Sosyal Medya

Kürsü

İnsan bir çöp değildir - KEMAL SAYAR



Ä°nsandan bir atık, lüzumsuz bir varlık, bir ihtiyaç fazlası olarak söz edilebilir mi? ObezleÅŸen dünya sadece maddi çöpler deÄŸil insani çöpler de üretiyor ve pek çok insan, ruhu olan, acıları ve sevinçleri olan insan bir çöp gibi kenara atılıyor. Suriye’de veya Afganistan’da ‘yanlışlıkla’ öldürülen sivil insanlar ve çocuklar için hiç kimse özür dilemiyor, bu büyük cürüm için herhangi bir savaÅŸ mahkemesinde yargılanma endiÅŸesi taşımıyor. Bazı hayatların çöpleÅŸtirildiÄŸini, insan hakları evrensel beyannamesinin sadece yeryüzünün belirli bölgelerinde cârî olduÄŸunu, organize riyakârlığın dört bir yanı tuttuÄŸunu gün be gün acıyla fark ediyoruz. Sadece Ä°slam coÄŸrafyasında deÄŸil, Batılı kapitalist uygarlığın kalbinde de sisteme dâhil olamadıkları için atık hale getirilen, sokaklarda yaÅŸamaya mecbur edilen sayısız birey var.

Acımasız ekonomik yarış; daha hızlı, hırslı ve gösteriÅŸli olamadığı için rekabeti kaybeden, iÅŸsiz, herhangi bir vasfı veya iÅŸe yararlılığı olmayan milyarlarca birey yarattı. Eskiden her iki atık da gözden gönülden ıraktı ve onları tıkıştıracak bir yer bulunabiliyordu. Belki o zaman bu sorunu görmemek mümkün olabiliyordu ama artık böyle bir lüksümüz yok, çünkü ‘yeryüzü doldu!’ Her gün bu atıkları görüyoruz ve en önemlisi biz de atık olma riski ile karşılaşıyoruz. Mülteciler denizlerde kitleler halinde can veriyor, sığınma kamplarında (Türkiye hariç) olumsuz ÅŸartlar altında yaşıyor. Ulus aşırı göçmenler karın tokluÄŸuna çöllerde, Batı ÅŸehirlerinin kenar mahallelerinde yaÅŸanması çok zor hayat ÅŸartları altında işçilik yapıyor. Mülteci kampı adındaki bir yere atanmış olmanın tek anlamı, diÄŸer tüm makul yerlerin yasak bölge ilan edilmesi. Dünya onlara zımnen şöyle diyor: Hayatlarınız beÅŸ para etmez, çöpsünüz ve sizden vazgeçmemiz gerekiyor. Ä°nsanlığın geri kalanının paylaÅŸtığı dünyadan tahliye edilmiÅŸtir mülteci/sürgün. Her biri ihtiyaç fazlası, toplumun ıskartaları ya da artıkları. Kısacası, çöp. ‘Çöp’, tanımı gereÄŸi ‘fayda’nın karşıt anlamıdır, nesnelerin iÅŸlevsiz olduÄŸuna iÅŸaret eder. YurtsuzlaÅŸtırılmış insanların önce yurdu sonra kendileri çöpe dönüştürülür. Bugün Suriye, Irak, Afganistan veya Libya birer çöp ülkedir, kimse oraya gitmek istemez, orayı yeni bir yurt ve güvenlik bulmak amacıyla geride bırakanların da hayatları çöpe dönüştürülür. Almanya on bin mülteci çocuÄŸu, ruhu, tarihi, öyküsü, kederi ve sevinci olan insan evlâdını kaybeder. Bunun için kimse aÄŸzını açıp da bir çift laf etmez: Sanki evin önemsiz bir eÅŸyası yitmiÅŸtir, sanki orada duruÅŸundan pek de hoÅŸnut olmadığımız bir çöp kayıplara karışmıştır. Ä°nsanı nesneleÅŸtiren bir bakış, ona sahip olduÄŸu iÅŸlevsellik kadar bir anlam ve önem atfediyor. ‘EÄŸer ekonomik deÄŸer üretmiyorsan, benim sahip olduÄŸum zenginliÄŸe gözünü dikiyor ve benden pay istiyorsan, bir çöpsün’ diyor bu bakış. ‘Bir mültecinin, çoÄŸu zaman varlığına bile tahammül edilmeyen bir yer ile istenmediÄŸi ve kabul edilmediÄŸi bir yer arasında seçim yapmaktan baÅŸka çaresi yoktur’ diyor Zygmunt Bauman. Mültecilere baktığında ‘güvenlik tehdidi’ gören Avrupa bir yanda, ona baktığında ‘iyilik ve ÅŸefkate ihtiyaç duyan dertli insanlar’ gören Türkiye öte yanda. Ä°ki zıt paradigma, insanı insana kurt belleyen ve insanı insana yurt bilen iki ayrı görüş.

