Güncel
Yıldırım: Yeni bir iç savaşın kapısı açılmasın
Başbakan Yıldırım, Musul operasyonuyla ilgili, "Musul, Musullularındır. Dışarıdan getirilen başka sivillerle şehrin demografik yapısı bozulmasın, yeni bir iç savaşın, yeni bir anlaşmazlığın kapısı açılmasın" dedi.
AK Parti İstanbul İl Başkanlığı'ndaki istişare toplantısı sonrası gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım, Musul operasyonuyla ilgili değerlendirmeler yaptı. Başbakan Yıldırım, şunları söyledi:
"Şimdi Amerika, Irak Bağdat hükümeti öncülüğünde Musul'un DEAŞ'tan temizlenmesine yönelik yeni bir plan var. Bu planla ilgili çalışmalar devam ediyor. Bu kapsamda, biz diyoruz ki 'Bu çalışmaları yapabilirsiniz, biz bu çalışmaları destekliyoruz ancak ne yaparsanız yapın işgâlden önceki Musul halkına dokunmayın. Musul, Musullularındır. Dışarıdan getirilen başka sivillerle şehrin demografik yapısı bozulmasın, yeni bir iç savaşın, yeni bir anlaşmazlığın kapısı açılmasın.' Dediğimiz budur. Bu hususu da büyük bir dikkatle izliyoruz, takip ediyoruz."
IŞİD'in Başika'ya saldırıları
Yıldırım ayrıca, Bağdat yönetimi ile Türkiye arasında gerginliğe neden olan, Türkiye'nin Başika üssündeki varlığına da değindi. Yıldırım, "Başika'daki askeri unsurlarımıza karşı zaman zaman DEAŞ saldırıları oluyor, gerekli karşılık veriliyor. Dolayısıyla bu, yeni bir şey değil. Orada peki bizim askeri unsurlarımız ne iş yapıyor? Yaptıkları şey çok açık; DEAŞ'e karşı mücadele eden yerel Irak halkının eğitimini yapıyor ve DEAŞ ile ilgili de doğrudan saldırılara karşılık vermek suretiyle böyle bir hizmet görüyor" dedi.
Son olarak Pazar günü, Irak'ın kuzeyindeki Başika bölgesi yakınındaki Gedu Üssü'ne IŞİDsaldırmıştı. Üsteki askerlerin karşılık verdiği saldırıda örgüte ait top mevzisi imhâ edilmiş, insansız hava aracı düşürülmüştü.
Bildiri krizi
Irak Parlamentosu Salı günü, Türk askerinin ülkedeki varlığını sonlandırmasını istediği bir bildiri yayınlamıştı. Bildiriye gerekçe olarak Ankara'nın Başika Kampı'yla ilgili son dönemdeki açıklamaları ve Irak'a yönelik tezkere kararının 1 Ekim'de TBMM'de uzatılması gösterilmişti.
Parlamento ayrıca, Türkiye'nin Bağdat Büyükelçisi'ne nota verilmesi, Türk güçlerinin 'işgâlci güçler' olarak nitelenmesi, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarının kınanması ve Türkiye ile ticari ve ekonomik ilişkilerin gözden geçirilmesi gibi Irak hükümetinden bir dizi talepte bulunmuştu.
Dışişleri'nden açıklama
Türk DışiÅŸleri Bakanlığı, aynı gün bildiriye sert tepki göstermiÅŸti. Bakanlığın yazılı açıklamasında, "Irak Temsilciler Meclisi’nin 4 Ekim 2016 tarihinde aldığı kararı kınıyoruz. Özellikle sözkonusu kararın Sayın CumhurbaÅŸkanımıza yönelik çirkin ithamlar içeren bölümünü ÅŸiddetle protesto ediyor ve kabul edilemez buluyoruz. Bu kararın, Türkiye’nin yıllardır her konuda yanında durduÄŸu ve elindeki tüm imkânlarla destek olmaya çalıştığı Irak halkının büyük bölümünün görüşlerini yansıtmadığını düşünüyoruz" ifadeleri yer almıştı.
Büyükelçi çağrıldı
Bunun üzerine Irak’ın Ankara Büyükelçisi HiÅŸam Ali Ekber Ä°brahim el-Alevi, ÇarÅŸamba günü DışiÅŸleri Bakanlığı'na çaÄŸrılmış ve kendisine bildiriden duyulan rahatsızlık iletilmiÅŸti.
