Sosyal Medya

Güncel

Güney Çin Denizi'nin yeni aktörü Rusya

Çin ve Rusya iş birliğiyle Çin’in güney eyaleti Guandong açıklarında bir deniz tatbikatı düzenlendi. 13-19 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirilen ve '2016 Ortak Tatbikatı' adı verilen deniz tatbikatın oluşan 'yeni tehditlere' karşı hazırlık ve bununla birlikte dünya barışına katkıyı hedeflediği ifade edildi.



AA'nın Cakarta muhabiri Mehmet Özay'ın konu ile ilgili analiz haberi:

Çin'in bu bölgedeki konumu Doğu ve Güney Çin Denizi olarak adlandırılan iki farklı su yolu ile bağlantılı. Pekin yönetimi her iki su yolunda da çeşitli ülkelerle kıta sahanlığı anlaşmazlığı yaşıyor.

NEDEN "ÇİN DENİZİ"?

Bu su yollarına coğrafi tanımlama olarak 'Çin Denizi' denilmesinin tarihsel bir nedeni var ki, o da Çin'in özellikle Güneydoğu Asya toprakları ve Hindistan'a kadar uzanan bir coğrafya ile sınırlı olmayıp Doğu Afrika ve Ortadoğu'ya kadar genişleme gösteren tarihi ve ticari ilişkileriyle ilintili.

RUSYA-ÇİN YAKINLAŞMASININ BOYUTLARI

İlgili makamların tatbikatla ilgili dile getirdiği mutad beyanların ötesinde, söz konusu tatbikatın hem bölgesel hem küresel ölçekte ele alınmayı gerektirecek bir gelişme olduğuna kuşku yok. Bu çerçevede her iki ülke donanmasının 2011 yılından bu yana gerçekleştirdikleri çeşitli tatbikatlara rağmen, özellikle Rusya'nın Güney Çin Denizi coğrafyasında ilk defa deniz kuvvetleriyle ortaya çıkması önemli bir gelişme.

Geçen yıl Japon Denizi'nde yapılan tatbikatın ardından bu yıl iki ülke donanması güneye doğru inerek genişleme gösterdi. Güney Çin Denizi'nde tatbikat boyutunda pratiğe dökülen iş birliğinin siyasi boyutunda ise Rus lider Vladimir Putin'in bu ay başında yapılan G-20 Zirvesi'nde Çin'in, Güney Çin Denizi'ndeki ihtilaflarla ilgili olarak Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin Pekin aleyhine çıkan kararını kabul etmeyen duruşuna verdiği destek bulunuyordu.

Putin, bu açıklamasıyla bölge politikasına dahil olma işaretini verdi. Bununla birlikte Rusya'nın Pasifik kıyılarını çevreleyen denizlerdeki varlığını büyük bir 'Rus çıkışı' olarak değerlendirmek şimdilik mümkün değil. Bu noktada Çin'in öncü aktörlüğüne eklemlenmiş bir Rusya varlığı söz konusu. Rusya'nın gerek ticaret ve yatırım, gerekse siyasi ve askeri iş birlikleri bağlamında bölge ülkeleriyle ilişkileri sınırlı.

Dolayısıyla Çin, tatbikatın gerçekleştirildiği coğrafyanın özelliğini de dikkate alarak söylemek gerekirse, Uluslararası Tahkim Mahkemesi'nin aleyhine verdiği karar sonrasında bir meşruiyet arayışı içerisinde. Bu tatbikat da bu sürecin bir parçası olarak değerlendirilmeli. Çin yönetimi, ABD'nin bölgede giderek artan varlığını bölge barışı için bir sorun olarak telakki ederken, Doğu Avrupa ve Karadeniz bölgesinde ABD'yi karşısına almış bir Rusya'yla birlikte hareket etmesi de kolaylaşıyor.