Endüstriyel ölçekte ‘harcanan insanlar’ın üretimi son derece modern bir fenomen, tıpkı çöp kavramı ve onun zıddı fayda kavramının baskın olduÄŸu gibi. Modern öncesi dönemde, yani köylü ekonomisinde üretimi, taşınması ve yok edilmesi gibi ortak pratikleriyle beraber çöp fikrine yer yoktu. Her ÅŸeyin kendine has faydası vardı, kullanılıp daha sonra yeniden kullanılabilirdi: Organik atıklar hemen hayvan yemeÄŸi veya gübre olarak geri dönerdi. Rahmetli babaannem hayvan atıklarını tezek haline getirerek köy evinin ısıtılmasında kullanırdı. Kiralık iÅŸ gücünün geliÅŸmesi ve iÅŸ piyasasının ortaya çıkmasıyla, iÅŸ gücü arz ve talebi dengesizleÅŸti. Ä°nsan bolluÄŸu fikri kök saldı ve yapısal iÅŸsizlik kavramı ortaya çıktı. Gereksiz insanlar son derece modern iki meÅŸgalenin, düzen oluÅŸturma ve geliÅŸmenin çöpü ya da ikincil zayiatıydı artık. Bazı üçüncü dünya ÅŸehirlerinin kenarlarına kurulmuÅŸ bulunan çöp mahalleler, modern düzen ve geliÅŸim izleÄŸinde yer alamayan bireylerin nasıl kusulduÄŸunu, ÅŸehir hayatında dahi onlara bir yer bulunamadığını gösterir. Buralar suçun kol gezdiÄŸi ve bildik ÅŸehir kurallarının iÅŸlemediÄŸi yerlerdir. Depresyonun bir ruhsal rahatsızlık olarak neredeyse salgın boyutuna tırmanması da, hız ve verimlilik ekseninde iÅŸleyen modern kapitalist çarkın giderek daha çok insanı öğütmesinden kaynaklanıyor. Bu çarkta bir diÅŸli olamayan insan çöpleÅŸtiriliyor. Ä°nsanın çöpleÅŸtirilmesi, maddi deÄŸerlerin her ÅŸeyin mihveri olduÄŸu bir dünyada, ruha vurulan son darbedir.

İnsanın insanlıktan çıkarılması FETÖ, PKK, DAİŞ ve benzeri terör örgütlenmelerinin de temel umdesidir. Kişinin kendi hayatını bile isteye çöpleştirmesi diyebiliriz buna. Kişinin bireysel varlığının bütün soru ve gerilimlerinden yüz geri edilerek bir mekanizmanın dişlisi haline getirilmesi, ancak onun kişiliksizleştirilmesiyle mümkündür. Soru soramayan, kötülüğe itiraz edemeyen ve ancak mensubu olduğu grup varlığının bir aksamı olarak varlık gösterebilen kişi zaten çöpe dönüştürülmüştür. İşlevini tamamladığında kaldırılıp atılacak, yeri geldiğinde feda edilecek bir çöp. Bireylikten çıkarılma kişinin kendi hesabına düşünmesini önler. Bundan sonra o kişi grup düşüncesini, kendisi yerine düşünülmüş ve ona ezberletilmiş olan ortak ezberi kendi fikri olarak benimser. Duygu ve ruh dünyasını habis narsisizmden mustarip, kibirlerinin akıllarını eksilttiği kişilere emanet vermekle iradi bir varlık olmaktan çıkar ve kendi kendisini çöpleştirir. Çöp, çöplüğünü ancak tedavülden kaldırıldığında idrak edebilir.

İnsanın çöpleşmesi, ruhun çölleşmesidir. Ruhun çorak ülkesinde mefkûre ve adanmışlık değil, kısa vadeli menfaat vardır. Dolayısıyla kendini çöpleştiren bir insan grubu da şu veya bu ideolojinin etekleri altına sığınarak oradan kendilerine dünyalık devşiren nebbaşîn takımıdır. Onları twitter âleminde, mitinglerde en ön saflarda cengâverlik yaparken görürsünüz ama uyduruk kahramanlık hikâyeleri kısa vadeli bir çektir, anında menfaate çevrilmek ister. Kimi ruhların yükselerek bize bir ülke verdikleri bu mübarek toprakta, çalan, çırpan, topraktan rant yaratmak isteyen, uyanık mürailer sadece burada kalmak ve doymak bilmez bir iştahla talan etmek ister. Bir çöpe dönüşmüş hayatları o kadar fena kokar ki yanlarına yaklaşmak istemezsiniz.

15 Temmuz bana göre insanın çöpleÅŸtirilmesine de bir isyandır, insanı bozan ve fıtratından uzaklaÅŸtıran bütün iÄŸva düzenlerine karşı, ÅŸiirsel bir ‘isyan ahlâkı’dır. Ä°nsan iradesini gasp eden ve insanı/vatanı çöpleÅŸtirecek bir iÅŸgal hareketine karşı ruhun güzelliÄŸini bayrak edinen bir büyük dalgalanış. Bize düşen görev, hayatın ve insanın çöpleÅŸtirilmesine karşı durmak ve toprağı, insanı, inancı kirleten her ne varsa onunla savaÅŸmaktır. Ä°nsan bir çöp deÄŸildir.

Kaynak: gercekhayat.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.