Sosyal Medya

Dünya

Rodrigo Duterte: Uluslararası arenada yeni bir fenomen

Filipinler’de uzun yıllar Mindanao Adası’nda Davao şehri belediye başkanlığı yapmış olan Rodrigo Duterte, Laos’a yapacağı ilk yurt dışı seyahati öncesinde, ABD Başkanı Barack Obama’ya yönelik küfürlü demeciyle gündeme oturdu.



GüneydoÄŸu Asya Ãœlkeler BirliÄŸi (ASEAN) dönem baÅŸkanı Laos’un baÅŸkenti Vientiane’de baÅŸlayacak zirveye saatler kala, Filipinler devlet baÅŸkanı Rodrigo Duterte’nin ABD baÅŸkanı Barack Obama’ya yönelik adab-ı muaÅŸerete mugayir sözleri gündemi belirledi. Sadece ASEAN’ı deÄŸil, farklı ülke devlet baÅŸkanları ve delegasyonlarını da biraraya getirmesi nedeniyle küresel bir önem arz eden ASEAN toplantıları, daha baÅŸlamadan herkesi ÅŸaşırtan olaÄŸandışı bir gündeme sahip oldu.

Söz konusu iki liderin Vientiane’de biraraya geleceÄŸi, G-20 zirvesi dolayısıyla Çin’de bulunan Obama tarafından duyurulmuÅŸtu. Obama, Filipinler’in çiçeÄŸi burnunda devlet baÅŸkanı Duterte ile görüşeceÄŸini söylemekle kalmamış, görüşmenin içeriÄŸi konusunda, yani Filipinler’de insan hakları konusuna gündeme getireceÄŸini belirtmiÅŸti. ‘Üçüncü dünya’ ülkeleriyle iliÅŸkilerde sadece BaÅŸkan Obama’nın deÄŸil, genel itibarıyla ABD politikalarında önemli bir yer tutan ‘insan hakları’ konusu, bu kez Filipinler baÄŸlamında gündeme getiriliyor. ABD yönetimince Filipinler’e, daha doÄŸrusu baÅŸkan Duterte’nin aÅŸağıda deÄŸineceÄŸim bazı uygulamalarına yönelik olarak daha önce de deÄŸiÅŸik vesilelerle tepkiler gündeme getirilmiÅŸti.

Burada hatırlanması gerek bir diÄŸer husus, ABD DışiÅŸleri Bakanı John Kerry'nin, 26-27 Temmuz günleri Manila’yı ziyaret ederek Duterte ile görüşmesidir. Kerry’nin kiÅŸisel yaklaşımından ötürü olsa gerek, Duterte’nin aÄŸzından ona karşı kötü bir söz sadır olmamıştı. Ancak Duterte basına yaptığı açıklamada, “Kerry’le görüşebilirim, ancak onun büyükelçisi eÅŸcinsel diyerek” ABD yönetimine yönelik hakaret anlamı içeren bir söylemi gündeme taşımaktan da geri durmamıştı.

Vientiane toplantıları öncesi yaÅŸanan bu gerginlik, Obama ve Duterte arasında kiÅŸisel bir atışmanın ötesinde anlam taşıyor. Bu noktada Rodrigo Duterte’nin kim olduÄŸu, nasıl bir siyasi geçmiÅŸi olduÄŸunu kısaca ele almak gerekir. 8 Mayıs 2016 seçimleri yapılacağı duyurulduÄŸunda Filipinler’de baÅŸkan adayları arasında adı geçmeyen, ancak kısa bir süre sonra aday olabileceÄŸini açıklanan Duterte, ülkenin güneyinde Mindanao Adası’nda uzun yıllar belediye baÅŸkanlığı ve il yönetim meclisinde görev yapmış bir isim. Mindanao Adası’nı, Filipinli Müslümanların tarihsel olarak yaÅŸam olanı olarak biliyoruz. Son dönemde ise, Moro Ä°slami KurtuluÅŸ Cephesi’nin (MILF) bağımsızlık ve akabinde özerk yönetim taleplerine konu olan bir bölge. Ancak çatışma bölgelerinin taşıdığı geri kalmışlık, zorunlu ve gönüllü göçlerden neÅŸet eden etnik çeÅŸitlilik, suç oranlarının yüksekliÄŸi gibi hususiyetleri de bünyesinde barındırıyor. Filipinler’de suç denilince akla ilk gelen ise uyuÅŸturucu mafyaları oluyor. Sadece ‘çetelerle’ sınırlı olmayan, ekonomik kazanımı oldukça yüksek bu ‘iÅŸe’ deÄŸiÅŸik düzeylerde kimi ‘memurların’ da iÅŸtirak ettiÄŸi biliniyor.

