Sosyal Medya

Güncel

Kudüs intifadasının yıldönümü

29 Eylül tarihi, 2000 yılında Ariel Şaron’un oluşturduğu bir kalabalıkla Mescidi Aksa’ya baskın düzenlemesi üzerine patlak veren Aksa İntifadası’nın başlamasının 16. yıl dönümüydü. 1 Ekim tarihinde ise yine benzer sebeplerle başlayan ve Kudüs intifadası adı verilen direniş bir yılını doldurarak ikinci yılına girdi. Biz de bu münasebetle Kudüs intifadasının bir yılının genel bir değerlendirmesini yapmak istiyoruz.



29 Eylül tarihi, 2000 yılında Ariel Åžaron’un oluÅŸturduÄŸu bir kalabalıkla Mescidi Aksa’ya baskın düzenlemesi üzerine patlak veren Aksa Ä°ntifadası’nın baÅŸlamasının 16. yıl dönümüydü. 1 Ekim tarihinde ise yine benzer sebeplerle baÅŸlayan ve Kudüs intifadası adı verilen direniÅŸ bir yılını doldurarak ikinci yılına girdi. Biz de bu münasebetle Kudüs intifadasının bir yılının genel bir deÄŸerlendirmesini yapmak istiyoruz. 

1 Ekim 2015 tarihinde patlak veren Kudüs intifadasının baÅŸlamasına yine Mescidi Aksa külliyesini hedef alan tehlikeli bir plan sebep olmuÅŸtu. Ä°ÅŸgal yönetimi bu kutsal mabedi yıkarak ortadan kaldırma konusundaki sinsi planlarının çok tehlikeli sonuçlar doÄŸuracağını görünce El-Halil’deki Hz. Ä°brahim Camisi’nde uyguladığı planın bir benzerini Mescidi Aksa’da uygulamak ve bu külliyeyi Müslümanlarla yahudiler arasında paylaÅŸtırmak istedi. Bu amaçla önceden bir yasa teklifi de verilmiÅŸti. Ä°ÅŸgal devletinin parlamentosu durumundaki Knesset bu teklifi raftan indirerek görüşülecek yasa teklifleri arasına alınmasını kararlaÅŸtırdı. Bu arada iÅŸgal hükümeti de uygulama provası yapmak amacıyla yahudilerin bazı bayramlarını bahane ederek o günlerde sadece yahudilere açık olmasını, Müslümanlara tamamen kapalı tutulmasını kararlaÅŸtırdı. 

Ä°ÅŸgal rejiminin böyle bir karar alması ve Müslümanların Mescidi Aksa’ya girmelerinin engellenmesi ÅŸiddetli tepkiye neden oldu. Gösteriler düzenlendi. Bu olaylarla birlikte Mescidi Aksa’nın iÅŸgalcilere teslim edilmemesi amacıyla baÅŸlangıçta Kudüs’ü merkez alan bir mücadele baÅŸlatıldı. 

Mücadele ilk günlerdeki gösterilerden sonra, önceki iki intifadadan farklı olarak kitlesel eylemlerle deÄŸil tamamen münferit eylemlerle sürdürüldü. Eylemleri gerçekleÅŸtirenler bunları herhangi bir örgüt veya oluÅŸum adına yapmıyorlardı. Fakat mücadele sahasında yer alan direniÅŸ gruplarının hepsi de eylemlere sahip çıktı. BaÅŸlangıçta mücadelenin merkezi Kudüs idi ama zamanla bütün Batı Yaka bölgesine yayıldı. Bu bölgede inÅŸa edilmiÅŸ olan yahudi yerleÅŸim merkezlerini ciddi ÅŸekilde etkilemeye baÅŸladı. 

Filistin halkının Mescidi Aksa’ya ve Kudüs’teki deÄŸerlerine sahip çıkma konusunda kararlılığını gören Netanyahu direniÅŸi yıldırabilmek ve direnişçileri korkutabilmek için zulmü hiçbir ölçüye sığmayacak ÅŸekilde artırdı. Eyleme karışan gençlerin ailelerinin evlerinin yıkılmasını kararlaÅŸtırdı. Bu arada kendi askerlerine ve polislerine de “şüphelendiÄŸiniz herkesi vurun” talimatı verdi. Onlar da yerine göre askerî geçit noktasında bir genci vuruyor, sonra da “bıçaklı saldırıda bulunma hazırlığı yaptığından şüphelendik” diyorlardı ve yaptıklarından dolayı sorumlu tutulmuyorlardı. Böyle bir saldırıda öldürülen veya yaralanan kiÅŸinin üzerinden herhangi bir bıçak dahi çıkmaması bile onların savunmalarını geçersiz kılmıyordu. Çünkü kendilerine bu konuda sınırsız yetki verilmiÅŸti ve onlar da fırsatını bulduklarında saldırıyorlardı. 

Bütün bu saldırıların ve yıldırma operasyonlarının amacı Filistinli gençleri Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya sahip çıkma, iÅŸgalciyi oradan elini çekmeye zorlama, Batı Yaka’daki yahudi yayılmacılığının önüne geçme mücadelesinden vazgeçmeye zorlamaktı. Fakat bunu baÅŸaramadı. Tüm baskılara raÄŸmen mücadele münferit eylemlerle devam etti. Bunun üzerine ABD Dış Ä°ÅŸleri Bakanı John Kerry devreye girerek Ãœrdün üzerinden bir çözüm bulmaya çalıştı. Mescidi Aksa konusunda da Ãœrdün’ün aktif olarak devreye girmesini saÄŸlamak için bazı formüller üretmeye baÅŸladılar. Fakat bu formüller Filistin halkından destek görmedi. 

Kudüs intifadasının yayılması sebebiyle iÅŸgal rejimi her ne kadar Mescidi Aksa’yı bölme planını ÅŸimdilik askıya almış gibi görünüyorsa da tehlike ortadan kalkmış deÄŸildir. Çünkü siyonist iÅŸgalciler bu konudaki planlarından vazgeçmiÅŸ deÄŸiller. Bu konuda kendilerine gerekçe oluÅŸturmak amacıyla ÅŸimdilik yönlendirme ve alıştırma faaliyetleri yapıyorlar. Bu amaçla radikal siyonist örgütlerin mensuplarının Mescidi Aksa’ya gündelik baskınlar düzenlemelerine fırsat veriliyor. Baskınların amacı bir sonraki aÅŸamada yahudilerin de burada hak iddia ettiklerini ve paylaÅŸtırmanın zorunlu olacağını ileri sürmektir. 

Mescidi Aksa’ya yönelen tehlike karşısında tüm Ä°slâm âleminin uyanık olması ve bu kutsal mabede birlikte sahip çıkılması gerekir. 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.