Dünya
Wikileaks: ABD FETÖ'yü 13 yıldır takip ediyor
Wikileaks’ten sızdırılan konsolosluk yazışmalarına göre ABD, Fethullah Gülen cemaatini 2003’ten itibaren yakın plana almış.
WikiLeaks’in 2011’de internete sızdırdığı ABD DışiÅŸleri’nin ‘gizli’ yazışmalarına bakıldığında Gülen cemaatinin Amerikalılarca 2003’ten itibaren çok taraflı kaynaklarla sorgulandığı anlaşılıyor. Polis teÅŸkilatının cemaatin eline geçmeye baÅŸladığı yolundaki iddialar, o tarihteki yazışmalarda bile vurgulanmış. Yine AKP’nin tek başına iktidara gelmesiyle Gülen cemaatinin nasıl rahat bir hareket alanı bulduÄŸu yazışmalardan anlaşılıyor.
Hürriyet'ten Gökçe Aytulu'nun haberine göre, Ergenekon Davası sürecinde Dursun Çiçek’e ait olduÄŸu iddia edilen delillerin ‘uydurma’ olabileceÄŸi daha ilk günlerde ABD DışiÅŸleri yazışmalarına girmiÅŸ. Diplomatlar arasında Gülen Cemaati’ne iliÅŸkin yorum farklılıkları bulunsa da (örneÄŸin eski Ankara Büyükelçisi Robert Pearson (2000-2003) ile eski Ä°stanbul Konsolosu Deborah Jones (2005-2007) Cemaat’i ve Cemaatçileri aynı perspektiften deÄŸerlendirmiyor) Amerikalılar iki noktaya odaklanmış: Ä°lki, Gülen’inradikal Ä°slamcı bir lider olup olmadığı, ikincisiyse Amerika’daki yerleÅŸim durumu.Bugün gelinen noktaysa 2003-2009 arasında yazışmalara konu olan, Amerikalı diplomatların da kendi notlarında zaman zaman paylaÅŸtıklarını belirttikleri,Türkiye’deki laik kesimin endiÅŸelerinin doÄŸrulanmış olması. WikiLeaks belgeleri de bunu bir kez daha kanıtlamış oluyor.
WikiLeaks’e sızan Gülen konulu belgelerin en eskisi Büyükelçi Robert Pearson’a ait bir telgraf. Ankara Büyükelçisi, Cemaat’i anlamaya çalışıyor...
** Gülen, 1970’lerde baÅŸladığında çok daha militandı. Cemaat, diÄŸer Ä°slami tarikatlara benzer ÅŸekilde iÅŸliyor fakat göreceli olarak daha disiplinli ve daha katı bir hiyerarÅŸiye sahip.
** Gülen ve takipçileri, aralarında eski CumhurbaÅŸkanı Demirel ve önde gelen laik milliyetçi BaÅŸbakan Ecevit’in de bulunduÄŸu siyasetçilerle iliÅŸkiler kurup kamu desteÄŸi aldı. Cemaat’in 35 ülkede üniversitelerden medyaya, iÅŸ derneklerinden holdinglere geniÅŸ bir baÄŸlantı ağı bulunmakta.
** Cemaat, Türk hükümeti, özellikle Dışişleri ve istihbarat servisi tarafından cesaretlendirilmekte.
** Fakat Kemalist devlet, özellikle Türk ordusu 1997 post-modern darbesinde olduÄŸu gibi Gülen’i Ä°slamcı bir tehdit olarak tanımlıyor.
** Gülencilerle yoÄŸun ve devamlı irtibatlarımıza dayanarak ÅŸu sonuca ulaÅŸtık: Gülen’in yaklaşımı uzun vadeli ve üst düzey yöneticileri militan gibi görünmeme konusunda çok temkinli. Hareket devlete karşı açık ve güncel bir tehlike arz etmiyor.
2) Diyanet'in kontrolü için savaş: 28 Temmuz 2003
Ankara’dan aynı yıl geçilen ikinci bir telgrafta hükümetle Cemaat’in ilk yakınlaÅŸmaları anlatılmış...
