Sosyal Medya

Coğrafyamız

Arap Dünyasının 15 Temmuz Tecrübesi

Dr. Ayman Boughanmi Tunuslu bir akademisyen. Geçtiğimiz yıl Fransa’da Sorbonne Üniversitesi’nde jeopolitik dersleri veren Dr. Boughanmi, bu yıl araştırmalarına Tunus Üniversitesi’nde devam ediyor. Dr. Bogughanmi, 15 Temmuz’un Arap dünyası için anlamı üzerine Ayşenur Gökşen'in sorularını cevapladı.



Dr. Ayman Boughanmi Tunuslu bir akademisyen. GeçtiÄŸimiz yıl Fransa’da Sorbonne Ãœniversitesi’nde jeopolitik dersleri veren Dr. Boughanmi, bu yıl araÅŸtırmalarına Tunus Ãœniversitesi’nde devam ediyor. Dr. Bogughanmi ile 15 Temmuz’un Arap dünyası için anlamını konuÅŸtuk. Kendisi bizlere Arap medyasının tepkileri ve hükümetlerin aldıkları pozisyonların altındaki mesajları anlattı.

15 Temmuz üzerinden bir aydan fazla vakit geçti. Batı medyasının 15 Temmuz’a taraflı bakması, beklenen ama buna raÄŸmen aşırıya kaçan bir durumdu. Arap medyası nasıl bir pozisyon aldı?

Arap dünyasında askeri darbelerin geniÅŸ bir tarihi var. Araplar bu darbelerden çok derin bir ÅŸekilde etkilendiler. Özellikle 2013 Mısır askeri darbesi Arap dünyasını sarsan ve etkilerini bugün de yaÅŸadığımız bir askeri darbe. Mursi ve Müslüman KardeÅŸler’in hukuksuz bir ÅŸekilde bastırılması ve sonrasında kanlı bir ordu diktası kurulması hâlâ bugün etkilerini yaÅŸayarak gördüğümüz bir darbe.

Bu sebeple Arap dünyası askeri darbeleri yakından tanıyor ve darbelerin hayatları ne kadar şiddetle etkilediğini biliyor. Bununla birlikte bir kesim var ki Arap dünyasındaki askeri darbelerden hep memnun olmuş ve bunu bir tehdit olarak gördükleri İslami hareketleri durdurmanın tek yolu olarak görmüşlerdir. Bu iki kesim arasında farklı reaksiyonlar görüyoruz. Bu tepkilerin bir kısmı ise oldukça aşırı tepkiler diyebiliriz.

Türkiye, Arap devletleri ve Arap ideolojik çatışmalarında psikiyatri tabirlerinde geçiş objesi olarak tanımlanan bir sembolün yerini tutuyor. İsterseniz bu tabiri biraz açalım. Çocuk doğduğunda ilk bağlandığı obje anne oluyor. Anneden ayrılan çocuk ise herhangi bir geçiş objesine bağlanarak hayata ilk adımını atıyor. Ancak bu geçiş objesini aşabildiğinde bir olgunluk noktasına ulaşıyor. Arap dünyasındaki tartışmaların birçoğu geçiş objesini aşamadığımızı gösteriyor. Türkiye bu iki kesim için de politikanın olması yahut olmaması gerekenlerin toplandığı bir epitomu simgeliyor.

Demokratik hedefleri olan ve Ä°slami deÄŸerleri taşıyan kesim için Türkiye’yi bir model olarak görüyoruz. Ä°slamcılıktan korkan kesim için ise Türkiye ters-model. Onlar için Türkiye bir tehlike diyebiliriz. Çünkü Ä°slamcıların onlara karşı kullanacağı bir örnek. Tunus’ta veya Mısır’da Ä°slamcılar “Türkiye örneÄŸine bakın. Türkiye demokratik bir yönetim tarafından yönetiliyor ve sizin dikta korkularınız Türkiye’de yaÅŸanmıyor.” diyebiliyorlar. Bu iki kesimin iki uçtaki ekstrem pozisyonları duygusal reaksiyonları açıklıyor. 15 Temmuz olayları iki tarafta da duygusal reaksiyonlar oluÅŸturdu. Türkiye’yi model olarak gören ve askeri darbeleri bir tehdit olarak gören kesim o gece çok üzüntülüydüler. O gece Tunus düştü sandılar ve ertesi sabah resim deÄŸiÅŸince inanılmaz büyük bir sevinç yaÅŸadılar.

DiÄŸer kesim ise tam tersi duygular yaÅŸadı. DiÄŸer kesim bu askeri darbe giriÅŸiminde Mısır örneÄŸinin uygulandığını gördüler ve “Ordu sonunda Türkiye’yi Ä°slamcılık’tan kurtaracak” sloganları attılar. Reaksiyonları çok olumlu ve mutluydu. Hatta provokatif ifadeler kullandılar. Sabahları pozisyonları tamamen deÄŸiÅŸti ve bir komplo teorisi anlatımına geçtiler. “Bu tamamen Ä°slamcıların iÅŸidir ve güçlerini arttırmak için baÅŸarısız bir askeri darbe giriÅŸimi tiyatrosu oynadılar” dediler.

Arap medyasında farklı ülkelerde nasıl reaksiyonlar gördünüz?