Duterte, Ada’nın önemli ÅŸehirlerinden biri olan Davao’daki 22 yıllık belediye baÅŸkanlığı süresince bir yerel yönetici olmanın ötesinde, bir ‘ÅŸerif’ hüviyetiyle ÅŸehir ve çevresini uyuÅŸturucu mafyalarından temizleme uÄŸraşını üstlenmiÅŸ ve bunda da baÅŸarılı olmuÅŸ bir yerel politikacı. Ancak Duterte’nin bu ‘baÅŸarısını’ gerçekleÅŸtirirken, uyguladığı ‘gayri resmi’ yöntem, o yıllar boyunca ulusal gündemin dışında pek yer bulmadı. Gayri resmi yöntemden kastımız, Duterte’nin kurduÄŸu iddia edilen ‘ölüm timleri’ diye anılabilecek bir yapıyla uyuÅŸturucu çetelerini hizaya getirmesi oldu. Bu sürecin sonunda Davao en güvenli ÅŸehir unvanını kazanırken, hiç kuÅŸku yok ki, Duterte’nin uyguladığı gayri resmilik de o kadar üzerinde durulan bir konu olarak dikkat çekmedi.

Ancak iÅŸler, Duterte’nin devlet baÅŸkanlığına aday olmasıyla ve akabinde kampanya dönemindeki söylemiyle yavaÅŸ yavaÅŸ uluslararası gündemde yer iÅŸgal etmeye baÅŸladı. Öyle ki, Duterte ‘Davao baÅŸarısını’ ulusal düzeye çıkarmaya ant içmesi üzerine, eski baÅŸkan Benigno Aquino ülkenin ‘yasaların ihlâl edileceÄŸi’ bir döneme girmek üzere olduÄŸunu görerek iki güçlü adayı ittifak yapmaya ve Duterte’nin önünü almaya çalıştı. Aquino bunda muvaffak olamayınca, 71 yaşındaki Duterte 8 Mayıs seçimlerinde aldığı önemli bir oy oranıyla baÅŸkan seçilip 30 Haziran’da resmen göreve baÅŸladı.

Duterte, seçim kampanyası boyunca iç siyasete yönelik olarak, ülkenin en önemli sorunlarının başında gelen güvenlik olgusuna yoÄŸunlaÅŸtı ve bu yöndeki açıklamalarıyla gündemi belirledi. Aynı Duterte o günlerde, 1989 yılında hayatını kaybeden Avustralyalı kadın misyoner üzerinden Avustralya hükümetine ve Papa Francis’in Ocak ayında Manila’yı ziyaretinde yaÅŸanan trafik karmaÅŸası sonrasında, buna sebep olduÄŸu iddiasıyla Papa’ya yönelik gayr-i ahlaki çıkışı ile uluslararası basının gündemine oturmaya baÅŸladı. Duterte bu türden çıkışlarına, dün de Barack Obama’yı hedef alan küfürlü söylemiyle devam etti. Duterte, uyuÅŸturucuyla mücadeleyle ilgili olarak kısa bir süre önce bazı uyarıları gündeme getiren ve kendisiyle Laos’da görüşmeyi talep BM Genel Sekreteri’yle görüşmeyi de reddetmiÅŸti.

