Sosyal Medya

Kürsü

Dinleyin çocuklar!

Tarık Tufan



Müfredata girmemiş şeyler anlatacağım size. Hazır okullar da açılıyorken bilmeniz gerektiğini düşündüğüm konular...
Milli EÄŸitim Bakanlığı’nın tavsiye kararı almadığı, ders kitaplarına girmeyen, öğretmenlerin anlatmadığı konular.
Öncelikle şunu bilin ki hayat dediğimiz, ders kitaplarından öğrenilebilir bir şey değildir. İyi vatandaş olmakla iyi insan olmak arasında, söylenmemiş, üstü örtülmüş bir fark vardır. Uygar ve uysal olmak adına anlatılan şeyler, hayatın derin anlamına nüfuz edemezler. Bu yüzden hayat çoğu zaman gayrı resmi bir yolculuktur. Çok zaman kaçak kalırsın yaşamak kompartımanında.
Sana hayat bilgisi diye yutturulan konular gerçekte seni sıkıştıracakları dar bir elbisedir. Ve asla elbiseyi sana uyduracak değiller bunu unutma.
Sana yazları sıcak ve kurak, kışları soğuk ve yağmurlu bir coğrafyada yaşadığımızı söyleyecekler. Gerçek olan senin mevsimindir oysa. O günün nasıl geçeceğini anlayabilmek için gökyüzüne bakman gerekmez. Dönüp yüreğine bak. Yağmurlar ve güneş yüreğinden süzülür. Gerçek olan yüreğinin mevsimidir, senin mevsimindir. Her sabah uyandığında gözlerinden dünyaya saçılandır mevsim. Güneş senden doğar ve yağmur senin gözlerinden düşer yeryüzüne.
Sana atlaslar, haritalar gösterecekler. Adına sınır dedikleri bazı çizgilerle çevrildiÄŸini göreceksin yaÅŸadığın yerlerin. Bütün bunlar kurmaca. Gerçekte tüm yeryüzü Allah’ındır ve gerçekte yürüyebildiÄŸin kadar senindir tüm coÄŸrafyalar.
Haritalar da gerçeÄŸi söylemez. Kuzey Amerika’yı Afrika’dan büyük gösterecekler sana. DoÄŸru deÄŸil. Afrika altı milyon kilometrekare daha büyüktür. Avrupa’ya kıta deyip duracaklar. DoÄŸru deÄŸil. Asya’nın uzantısından baÅŸka bir ÅŸey deÄŸil Avrupa dedikleri.
Bazı şehirlerin uzakta olduğunu anlatacaklar sana.
Uzaklık ve yakınlık aslı astarı olmayan ölçütlerdir.
Kudüs’ü öğren mesela. Saraybosna’yı, Åžam’ı, BaÄŸdat’ı, Mekke’yi, Medine’yi, Hicaz’ı, Caharkale’yi...
Öğren buralarda ne yetişir, insanlar ne yer ne içer, denizleri nasıldır, tarihte neler yaşamışlar, çocukları hangi oyunları oynar, anneler hangi ninnileri söyler, genç kızlar ne işler, erkekler ne işe koşar.
Öğren hangi şarkıları söyler buraların halkları. Neye ağlar, neye gülerler.
Öğren bu şehirler, ne zamandır senden uzakta.
Öğren bu şehirler senden niye uzakta.
Okuduğun yazıların, şiirlerin sonunda yabancı olduğunu söyledikleri kelimeleri sıralayacaklar. Dikkatli oku bu kelimeleri. Bil ki çoğu senindir bu kelimelerin. Bir hayata, bir medeniyete yabancılaşmış insanların, yeryüzüne yabancılaşmış insanların bir kenara bıraktığı kelimelerdir bunlar.
Senin kelimelerin...
Bir hayatı, bir düşünüşü, bir duyumsamayı, bir hayali, bir rüyayı anlatabileceğin kelimeler var bunların içinde. Kendi yabancılaşmalarını gizleyebilmek için bizim kelimelerimizi çalan insanlar göreceksin.
Kitaplara girmemiÅŸ adamlar var bir de.
Şiirlerini, öykülerini, romanlarını, piyeslerini müfredatlarda göremeyeceğin iyi ve sıkı adamlar. Gelecek güzel günlerin habercileri...
Onları itinayla okumalısın. Yedi güzel adamı tanıyıp, Hızır’la kırk saatin nasıl geçtiÄŸini öğrenmelisin. DerviÅŸ hüneri nasıl olurmuÅŸ onlardan öğreneceksin. Bir de kalem kalesini inÅŸa etmeyi...
Okumaya nasıl baÅŸlayacağını Kitap’tan öğrenebilirsin ancak.
Yaradan Rabbin adıyla oku!
Böyle okursan varlığının anlamı kalın harflerle yazılır yeryüzünde. Böyle okursan insan olmanın ne demek olduğunu bilirsin.
Böyle okursan anlarsın Hasan ve Hüseyin’in dedesi neden omuzlamış ağır bir yükü...

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.