Güncel
HDP'nin 'yalancı çoban' hikayeleri
'Gözaltında kaybedildi' denilen Hurşit Külter, Kerkük'te ortaya çıktı; HDP'nin yalanı elinde kaldı.
Her fırsatta sırtını teröre yasladığını itiraf eden HDP, son olarak HurÅŸit Külter'in sırra kadem basmasının ardından kara propaganda makinesini çalıştırdı. HDP Grup BaÅŸkanvekili Ä°dris Baluken Meclis'teki koltuÄŸundan yaptığı suçlamada "Gözaltına alındığını bildiÄŸimiz HurÅŸit Külter nerede? Konuyu AB'ye, AP'ye, Af Örgütü'ne, Ä°ÅŸkenceyi Önleme Komitesi'ne taşıyacağız..." demiÅŸti. EÅŸbaÅŸkan Selahattin DemirtaÅŸ da grup toplantısında "HurÅŸit Külter’in kaybedildiÄŸi ÅŸeklinde çok somut bilgiler var..." suçlamasında bulunmuÅŸtu.
Yenikapı'ya gidemeyen Demirtaş bunun gerekçesi olarak Hurşit Külter'i de saymış ve "HDP Berkin'i unutup Yenikapı'ya gidemezdi. Gezi şehitlerine, Uğur Kaymaz'a, Ceylanın gözlerine bakamazdı HDP. Hurşit Külter'e nasıl hesap verebilirdi. Roboski, Tahir Elçi, HDP olsaydı bunların hesabını soracaktı. HDP Cizre, Sur'u unutup Yenikapı'ya gidemezdi" diye konuşmuştu.
Bu HDP yöneticilerinin, gerçek dışı bir olay üzerinden kara propaganda yaptıkları ilk olay değildi...
SUÇLAMA GÜNLERCE SÜRDÜ
Gözaltında kaybedildiği iddiaları günlerce işlendikten, HDP'li yöneticiler tarafında propaganda malzemesi yapıldıktan sonra Hurşit Külter, Irak'ın Kerkük kentinde ortaya çıkıverdi.
Bir de basın açıklaması yapan Külter, Şırnak'ta 27 Mayıs'ta gözaltına alındığını, bir fırsatını bulup kaçtıktan sonra Şırnak'taki operasyon nedeniyle boşalan binalarda 40-45 gün saklandığını iddia etti. Külter, daha sonra hendek ve barikat kuran PKK'lılarla karşılaştığını ve onların yardımıyla kentten çıktığını söyledi.
Serbesttiyet'ten Cengiz AlÄŸan, HurÅŸit Külter’in ortadan kaybolup sonra da Kerkük'te ortaya çıkmasıı merkeze alan bir "HDP yalanları" yazısı kaleme aldı. "Halkların Demokratik Tiyatrosu" baÅŸlıklı yazısında AlÄŸan, "Artık kabak tadı verdi bu tiyatro. PKK/HDP ve ona yakınlık besleyen STK ve siyasi çevreler, gözümüzün içine baka baka, bize, Kürtlere ve tüm dünyaya yalan söylüyor. Kara propagandaya dayalı birer yalan üretim merkezine dönüştüler. Her yalanları arka arkaya ortaya çıksa bile hiç utanmadan sıkılmadan, aynı ÅŸekilde devam ediyorlar. ÖrneÄŸin, geçen yıl da ‘Er Osman Karadeniz Nerede?’ diye ortalığı ayaÄŸa kaldırmışlardı. Oysa askerden firar eden bu er, bir süre sonra Mardin’de bir çatışmada öldürüldü. Yani kaçıp PKK’ya katılmıştı." hatırlatmasında bulundu.
YILLAR ÖNCE YİNE YAPMIŞLARDI
Özgür Gündem gazetesi çalışanı Aysel Malkaç'ın 7 AÄŸustos 1993'te Kumkapı’daki gazete binasından çıktıktan sonra bir daha kendisinden haber alınamadığını, gazete yönetiminin resmi makamlara yaptığı baÅŸvurulardan bir sonuç çıkmadığı bilgisini veren AlÄŸan, o süreçte yaÅŸananları da şöyle aktardı:
"Bunun üzerine gazete yönetimi, çalışanları ve çeÅŸitli sivil toplum kuruluÅŸu üyeleri, Ä°nsan Hakları DerneÄŸi (Ä°HD) Ä°stanbul Åžubesi’nde bir ay sürecek dönüşümlü açlık grevine baÅŸladılar. Bu arada gazeteye, Avcılar Firuzköy Mezarlığı’na çarÅŸaf içinde bir cesedin gömüldüğü ihbarı geldiÄŸi iddia edildi ancak bu ihbar asılsız çıktı.
