Coğrafyamız
'Kudüs düşerse sırada İstanbul var'
Kudüs Bilinci Derneği Yönetim Kurulu Üyesi, Psikolog Gülşah Akçay Civriz ile Ümmet’in kanayan yarası Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerine konuştuk
“Bizim vatanımız sadece Türkiye deÄŸil, bizim vatanımız tarihi ve manevi mirasımızın olduÄŸu her yerdir. Kudüs bu mirasın en deÄŸerlilerindendir. Mirasına sahip çıkan bugününe sahip çıkar, bugününe sahip çıkan yarınını inÅŸa eder.”
Osmanlı Cihan Devleti dört yüzyılı aÅŸkın bir süre boyunca Kudüs ve Åžam diyarına hükmetmiÅŸ. Kudüs-ü Åžerife çok büyük hizmetler yapmıştır. Osmanlı’nın tarih sahnesinden çekilmeye baÅŸlamasıyla birlikte Filistin’in, Mescid-i Aksa’nın, Filistinli Müslümanları çilesi baÅŸlamış. Mezkur çilenin sancısını gönül evlerinde hissedenler Filistin için, Mescid-i Aksa için, Ä°slam’ın ilk kıblesi, Ä°sra hadisesinin gerçekleÅŸtiÄŸi topraklar için bir ÅŸeyler yapmanın çabası içerisinde bulunuyor.
Böylesi bir ÅŸuurla Kudüs Bilinci DerneÄŸi kurulmuÅŸ. Kudüs Bilinci DerneÄŸi Yönetim Kurulu Ãœyesi, Psikolog GülÅŸah Akçay Civriz ile Ãœmmet’in kanayan yarası Kudüs ve Mescid-i Aksa üzerine Ankara’da konuÅŸtuk.
Ä°SLÂM DÃœNYASININ ÜÇ MAYMUNU OYNAMASI Ä°SRAÄ°L’Ä°N ELÄ°NÄ° GÜÇLENDÄ°RDÄ°
Ä°brahim Ethem Gören: Kudüs’ün hali hazırdaki durumu hakkında bilgi istirham edeceÄŸiz…
GülÅŸah Akçay Civriz: Kudüs’te son durumu anlayabilmek için biraz tarihsel süreci de bilmek gerekli aslında. Dört asır Osmanlı Devleti’nin üzerine titrediÄŸi Filistin topraklarının I. Dünya Savaşı’nda Ä°ngiltere tarafından iÅŸgalinin 100. yılına yaklaÅŸtığımız ÅŸu son aylarda, Kudüs’ün yalnızlığı ve iÅŸgal sonucu yaÅŸadığı sıkıntılar had safhalara gelmiÅŸtir. 1948’de Ä°ngiltere’nin desteÄŸi ve Åžerif Hüseyin’in Arap Yarımadası Kralı olma hırsı sonucunda oluÅŸan zeminden faydalanılarak kurulan Ä°srail devleti, elli yıldır, adım adım Kudüs’ü YahudileÅŸtirme ve Müslümanlardan tamamen temizleme üzerine çalışmaktadır. Arap devletlerinin kapalı kapılar ardındaki pazarlıkları, Ä°slam dünyasının sessizliÄŸi ve Dünya kamuoyunun üç maymunu oynaması bu süreçte Ä°srail’in elini hep güçlendirdi ve gelinen son noktada ise 1948’deki iÅŸgalden beri Batı Kudüs tamamen Ä°srail kontrolünde ve Yahudi nüfusun egemen olduÄŸu bir konumdadır.
Bu keyfiyet uluslararası anlaşmalara açıkça aykırı!
