECİ SABOTE EDİLDİ

Sonunda baktık ki kimseden fayda yok. Kendi projelerimizi kendimiz hayata geçirdik. Bu kararı verdik ama önümüzde rahat bir hareket alanı yoktu. Hükümetimizin ilk gününden beri  siyasi ve bürokratik engellemelerle karşılaÅŸtık. 2012'den itibaren Türkiye'deki bölgedeki hesapların dışında tutmak için nasıl hesaplar yapıldığını biliyorum. Çözüm süreci ile bölücü terörden kurtulma çabamızın nasıl sabote edildiÄŸini hep beraber gördük. Bu çevrelerin hedefi Türkiye'yi kendi içinde sıkıştırmaktı.

MUHATAP ALMADIM, ALMAYACAÄžIM

Terör örgütü ve destekçileri de huzuru daimi kılmak için hazırlanan süreçte bunu kullanmışlardır. Devlet ve millet olarak o tarihten beri örgütü de, siyasi kurumları da muhatap da almıyoruz. Almam, almayacağım da. Benim insanıma, vatandaşıma saygı duymayana benim saygım yoktur. Çünkü bizim muhatabımız terörle bağı olmayan bölge insanıdır. Buna böyle bakacağız. O dönemlerde Gezi olayları hükümeti devirmeye yönelik bir fırsata çevrilmeye çalıştı. Bu sinsi oyunu gördük ve tavrımızı öyle aldık. mesele aÄŸaç ya da yeÅŸil meselesi deÄŸildi. Ä°ktidarlarımız döneminde yeÅŸillendirme ile ilgili verdiÄŸimiz mücadele örnektir. Bizim net tavrımız sinsi oyunu bozdu. hemen ardından 17-25 Aralık darbe giriÅŸimi geldi ama milletimiz buna da itibar etmedi.

YÜKÜMÜZ AĞIR, BÖLGEDEKİ OLAYLAR BİZİ ETKİLİYOR

Milletimizle el ele vererek bu oyunları bozduk ama bölgedeki geliÅŸmelerde etkinlik kurma projelerimizi de ertelemek zorunda kaldık. Suriye, Irak'ta, Mısır'ı, Filistin'i eklemek de mümkün. Kimse bu hadiselere 'o ülkenin içiÅŸleridir' diye kendisini avutmasın. Bölgede yaÅŸanan olaylar bizimle de ilgilidir.  Dün Gine devlet baÅŸkanı misafirimdi. Kendisi ile biraz dertleÅŸti. Türkiye'ye bakışları beklentileri farklı. Yükümüz ağır. Bu iÅŸi bir kenara bırakamayız. Avrupa'da yabancı düşmanlığı artıyor. Çünkü oralarda 5 milyonu aÅŸkın Türk ve Türk kökenli insan var. 

KİMSENİN TOPRAKLARINDA GÖZÜMÜZ YOK

Biz bugün Lozan diyince birileri 'Sizin Irak ve Suriye'nin topraklarında gözünüz mü var?' Tarihin kaydına girmiÅŸ bir gerçeÄŸi biz unutacak mıyız? Bizim hiçbir ülkenin topraklarında gözümüz yok.. Tam aksine biz bu ülkelerde yaÅŸayan kardeÅŸlerimizi etnik ve mezhebi çatışmaya sürükleyenlere karşıyız. Bizim fiziki sınırlarımız baÅŸka, gönül sınırlarımız bambaÅŸka. Bizim için Balkanlar yüreÄŸimizin bir yanı, Kafkaslar öte yanıdır. Bizi Suriye meselesi dışında tutmaya çalışanların iyi niyetli olması mümkün mü? Türkiye Irak'ta yaÅŸanan her geliÅŸmenin içinde mutlaka yer alacaktır. Gerekirse askeri ve diplomatik gücümüzle oradaki kardeÅŸlerimizin arkasındayız. 

PYD MÜNBİÇ'TEN ÇIKMAZSA GEREĞİNİZ YAPARIZ

Birileri ısrarla ÖSO ve ve bizi El Bab'dan uzak tutmak istiyor. Biz bu çabaların sebebini biliyoruz.Ama terör koridoruna müsade göstermeyeceÄŸiz. Münbiç'i PYD'den temizlemekte kararlıyız. Gitmezlerse gereÄŸini biz yapacağız. Ya çıkıp terk edecek ya Fırat'ın doÄŸusuna çekilecekler. Biz ABD'li dostlarımıza söylüyoruz, bizim ne PYD'ye, ne YPG'ye ihtiyacımız var; bunu birlikte yaparız. El Nusra da DEAÅž'a karşı savaşıyor ama El Nusra da terör örgütü. 