Filipinler devlet baÅŸkanının tüm bu süreçlerde benzer bir söylemi tekrarlaması nedeniyle sıra dışı bir fenomen olmaya doÄŸru gittiÄŸini söyleyebiliriz. Ãœlkesinde suçlarla ilgili mücadelede seçtiÄŸi yöntemi, yerel yöneticilik dönemindeki baÅŸarılarına bina ederek tartışılmazlığına güvenen Duterte, uluslararası çevrelerin bu konudaki eleÅŸtirilerine ise ‘ulusal bağımsızlığımıza müdahale ediyorsunuz’ diyerek geri çeviriyor. Duterte’nin güvenlik güçlerine çeteleri sorgusuz sualsiz öldürme hakkı veren uygulaması ile son iki ayda yaklaşık 2000’i aÅŸkın kiÅŸi çatışmalarda öldürüldü ve ülke hapishanelerinin teslim olan uyuÅŸturucu çete mensubu ve kullanıcılarıyla doldu. Dün Obama’ya yönelik yaptığı açıklamanın bir yerinde de, “Filipinler sömürgecilikten kurtulalı çok oldu” diyerek, 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl ortalarına kadar süren ABD sömürgeciliÄŸine atıfta bulunarak, Obama’nın insan hakları söylemini reddediyordu.

Duterte’nin yukarıda zikredilen ‘güvenlik politikasına’ yönelik karşı çıkışlar ülkedeki bazı siyasi çevrelerden de gelse, genel itibarıyla yüksek bir oyla devlet baÅŸkanı seçilen bir lider olması ve siyasi gücü ele geçirmesi nedeniyle eleÅŸtiriler -en azından ÅŸimdilik- kurumsal bir boyut kazanmış deÄŸil. Ancak Duterte’nin en son Obama’yı da hedef alan uluslararası politikacı ve ÅŸahsiyetlere yönelik çıkışın ülkelere arası iliÅŸkileri etkileyecek boyutu olacaktır. Ayrıca, Filipinler’in önümüzdeki yıl ASEAN dönem baÅŸkanlığını üstlenecek olmasıyla, BirliÄŸe üye ülkeler arası iliÅŸkiler de olumsuz yönde etkilenebilir.

Bunun ötesinde, Filipinler ABD’nin bölgedeki en önemli müttefiklerinden biri. 1990’lı yıllarda ülkede ABD karşıtlığının yol açtığı tepkiler üzerine o dönemki ABD üstleri kapatılır ve sayısı azaltılırken, son yıllarda Güney Çin Denizi’ndeki egemenlik iddialarının neden olduÄŸu anlaÅŸmazlık Filipinler’i ABD’ye yeniden yaklaÅŸtırmıştı. Bu anlamda, bir önceki baÅŸkan Aquino döneminde ikili iliÅŸkilerde askeri boyut yeniden ön plâna çıkmaya baÅŸlamıştı. Duterte’nin, Batı Filipinler Denizi olarak adlandırılan bölgede giderek artan Çin balıkçı ve sahil güvenlik teknelerinin varlığı karşısında ‘Çin’le masaya oturur hallederiz’ söylemi bugüne kadar somut bir açılıma konu olmadı. Kaldı ki, benzer sorunlarla yüzleÅŸen bölgedeki diÄŸer ülkeler de Çin’le tek tek masaya oturmak yerine ABD ile yakınlaÅŸarak politika geliÅŸtiriyorlar.

Duterte’nin Obama’yı hedef alan küfürlü sözlerinin ABD politikalarını pek etkilemeyeceÄŸi düşünülebilir. Ancak burada Duterte’nin ve Duterte güdümündeki Filipinler hükümetin alacağı kararların belirleyiciliÄŸini de unutmamak gerekir. Bu süreçte, ASEAN içinde öne çıkan ülkelerin Duterte yönetimini ÅŸu veya bu ÅŸekilde ‘hizaya çekme’ çabası olabilir. ABD ise, bölgede Çin faktöründen hareketle Filipinlerle iliÅŸkileri koparması söz konusu deÄŸil. Ancak iki ülke iliÅŸkilerini daha alt düzeyde sürdürme politikası izleyerek Duterte’nin uluslararası politikaya ‘adaptasyonunu’ bekleyecektir.

Cihan Kurtaran | Cakarta

 

Kaynak: dunyabulteni.com
 
 

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.