Özel / Analiz Haber
Bağdat'ın Musul planı bir işğal hareketi mi?
![](resimler/detay/131704.jpg?1537814163)
Follow @dusuncemektebi2
Musul'un DAEŞ'ten kurtarılmasına yönelik operasyon planları sürerken akıllara gelen, ama sorulmamış bir soruyu buradan Irak hükümetine yöneltmemiz gerekir: Hedef Musul'u işgal etmek mi yoksa özgürlüğüne kavuşturmak mı?
Belki hükümetin, zalimliği herkes tarafından kabul edilmiş, bir terör örgütünden ülkenin en büyük ikinci şehrini kurtaracağı sırada bu soruyu sormak tuhaf olabilir. Ancak Irak'ın mevcut siyasasını 2003'ten beri dikkatli takip edenler bu sorunun hangi saiklere dayandığını anlayacaklardır.
Bu hükümet iktidara Irak'ın ABD işgaliyle gelmedi, şu anki tabloda da bu işgal de zaten arkasında bir devletten ziyade devletler hizbini ortaya çıkarmış durumda. Lakin işgalin en önemli etkisi geleneksel İran etkisini mezhepsel politikalarıyla kapıları modern tarihe ardına kadar açması oldu. Ayrıca şu anki mevcut iktidar devletin milli ordusunu tasfiye ederek yerine İran güdümlü Şii milis güçleriyle donatmış durumda.
IRAK KÃœRDÄ°STAN'I DA RAHATSIZ
Bunları göz önüne aldığımızda ortaya çıkan tablo, Irak'ın geleceğinden ziyade İran'nın arka bahçesi görüntüsünden ibaret. Bunun sonucunda doğal bir tepki olarak bu kez Sünni mezhepçiliğini öncelemiş milis kuvvetler karşımıza çıkmakta. Aslında Irak Kürdistan'nın, merkezi yönetimden ayrılmasına sebep olan nedenler de kökünü buna benzer gerekçelere dayanmaktadır.
![](/resimler/images/barzani.jpg)
Daha net açıklamak gerekirse merkezi yönetimin güttüğü politikalar Irak Kürdistan yönetimine hem mezhepsel olarak ters gelirken hem de ulusal çıkarlar açısından da Kürtler'in Irak'taki varlığına mugayir bir takım sonuçlar meydana getirmektedir. Irak'ın geleceğini büyük oranda Bağdat'ın politikaları belirleyecektir; ama bu politikaların görünür en önemli sonucu, şu an için, Irak merkezi hükümeti politik açıdan güçsüz bir durumda bırakmaktan ibaret. Bu politikalar, bölgesel, ulusal ve uluslararası çıkarlara zarar vermesinin yanında olası büyük çatışmaların zeminini hazırlama potansiyelini taşımakta.
IRAK TAMAMEN İRAN ETKİSİNE AÇIK
Şu anda merkezi yönetimin politikaları kendi iç siyasetinde bölünmeyi artırırken her geçen gün Irak'ı İran'nın siyasi etkisine daha da açık bir hale getirmektedir.
Geçtiğimiz hafta Irak bölgesel yönetimi lideri Mesut Barzan'i mecliste Merkezi yönetiminin başbakanı İbadi'nin de bulunduğu bir oturumda şu ifadeleri sarf etti: ''Eğer Merkezi Yönetim ile bir uzlaşma sağlanması halinde Irak Kürdistan'ı Irak'tan ayrılmayı kesinlikle ilan etmeyecektir.'' İbadi ise bu sözler hakkında bir yorumda bulunmadı. Peki bu sözler gerçekten de Irak Kürdistan'nın aklında ayrılığın olmadığı anlamına mı gelmektedir? Veya iki taraf arasında Musul'un kurtarılması operasyonunda bir ittifak mı söz konusu olacak?
Bütün bunların tartışıldığı bir sırada İbadi'nin Türkiye ile problemi ortaya çıktı. İbadi çok sert bir dille Türk güçlerini Musul operasyonunda olmaması gerektiğini söylüyordu. Oysa daha önce Türkiye, Türkmen milislerin katılımı ve taşınması için kullandığı ve hemen Musul'un yanında bulunan Beşika kampı hızlı bir şekilde Musul operasyonu ile gündeme geldi. İbadi burada bulunan güçleri işgalci olarak nitelendirerek çekilmesi gerektiğini söyledi.