Maalesef Ä°brahim Ethem Bey, uluslararası anlaÅŸmalara tamamen aykırıdır. Kasım 1947’de BMPaylaşım Planı'yla Filistin toprakları Araplarla Yahudiler arasında bölüştürülmüş ve Kudüs'e kendine has özel yasaları ve politik statüsü olan BirleÅŸmiÅŸ Milletler dışında hiçbir yere baÄŸlı olmayan “corpus separatum” statüsü verilmiÅŸtir. Daha önce elde ettiÄŸi Batı Kudüs’ten, BM kararına raÄŸmen vazgeçmeyen Ä°srail bununla da yetinmemiÅŸ 1967’de açtığı Altı Gün SavaÅŸlarıyla DoÄŸu Kudüs’ü de iÅŸgal etmiÅŸtir. Bu savaÅŸla, DoÄŸu Kudüs’te, içerisinde Mescid i Aksa’nın da bulunduÄŸu Eski Åžehir olarak adlandırılan bölge uluslararası anlaÅŸmalara göre Ãœrdün yönetimine verilmiÅŸ olsa aktif da olarak Ä°srail’in kontrolü ve iÅŸgali altına girmiÅŸtir ve o tarihlerden beri sürekli olarak bu bölgelere ‘yerleÅŸimci’ olarak adlandırılan gerçekte iÅŸgalci olan Yahudi nüfus birçok hile ve zorbalıkla yerleÅŸtirilmiÅŸtir.
İslam topraklarının güncem durumu nedir?
Hâlihazırda bu bölgede belediye hizmetleri dahi İsrail tarafından verilmekte, daha doğrusu Müslümanlara hizmet verilmemesi için her türlü yol denenmekte, Müslümanların gündelik yaşantıları tamamen İsrail denetiminde ve zulmü altında sürmektedir.
Mescid-i Aksa’nın ve Kudüslü Müslümanların fiili durumlarına da deÄŸinir misiniz?
Elbette. Mescid-i Aksa baÅŸta olmak üzere ÅŸehirdeki birçok noktada Ä°srail askerlerinin zorbalığa varan kontrolleri söz konusudur. Ä°srail’in izni olmadan Kudüslüler evlerinde tadilat dahi yapamaz duruma gelmiÅŸlerdir. En ufak bir kural ihlalini bahane eden Ä°srail, Kudüslü Müslümanların evlerini ya da evlerinin bir bölümünü yıkma ÅŸeklinde yıldırıcı ve Kudüs’ten gitmeye insanları zorlayan müeyyideler gerçekleÅŸtirmektedir. Özellikle eylemlere karışan ve ÅŸehit edilenlerin ailesinin evlerini yıkmak ve yeniden yapılmasına izin vermemek de bu ev yıkma olaylarına yeni eklenen boyutlardan biridir.
KUDÃœS, Ä°SRAÄ°L’Ä°N TÄ°CARÄ° TEKELÄ°NDE
Bildiğim kadarıyla işgal yönetimi ticari hayata da sınırlamalar getiriyor.
Maalesef. Ticari hayatta Ä°srail adeta kendi tekelini oluÅŸturmuÅŸ, halkın içeceÄŸi suyu dahi belirlemektedir. Bizim Türkiye’de boykot ettiÄŸimiz markalara oradaki halk neredeyse mahkum edilmiÅŸtir. Uluslararası anlaÅŸmalara tamamen aykırı olan bu durum gün geçtikçe ÅŸiddetini artırmakta ve insanın aklını zorlayacak noktalara varmaktadır.
Kudüs Müslümanları bizim namımıza şehirlerini savunuyor.