Ä°DEOLOJÄ°DEN JEO-POLÄ°TÄ°ÄžE

Ancak son otuz yıldaki geliÅŸmeler 'doÄŸu' ve 'batı'da birbirine zıt ideolojik yapılaÅŸmaların çatışmacı bir yönelim arz etmediÄŸini gösteriyor. Aksine, ÅŸu veya bu ÅŸekilde, ekonomik baÄŸlamda benzer blok içinde yer aldıkları bile iddia edilebilecek ülkelerin güç temerküzü sözkonusu. GeçmiÅŸte ideolojik farklılaÅŸmaya konu olan iki ülkenin 1992 yılından itibaren askeri alandaki iÅŸ birliklerini geliÅŸtirmeleri esas itibarıyla Çin'in ekonomik kalkınmacı politikalarının bir yansıması niteliÄŸinde. Bu çerçevede, iki ülke arasında 1992 yılında imzalanan askeri iÅŸ birliÄŸi anlaÅŸmasından bu yana Rusya, Çin'in ‘savunma' sistemlerinin geliÅŸtirilmesinde kaynak ülke konumunda.

Rusya son dönemde bu konumunu, enerji alanında iÅŸ birliÄŸi ile geliÅŸtirmeyi hedeflerken, bunun arka planında Pasifik'in batı kıyılarında ‘bağımsız' bir askeri bir varlığı hedefleyip hedeflemediÄŸini tayin etmek ÅŸimdilik erken. Ancak ABD ve özellikle de Avrupa ile iliÅŸkilerinin gerildiÄŸi bir dönemde Rusya'nın, Batıyla olan iliÅŸkilerinde çıkış yolu olarak enerji gücünü devreye sokmak suretiyle doÄŸuda bir açılım içinde olduÄŸu, Çin'le yaptığı büyük çaplı enerji anlaÅŸmalarından anlaşılabilir. Ancak Rusya'nın doÄŸu açılımında Çin'e eklemlenmiÅŸ bir askeri varlığının Japonya-Güney Kore baÅŸta olmak üzere bölge ülkeleri nezdinde olumlu bir algıya neden olacağını düşünmek de güç.

ASYA AÇILIMLARI VE TEPKİLER

Söz konusu tatbikatın arkasında ABD'nin 'Asya Yüzyılı' projesiyle, özellikle Doğu ve Güneydoğu Asya bölgesinde etkinliğini artırmaya matuf yeni stratejik yöneliminin de etkisi var.

Bu çerçevede ABD'nin Japonya-Avustralya ve ASEAN'a üye ülkelerle yaptığı askeri iÅŸ birlikleri ve tatbikatlar son dönemde Güney Kore'nin de eklenmesiyle Çin'i kuÅŸatıcı bir veçheye büründü. Çin'in, bu ‘anlaÅŸmalar' ve ‘tatbikatlar' kuÅŸatmasını kırmak ve karşı çıkış yapmak için yönelebileceÄŸi belki de yegane ülke Rusya.

Çin-Rusya yakınlaşmasının askeri boyutlar kazanması ve bunun hem Doğu hem de Güney Çin Denizi'nde uygulamaya geçirilmesi, yakın coğrafyadan uzak coğrafyaya doğru genişleyen ülke yönetimlerince yakından izleniyor. Japonya, Avustralya, Hindistan'ın ardından ABD'nin de gelişmeleri birlikte ele aldıklarını veya alacaklarını düşünmek mümkün.

Bununla birlikte, bu gelişmenin Güney Çin Denizi'ne artık tekil ülke veya ülkeler nezdinde değil, geniş çaplı siyasi bir birlik olan ASEAN tarafından nasıl algılanacağı ise sorunlu. Son dönemde yaşananlar çerçevesinde ASEAN'ın siyasi birlik olduğunu ortaya koyacak stratejik bir hamle veya politika geliştiremediği göz önüne alındığında birlik içindeki ülkeler, kayda değer bir tavır sergilemedikçe ve bölgede aktif rol almadıkça, Çin-Rusya yakınlaşmasını pasif bir konumda izleyecektir. Bu ise hemen yanı başında gelişmekte olan siyasi ve askeri birliğe karşı rolü bölge dışı aktörlere havale anlamı taşıyacaktır.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.