** Ä°slamcıların belirttiÄŸine göre Gülen Cemaati ile AK Parti istikrarlı biçimde yakınlaşıyor. Bu beklenmedik iÅŸbirliÄŸi AK Parti’nin atama gücü ve Gülen’in merkezdeki baÄŸlantıları ve sistem hakkında bilgisi sayesinde Diyanet’ten bürokrasinin diÄŸer alanlarına ortak bir fayda saÄŸlayabilir.
** Gülenciler önceki hükümetlerin aksine ErdoÄŸan, yardımcısı Gül ve AK Parti’nin önde gelenleriyle gayet iyi bir ÅŸekilde çalışabildiklerini söylüyor.
** Meclis BaÅŸkanı Bülent Arınç’ın merhum oÄŸlu da Gülen’in müridiydi.
** Kıdemli bir AK Parti milletvekilinin danışmanı bize Ahmet DavutoÄŸlu’nun da Nurcu olduÄŸunu söyledi. Ancak Gülen’in grubunda olup olmadığı net deÄŸil.
3) Erdoğan'a mesafe koymaya başlıyorlar: 7 Nisan 2005
Eski Büyükelçi Eric Edelman, ‘model ülke’ tartışmaları eÅŸliÄŸinde Ankara’dan bakınca Türkiye’deki Ä°slam’ı ve Gülen Cemaati’nin rolünü anlatıyor...
** Batı’da birçok kiÅŸi Türkiye’deki ılımlı Ä°slam’ı model olarak görse de gerçek farklı. Bir tarafta dini kontrolü altında tutmaya çalışan devlet, diÄŸer tarafta baÄŸnaz tarikatlar bulunmakta.
** Seçimlerde başarılı olmak isteyen partiler tarikatlara ihtiyaç duyuyor.
** Gülen Cemaati yüzlerce müridini polis teÅŸkilatına, yargıya ve Sayıştay’a sızdırmış durumda. AK Parti içinde de gedikler açmayı baÅŸarıyorlar.
** Fakat son dönemde, ErdoÄŸan’ın yönetim tarzından tatmin olmadığı için onunla arasına mesafe koyduÄŸu görüntüsünü veriyor.
Ä°stanbul KonsolosluÄŸu’ndan ‘Hoca için destek toplamak’ baÅŸlığıyla gönderilen yazışmada Türk Musevi Cemaati BaÅŸkanı Ä°shak Haleva’yı zor durumda bırakan bir istekten bahsediliyor. Fethullah Gülen, ABD’de oturma izni alabilmek için aralarında Haleva’nın da bulunduÄŸu bazı kiÅŸilerden destek mektubu istemiÅŸ. Yazışmada bazı bilgiler öne çıkıyor...
** Gülen’in hoÅŸgörü ve diyalog mesajlarına, Ä°slam’ı bilim ve moderniteyle uzlaÅŸtırma çabalarına bakıldığında birkaç Batılı gözlemcinin onu ‘Ilımlı Ä°slam’ın sesi olarak tercih ettiÄŸi görülüyor.
** Yine de bu hareketin nihai hedefleri konusunda derin ve yaygın şüpheler sürüyor.
** Cemaat çevresinden insanlara baskı yapıldığı, işadamlarının Cemaat okullarına ya da diğer aktivitelere bağış yapmaya zorlandığını anlatan kaynaklarımız var.
** Cemaat okullarındaki öğrencilerin dini olarak nasıl endoktrine edildiğine dair sağlam raporlarımız var.
m Bu veriler, Cemaat üyelerinin aralarında polis teşkilatının da bulunduğu devlet kurumlarına nüfuz etmesiyle birleştirildiğinde ortaya farklı bir tablo çıkıyor.
** Gülenciler kendi uluslararası okullarında gelecek nesilleri şekillendirme amacındalar. Yine belgelenen amaçlarına göre sadece iş dünyasına değil, devlete sızma konusunda da başarı kazandıklarında ılımlı havalarının devam edip etmeyeceğine ilişkin soru işaretleri bulunmakta.