Yerinde bir tesbit. Kudüs’te yaÅŸamayı kendine bir görev edinen Müslümanlar tüm bu eziyetlere direnme ve hayata tutunma gayreti içerisindeler. Benim ziyaretlerim sonucunda edindiÄŸim izlenim bu yönde. Fakat Ä°srail’in zorbalığı Mescid-i Aksa ile baÄŸlantılı konulara sirayet ettiÄŸinde halkın sabrı taşıyor. Mescid i Aksa’nın altında II. Mabed’den kalıntılar bularak o topraklarda tarihi hak iddialarını meÅŸrulaÅŸtırmak için baÅŸlattıkları fakat temelde Mescid i Aksa’yı çökertmeyi hedef alan kazıların yıllardır önlenmemesi zaten Müslümanları oldukça geren bir süreç, bunun üzerine son iki yılda Ä°srail’in Müslümanlarca Harem olarak kabul edilen ve gayrimüslümlerin girilmesinin kabul edilmediÄŸi Mescid-i Aksa’ya aşırı dinci Siyonistlerin giriÅŸinin desteklemesi ve organize etmesi de eklendiÄŸinde Müslümanlar Ä°srailli askerlerle gündelik rutin hayat içerisinde çok gergin anları daha da sık yaÅŸamaya baÅŸladılar. Haftanın hemen her günü, AÄŸlama Duvarı olarak anılan aslen Burak Duvarı dediÄŸimiz bölgede kendi ibadetlerini yapan Siyonistler, bunun ardından asker eskortluÄŸunda Mescid-i Aksa’ya girmekte, içeri girdiklerinde ise kimi zaman mescitteki Müslümanları tahrik etmekte, kimi zaman bayrak açmak veya talmudi ibadetlerini yapmak için giriÅŸimlerde bulunmaktadırlar. Son dönemde bununla da yetinmeyip kendi kutsal günlerinde Mescid-i Aksa’ya Müslümanların alınmamasını istemekte, bunun için Ä°srail Meclisi olan Knesset’de yasal düzenlemeler yapmaya çalışmaktadırlar.
Ä°SRAÄ°L, KUDÃœS’Ãœ MÃœSLÃœMANLAR VE YAHUDÄ°LER ARASINDA BÖLÜŞTÃœRMEK Ä°STÄ°YOR
Tüm bunlar hangi amaç uğruna yapılıyor?
Bu giriÅŸimlerin amacı, Mescid i Aksa’yı Yahudiler ve Müslümanlar arasında bölüştürmek ve sonra tamamen Müslümanlardan almaktır. Maalesef böyle bir bölünme 1994 yılında Hz. Ä°brahim Camii’nde bir siyonistin açtığı ateÅŸ sonucu 67 Müslümanın ÅŸehit olmasından faydalanan Ä°srail’in, camiinin bir bölümünü güvenlik gerekçesiyle sinagoga çevirmesiyle gerçekleÅŸmiÅŸtir. El Halil’de, mekânsal bölünmeyi baÅŸaran Ä°srail, ÅŸu anda Hz. Ä°brahim Camii’nde ezan okunmasını dahi engelleyecek kadar kontrolü ele almış durumdadır. İçinde bulunduÄŸumuz günlerde RoÅŸ AÅŸana adı verilen Yahudi yılbaşı yaÅŸanırken El Halil’de hayat Müslümanlar için durma noktasına gelmiÅŸtir.
Biraz da El Halil’deki duruma deÄŸinir misiniz?
Tabii ki. El Halil’de yaÅŸanan geliÅŸmeler Kudüslü kardeÅŸlerimizin teyakkuzunu artırmakta ancak ne yazık ki tüm ümmetin Harem i Åžerif’i, Hz. Peygamberin (sav) duraklarından biri olan ve yüzlerce peygamberin yaÅŸadığı o mübarek toprakların derdine düşmek bir avuç Müslümanın omuzlarına yıkılmaktadır. Ancak tüm bunlara raÄŸmen Kudüs’te hayat inadına canlı, inadına renklidir. Ä°ÅŸgalle geçen yıllar insanlarda adeta bir çeÅŸit bağışıklık yapmış, Kudüslü Müslümanlar, Ä°srail hangi yola baÅŸvurursa vursun bir çıkış yolu, bir direnme noktası bulup hayata tutunma noktasına gelmiÅŸtirler. Askerler yolları kapattıysa, öğrenciler okula gidemiyorsa eve gidip hafızlık yapıyorlar. “Her zorlukla beraber bir kolaylık vardır” ayetinin canlı numuneleri gibiler.
