Güncel
Çelik ve Çavuşoğlu'ndan AB yetkililerine 'soğuk duş'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, Avrupa Birliği yetkililerini ağırladı. Bakan Çavuşoğlu ve Çelik'in "AB yetkililerinde soğuk duş etkisi" yapan açıklamaları dikkat çekti.
Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, "Türkiye, onlarca terör örgütüyle mücadele ederken ve bir darbe girişimini atlatmışken, ordumuz şu anda Suriye topraklarındaki operasyona destek verirken, 'Terör yasasını değiştirelim' demek, irrasyonel bir yaklaşım olur, Avrupa'nın güvenliğini de sıkıntıya sokar" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Bakanı ve Başmüzakereci Çelik, Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Federica Mogherini ve AB Komisyonu'nun Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden Sorumlu Üyesi Johannes Hahn, Ankara Palas'ta yapılan "Türkiye-AB Üst Düzey Siyasi Diyalog Toplantısı"nın ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.
"Tek ülkenin blokajını engelleyememesi, AB'nin zafiyetidir"
Bir gazetecinin, toplantının tüm katılımcılarına Türkiye ile AB arasındaki vize serbestisi ve Geri Kabul Anlaşması'na ilişkin gelinen son noktaya, AB'nin Türkiye'nin terörle mücadele yasasında değişiklik yapılmasına ilişkin talebi hakkında bir ara formülün söz konusu olup olmadığına ve "Yargı ve Temel Haklar" başlıklı 23'üncü fasıl ile "Adalet, Özgürlük ve Güvenlik" başlıklı 24'üncü faslın Kıbrıs sorununun çözümünün ardından mı gerçekleşeceğine ilişkin sorusu üzerine Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Yeni fasılların açılması, 23'üncü ve 24'üncü fasılların açılmasının kriterlerinde Kıbrıs sorunu yok veya Kıbrıs sorununun çözümü yok ama defakto bir durum var maalesef ortada, etkiliyor. Biz bundan bağımsız olarak Kıbrıs sorununun çözümü için katkı sağlıyoruz. Avrupa Birliği'nden de daha fazla katkı bekliyoruz fakat 'bir ülkenin fasılların açılmasını bloke etmesini engelleyememesi' de Avrupa Birliği'nin birçok sorunu çözme konusundaki zafiyetinin başka bir göstergesidir."
AB ve Türkiye'nin halklarını etkileyen sorunların çözümü için iş birliği içinde olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "Sorun varsa ortak çözüm lazım. Külfet paylaşımı lazım ve çözüm bulduktan sonra da birlikte uygulamamız lazım. Göç sorununun çözülmesi özellikle öncelikliydi. Aynı şekilde vatandaşlarımızın önündeki engelleri de kaldırmak, seyahat özgürlüğünün önündeki engelleri kaldırmak da bizim görevimiz" dedi.
"Geri kabul ve vize serbestisi için yol haritasına ihtiyacımız var"
Türkiye ve AB arasında imzalanan geri kabul, vize serbestisi anlaşmalarıyla kaçak göçün önlenmesiyle ilgili mutabakat imzalandığını hatırlatan Çavuşoğlu,"Bu üç anlaşma birbirine bağlıdır. Kimse bunun ayrı olduğunu söyleyemez. Şimdi üçünün de uygulanması gerekiyor. 'Bir tarafın işine geleni uygulamaya devam edelim, diğerlerine sonra bakarız' anlayışı olmaz. Bu, haksızlıktır, çifte standart olur. Türkiye'ye de böyle muamele ederse biz de bunu kabul etmeyiz"diye konuştu.
Türkiye ve AB'nin süreçteki tıkanıklığın nasıl aşılacağına ilişkin temaslarının sürdüğünü ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Çin'de düzenlenen G20 Zirvesi'ndeki görüşmelerinde de bu konunun gündeme geldiğini belirten Çavuşoğlu, şöyle devam etti:
"Sayın Bakanımızla (AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik) birlikte biz Timmermans'la görüştük. Beş kriterin dördünü nasıl yerine getireceğimiz konusunda anlaştık. Terör konusunda da 'Al ya da bırak' demedik, alternatif öneriler getirdik. Bunlardan bir tanesi de bu konunun Avrupa Konseyine bırakılmasıdır.
Orada ortak bir çalışma grubumuz var. Ortak çalışma grubunda bu konuları zaten işliyoruz. Bu konuda bir anlayış birliği oluşmaya başladı. Bizim beklentimiz şu, bir tanesini 18 Mart mutabakatını uyguluyoruz. Geri kabul ve vize serbestisini ne zaman uygulayacağımız konusunda da somut bir yol haritasına ihtiyacımız var.
