Güncel
Biz Somali olmayacağız
İç savaşın yaşandığı bir ülke olan Libya da, Mart ayından beri Feyyaz Sarrac başbakan oldu. Şimdiki görevi, ülkesinde ki politik bölünmüşlüğün üstesinden gelmek, aynı zamanda İşit ve insan kaçakçılarının ağlarına karşı mücadelede ülkesine liderlik yapmaktır. Bu problemden dolayı on binlerce göç oldu Avrupa ya.
Bankalarda küçük bir miktar nakit kalmış, gıda fiyatları fırlamış, hastaneler ilaç ve personel eksikliÄŸinden dolayı sık sık kapanıyor, her köşe başında çöp yığınları oluÅŸmuÅŸ, insanlar yürürken patlayan bomba sesleriyle irkilmek günlük yaÅŸamın bir parçası haline gelmiÅŸ Trablus’ta – Libya da.
Kaddafi, diktatörlüğünün sonlarına doÄŸru muhalifleri tehdit ederek şöyle diyordu ’Ben onların ayaklarının altındaki zemini yakacağım’ Kaddafi 2011 yılında öldürüldü ama tehdidi gerçek oldu. 6.4 milyon insanı ile ülke büyük bir çöle döndü, silah ve mühimmat dolu olan depoları taraftarlarına açarak almalarına izin verdi. Bu silahların büyük çoÄŸunluÄŸu ÅŸehirlerde satıldı, bugünkü iç savaşın temelleri Kaddafi’den miras kaldı.
Ä°ÅŸte ülke böyle zor günlerden geçerken, ünlü Alman haber ve yorum merkezi olan DERSPIEGEL’den KlausBrinkbäumer ve SusanneKoelbl Tarafından gerçekleÅŸen bu röportajı, Düşünce Mektebi okuyucuları için tercüme etmeye karar verdim. Bu röportajı tercüme etmemin iki tane temel sebebi var: Birincisi, gönül coÄŸrafyamız olan Libya’daki kargaÅŸanın boyutlarının anlaşılmasına katkı sumak, ikincisi ise, olup biten hadiselerden kendimize dersler çıkartmak. 15 Temmuz darbe veya iÅŸgal kalkışmasıyla ilgili çok deÄŸerlendirmeler yapıldı. Yapılan tüm yorumların vurgulandığı ortak nokta ÅŸuydu ‘‘eÄŸer darbe baÅŸarılsaydı iç savaÅŸ olurdu ‘’ Ä°ÅŸte bende, iç savaşı acımasızca yaÅŸamak zorunda kalan kardeÅŸ Libya halkının yaÅŸadığı dramın nelere mal olduÄŸunu yaÅŸayan baÅŸbakanın dilinden siz deÄŸerli Düşünce Mektebi okuyucularına aktarmak istedim.
Mehmet Beyhan
SPIEGEL: Sayın başbakan, siz gerçekten Libya ya liderlik yapacak kişi misiniz?
Sarraj: Bu soruyu bana sorma yerine, Libyalılara sorsaydınız, daha gerçekçi ve doğru yanıt alırdınız. Burada durum karmaşık, ne zamanki Libya başkanlık konseyi bu görev için beni işaret etti, bende her şartta bu görevi üstleneceğime hazır olduğumu söyledim. Ümit ederim ki, hem yerel taban da hem de uluslararası taban da yardımcı olurum.
SPIEGEL: Senin için iyi eğitimli, iyi bir dinleyici, dürüst ve hoş adam olduğunu söylerler. Herkesin acımasızca silahlandığı Libya gibi bir ülkede, sizi ciddiye alırlar mı?
Sarraj: Libyalılar son beş yıl boyunca, zorlukları ve huzursuzluğu epeyce tecrübe ettiler, bununla birlikte hassas bir Güvenlik sürecinden geçtiğimizin farkındalar. Onların da biraz barışın sağlayacağı huzura ihtiyaçları var ve bunu yansıtmak lazım.
SPIEGEL: Sizin iktidarda bir gücünüz yok, bırakın doÄŸuda bahsetmeyi hatta Trablus’a hükümet edecek bir gücünüz bile yok. Biz burada limanda bir deniz üssündeyiz, sizin güvenliÄŸinizi bir milisin saÄŸlamasına güveniyorsunuz. Herhangi aksi bir durumda sana baÄŸlı insanlar var mı?
Sarraj: Biz ilkbaharda buraya geldiğimizde burası bizim ilk durağımızdı. Yeni hükmet etme yeribaşbakanlık için, orijinal binada konumlanmıştır. Çalışmalarımızı orada yaparız genellikle. Fakat deniz üssünü özlemiştik onun için burada olmayı arzu ettik şimdilik.