Mescid-i Aksa’ya evladına sahip çıkar gibi sarılan dedeler, nineler, çocuklar, gençler, kadınlar, erkekler sabah namazı için o dar sokaklardan geçip asker kontrolünü aşıp aÅŸamayacaklarından emin olmadıkları halde evlerinden çıkarlar ve namazdan sonra kuÅŸluk vaktini bekleyip ardından mescidin avlusunda Ä°lim Halkalarını kurarlar ve bu arada içeriye giren siyonistlere karşı getirdikleri tekbirleriyle cihat ederler. Korkusuz ve muhteÅŸem bir tevekkülle mescitte murabıtlık yapan bu Müslüman kardeÅŸlerimiz Türkiye’den gelenlere karşı çok derin bir muhabbet gösterirler ve çoÄŸunlukla ÅŸunu tembih ederler, “Bize para göndermeyin, buraya kendiniz gelin ki Ä°srail istediÄŸine ulaÅŸamasın.” Ä°lahi bir vaat ile berekete mazhar olmuÅŸ olan Kudüs, bu kardeÅŸlerimizin, sahip olduÄŸu o muhteÅŸem manevi enerjiyle insanı öyle bir kendine çeker ki ilk gidiÅŸinizin son gidiÅŸiniz olması neredeyse imkânsız.
Kudüs ziyaretinizde ne buldunuz?
Ben Kudüs’te gezerken kendimi hep aradığım çok önemli bir ÅŸeyi bulmuÅŸ, hep boÅŸluÄŸunu hissettiÄŸiniz biz puzzle parçasını yerine koymuÅŸ gibi hissettim, bu nedenle belki hayatta yaÅŸanabilecek en büyük acıların izlerini Kudüs’te canlı canlı görseniz de bunlar insanı o toprakların çok derin manevi enerjisinin lezzetini almaktan alıkoyamıyor.
Derneğiniz nasıl kuruldu?
Ä°lk Kudüs ziyaretimde, grubumuzla sohbet eden Kudüslü bir aÄŸabey demiÅŸti ki ‘Bize para göndermeyin, paranız bizi doyurur ama Ä°sraillin bizi bu topraklardan göndermesini veya bizi öldürmesini engelleyemez, siz buraya gelin, bu topraklara sahip çıkın ki biz aç da olsak vatanımızda yaÅŸayalım, Mescid-i Aksa’yı kurtaralım.” Bu cümleler beni ve birlikte gittiÄŸimiz gruptaki arkadaÅŸlarımızı çok etkiledi. O grup ziyaret sonrası dağılmadı. Belirli aralıklarla toplanıp faaliyetler gerçekleÅŸtirmeye baÅŸladı. Bu çalışmalar belgesel bile çekme noktasına gelince resmiyete dökülmesi gereken iÅŸler için bir kurumsallaÅŸma gerekti ve Kudüs Bilinci DerneÄŸi böyle ortaya çıktı.
Kudüs Bilinci DerneÄŸi’nin kuruluÅŸ amacı nelerdir?
Kudüs Bilinci DerneÄŸi’nin amacı maddi yardım deÄŸil. Kudüs söz konusu olunca, zihnimizdeki tasavvur Kudüs’te savaÅŸ olduÄŸu ve bu bölgedeki insanların maddi yardım ihtiyaçlarının çözülmesinin öncelikli olduÄŸu yönünde. Hatta iki sene önce, benim ilk Kudüs ziyaretimle ilgili olarak eÅŸime ‘Yenge canlı kalkan olmaya mı gidiyor?’ diye soranlar olmuÅŸtu. Bu kanaatlerin Kudüs’e ve Müslümanlara çok zarar verdiÄŸini düşünüyorum. Medyanın bu konuda kaynağından, doÄŸru bilgiyi vermekteki kasıtlı ya da kasıtsız eksikliÄŸi nedeniyle Kudüs denince savaÅŸ bölgesi gibi bir yer aklımıza geliyor.
KUDÃœS’TE SAVAÅž YOK; Ä°ÅžGAL VAR!
Kudüs’te savaÅŸ yok fakat iÅŸgal var. Normal bir günde, tamamen keyfi uygulamalarla, Ä°srail askerleri bir anda ÅŸehri savaÅŸ alanına çevirebiliyor, fakat bir anda da her ÅŸey normale dönüyor. “Eski ÅŸehir”e giden kapılardan birinin önünde askerle gençler arasında çatışma yaÅŸanırken, diÄŸer kapının önünden çocuklar oyun oynayabiliyor. Halk travmatize olmak yerine bu anlamda çeliklenmiÅŸ sanki. Ä°ÅŸte DerneÄŸimiz, oradaki hayatı, yaÅŸananları, bu davayı ve buradaki hak mücadelesini doÄŸru bir ÅŸekilde anlatmak için kuruldu. Bilgi, bilinç ve farkındalık olursa her Müslüman üzerine düşen asli görevleri zaten yerine getirecek.
