Sosyal Medya

Güncel

'Kapalı kapılar ardındaki' Musul ve Kerkük planı

1990 yılında Özal ve Bush arasında 'Musul ve Kerkük için “kapalı kapılar ardında” ne konuşulmuştu?



25 Eylül 1990 tarihinde Saddam Hüseyin'in liderliÄŸindeki Irak'ın Kuveyt'e girmesinin üzerinden henüz 54 gün geçmiÅŸti. Dönemin CumhurbaÅŸkanı Turgut Özal, Beyaz Saray'da ABD BaÅŸkanı Birinci Bush'la yaptığı görüşmeye DışiÅŸleri Bakanı Ali Bozer'i almamıştı! Ona güvenmiyordu.

George Bush, “Saddam'ın kuzeyden baskılanmasını; OrtadoÄŸu'daki ve Ä°slam dünyasındaki ülkelerin ikna edilmesinde ABD'ye yardımcı olunmasını; uÄŸrayabilecekleri muhtemel sıkıntılarda, Kürtlerin koruma altına alınmasını” istiyordu!

"IRAK'TA NE ARIYORSUNUZ?"

Turgut Özal, ABD BaÅŸkanı'nın bu taleplerini dinledikten sonra; Bush'a dönüp “Irak'ta ne aradıklarını” sordu: “ABD'nin Irak harekâtı sadece Saddam'ın iktidardan indirilmesi için mi, yoksa baÅŸka niyetlerle mi planlanıyordu?”

Baba Bush, topu taca attı; net bir cevap vermedi…

Turgut Bey, “Irak'ın iÅŸgali OrtadoÄŸu'yu iyice karıştırır. Bu durum bize de, OrtadoÄŸu'daki ülkelere de çok büyük zarar verir.” diye devam etti…

MUSUL VE KERKÃœK Ä°Ã‡Ä°N TARÄ°HÄ° TALEP

Hemen ardından da tarihi bir talepte bulundu:

“Bütün bu muhtemel sorunların bertaraf edilebilmesi, Kuzey Irak'taki Kürtlerin güvenliÄŸi, PKK terörünün Irak'tan sevk ve idaresinin bitirilebilmesi için Kerkük ve Musul'a kadar olan bölge Türk askerinin denetimine verilmelidir!”

Bush, Özal'ın bu çıkışına çok ÅŸaşırdı. Ne söyleyeceÄŸini bilemedi. Hepi topu bir “kaytarma”cümlesi sarf edebildi: “Kurmaylarımla görüşüp sonra size döneceÄŸim.”

Özal, konuÅŸmasını sürdürdü: “Sizin hangi emellerle Irak'a gireceÄŸinizi bilmemiz mümkün deÄŸil. Ancak bunun sonunda Körfez ülkeleri ve Irak'tan büyük bir ekonomik kazancınızın olacağı kesindir. Türkiye'nin ise bu bölgede yüzyıllardan beri gelen hakları vardır. EÄŸer bir harekât olacaksa ve biz buna destek vereceksek, o vakit gelmiÅŸ geçmiÅŸ bütün zararlarımızı telafi etmemiz gerekir!”

Baba Bush, bunun üzerine “Sayın Özal, hiç merak etmeyin! Türkiye Irak planımızdan azami ölçüde kazançlı çıkacaktır. Bana güvenebilirsiniz” yanıtını verdi!

(Birinci Bush, ağız dolusu yalan söylüyordu. ABD'ye ve başkanlarına asla güvenilmezdi!)

MUSUL VE KERKÜK İÇİN HAREKAT PLANI HAZIRLANDI

Beyaz Saray'daki görüşmeden sonra Türkiye'ye dönen Özal, TSK'nın Kerkük ve Musul'a girmesine yönelik bir harekât planı üzerinde çalışmaya baÅŸladı…

O günlerde, ANAP Milletvekili Göksel KalaycıoÄŸlu'nu hayli geç bir saatte telefonla aramış;“Lozan Konferansı'ndaki Musul zabıtlarını” kendisine getirmesini rica etmiÅŸti.