SPIEGEL: Bu deniz harika bir manzara sunmaktadır.
Sarraj: (gülümsüyor) Deniz havası! Ciddi olmak gerekirse, ben insanlarla sık sık görüşürüm.
SPIEGEL:Kendinizi güvende hissediyor musunuz?
Sarraj:Genellikle evet.
SPIEGEL:Herhangi bir saldırı girişimi oldu mu?
Sarraj: Hayır, Biz Araplar deriz ki; nerede olursan ol yaÅŸamın ya da ölümün Allah’ın elindedir. Bundan dolayı fazla korkmaya gerek yoktur.
SPIEGEL: Yani siz hala bir terör saldırı olasılığını göz önünde tutuyor musunuz? .
Sarraj: Tehditler, terörle mücadelenin bir sonucu olarak artacak, Fakat bu savaşta, sorumluluğumuzun bir gereği olarak rolümüzü iyi oynamalıyız. Bu bizim kaderimiz.
SPIEGEL: Mart ayında Tunus’tan Trablus’a geldiÄŸinizde, hükümet etmek için insanların epeyce desteÄŸine sahiptiniz. Maalesef ÅŸimdi dönüp geriye baktığımızda, istikrarsızlık ve zorluklardan dolayı bu destek giderek azalıyor. Neden bu durumu daha fazla insanlarla paylaÅŸmıyorsunuz?
Sarraj:Benim 30 Mart 2016 tarihine kadar bir ofisim yoktu. Eski hükümet ve rejimin ürettiği sayısız problemlerle karşı karşıya kaldık. Zor bir ortamda olmanın yansıra hiçbir mali kaynağa da sahip değiliz. Petrol ihracattı durmuş. Hükümettin hiçbir gelir kaynağı yoktur.
SPIEGEL:Vergi geliri yok mu hiç mi bir şey yok?
Sarraj: Hayır. Biz burada aylardır bütçesiz çalışıyoruz. İki hafta önce, küçük bir kaynağa erişebildik bakanlılara aktararak birkaç şeyi kolaylaştırdık.
SPIEGEL:Ne kadar para?
Sarraj:Bir buçuk milyar Libya dinarı.
SPIEGEL: Bu miktar, 2009 yılında bir milyar Euro altında olurdu, ancak şimdi dinar değer kaybetti.
Sarraj: Ekonomiye aşina herhangi biri bilir ki bu parayla bir ülkenin ihtiyaçları karşılanamaz. Özellikle savaş sonrası ülkenin her tarafı hasar almışken.
SPIEGEL: Yeniden yapılandırmayı nereden başlayacaksınız?
Sarraj: Aynı anda ve her yerde, ancak insanların çalışma performansları her yerde aynı hızda olmayacak elbette. Bazen sorunları tamamen çözemeyebiliriz ancak etkisini azaltırız.
SPIEGEL: Hayır, aslında sorunlar şu anda büyüyor gibi görünüyor.
Sarraj: Örnek olarak elektriği ele alalım. Savaştan dolayı bakım yapılamadı ve mekanik bir krize neden olup birçok elektrik kesintisine sebep oldu. Güvenlik nedeniyle birçok yabancı firmalar ülkeyi terk ettiler. Yedek parça talebi arttı.
SPIEGEL: Göç nedeniyle mi?
Sarraj: Evet göçte önemli bir faktör, ayrıca yaz sıcağında etkisi var. Her hâlükârda, birçok sayıda ki firmalarla iletişime geçtik, tekrar çalışmak için Siemens de dâhil buna.
SPIEGEL:Başarılı oldu mu?
Sarraj: Evet, yakında iyi bir gelişme insanlar tarafında hissedilecek. Petrol ihracatının düşmesi fiyatları vurmuştu bu da likidite krizine sebep olmuştu. Alt seviyedeki vatandaşlar ve iş adamları 24 milyar dinar bankalardan çektiler. Hemen hemen bankalar çökmüştü.
SPIEGEL: Bu durumu etkisizleştirmek için ne yapıyorsunuz?
Sarraj:Bu problemi çözmek için, iki tane merkez bankasıyla temas kurduk. Ramazan boyunca, işadamlarımıza hem finansal destek verdik hem de ithalat şartlarını kolaylaştırdık, böylece fiyatların yükselmesini önlemiş olduk. Ayrıca yurt dışında dinar bastırdık.
SPIEGEL: Gençler milislere katılmaya devam ediyorlar. Okullar ve üniversiteler açık ama çalışmıyor.
