Kültür Sanat
Topkapı Sarayı'nın yıkımı 1930'lara dayanıyor!

Son dönemde 'yıkılıyor' şayiaları çıkan Topkapı Sarayı'nın gerçekten yıkılmasına 1930'lu yıllarda başlandığı ortaya çıktı. Ve o yıkılma da mecazi değil, bizzat sarayın altında prehistorik döneme ait kalıntılar bulunduğu iddiasıyla kazma kürekle gerçekleştirilmiş. Daha sonrasında ise Topkapı Sarayı'nda yenileme maksatlı çalışmalarda kubbeler betonla kaplanmış ve birçok da yıkım gerçekleştirilmiş.
Her gün yerli ve yabancı birçok turistin ziyaret ettiği Osmanlı padişahlarına dört asra yakın hizmet veren Topkapı Sarayı, yıkılma tehdidiyle karşı karşıya. Yıllardır makyaj restorasyonlar ile ayakta tutulmaya çalışılan sarayın taşıyıcı duvarlarında büyük yarıklar ve çatlaklar oluştu. Bu tahribatta uzun bir geçmişteki depremler, hukuki eksiklikler, idari, ideolojik, ekonomik sebeplerle birlikte, bunların da başında, 1930'lu yıllarda sarayın birçok bölümünde kazma kürekle yıkılarak, altında prehistorik döneme ait kalıntıların aranması etkili. Ve yine 1935 yılında başlayan ve 1960’a kadar uzanan yenileme faaliyetleri sırasında “sağlamlaştırma-güçlendirme” maksadıyla kubbe ve tavanların “betonla” kaplanması da sarayın şimdi 'artık yıkılıyorum' feryadının bir başka sebebi. Saray, her ne kadar geçtiğimiz senelerde betonlardan kurtarılmış olsa da yoğun ziyaretçi sayısıyla bu ağırlığa dayanamaz durumda.
Topkapı Sarayı’ndaki büyük yıkım ve yenileme faaliyetlerinin başlangıç yılı 1935’ti ve on yıl süren bir çalışma sonunda mutfaklar, revaklar, Has ahır, Beşirağa Camii, Baltacılar, Ortakapı, Ak Ağalar Kapısı, Kubbealtı, İç Hazine, Silah Müzesi, Hazine Dairesi, Valide Taşlığı, Harem Ağaları Koğuşu, Şehzadeler Dairesi, Hırka-i Saadet Dairesi gibi bölümler elden geçirildi. Bu süreçte Türk Tarih Kurumu tarafından Bizans’ın ilk iskan mahalli olduğu sanılan Sarayburnu havalisi ve Topkapı Sarayı alanında prehistorik zamanlara kadar uzanan kültür kalıntılarının bulunabileceği ümidiyle Aziz Ogan, Arif Mansel ve Saim Ülgen tarafından arkeolojik kazılar yapıldı. 8 Eylül 1937’de başlanan kazılar iki ay devam etti. Proto Korint ile Yunan Roma, Bizans ve Türk keramik parçalarına ve bazı paralar bulunduğu halde, prehistorik devre ait tek bir eser çıkmadı.
“Kaynaklarda Cumhuriyet’in ilk döneminde, 1930’lu yıllara kadar çok büyük çaplı eski eser yıkımı ve tahribatı yapıldığı bildirilmekte. 1935’i takip eden yıllarda da Topkapı Sarayı adeta bir restorasyon terörüne uğradı ve “yıkılma tehdidiyle” değil doğrudan “yıkımla” karşı karşıya kaldı. Bu tahrip devresi 1950-1960 yılları arasında da sürdü. Örneğin, “1957-1958 yılı onarımında müteahhidin cehaleti yüzünden sarayın bazı kısımlarını tahrip ettiği müfettiş raporu ile tespit edildi. Yine aynı onarımda, aslında sarayın Harem Dairesi onarılacakken, ihaleyi cahil bir müteahhidin alması üzerine, Müze Müdürü yetkisini de aşarak, müteahhide sarayın nispeten daha az zarar verilebilecek kısımlarını vererek tahribat ve yıkımın önüne geçmeye çalıştı.
Kaynaklar:Dünya Bülteni
Henüz yorum yapılmamış.