Sosyal Medya

Genel

Kulluk görevlerimize mazeret üretmeyelim

Yeryüzüne halife olarak gönderilen insanoğlu, iman ile küfür arasında serbest bırakılmıştır. Yani insana seçme özgürlüğü demiş olduğumuz “irade” verilmiştir.



Abdullah Büyük - Yeni Akit

Yeryüzüne halife olarak gönderilen insanoÄŸlu, iman ile küfür arasında serbest bırakılmıştır. Yani insana seçme özgürlüğü demiÅŸ olduÄŸumuz “irade” verilmiÅŸtir. Ama insanın bu iradesini kendi mutluluÄŸu için kullanmasını saÄŸlamak amacıyla da müjdeleyici ve uyarıcı olarak peygamberler gönderilmiÅŸtir. Ä°nsan ile tabiat arasındaki en büyük fark, iÅŸte bu seçme özgürlüğüne sahip olup- olmama yönüdür. Bütün kâinat toptan mümindir. Ä°nsan ve cinler dışında hiçbir varlığın Ä°lahi emre aykırı hareket edebilme yeteneÄŸi yoktur. Bununla birlikte insana kulluk görevini yerine getirebilmesi için bütün imkânlar verilmiÅŸ, sonsuzluklar diyarı olan ahirette hiçbir mazeretin kabul edilmeyeceÄŸi Kur’an-ı Kerim’de açıkça ifade edilmiÅŸtir:

“Bütün bu elçileri, güzel haberlerin müjdeleyicileri ve uyarıcılar olarak gönderdik ki onların geliÅŸinden sonra insanın Allah karşısında hiçbir mazereti kalmasın. Allah gerçekten güç ve hikmet sahibidir.” (Nisa, 4/ 165)

Evet, insanın hiçbir mazereti ahirette kabul görmeyecektir. Yani hepimizin en çok yaptığı ÅŸey olan mazeret üretmek hiçbir anlam ifade etmeyecektir. Önce kendi benliÄŸimize sonra da içinde yaÅŸadığımız topluma şöyle bir göz attığımızda maalesef yapamadığımız ya da yapmak istemediÄŸimiz iÅŸlerle ilgili sürekli mazeret ürettiÄŸimizi gözlemliyoruz. 

Kur’an insanın Rabbine karşı taşıması gereken sorumluluk bilinci için “takva” kavramını kullanır. Ä°nsanlar arasındaki üstünlüğün ölçüsünün de bu sorumluluk bilincinin seviyesi olduÄŸunu vurgular. Unutmayalım ki insanın en büyük sorumluluÄŸu, En Büyük’e karşı sorumluluÄŸudur. Ä°nsanın Rabbine karşı yerine getirmesi gereken sorumlulukları olduÄŸu gibi insanlığa karşı sorumlulukları da vardır. Ä°nsanın, insanlığa karşı yerine getirmesi gereken sorumlulukları ise “erdem” kavramıyla ifade edilir.  Bu sorumluluklar, insanın yeryüzüne halife olarak yaratılmasının doÄŸal bir sonucudur. Allah’a karşı yapmak zorunda olup da yapmadığımız görevlerle ilgili mazeretlerimizin ahirette özür olarak kabul görmeyeceÄŸi gibi dünyada kendi iÅŸlerimizle ve insanlığa karşı sorumluluklarımızla ilgili mazeretlerimiz de bize hiçbir yarar saÄŸlamayacaktır.

Öyleyse ne yapmalıyız?

Ne yapacağımız belli. Mazeret üretmekten ve iyiliÄŸi yaymak, kötülüğü engellemek için çalışmamaktan vazgeçmeliyiz. Yaratılan herhangi bir bitki gibi etkisiz eleman olarak var olmak yerine insan gibi, adam gibi var olmayı tercih etmeliyiz. Ä°yiliÄŸi yaymak, erdemli olmanın mücadelesini vermek nasip meselesi deÄŸil, talep meselesidir. Nasipleri dağıtan Allah, ezeli taksiminde bize insan olmayı nasip etmiÅŸ. Ä°nsana akıl, irade ve vicdan lütfetmiÅŸ. Talep etmeyene erdemli olmak nasip olmaz. Erdemli olmayı “nasip meselesi” diye geçiÅŸtirmeye çalışanlar hasenatla yetinip, salihat için mücadele etmeyen pasif insanlardır. Böyle pasif olmayı tercih edenlere salihat nasip olmaz. Böyle tipler riyakârlığı önceleyen, sefere deÄŸil, zafere bakan, taklitçi ve sorunlu bireylerdir. Bu tip bireyler Allah’ın Basir sıfatını doÄŸru bir ÅŸekilde anlayamamışlardır. Bunun karşısında erdemli olmaya, her türlü iyiliÄŸi ve hayrı dünyaya yaymaya talip olanlar vardır. Bu tür ÅŸahsiyetler gıybet, haset ve iftiraya tevessül etmezler. Taklit etmek yerine tahkik ederler, kendileri için bir “yeter” noktası yoktur. Bilirler ki “yeter” diyen insan biter. Emek, gayret, zahmet ve sabırla takvanın ve erdemin mücadelesini verirler. Yük olmak, sorun çıkarmak yerine, yük almayı ve sorumluluk üstlenmeyi tercih ederler. Böyle model ÅŸahsiyetlerin hayatlarına baktığımızda ÅŸunu müşahede ediyoruz: Sıradan bir insanın ileri sürebileceÄŸi mani ve mazeretler bu ÅŸahsiyetler tarafından asla ileri sürülmemiÅŸtir.

Kur’an’da yer alan yirmi beÅŸ peygamberimize kulak verdiÄŸimizde onlardan hiçbir mazeret cümlesi iÅŸitmiyoruz. Efendimizin hayatına baktığımızda “kalk ve uyar” emrine muhatap oluÅŸundan itibaren O’nun hiç durmadığını, yeryüzünün en kapsamlı iman hamlesini baÅŸlattığını ve kendisini gözlemliyoruz.

Hâsılı kelam, takvalı ve erdemli bir ÅŸahsiyet olma mücadelesi insanın bu dünyadaki varlık sebebi olan kulluÄŸun bir neticesidir. Cumanız mübarek, dualarınız makbul olsun…

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.