Sosyal Medya

Güncel

G-20: Ulusal egoizmler küreselleşmeye karşı

Çin’deki G-20 Zirvesi, muhtemelen son yıllarda yapılan en önemli zirve olacak. Hemen her G-20 Zirvesi’nde olduğu gibi bu zirvenin de gündeminde sürdürülebilir kalkınma, tarım ve inovasyon, enerji, çevre, işgücü piyasaları ile finansal konular var.



Beril DedeoÄŸlu - Star

Çin’deki G-20 Zirvesi, muhtemelen son yıllarda yapılan en önemli zirve olacak. Hemen her G-20 Zirvesi’nde olduÄŸu gibi bu zirvenin de gündeminde sürdürülebilir kalkınma, tarım ve inovasyon, enerji, çevre, iÅŸgücü piyasaları ile finansal konular var.

Başlıklar, dünyanın en gelişmiş ülkelerinin küresel ekonominin olası krizlerini bertaraf edecek önlemleri tartışacaklarını ima ediyor. Ancak bir konu başlığı daha var ve bu başlık küresel ekonominin geleceğini belirleyecek esas konu. Başlık, G-20 ülkelerinin terörizmle mücadelesi.

Belirtelim, konu terörizmle mücadele olarak ifade edildiğinde, işin içine psikolojiden sosyolojiye, din bilimlerinden uluslararası kaçakçılığa, silah ticaretinden göçe kadar yığınla konu girer. Sorun bu denli geniş tutulduğunda, hem herkesin söyleyecek sözü olur, hem hemfikir olunur, hem de kimsenin somut adımlar atması gerekmez. Sonuçta; terörizmle mücadelenin şart olduğu konusunda uzlaşmaya varılır ve aile fotoğrafı çekilir.

Başlık terörizmle değil de terörle mücadele olarak atılsaydı, o zaman hangi terörden bahsedildiği, kimin yaptığının terör sayıldığı ve o teröristlerle nasıl mücadele edileceğini somut olarak konuşmak mümkün olabilirdi.

Görünüşte herkes terörizme karşı

Bununla birlikte zirveye, terör konusunun damga vuracağına kuÅŸku bulunmuyor. Genel toplantılar, ilan edilen baÅŸlıklarda yapılsa bile, küçük odalarda devlet baÅŸkanları bir araya gelecek ve Suriye konusunu merkeze koyarak terör konuÅŸur gibi yapıp birbirlerini  tartacaklar. Dolayısıyla küresel ekonominin tartışıldığı zeminin çerçevesi, ulusal egoizmlerle çizilecek.

Eğer liderler, kapalı kapılar arkasında dahi olsa, stratejilerini bir kaç başka devletle paylaşabilirlerse, buna da şükür demek gerekiyor. Zira Suriye geneli ve terör özeli kapsamında stratejisi, politikaları ve beklentileri son derece açık olan sadece iki merkez bulunuyor. Bunlardan birisi Ankara.

Türkiye, çok açık olarak Suriye bölünmesin, Kürtler ayrı devlet kurmaya kalkışmasın, silahlı Kürt gruplar Türkiye’de eylem yapmasın ve DAEÅž’in kökü kazınsın istiyor. Tüm bunlar olurken de sistemde tek başına kalmak ya da ısrarla Rusya’nın safına itilmek istemiyor.

Tutumu açık olan diğer merkez ise Şam. DAEŞ tam olarak bitirilmesin, rejiminin meşruiyeti ortadan kalkmasın ve iktidar sürsün istiyor. Bu çerçevede de önüne kim gelirse onunla ittifak yapacağını ima ediyor.

Yazının tamamını buradan okuya bilirsiniz

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.