Sarraj: Kamuda sunabileceğimiz işlerin sayısı azdır. İstihdam yaratmak için, ekonomiyi geliştirmemiz gerekiyor ancak bununda olabilmesi için,petrolümüzü ihraç etmemizlazım. Çünkü ekonomimizin motoru olmasında belirleyici bir role sahiptir petrol ihracatı.
SPIEGEL:Ekonomiyi yeniden inşa etmek için bir planınız var mı?
Sarraj:Başkanlık konseyi, petrol ihracatının yeniden başlaması ve önemli limanların onarımı için talimat verdi. Bir kere ülke tekrar gelir getirecek akışı sağladı mı, altyapı projeleri, fabrikalar ve ticaretin tekrar canlanması mümkün olacaktır.
SPIEGEL: Siz hem çok az desteğe sahipsiniz hem de az zamanınız var. Neden daha iddialı hareket etmiyorsunuz? Neden doğudaki ve batıdaki merkez banka şeflerine işi bırakmıyorsun ki birlikte çalışıp para sorununu çözsünler? Neden senin himayende silahlı güçlerle ulusal diyalog başlatmıyorsun?
Sarraj: Bizi hafife almayın—Biz çok ÅŸey yaptık. DoÄŸudaki(Beyda) ve batıdaki(Trablus) burada hatta Tunus’ta toplantılar yaptık çünkü biz merkez bankalarını birleÅŸtirmek istiyoruz. Bu çalışmalar devam ediyor. Maalesef doÄŸu ile batı arasındaki politik gerginlikler, bu tür görüşmeleri gölgeliyor.
SPIEGEL:İşit Libya da nasıl bu kadar güçlendi?
Sarraj:2011 yılında Libya da güvenlik boşluğu oluşunca İşit güçlendi.
SPIEGEL: Kaddafi devrildikten sonra, işlemeyen sivil toplum, asker ve polisin eksikliğinden mi kaynakladı diyorsunuz?
Sarraj: Evet. Biz dünyanın dikkatini buna sık sık çektik, ancak kimse bizi dinlemedi. Bize kimse yardım etmedi. Gençlerimiz Ä°ÅŸit’e karşı cesurca mücadele ediyor, ancak Ä°ÅŸit hala uluslararası problem olmaya devam ediyor.
SPIEGEL: Batı, sizi dinliyor mu şimdi?
Sarraj: Biz görüş alış veriÅŸinde bulunuyoruz. Amerika birleÅŸik devletlerinde yardım aldık, ancak hala lojistik yardıma ihtiyacımız var. Ä°ÅŸit’e karşı savaÅŸan silahlı güçlerimize karşı yaptırımların kaldırılmasına ihtiyacımız var. Batının yaralılarımızın alması çok önemlidir, çünkü ne ilacımız var ne de hasta hanelerimiz düzenli çalışıyor. Hepimiz, davamız uÄŸruna savaÅŸan gençlerimize karşı sorumluluklarımızı paylaÅŸmalıyız.
SPIEGEL: Birçok ülke bugüne kadar Libya'da kendi çıkarları için çalışmışlardır.
Sarraj: GeçmiÅŸi konuÅŸmak istemiyorum, ancak ofisimiz burada olduÄŸundan beri Amerika birleÅŸik devletleri teröristlerin üstesinden gelmek için bize yardım ediyor. Amerika Ä°ÅŸit’e karşı mücadele eden askerlerimize hava desteÄŸi veriyor. Suudi Arabistan ile temas korduk- ben ordaydım, ulusal uzlaÅŸma sürecini teÅŸvik edeceÄŸine söz verdi.
SPIEGEL: Hükümetiniz ülkenin doğu kesiminde henüz resmi olarak kabul edilmedi, sizi batının kuklası olmakla suçluyorlar. Bu algıyı nasıl düzelteceksiniz?
Sarraj: Değiştirerek. Bizimle doğu parlamentosu arasında bir problem yok- Sıkıntı Tebrokta ki parlamento ile var. Şimdiye kadar, güvenoyu meşrulaştırmak için verdiğimiz uğraşılar orada engellenmiştir. Biz akla uygun olan her şeyi yaptık. İlk hükümetimizi büyük olduğu için eleştirildi, bizde bu eleştiriyi dikkate alarak küçük bir hükümet oluşturmayı teklif ettik. Tebruk parlamentosu bu güne kadar kabul ettiğini deklere etmedi. Hükümeti destekleyenleri tehditle sessizliğe itiyor. Size açık bir şey söyleyeyim mi?
SPIEGEL:Sizi dinliyoruz.