Gazete yönetimi ve STK’lar ile PKK çevreleri Malkaç’ı ‘dünyada gözaltında kaybedilen ilk kadın gazeteci’ ilan ettiler ve habere gidip dönmediÄŸi gün olan 7 AÄŸustos’u ölüm günü kabul ederek, her yıl anmalar düzenlemeye baÅŸladılar.
BİR İTİRAFÇI ÇIKANA KADAR
Onlara göre Malkaç’ı polis kaçırmış ve yargısız infazla öldürmüştü. 3-4 yıl sonra, Susurluk kazası sonrası gözaltına alınan ve itirafçı olan Murat Ä°pek’in iddianamesinde, Malkaç’ın kaçırılmasıyla ilgili bilgiler yer aldı. Ä°pek’in iddiasına göre; Aysel Malkaç kaçırılarak öldürülmüş ve cesedi Sapanca’daki bir atış poligonuna gömülmüştü. Ancak bu iddianın gerçekliÄŸi de tespit edilemedi.
Malkaç Ä°HD’nin ‘Basın Åžehitleri’ listesinin en başında yer aldı. ÇaÄŸdaÅŸ Gazeteciler DerneÄŸi’nin ‘kayıp gazeteciler’ listesine alındı. 11 yıl boyunca bu listelerde kaldı. 11 yıl boyunca her 7 AÄŸustos’ta anma yapıldı. Cumartesi Anneleri ellerinde onun da fotoÄŸrafını taşıdı. Ta ki bir PKK itirafçısı çıkıp (PKK’nın yapıp suçu devlete attığı baÅŸka itirafların yanı sıra) Malkaç’ın Almanya’da yaÅŸadığını itiraf edene kadar.
Bu kez iddia doÄŸru çıktı. Özgür Gündem de bu haberi duyurdu. Malkaç önce Yunanistan’a kaçmış, burada evlenip siyasi sığınma isteyerek Almanya’ya geçmiÅŸti. Orada ikinci bir evlilik yapan Malkaç gayet saÄŸ ve saÄŸlıklıydı. 11 yıldır kopartılan yaygara ve ortaya atılan onca iddia fos çıkmıştı." Cengiz AlÄŸan o süreçte yaÅŸananları ve eleÅŸtirilerini şöyle ifade etti:
KÃœLTER ETRAFINDA KOPARILAN FIRTINA
HDP’nin GüneydoÄŸu’daki ‘paralel partisi’ DBP’nin Şırnak yöneticilerinden HurÅŸit Külter, iddiaya göre, 27 Mayıs 2016’da gözaltına alındı ve bir daha kendisinden haber alınamadı. Şırnak ValiliÄŸi ve jandarma gözaltı kaydı bulunmadığını açıkladı ama PKK çevreleri o günden itibaren ‘HurÅŸit Külter Nerede?’ sorusu etrafında yoÄŸun kampanyalar yürüttü. Soruyu sosyal medyada ve yayın organlarında her gün, gün sayısı vererek sordular.
HDP vekili Meral Danış BeÅŸtaÅŸ Meclis'te ‘zorla kaybettirilmeler’ çerçevesinde bir konuÅŸma yaptı. Pervin Buldan “Bu acıyı biliyorum. Külter’i serbest bırakın” açıklaması yaptı. Yani polisin elinde olduÄŸundan emindi(!). Ä°dris Baluken daha tehditkâr bir tonda devleti suçladı. DemirtaÅŸ yine Meclis'te, elinde Külter’in fotoÄŸraflarıyla akibetini sordu. Ota bota yaptığı gibi, Külter’in ‘gözaltında kaybedilmesine’ karşı Kürt gençlerini sokaÄŸa direniÅŸe çağırdı. Çünkü ‘devlet Külter üzerinden Kürt gençlerine gözdağı’ veriyordu.
