Sosyal Medya

Kürsü

Bir Anı / Şevket Hüner



90’lı yılların baÅŸlarında elektrik kumanda panoları yaptırıp satıyorduk,

Bazı çok hızlı yapılması gereken küçük panoları piyasadan Halil ustaya veriyorduk.

Panonun bu akşama yetişmesi lazım yetiştirebilir misin? diye sorduğumuzda,

“Kuran çarpsın ki yetiÅŸtiririm” diyordu ama pano yetiÅŸmiyordu.

Zira piyasadaki esnafın işleyişi, iş garanti ise yeni iş bulmaya yönelmekti.

Günler yalan yere yeminlerle takviyeli, durulmayan sözler eşliğindeakıp gidiyordu.

Bir sabah Halil usta ise bulanmış eli ayağı tutmaz bir vaziyette dükkanımıza getirildi.

Penseyle kofradaki sigortayı çıkarmaya çalışırken kısa devre yapınca kofra patlatmıştı.

Patlamanın şiddetinden bir süre gözler görmedi neyse kısa zamandabundan kurtuldu.

Bir hafta sonra kendisine verdiÄŸimiz panoyu akÅŸama yetiÅŸtirmesini istedik.

Yine “Kuran çarpsın ki yetiÅŸtiririm” demeye yeltenince sözünü kestim.

Ancak “Kofra çarpsın ki yetiÅŸtiririm” derse bu iÅŸi kendisine vereceÄŸimi söyledim.

Ama ustabuna yanaÅŸmayıp hızlı adımlarla dükkanı terk etti…

Zira kofra çarpıyordu ve bunun sonucunda insan bir süre göremiyordu…

Allah adına yalan yere yemin etmenin kefareti 10 fakir yedirmek yoksa üç gün oruçtu…

Ama  Kuran üzerinden yeminlerin kefareti nedir diye düşünüp duruyordum.

Araba çarpabilir, elektrik çarpabilir, kofra patlayabilir…

Bu risklere girmektense tutamayacağımız sözler vermemek en iyisi galiba…

Şevket Hüner

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.