Sarraj: Sorunun kaynağı Tebrokta ki yapıdır. Tebrokta ki parlamento, üyelerine belirleyici oturumların olmasına izin vermeli, böylece herkes demokratik hakkı olan düşüncelerini ifade eder, Libya’nın bu sürece ihtiyacı var blokajlara deÄŸil.
SPIEGEL:Kimi suçluyorsun blokaj için?
Sarraj: Sorun, sürekli oturumlara engel olan ve parlamentonun politik sahneden kaybolmasıdır. Biz Trablus’ta bakanlığa sürekli baskı yapıyoruz ki parlamentonun resmi tanımasını beklemeden çalışmalara baÅŸlansın.
SPIEGEL: Sizin pozisyonunuzda olmak isteyen doÄŸudaki askeri varlığın lideri olan Khalifa Hafter’in adını anmaktan kaçınıyorsunuz. Oysa General Hafter birleÅŸmeyi engelleyen kiÅŸidir.
Sarraj: Şimdi biz mayın tarlasına geldik. Ben Sayın Hafteri bir kere ofisinde ziyaret ederek konuştum. Biz dedik ki ona, başkanlık konseyini tanımalısın askeri liderlik siyasi liderliğe bağlı olması lazım.
SPIEGEL:Nasıl etkili olmayı düşünüyorsunuz?
Sarraj: General Hafter’e baÄŸlı askeri varlık ciddi problem teÅŸkil etmiyor. Tebrokta ki parlamento Fas’ta saÄŸladığımız anlaÅŸmanın aksine baÄŸlılığı ret ediyor. Maalesef ÅŸimdi biz diyalog görüşmelerin başına geri döndük.
SPIEGEL: Hafter anlaşma karşılığında ne talep ediyor? Yarım ülke yeterli olacak mı?
Sarraj: Biz siyaset kurumu ile askeri kurumun birbirine karşı olarak çalışan bir ülkede yaşayamayız. Sayın Hafter, Sayın Agila Saleh Essa, parlamento başkanı,oturumların olmasına izin vermeleri lazım.
SPIEGEL: Libya, bölünmüş zaten sonsuza dek iç çatışma ile yaşana bilinir mi? Merkezi hükümete bağlı üç eyaletle (Mısrata, Bengazi,Güney) bir antlaşma akla uygundur.
Sarraj: Bu gerçekçi deÄŸildir. Libya’nın geleceÄŸi Libyalıların elindedir, bu politikacıların ya da askerlerin elin de deÄŸildir. Siyasi elitler ve Libyalılar, tek bir Libya ya inanıyorlar.
SPIEGEL: Eğer İşit Sirte mağlup olursa, Mısrata kentini tutmak isterse ve sonra Hafter bunu ret ederse? Yeni bir iç savaş olur orada.
Sarraj: Ben kahramanlarımızı tebrik ediyorum bu şansı almak istiyorum. Ülkemizi teröristlerden temizlemek için hayatlarını feda etmeye istekliler. Ben şehitlerimize rahmet diliyorum.
SPIEGEL:Sorumuza cevap verecek misiniz?
Sarraj: Benim cevabım: Biz hepimiz Libyalılarız. Biz meÅŸru hükümetimizin yaptığı anlaÅŸmaların dışına çıkan gayrimeÅŸru paralel yapıları kabul etmiyoruz. Biz onlara, ülkenin bölünmemesi için yaptığımız çaÄŸrıları durdurmayacağız. EÄŸer Libyalılar birleÅŸmeseler, milletimizin hedeflerini gerçekleÅŸtiremeyiz. Benim Sirte konusunda bir endiÅŸem yoktur, kaçmak zorunda kalanlar, ÅŸehri kurmak için geri dönecekler.Sirte’nin gelenekleri vardır ve Sirte boÅŸluk yoktur kimse vatandaÅŸların elinde kenti gasp edemez.
SPIEGEL: Libya zengin bir ülkedir. Kaddafi’nin devrilmesinden sonra temel yanlışlık nerede oldu?
Sarraj: Devrimden sonra birçok uygulama kararları bugün den daha kolay olurdu. O zamanlar gençlerden ve diğer savaşçılardan silahlar toplana bilinirdi. Hedefler ve fırsatlar izah edile bilinseydi, bu işe yarardı. Fakat kimse yapmadı bunu. Milisler kuruldu ve bugünkü durumun oluşmasına izin verdiler.
SPIEGEL:Batı nerede yanlış yaptı?
Sarraj: Kısaca söyleyeyim, batı devrimden sonra Libya’yı hemen terk etti. Ãœlkeyi toplumsal, ekonomik ve politik problemlerle baÅŸ baÅŸa bıraktılar.