MALUM MEDYA SAYISIZ HABER YAPTI
Cumartesi Anneleri Külter için eylem yaptı. HDP BirleÅŸmiÅŸ Milletler ve AÄ°HM’e kadar baÅŸvuru yaptı. Konu ABD DışiÅŸleri sözcüsü John Kirby’nin açıklamalarına kadar uzandı. Kirby HurÅŸit Külter için araÅŸtırma yapacaklarını açıkladı. BBC ve Deutsche Welle onlarca haber yaptı.
Türkiye içinde Evrensel, Cumhuriyet gibi gazeteler sayısız haber yazdılar. Sol siyasi partiler ve baÅŸta Ä°HD olmak üzere STK’lar çok sayıda açıklama yayınlayıp sokakta basın açıklamaları düzenlediler. CHP’li vekiller Sezgin Tanrıkulu, Mahmut Tanal, Selina DoÄŸan da hükümeti suçlayan açıklamalar yaptılar. Devletin 1990’lara döndüğü, yeniden gözaltında kayıplar döneminin açıldığı iddiası tüm dünyaya yayıldı.
AÇIK Kİ YALAN SÖYLÜYOR!
Fakat sonra ne oldu? 4,5 ay boyunca sürdürülen bu tiyatro, Külter’in bizzat kendisinin Kerkük’te ortaya çıkıp açıklama yapmasıyla tamamen çöktü. Kendi ifadesiyle Külter; 27 Mayıs günü Şırnak’ta ‘özyönetim direniÅŸi’ sırasında Özel Harekât polisleri tarafından gözaltına alınmış, bir binanın bodrumunda 13 gün boyunca yoÄŸun iÅŸkenceler görmüş. Ajanlık teklif edilmiÅŸ, kabul etmeyince de infaz edeceklerini defalarca söylemiÅŸler.
Nedense infaz etmeyip binanın üst katına çıkarmışlar. O da buradan ‘bir fırsatını bulup’ kaçıvermiÅŸ. 40-45 gün boÅŸaltılan evlerde yaÅŸamış, ‘ÅŸehirde direnenlere’ denk gelmiÅŸ ve sayelerinde ÅŸehirden çıkmış. Ä°ki aylık zorlu bir yolculukla da Kerkük’e gitmiÅŸ. Bu açıklamayı da ancak oradan ve ÅŸimdi yapabilmiÅŸ.
Açık ki yalan söylüyor. 13 gün yoÄŸun iÅŸkenceler yapan polislerin elinden pırr diye kaçıveriyor. Belediyesini yönettikleri ÅŸehirde (parti yöneticisi olmasına raÄŸmen), ‘direnişçiler’ dâhil kimse onu tanımıyor. Ä°letiÅŸim yüzyılında 4,5 ay boyunca kimseyle en ufak bir temas kuramıyor (Neden ‘direnişçi’ yoldaÅŸları aracılığıyla, en azından ailesine veya partisine haber uçurmuyor, o da belli deÄŸil).
UTANMADAN SIKILMADAN..
Artık kabak tadı verdi bu tiyatro. PKK/HDP ve ona yakınlık besleyen STK ve siyasi çevreler, gözümüzün içine baka baka, bize, Kürtlere ve tüm dünyaya yalan söylüyor. Kara propagandaya dayalı birer yalan üretim merkezine dönüştüler. Her yalanları arka arkaya ortaya çıksa bile hiç utanmadan sıkılmadan, aynı şekilde devam ediyorlar.
ÖrneÄŸin, geçen yıl da ‘Er Osman Karadeniz Nerede?’ diye ortalığı ayaÄŸa kaldırmışlardı. Oysa askerden firar eden bu er, bir süre sonra Mardin’de bir çatışmada öldürüldü. Yani kaçıp PKK’ya katılmıştı. Ama haftalarca kampanya yürütenler çıkıp tek kelime etmemiÅŸ, kimseden özür dilememiÅŸlerdi.
Åžimdi de Külter için henüz -özrü geçtim- bir açıklama bile gelmedi. Sadece Ä°HD, twitter hesabından “HurÅŸit Külter’in saÄŸ olması güzel bir haber” ÅŸeklinde, kamuoyuyla alay edercesine bir tweet attı. Hepsi o.
Hiçbir biçimde utanmayacakları ve bu yalan siyasetine devam edeceklerine hiç şüphem yok. Ama artık ÅŸu soru hep tepelerinde asılı duracak: “Acaba 40 yıldır daha baÅŸka hangi yalanları uydurdular?”.
Kaynak: haber10
Henüz yorum yapılmamış.