"MUSUL'A MI GÄ°RÄ°YORUZ?"

Çankaya Köşkü'nde kahvaltıya davet ettiÄŸi Göksel Hanım, Turgut Bey'le selamlaÅŸtıktan hemen sonra “Hayrola Musul'a mı giriyoruz?” diye soruyordu!

Turgut Özal, iÅŸaret parmağını dudağına götürerek; çantasındaki Musul zabıtlarıyla karşısında duran Göksel KalaycıoÄŸlu'na “Sus” iÅŸareti yaptı!

Turgut Bey, Musul zabıtlarını hangi kurumdan istese elbette kendisine getirirlerdi. Halbuki, odaklandığı konuyu bir müddet gizlemiş; güvendiği bir isimden tutanakları istemişti.

DÖNEMİN GENELKURMAY BAŞKANI KARŞI ÇIKTI

Musul ve Kerkük'le ilgili çalışmalarını tamamlayan Özal, ilk darbeyi Milli Güvenlik Kurulu toplantısında yedi. BaÅŸta Genelkurmay olmak üzere devletin belli baÅŸlı kurumları Özal'ın planına karşı çıktılar. Sivil toplum kuruluÅŸları da “koro”ya katıldı. Turgut Bey'in Kuzey Irak'la alakalı çıkışına tepki kısa sürede öyle bir noktaya ulaÅŸmıştı ki, CumhurbaÅŸkanı'na adeta savaÅŸ açılmıştı!

ÖZEL KARŞITI CEPHE OLUŞTURDULAR

Demirel, bu karşıtlığın bayraktarı gibiydi. Ä°smet PaÅŸa'nın oÄŸlu Erdal Bey de yanlarındaydı. Turgut Bey'in “sürpriz” desteÄŸi ile BaÅŸbakanlık koltuÄŸuna oturan Yıldırım Akbulut bile“Özal Karşıtı” cephede yer alıyordu!

Ordu, Anavatan Hükümeti ve muhalefet partileri “Kuzey Irak'ı 80 sene evvel bıraktık, artık orada ne iÅŸimiz var?” diye feveran ediyorlardı!

(Son birkaç yıldır, OrtadoÄŸu'da/Suriye'de/Kuzey Irak'ta ne iÅŸimiz var?” diye ısrarla gürültü yapanlarla aynı Amerikan Ä°liÅŸtirilmiÅŸi repliÄŸi kullandıklarını tam da burada hatırlayalım!)

3 Aralık 1990'da; Turgut Özal'la ters düşen Genelkurmay BaÅŸkanı Necip Torumtay istifa etti! Özal'ın istifaya cevabı “Komutan masada deÄŸil; savaÅŸta cephede belli olur!” ÅŸeklindeydi.

“Türkiye'deki Amerika” anlamına gelen “Ãœst Yapı” (Derin Baronlar veya Eski Rejim)neticede Özal'ın Musul ve Kerkük planını boÅŸa çıkarmıştı.

Ankara'daki “etkili mukavemet”in senaryosu Washington'da yazılmıştı:

Derin Bush'un baÅŸkanlığındaki Beyaz Saray, Turgut Bey'in Kuzey Irak planına karşıydı. Özal'ın hatası ise Bush'un sözlerine güvenmesiydi…

O vakitler, ABD'nin dümen suyuna girmiÅŸ olmakla suçlanan Özal aslında ABD'ye ve içimizdeki bilumum mutemet elemanlarına karşı “Türkiye'nin milli menfaatlerini, hayati manadaki haklarını” savunmuÅŸtu…

Özal, iÅŸte bu yoldaki mücadelesini “hayatıyla” Ã¶dedi: 17 Ocak 1991'deki Birinci Körfez Savaşı'ndan “iki yıl üç ay sonra” zehirlenerek öldürüldü!

Bilgileri Yeni Şafak yazar Tamer Korkmaz köşesinden paylaştı.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.