Kudüs bilincinin hedefinde ne var?
Kudüs bilinci için öncelikli hedefin Kudüs’e gitmek olduÄŸuna inanıyorum, savaÅŸ olduÄŸu için canlı kalkan olmak amacıyla deÄŸil de saflarda canlı kalkan olmak için, varlığımızla Ä°srail’e mesaj vermek için… Bizler boÅŸ bir zihin ve aÄŸlayan gözlerle Kudüs için para gönderirsek bu dava daha çok ÅŸehit verecek.
Amaçlarınıza ve bahusus çerçevesini çizdiğiniz Kudüs bilincinin oluşmasına matuf olarak hangi faaliyetlere imza attınız?
Amaçlarımıza yönelik olarak eÄŸitim seminerleri veriyoruz, oradaki tarihsel süreç ve Kudüs’teki son durum hakkında doÄŸru bilgileri halka ulaÅŸtırarak öncelikle mevcut hasarları gidermeye çalışıyoruz. Maalesef konu bu topraklara gelince halktan duyduÄŸumuz hurafeler neden Mescid-i Aksa’nın bu kadar yalnızlaÅŸtığını bize daha iyi öğretti. ‘Araplar topraklarını sattı, onlar Osmanlı’ya ihanet ettiler, Allah da onları cezalandırıyor’, ‘Orada savaÅŸ var, oraya gidilemez ki’, ‘O sarı kubbeli yer Mescid-i Aksa deÄŸilmiÅŸ, Ä°srail mescit yıkılınca anlaşılmasın diye orayı Mescid-i Aksa gibi göstertriyormuÅŸ, Mescid-i Aksa daha baÅŸka bir yermiÅŸ’ gibi inançlar, mitler, çarpıtılmış bilgiler çok sık karşımıza çıkıyor. Bu nedenle Kudüs ve Mescid-i Aksa hakkındaki bilgileri insanlara doÄŸru bir içerikle ve usulle ulaÅŸtırmak en önemli faaliyet alanımız.
Bu alanda neler yapıyorsunuz?
Bunun için sosyal medyayı aktif bir şekilde kullanıyoruz, okullara veya davet edilen dernek veya vakıflara yönelik eğitim çalışmalarımız oluyor. Bir de biraz daha ileri düzey eğitimlerimiz var.
Nasıl bir eğitim?
Kudüs Uzmanı YetiÅŸtirme Programı. Geçen sene ilk kez organize ettiÄŸimiz bu eÄŸitim programı için Lübnan’dan, Mısır’dan, Ä°slâm coÄŸrafyasının farklı ülkelerinden bu davaya gönül vermiÅŸ hocalarımız geldi. Öncelikle dernekte bu faaliyetlerin belkemiÄŸini oluÅŸturan bizlere ve diÄŸer gönüllülerimize verilen bu eÄŸitimlerle Kudüs konusunda siyasi, tarihi, dini, hukuki ve sosyolojik olarak konuya hâkim uzmanlar olmayı ve bu uzmanları yetiÅŸtirmeyi amaçlıyoruz. Bilginin güç olduÄŸu bir çaÄŸda yaÅŸarken bilgiyi üretecek ve kendi kavramlarımızla yanlış bilgiyi, terminolojiyi alternatifini üreterek dönüştürecek uzmanları yetiÅŸtirmek en önemli hedeflerimizden. DoÄŸru bilgi ile bilinç oluÅŸturmak için gerçekleÅŸtirdiÄŸimiz bir diÄŸer faaliyet alanı da Belgesel gibi görsel unsurlarla halka ulaÅŸmak. GeçtiÄŸimiz Mayıs ayında galasını yaptığımız ’Biz Burada Kalacağız’ isimli belgeseli Tülay Gökçimen’in gönüllü olarak bizimle çalışması ile baÅŸardık. Bu belgeselin ülkemiz için bir ilk olma özelliÄŸi var. Kudüs konusundaki belgesellerde biz Kudüslüleri pek göremiyorduk. Daha çok insansız bir ÅŸehir hikâyesi tarzındaki belgesellerden faklı olarak bu yapımda biz hem Kudüs’ü tanıttık, hem de Kudüs’ü Kudüslülerin dilinden anlattık, hem de çocuklarımız ve ailemizle belgesel de yer aldık. Yönetmen Tülay Gökçimen, özellikle üniversitelerde belgeselin gösterimini takiben konuyu detaylı bir ÅŸekilde izleyicilerle deÄŸerlendirdiÄŸi organizasyonlarla “Kudüs Bilinci”ne çok emek veren bir arkadaşımız, inÅŸallah bir gün BoÄŸaziçi’ne de gösterime geliriz.