Bunu net bir şekilde ortaya koymamız lazım. Ötelemememiz lazım. Şu anda Avrupa Birliği'ye yaptığımız çalışmanın çerçevesi bu. Ben inanıyorum ki biz bu anlayışla bu sorunların üstesinden birlikte geleceğiz, o iki anlaşmayı da söylediğimiz çerçevede uygulayacağız."
"Terör yasasını değiştirelim' demek, irrasyonel olur"
AB Bakanı Çelik de Türkiye'nin AB'ye katılım müzakerelerinin objektif kriterlere dayandığını vurgulayarak, "Biz bu kriterlerde tenzilat istemiyoruz. Başkaları da kendisine göre bunlara zam yapmaya kalkmasın. Türkiye, son zamanlarda Avrupa Birliği'ndeki ülkelerin iç politika malzemesi olarak konuşuluyor. Bazı ülkelerin kaprislerinin odağına yerleştiriliyor" dedi.
Çelik, 23'üncü ve 24'üncü fasılların Kıbrıs meselesiyle ilgisi olmadığının altını çizdi.
Türkiye'nin basın özgürlüğü ile hukuk devleti kavramları açısından kendine güvendiğini belirten Çelik, fasıllar açılmadan başlıklara ilişkin Türkiye'ye dönük eleştirilerin samimiyetsizlik göstergesi olduğuna işaret etti.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa Birliği içerisindeki bir tek bir ülkenin, Güney Kıbrıs'ın Türkiye'yle ilişkileri bloke etmesi, Avrupa Birliği'nin tek bir birlik olarak hareket etme ruhunu da zedeliyor. Bu, doğru bir şey değil, bunun nasıl çözüleceği de Avrupa Birliği'nin kendi meselesi.
Şunu unutmayalım ki bu bir ayda biz bir sürü reform yaparken, "Türkiye'yle müzakereleri keselim.' diyen AB ülkeleri çıktı. Bunlar son derece ırkçı ve İslamofobik yaklaşımlar ortaya koydu. Biz her konuda objektif kriterlerle kendimize güveniyoruz."
Vize serbestisinin anahtar konu olduğunu belirten Çelik, "Türkiye, onlarca terör örgütüyle mücadele ederken ve bir darbe girişimini atlatmışken, ordumuz şu anda Suriye topraklarındaki operasyona destek verirken, 'Terör yasasını değiştirelim' demek irrasyonel bir yaklaşım olur, Avrupa'nın güvenliğini de sıkıntıya sokar. Buradaki doğru mekanizma, Avrupa Konseyiyle bunu bir taahhüde bağlarız, Türkiye bir taahhütte bulunduğu zaman da bunun gereğini yerine getirir" ifadelerini kullandı.
Çelik, AB ve Türkiye'nin bundan sonra yapması gerekenin, pozitif ajandayla atılacak adımları değerlendirmek olduğunu vurguladı.
"Kıbrıs'ta çözüm için ümit penceresinden daha fazlasını görüyoruz"
AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Mogherini de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve AB Komisyonu Başkanı Jean-Claude Juncker'in Çin'de düzenlenen G20 Liderler Zirvesi kapsamında yapıcı görüşmelerde bulunduklarını kaydetti.
Mogherini, AB ve Türkiye'nin Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasından yana olduklarını belirterek, "Her iki taraf da bu konunun çözülmesine çok fazla katkıda bulunabilir çünkü her iki taraf da bu konunun yakın gelecekte çözüme kavuştuğunu görmek istiyor. Hepimiz bunu istiyoruz ve bunun olabileceğine de inanıyoruz" diye konuştu.
"Avrupa Konseyi platformunu kullanmaktan memnuniyet duyarız"
Hahn, Bakan Çavuşoğlu'nun yeni fasılların açılması ve Kıbrıs konusunun çözümü arasında bir defakto ilişki olduğu yönündeki görüşlerine katıldığını belirterek,"Ama bizim bu fasılların açılmasıyla ilgili olarak, önce iç hazırlık çalışmasının komisyon içinde tamamlanması gerekiyor.
Ondan sonra 23'üncü ve 24'üncü maddelerle veya ele alınan diğer maddelere ve genişleme sürecinde atılması gereken adımlara ilişkin kararı üye ülkeler oy birliğiyle veriyor. Sayın Çavuşoğlu'na katılmıyorum, bunlar AB'nin zaafı değildir. Bunlar sadece bizim kurallarımız" değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye ile AB arasında vize serbestisinin uygulanma sürecine de değinen Hahn, Avrupa Konseyinin çalışmalarının nihai çözüm için değerli temel oluşturduğuna dikkati çekerek, "Uygun bir çözüm bulmak için Avrupa Konseyi platformuna başvurmaktan memnuniyet duyarız. Bir çözüm bulabileceğimiz için çok mutluyum" şeklinde konuştu.
Henüz yorum yapılmamış.