Tunus medyası en yakinen takip ettiÄŸim medyaydı. Farklı fraksiyonlara ait medya gruplarının reaksiyonları aynı bahsettiÄŸim gibiydi. Anti-islamist medya kanallarının bazıları bazen örtülü bazen açık bir dille bahsettiÄŸim tepkileri dillendirdiler. Hatta bu tepkiler medyayı aÅŸtı. Tunus CumhurbaÅŸkanın bazı danışmanları resmi facebook hesaplarında ve twitter hesaplarında açık bir dille askeri darbeyi desteklediklerini açıkladılar. Ä°slamcılara yakın medya grupları ise bütün gece çok endiÅŸe içerisinde yayın yaptılar. Darbe püskürtülene kadar süren endiÅŸe darbe giriÅŸimi baÅŸarısız olunca bir kutlama yayınına döndü. Ä°ki tarafın medya grupları da olayları an be an sanki Tunus’un kaderi yazılıyormuÅŸ gibi takip ettiler. Bu çok ilginç bir durum. Türkiye modelinin Tunus ve diÄŸer Arap ülkeleri için geçiÅŸ sürecinde ne kadar önemli olduÄŸunu bire bir gösteriyor.

Mısır’da yalnızca resmi medya kuruluÅŸları yayın yapabiliyorlar. Özel kanallar ve gazeteler de sadece Sisi rejiminin resmi medya yayınını yapıyorlar. Bu yüzden Mısır medyasında bir bütünlük vardı. Mısır televizyonlarında kabul edici bir dil hakimdi. Hatta Mısır kanalında bir muhabir askeri darbe giriÅŸimine “Türk askerinin devrimi” diyecek kadar ileri gitti. Darbe giriÅŸiminin baÅŸarısız olduÄŸu haberleri bizlere ulaÅŸmasına raÄŸmen, Mısır kanalları darbe giriÅŸimi baÅŸarılı olmuÅŸ gibi yayın yapmaya devam ettiler. Ertesi gün çıkan Mısır gazetelerinin bir kısmında  “Türkiye’de Darbe” gibi baÅŸlıklar görebilirsiniz.

Aljazeera Arapça kanalının tepkisi tam tersiydi. Aljazeera Arapça, bütün gece boyunca Türk halkına destek veren bir yayın yaptı. Bir muhabir canlı yayında Almanya’ya sığınma talebiyle ilgili dedikodular çıkınca, CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan hakkında “EÄŸer siz bu adamı tanıyorsanız, biliyorsunuz ki bu adam ülkesini asla terk etmez” dedi.

Bununla birlikte bazı istisnai durumlardan da bahsetmek isterim. Tunus’ta ve Mısır’da bazı laikler askeri darbelere her türlü karşı olduklarına dair sosyal medyadan açıklamalar yaptılar. Bu laikler ve entelektüeller Mısır örneÄŸinde askeri darbenin çözüm olmadığını gördüler. Ama ne yazık ki bu entelektüellerin sayıları çok azdı.

Mısır’ın Sisi rejiminin Türkiye’ye muhalefet dili, Tunuslu laiklerin muhalefetinden daha güçlü bir dil. Tunus’ta her ÅŸeye raÄŸmen demokratik geçiÅŸ süreci devam ediyor. Bu yüzden laik kesim dahi askeri darbelere karşı kısmen mesafeli diyebiliriz. Mısır darbesinin baÅŸlarında bazıları bu ülke için darbenin çözüm olduÄŸunu ileri sürdüler ama köprünün altından çok su aktı ve ÅŸu an Tunuslu laiklerin bir kısmı askeri darbelerin çözüm olmayacağı kanaatine vardılar.

Bu kanaatleri ve deÄŸerlendirmeleri söylememiz önemli çünkü 15 Temmuz’u deÄŸerlendirirken Araplar, Türkiye deÄŸil kendi ülkelerini düşünüyor gibi tepkiler verdiler. Aslında o gece medya Türkiye’den deÄŸil sanki kendi ülkelerinde yaÅŸanan bir darbeden bahsediyor gibiydi. Kendi ülkesinde bunu kabul edecek kesim sevinçle karşılarken, diÄŸer kesim darbenin baÅŸarısız olmasıyla sevinci yaÅŸadı.

Bilindiği üzere Gülen örgütü 15 Temmuz darbe girişiminin arkasındaydı. Arap medyası ve halkının Gülencilerle ilgili fikirleri nedir? Bu konuda ne kadar bilgililer?

Birçok Arap Gülencileri tanımıyordu. Arap medyası ilk defa Gülencileri bu darbe giriÅŸimiyle tanıdı. Türkiye’yi daha yakından takip eden entelektüeller elbette Gülenciler ile ilgili daha fazla bilgiye sahipti. Birçok Arap medya organına Gülencilerin varlığı bir ÅŸok olarak geldi. Bunu anlamakta zorluk çeken bazı medya grupları bilgisizlikleri ve siyasi tepkilerinden dolayı aslında Gülenciler gibi bir grubun olmadığını ve bunu hükümetin uydurduÄŸunu iddia ettiler.

Bunun iki sebebi olduğunu düşünüyorum. İlk olarak 17 Aralık olayları Arap medyasında derin bir şekilde verilmedi. Gülencilerin birçok kişinin telefonlarını dinlemeleri, örgüt olarak çalışmaları gibi bilgiler Arap halkı tarafından bilinmiyordu. İkinci olarak da Gülen hareketi daha çok Batıyı hedefleyen bir hareketti. Yayınları İngilizce ve Batı medyasına yönelikti. Gülencilerle ilgili genel bir Arap kanısı oluşmamasının önemli bir sebebi de Gülencilerin Araplardan uzak durmasıydı.

 

Röportaj: AyÅŸenur GökÅŸen

Kaynak: dünyabizim.com

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.