15 Temmuz gecesi milletimiz Mesih/Mehdi anlayışını neshetmiştir.

Hüseyin Besili - Akşam

15 Temmuz gecesi milletimiz Mesih/Mehdi anlayışını neshetmiştir.

1

Ä°lgililerince malumdur ki; baÅŸka dinlerdeki Mesih anlayışıyla Ä°slam toplumlarındaki mehdi anlayışı arasında farklar bulunsa da sonunda her iki anlayışta da bir ‘kurtarıcı’ bekleniyor olması nedeniyle aralarında mahiyet farklılığı yoktur.

2

Mesih-Mehdi inancına göre; elan kötülük hakimdir. Yeryüzünden kötülüğün temizlenmesi ancak ilahi desteÄŸe mazhar olmuÅŸ bir ‘kurtarıcı’ya nasip olacaktır.

3

15 Temmuz’dan sonra, darbecileri anlama sadedinde en çok sorulan soru ÅŸudur; “hangi saik bunları silahsız sivil insanların üzerine uçakla, tankla, topla saldırtabiliyor?”

Bu sorunun baÅŸka cevapları bulunsa da asıl tayin edici husus bu yapının mesiyanik/mehdici bir özellik taşıması, Gülen’in de hem kendisinin hem baÄŸlıları tarafından ‘seçilmiÅŸ’ özel muameleye ve himayeye mazhar olduÄŸuna, yani mehdi/Mesih olduÄŸuna inanılıyor olmasıdır.

Gülen hareketi, en azından sureta Sünni bir görüntü taşıyor olsa da, mehdi inancını Şii İslam yorumundan almıştır.

Bazı tarikat ekollerinde kendisine yer bulmuÅŸ olsa da, Sünni gelenekte mehdi inancının pek ağırlığı yoktur. Oysa Åžii gelenekte ‘kayıp imam’, yani mehdiyi beklemek itikadi bir zorunluluktur.

Bugünden geriye bakıldığında Gülen hareketinin Åžia’daki mehdilik inancından daha çok, Hristiyanlıkta, bahusus da Yahudilikte ki Mesih anlayışından beslendiÄŸi görülmektedir. Bu inanışa göre; Mesih seçilmiÅŸ ve tanrı tarafından kötülükleri kaldırmakla görevlendirilmiÅŸ olduÄŸuna göre, burada aslolan Mesih’in diÄŸer her ÅŸeye ama her ÅŸeye ve herkese ne pahasına olursa olsun galebe çalmasıdır.

İşte ancak bu inanış kendilerinden başka herkesin acımasızca öldürülebileceği ruhsatını verebilir,

Dünyanın geleceÄŸini kurtarmak uÄŸruna, Tanrı’nın vaadini yerine getirmek adına kimi insanlar ölmüş, ne kıymeti harbiyesi olabilir.

4

‘Tanrı’nın vaadi’ demiÅŸken;

Hani Gülen hareketinin daha çok Yahudi mistisizmine benzediğini söylemiştik ya;

Nasıl ki Yahudiler için Nil’den-Fırat’a ‘vadedilmiÅŸ topraklar’ yeni arz-ı mevud söz konusu ise FETÖ’cüler için vadedilmiÅŸ topraklar Anadolu’dur. VadedilmiÅŸ belde olarak Anadolu’nun mehdi/Mesih’i de F. Gülen’dir.

Öyleyse Tanrı’nın vaadinin gerçekleÅŸmesi için yapılacak her eylem Tanrısaldır. vahÅŸice öldürmekte buna dahil.

5

Mehdilik noktası nazarından bakmaya devam edersek; FETÖ’cü güçlerin bertaraf edilmesiyle Türkiye bu tür tehlikelerden tamamen kurtulmuÅŸtur diyebilmek zordur.

Bir bakın etrafınıza; eÄŸer kiÅŸileri aşırı yücelten, öven; Efendilerinin, abilerinin, ÅŸeyhlerinin, hocalarının söylediklerini hiç tartışmaksızın ‘vardır bir hikmet’ anlayışıyla hayatlarına rehber edinen, günlük yaÅŸama biçimlerini, hal ve tavırlarını, hatta giysisini birebir kendi nefsine uygulayan yapılar bulunuyorsa; Yani uygun zemini ve zamanı bulduÄŸunda yeni bir mehdi çıkarma potansiyeli taşıyor ise; O yapıların tamamı hastalıklıdır, tehlikelidir.

6

Bütün bunlara rağmen karamsar olmamızı gerektirecek bir durum söz konusu değil.

15 Temmuz zaferi bu tehditlerin tamamını –en azından ÅŸimdilik- ortadan kaldırmıştır.

Bir kez daha özetleyecek olursak;

15 Temmuz gecesi millet, kurtarıcılık görevini topyekun kendisi ifa etmiştir. Yani; millet; Mesih/mehdi anlayışını neshetmiştir.

Not: Bu yazı yayınlanmamış bir rapordan faydalanılarak yazılmıştır. Yayınlanmamış olması ve izninin alınamamış keyfiyeti nedeniyle raporu yazanın ismini zikredemiyor olmamız, teÅŸekkür etmemize mani deÄŸildir.