SPIEGEL:Libya ulusu inşa edilebilirdi demek mi istiyorsun? Ya da yeniden yapılanma konusunda az ilgimi gösterildi?
Sarraj: Evet, yıllarca süren diktatörlükten sonra, devrimin şiddetle olması doğaldı.
SPIEGEL: Şimdi batı mülteci krizi ile boğuşuyor. Sizce batı bu durumu, daha iyi anladı mı?
Sarraj: Son zamanlarda iyi anlamış gibi görünüyor. Batı Libya ya yardım etmeye çalışıyor. Yasa dışı göç Libya ya problem yaratığı gibi batıya da sorun oluyor. Her şeyden önce insani bir felaket var ortada, kaçan insanların hepsi aileleri için kaçıyorlar. Krizin üç boyutu var: Birincisi, insani ikincisi finansal, üçüncüsü, adli. Kaçakçılar ve göçmenler için Libya, batıya ulaşmak için bir köprüdür. Maalesef, güney bölgemiz çöldür ve sınırlar açıktır.
SPIEGEL:Sizce Libya bu krizin üstesinde gelebilir mi - mümkün olan her şeyi yapıyor mu?
Sarraj: Biz komşularımızla iyi ilişkiler kurduk, ülke sınırları üzerinde ortak çalışıyoruz. Bizim görüşümüze göre kim yakalarsa onu kendi ülkesine geri göndermelidir. Biz onlara ev sahipliği yapamayız istikrarsız durumumuzdan dolayı onların içeriye girmesine izin veremeyiz.
SPIEGEL: Muhtemelen Libya’nın en büyük insan kaçakçısı, Sabratha da yaşıyor. Göçmenlerin en az üçte biri Avrupa ya kaçırıldığına inanılıyor, buda yılda yaklaşık 50 000 kiÅŸi.
Sarraj: Bu tür aÄŸlar bireysel giriÅŸimlerden büyüktür – Libya da bu tür insanlar olduÄŸu gibi, komÅŸu ülkelerde de ve hatta Avrupa’nın içinde de bu tür insanlar vardır. Biz Almanlarla, Ä°talyanlılarla, Avrupa birliÄŸiyle konuÅŸuyoruz. Biz bunlarla birlikte mücadele etmeye mecburuz, mültecileri koruyacağız, kaçakçıları vuracağız.
SPIEGEL: Siz Avrupalıların, bu sorunu çözmek için daha fazla yükümlülükler alacağını bekliyor musunuz?
Sarraj: Evet, iÅŸbirliÄŸinin iki tane adımı vardır. Birincisi, Avrupa,güneyi çevreleyen ülkelere baskı uygulamalılar. Çad’a, Nijer’e, Mali’ye. Böylece sınırlar korunur ve ciddiye alınır. Ä°kincisi, her iki tarafın sınır askerleri eÄŸitilmelidir. Ãœmit ederiz ki, Avrupalılar deniz donanmamızı modernize etmek için yardım ederde, böylece sorunun çözümüne etkin rol alırız.
SPIEGEL:Sayın başbakan,neden bir mimarbaşbakan olur?
Sarraj: Bu sorunun cevabı çok zordur. Bende bu soruyu sormuştum kendime. Söyleyeceğim tek şey tecrübe.
SPIEGEL: Siz yok diyemediniz mi?
Sarraj: Diyemedim. Ulusal bir görev. Bu arada ben dayanıklıyım, beklide mimarlığın düşüncesini kullanarak, politik çözümler bulmaya faydalı olabilirim.
SPIEGEL:Nasıl yani?
Sarraj:Bilinçli, doğru bir planlama.
SPIEGEL: GeleceÄŸe baktığınızda: Libya da ki geliÅŸmelerin yönü, Somali’ye doÄŸrumu gidiyor ya da diyelim ki Ä°talya ya doÄŸrumu gidiyor?
Sarraj:Biz Somali gibi olmayacağız.
SPIEGEL: Gelecekteki halefinizde nasıl bir Libya var yada nasıl bir Libya bırakmak istiyorsunuz?
Sarraj: Güvenli ve istikrarlı bir ülke, insanların tekrar refah içinde gülümsediği bir ülke, insanlarımız çok acı çekti refah ve güvenliği hak ediyorlar. Komşularıyla daha iyi ilişkilere sahip bir ülke, sadece devlet fonksiyonlarının hukuk içinde kuvvet kullanma hakkına sahip olduğu bir ülke, özgür bir İslam devleti ve uluslararası toplumda apaçık saygın bir konuma sahip bir ülke.
SPIEGEL:Sayın başbakan bizimle bu röportajı yaptığınız için teşekkür ederiz.
Henüz yorum yapılmamış.