TÃœRKÄ°YE ISRARCI, Ä°BADÄ° SAMÄ°MÄ°YETSÄ°Z
Türkiye bölgede kuvvetlerinin kalmasında ısrarcı. İbadi ise Türkiye'nin tavrının güvenilir olarak bulmadığını söyleyerek topraklarında yabancı güce karşı olduğunu söyledi, oysa merkezi yönetiminin kendi toprakları üzerinde bulunan ve sürekli geçiş sağlayan İran milislerini ise yabancı bir güç veya tehdit algısı içinde değerlendirmemekte. Hatta geçtiğimiz günlerde İran, üst düzey yetkili bir generalini ve istihbarat başkanını Irak'ın resmi ordusuna danışman olarak göndererek yabancı kuvvetlerin Irak üzerinde ne denli etkili olduğunu ortaya koydu.
![](/resimler/images/ibadi.jpg)
TÜRK GÜÇLERİ İRAN'NIN OYUNLARINI BOZUYOR
Aslında Türk güçlerinin Beşika'daki varlığı İran'nın ırak üzerindeki sonsuz etkisini kırarken merkezi yönetimin de mevcut pozisyonda dilediği gibi hareket etmesinde de engel oluşturmakta.
Öte yandan Irak'ın meseleyi BM gündemine taşıması konusu ise her hangi bir ciddiyet taşımamakla birlikte Irak'ın aldığı tek cevap bu konu için BM'nin biraz daha zaman ihtiyaç duyduğu oldu. Burada sorulması gereken soru Irak'ın iç siyasetine bunca yabancı etki ortadayken Türkiye'nin varlığı ve müdahalesi neden Irak merkezi yönetimini biranda ilkeler abidesine dönüştürmektedir?
TÃœRKLERE Ä°ÅžGALCÄ°, Ä°RAN MÃœTTEFÄ°K
Irak merkezi yönetim yetkilileri yaptığı açıklamada İran güçleri kendi izinleri doğrultusunda hareket ederken Türkiye'nin kendi onaylarını almadan orada konuşlandığını ifade ediyorlar. Bu aslında hakkaniyetten uzak ve oportünist bir açıklamadan ibaret. Şu anda devlet mevcut bir otoriteden yoksun, mezhepçi politikalar ile hareket eden bir grubun elinde ve İran politikaları çıkarı adına Türkiye'nin varlığından ciddi bir rahatszılık söz konusu.
HEDEF: DEMOGRAFİK DÖNÜŞÜM VE Şİİ KORİDORU
Temelde ise Merkezi yönetim uyguladığı mezhepçi politikalar ile bölgede büyük demografik bir değişimi hedeflemekte. Uygulanan temel doktrinde ise bir hat üzerinden İran sınırına kadar Şii bir koridor yaratarak o bölgede bulunan Sünni kesimin herhangi bir oluşuma girişmesine müsaade etmemek.
Bu politikaları düşünerek Musul operasyonunda bulunacak güçlerin ne kadar hayati bir role sahip olduğunu anlayabiliriz. Musul ülkenin en büyük 2. şehir ve Arap, Kürt ve Türkmen Sünnilerden oluşmaktadır. Bu sözleri geçtiğimiz gün Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan da Rotana Khalijia TV kanalında aynı şekilde dile getirdi.
![](/resimler/images/recep-tayyip-erdoÄŸan-26-aÄŸustos.jpg)
Erdoğan'ın mesajı oldukça açık ve netti; '' Bu operasyon Irak iradesiyle değil, İran'nın yönlendirmesiyle gerçekleşiyor.'' Erdoğan'ın vurguladığı diğer önemli bir nokta, Musul'un DAEŞ tehdidinden arındırıldıktan sonra Türkiye'nin birilerinin eliyle Musul'da demografik bir mühendislik girişimine asla izin vermeyecekleri yönündeydi.
Bütün bunları göz önüne alarak eğer Merkezi Yönetim Musul'u Daeş'ten aldıktan sonra nüfusun popülasyonunu değiştirerek Şii milislerin kol gezdiği bir şehre dönüştürecekse biz bu operasyona; kurtarma opersyonu mu diyeceğiz yoksa işgal hareketi mi?
Khalid Al-Dakhil/ AL-HAYAT DÜŞÜNCE MEKTEBİ İÇİN ÇEVRİLMİŞTİR / Mehmed Mazlum Çelik
Henüz yorum yapılmamış.