Bekleriz… BaÅŸka neler yapıyorsunuz?
Bahsi geçen faaliyetlerin dışında Kudüs Fotoğraf Sergisi, Mescid-i Aksa murabıtlarının halkımızla buluşturulması gibi çalışmalarımız da var. Bunların dışında Akademik Arge çalışmaları yapıyoruz. Sosyal bilimci arkadaşlarımızla birlikte Kudüs üzerine tez ve makale yazımı, nicel ve nitel araştırmalar yaparak literatüre katkıda bulunmakla ilgili projelerimiz var. Bu anlamda Boğaziçili arkadaşlarımızın da desteğini bekliyoruz.
“KUDÃœS BÄ°LÄ°NCÄ° OLMADAN TÃœM Ä°SLAM TOPRAKLARI FÄ°LÄ°STÄ°N OLUR.”
Son olarak okuyucularımıza nasıl bir mesaj iletmek istersiniz?
Belgesel galamızı teÅŸrif eden Diyanet Ä°ÅŸleri BaÅŸkanı Mehmet Görmez Hocamızın çok güzel bir ifadesi vardı, -ki kendisi geçtiÄŸimiz yıl Mescid i Aksa’da Cuma namazı kıldırıp, hutbe okuyarak El Halil’e ve Gazze’ye giderek çok anlamlı bir giriÅŸimde bulunmuÅŸ, bu konudaki tabuları yıkacak bir adım atmıştır- ‘Kudüs bilinci olmadan bütün Ä°slam toprakları Filistin olur. Kudüs bilinci olunca bütün Ä°slam toprakları vatan olur.’
BİZİM VATANIMIZ SADECE FİLİSTİN DEĞİL
Bizim vatanımız sadece Türkiye deÄŸil, bizim vatanımız tarihi ve manevi mirasımızın olduÄŸu her yerdir. Kudüs bu mirasın en deÄŸerlilerindendir. Mirasına sahip çıkan bugününe sahip çıkar, bugününe sahip çıkan yarınını inÅŸa eder. Bizler biliyoruz ki Kudüs düştüğünde sıra Ä°stanbul’dadır, herkes kendi sahip olduklarıyla emanete sahip çıkmalıdır. Bizler çok kez ÅŸahit olduk ki Ä°srail, Müslüman ziyaretçiler olduÄŸunda Mescid-i Aksa’da zorbalık yapamıyor, özellikle de Türkler olduÄŸunda. Varlığımızın kendisi caydırıcı bir etkiye sahip. Bu nedenle imkânı olan herkes, mümkünse her sene Kudüs’e gitsin, avlusunda çocuklarıyla oynasın, aÄŸaçlarının gölgesinde Hz. Meryem’i, Hz. Süleyman’ı, Hz. Zekeriya’yı, Hz. Ä°sa’yı, Hz. Davud’u, Hz. Musa’yı ve Hz. Muhammed Mustafa’yı (sav) ansın…
Teşekkür ederim Gülşah Hanım.
Ben teşekkür ederim İbrahim Ethem Bey.
Henüz yorum yapılmamış.