Üst üste tepki geldi
Konuyla ilgili Çarşamba günü açıklama yapan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Irak Meclisi'nin TBMM'de yenilenen tezkerenin tekrar kabul edilmesinden sonra yaptıkları açıklamayı iyi niyetli bulmuyoruz ve Irak halkının tamamını temsil etmediğini çok iyi biliyoruz" demişti.
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş da, "Başika meselesinde biliyorsunuz başından itibaren Kuzey Irak'taki yerel yönetimin, Barzani yönetiminin de Türk birliklerinden özellikle yerel güçlerin Musul'u kurtarmak için eğitilmesi konusunda destek istediği, yardım istediği de açıktır. Bu konu herhangi bir tartışma konusu değildir. Türkiye, Başika'nın tartışma konusu yapılmasına müsaade etmeyecektir" diye konuşmuştu.
Başbakan Binali Yıldırım da konuya Perşembe günü tepkisini göstermiş, "Türkiye hakkında ileri geri laflar etmek, Irak hükümetinin haddi değil" demişti. Türk varlığının Başika'da kalmaya devam edeceğini de eklemişti.
ABD yönetimi ise, "Irak’taki tüm askeri eylemlerin Irak hükümetinin tam rızası ve koordinasyonuyla olması gerektiÄŸini" savunuyor.
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Hükümet Sözcüsü Sefin Dizayi, Türk askerlerinin konuşlandığı Musul'a yakın Başika ve Duberdan eğitim kamplarının, Irak merkezi hükümeti ve Savunma Bakanlığı'nın bilgisi ve rızası dâhilinde kurulduğunu söylemişti.
ErdoÄŸan ne demiÅŸti?
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1 Ekim'de TBMM'nin açılışında yaptığı konuşmada şunları söylemişti:
"Musul'a yapılacak bir operasyonun Telaferi de etkileyeceğini hatırlatmak isterim. Musul'un DAEŞ'ten kurtulabileceğine inanıyoruz. Türkiye olarak masanın dışında kalamayız. Diğerlerinin böyle bir sınırı yok. Ama onlar orada sonuç belirlemek istiyor, biz buna seyirci kalamayız. Bunun kararını da burası verecek. Türkiye olarak kendi sınırlarımız içerisinde huzur ve güven içerisinde yaşamak istiyorsak, bu doğrultuda ilerlemek zorundayız."
ErdoÄŸan, 28 AÄŸustos’ta Gaziantep’te düzenlenen mitingde ise konuyla ilgili ÅŸu ifadeleri kullanmıştı:
"DAEŞ'in Suriye ve Irak'tan temizlenmesi için yürütülen çalışmalara her türlü katkıyı vereceğiz. Cerablus'ta bunun için varız, Başika'da bunun için varız. Gerekirse diğer bölgelerde de aynı şekilde sorumluluk üstlenmekten kaçınmayacağız."
Cumhurbaşkanı, Aralık ayında Al Jazeera'ye verdiği mülâkatta da Başika'ya Irak'ın talebiyle Türk askerinin gittiğini söylemişti:
"DAEŞ, Musul'a mâlum girmişti. Daha sonra bir yayılma politikasıyla DAEŞ Kuzey Irak'ta ağırlıklı olarak bir yayılma içerisine girdi. Ve 2014'te sayın İbadi Türkiye ziyaretinde bizimle bunları konuştuğunda, bizden kendileri için eğitim amaçlı talepleri oldu. Ve bu talepler sebebiyle de biz bu Başika Kampı'nı kurduk. Bunların hepsinden bilgileri var, haberleri var. Şimdi adama sormazlar mı, 'O Başika Kampı kurulduğunda siz neredeydiniz?' O günden bugüne hiç sesiniz çıkmadı. Ve şimdi yeni, bölgedeki bazı gelişmeler üzerine böyle bir adım atıyorsunuz. Ve biz Başika Kampı'nı güçlendirmek üzere buradaki eğitim ekiplerimizi daha da artırmış olduk. Ve bunlar tamamıyla bir muharip güç olarak orada değiller. Daha çok eğitici olarak oradalar."
Kaynak: AA, Al Jazeera
Henüz yorum yapılmamış.