Sosyal Medya

Güncel

Türkiye neden senaryo çalışmaz?

Önümüzdeki elli yıl boyunca dünyada hangi gelişmelerin olabileceği, bu her bir senaryodan Türkiye’nin nasıl etkilenip, şimdiden hangi önlemleri alacağı, hangi önleme faaliyetlerini yapacağı üzerine hazırlıklarımız olmalı.



Markar Eseyan - AkÅŸam

EÄŸer içimizi rahatlatacaksa, (jeopolitik önemine binaen fazlaca göz önünde bulunmasına raÄŸmen) devletlerarası ayak oyunlarında Türkiye’nin tek “kurban”olmadığını sadece Avrupa tarihine bakarak anlayabiliriz.

Bölgesel güç mücadeleleri Britanya, Rusya ve büyük devletlerin en küçüğü olan Fransa arasında her zaman oldu ve çok vahÅŸice geçti. Bu esnada Osmanlı Avrupa’nın güneydoÄŸusundan yükselen bir kâbus olmuÅŸtu.

ABD bu hikâyeye tam anlamıyla 2. Dünya Savaşı’ndan sonra katıldı. Aslında ilk niyeti savaÅŸtan sonra kıtasına geri dönmekti. Ancak Alman intikamı korkusu ve (abartılan) Stalin’in Avrupa’yı Hitler’den sonra iÅŸgal etme olasılığı, Britanya’nın özel çabasıyla önce Marshall planına, sonra Brüksel AnlaÅŸması’na, derken NATO Paktı’na dönüştü.

Yüzlerce yıllık hâkimiyet/sömürge savaÅŸları Avrupa’nın 1940’ta infilak etmesine ve 19 milyonu sivil, 38 milyon Avrupalının ölmesine yol açtı. (Askerden çok sivilin öldüğü tek savaÅŸtı.) Avrupa devletlerinin ABD’ye el açmak dışında bir çaresi yoktu. Bugünkü Suriye’den bile daha feci, bölünmüş ve sıfırı tüketmiÅŸ haldeydiler.

Şöyle ki, Batı Alman Deutsche Markı bile ABD’de basılmış ve ABD askerlerinin korumasında ülkeye gelmiÅŸti. Sadece Marshall planının Avrupa’ya akıttığı ABD vatandaÅŸlarının vergisi bugünün deÄŸeriyle 200 milyar dolardı. SoÄŸuk SavaÅŸ döneminde ise bu dolarlar Avrupa’ya“askeri yardım” olarak akmaya devam etti.

Savaşın bitiminde Avrupa’da sadece iki ABD tümeni vardı. 1960’lara doÄŸru bu sayı 50’yi bulacaktı.

EÄŸer Kim Ä°l Sung Güney Kore’yi 1950’de iÅŸgal etmese ve Stalin bu iÅŸgali desteklemese tarihin akışı epey deÄŸiÅŸecekti. Çünkü herkes bunu Stalin’in Avrupa’yı iÅŸgal edeceÄŸine iÅŸaret saydı. Daha bir yıl önce SSCB atom bombası yapmıştı. ABD’nin ise Avrupa’da konuÅŸlu 52 atom bombası vardı.

EÄŸer bu iki geliÅŸme olmasaydı Türkiye de NATO’ya alınmayacaktı. Muhtemelen Avrupa Konseyi’ne de...

Zaten Britanya Türkiye’nin NATO’ya alınmasında ayak diretti. Çünkü bir an evvel Avrupa’nın can sıkıcı güvenlik iÅŸini ABD’ye yıkıp Akdeniz, OrtadoÄŸu ve Hindistan’a odaklanmaya ve imparatorluÄŸu diriltmeye çalışıyordu. Türkiye’nin NATO’ya alınması ABD’nin kapsama alanını bu bölgeye doÄŸru esnetecekti. Ama Stalin’in saldırganlığı Türkiye’nin korunmasını gerektirdi. CHP ve DP de oldukça gayretliydi üyelik için.

Yani hiçbir ÅŸey siyah/beyaz deÄŸil. Hiçbir ÅŸey sabit ve deÄŸiÅŸmez de deÄŸil. Türkiye ve dünyanın kaderini ta 1950’de Kim Ä°l Sung’un deÄŸiÅŸtirdiÄŸi bir dünya bu.

Dönemin Belçika DışiÅŸleri Bakanı Spaak “Belçika, Hollanda ve Fransızlar yurtseverlik adına kendilerine düşen görevin yalan söylemek, aldatmak, karaborsacılık yapmak, güven sarsmak ve dolandırmak gerektiÄŸine inandırılarak savaşın içine çekildiler. BeÅŸ yıl sonra bu özellikler kök saldı” diyordu.

Åžu kadarını söyleyeyim: 1943’lerde Alman iÅŸgaline uÄŸramış birçok Avrupalı ülke siyasetçisi birleÅŸik Avrupa’yı savaÅŸtan sonra Hitler’in kuracağına bel baÄŸlamıştı. Onun yerine Eisenhower kurdu. Britanya Brexit ile yıkana kadar...

Åžimdi, Türkiye’nin duygusallıktan kaçınması ve bu hikâyelere çok hâkim olması lazım. Fransa’nın büyük devlet olmadığını, Almanya’nın AB kamuflajı ile büyük/askeri bağımsız bir güç olmaya çalıştığını, Britanya’nın Kıta Avrupası Rusya veya Almanya tarafından iÅŸgal edilmedikçe burayla ilgilenmediÄŸini, aklının fikrinin OrtadoÄŸu’da ve dünya imparatorluÄŸu olmakta olduÄŸunu, Rusya’nın Polonya, Baltık, Finlandiya, Ukrayna ve Balkanlar’dan vazgeçemeyeceÄŸini, biraz daha güçlendiÄŸinde gözünü BoÄŸazlara dikeceÄŸini, ABD’nin ise tüm dünyayı saat gibi çalışacak bir piyasa haline getirecek üst aklın kontrolünde olduÄŸunu...

Peki Türkiye, ErdoÄŸan’ın diplomatik dehası dışında bu senaryoları çalışıyor mu?

Çünkü her senaryoda mutlaka Türkiye var ve olacak. Biz ne düşünüyoruz? Hamlelerimiz neler?

Önümüzdeki elli yıl boyunca dünyada hangi geliÅŸmelerin olabileceÄŸi, bu her bir senaryodan Türkiye’nin nasıl etkilenip, ÅŸimdiden hangi önlemleri alacağı, hangi önleme faaliyetlerini yapacağı üzerine hazırlıklarımız olmalı.

Tabii bu aşamaya gelmek için içerisini toparlamak, birliği sağlamak ve ekonomik/askeri açıdan güçlenmemiz gerekirdi.

Şimdi bu sorular soruluyorsa Türkiye buna hazır hale gelmeye başladığı içindir. Bu iyi bir gelişmedir.

Ama gerekenleri de acilen yapmamız gerekir.

Doğaçlamayla bir yere kadar gidebiliriz.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.