O BÖLGE İÇİN OPERASYON SİNYALİ

Kilis'ten Kırıkhan'a doÄŸru uzanan bölgede ülkemize yönelik bölgeyi de teöristlerden temizleme konusunda da gereÄŸini yaparız. Bu mesele bizim için bekaa meselesi. Güvenlik görevlilerimizin ve vatandaÅŸlarımızın canı için, kendi sınırlarımız içinde deÄŸil, sorunu kaynağından çözeceÄŸiz. Türkiye'nin gözünde bir an önce kafaları ezilmesi gereken terör örgütleridir. Irak'ta da varız, daha etkin olacağız. Musul'daki Kerkük'teki kardeÅŸlerimizi yalnız bırakamayız. Irak'ın mezhep savaşına itilmesine rıza göstermeyeceÄŸiz. DEAÅž bahanesiyle bölgede 10 yılı aÅŸkın süredir Müslüman kanı dökenlerin, aynı iÅŸin baÅŸka örgütler eliyle yapılmasını istemiyoruz. 

MASAYA YUMRUĞUMUZU İNDİRECEĞİZ

Türkiye'nin Suriye'de ve Irak'ta olması için gerekli nedenlere sahiptir. DEAÅž operasyonunda yer alan diÄŸer ülkelere, bize çıkarılan engeller niye çıkarılmıyor. Onlar onbinlerce kilometreden gelip söz sahibi olacak, Türkiye ise olmayacak. Böyle bir ÅŸey olabilir mi, yok öyle yaÄŸma. Bu tezgah eski Türkiye'de iÅŸleyebilirdi. Ama bugün kabul edilebilmesi mümkün deÄŸil. Türkiye'yi 200 yıldır gerileten, örseleten, hakkını arayamaz hale düşüren anlayışı, en son da 15 Temmuz'da nihai kararını vererek tarihin karanlık sayfalarına gömmüştür. Gerekirse sahada göze göz, diÅŸe diÅŸ, gerekirse diplomasi masasına yumruÄŸumuzu indirerek bu hakkı koruyacağız. 

ŞEHİT GAZİ AİLELERİ MAĞDUR DEĞİL Mİ?

Şimdi 15 Temmuz için birkaç kelam etmem gerek. Bir mağduruyet diye gidiyor. Şu an tutuklu olanlar mağdurmuş. İçlerinde istisnai bazı mağdurlar olabilir. Asıl mağdur olanlar, 246 şehidimiz var, bunlar 15 Temmuz'un şehitleri. Doğuda, güneydoğuda şehitlerimiz ayrı. 2 bin 194 gazimiz var. Bu şehit aileleri, gazi aileleri, benim milletim yaşadıkları mağdur değil mi? Kim ki, bunlarla ilgili FETÖ terör örgütü mensupları sebebiyle mağduriyet edebiyatı yapıyorsa ihanet içindedir. Kimse gelip bize akıl vermesin. Karısına, kocasına, evladına sahip olma sonra içeri girince 'Benim evladım mağdur', himmet paralarını toplayacaksın ne mağduru? İhanet şebekesi bu ülkenin Cumhurbaşkanına küfre kadar her şeyi söyleyecek, alkış yapanlar mağdur. İçlerinden birisi 'Sen ne diyorsun' diyemiyor. Bu Cumhurbaşkanı bu ülkede vatandaşı toprak olmuş cumhurbaşkanı, sen ona orada hakaret edeceksin. Biz kula kul olmadık. Bunlar FETÖ'ye kul oldu. Bize şah damarından daha yakın olan Allahımızdır.

KİMMİŞ O FETÖ?

KimmiÅŸ o FETÖ, bunlar ÅŸirk içinde, küfr içindeler. Sonra da hepsi kaçıp gidiyor, niçin kaçıp gittiniz. Hakkınızı arayın. Kimse maÄŸduriyet edebiyatını yapmasın. Kim ki bu maÄŸduriyet edebiyatı yapanların yanında yer alıyorsa, kendisini bir teraziye çıkarı versin.  Bize pençe çıkaranların tırnaklarını sökeriz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.