5) Gülenciler niye Amerika'ya gidiyor? 23 Mayıs 2006
Eski İstanbul Başkonsolosu Deborah Jones, Gülencilerin vize başvurularının konsolosluk çalışanlarında kaygı yarattığını anlatıyor...
** Gülen destekçilerinin artan bir vize talebi var. BaÅŸvuranlar, seyahat amaçları ve Fethullah Gülen’le iliÅŸkileri konusunda daima kaçamak cevaplar veriyor.
** Bu durum konsolosluk çalışanlarının kafasında soru iÅŸaretleri yaratıyor. EndiÅŸemiz, Türkiye’nin laik kesimlerinin endiÅŸeleriyle aynı.
** Gülencilerin dosya yükü, konsolosluÄŸun yıllık sayısı 75 bini bulan göçmen olmayan vize baÅŸvurusunun yüzde 3 ile yüzde 5’ini oluÅŸturuyor.
6) Gülenciler viskili buluşma: 27 Nisan 2007
27 Nisan e-muhtırası yayımlanmadan birkaç saat önce Ä°stanbul BaÅŸkonsolosu Deborah Jones, 10 gün önce düzenlenen ilginç bir toplantıya dair bir telgraf geçiyor. Yazışmaya konu olan toplantıda Fehmi Koru, Nazlı Ilıcak gibi gazeteciler, Niyazi Öktem gibi akademisyenler ve eski Vatikan Türkiye Temsilcisi Georges Marovitch gibi isimler var. Jones, hem konuklar hakkında hem de Gülen Cemaati’ne iliÅŸkin ilginç yorumlarda bulunuyor...
** Konuklar Nazlı Ilıcak tarafından seçildi. Kendisi Türk siyasal hayatında viskici bir figür olarak nam salmakla birlikte, bir zamanlar Meclis’ten kovulan, sonra AÄ°HM’de aklanan eski bir milletvekilidir.
** Fehmi Koru, “Hoca, gerçek manevi ihtiyaçlara hitap ediyor, Diyanet’in belirlediÄŸi doktrini tekrarlamıyor. Onun Kuran yorumu Hıristiyanlarla, Yahudilerle ve inanmayanlarla uzlaÅŸmanın kapılarını aralıyor” dedi.
** Konuklar Gülen okullarının Türk kültürü konusunda yaptığı katkıyı Osmanlı dönemindeki yapıyı temsil eden, tıpkı Amerika gibi bir kültürel mozaik olarak açıkladı.
** Niyazi Öktem: “Türkler Arap’tan çok Yunan.” Yani korkacak bir ÅŸey yok.
** Konuklar ‘Sızıntı’ dergisinin 800 bin abonesine bakarak, Gülen’in takipçi sayısının 2-3 milyona ulaÅŸtığı tahmininde bulunuyor.
** Muzip bir gülümsemeyle misafirlerimizden bazıları bize Türkler arasında yaygın bir inanış olan, ‘Hoca’yı ABD’nin yarattığı, CIA’in desteklediÄŸi’ yorumlarından bahsetti.
** Bu etkileyici akademisyen, dinî nayran ve takipçi grubu, Fethullah Gülen ile ilgili olarak laiklerin bakış açısından ışık yılı uzakta bir portre çizdi. Laikler Gülen’in kripto bir molla olduÄŸunu, Türkiye’yi Ä°ran’dan çok farklı olmayan bir ÅŸeriat devletine çevirmek istediÄŸini söylüyor.
** Hoşgörü ve işbirliğine dair en etkileyici olanıysa içki içenle içmeyenlerin, başörtülüyle başı açık insanların bir arada bulunmasıydı.
7) Erdoğan'la görüşmek istememiş: 4 Haziran 2007
Ä°stanbul BaÅŸkonsolosu Jones, 2007’deki genel seçimlerden hemen önce bu kez iÅŸadamı Zeynel Abidin Erdem’le bir buluÅŸmasında duyduÄŸu bir bilgiyi aktarıyor...
** Erdem, Gülen’le ErdoÄŸan’ın ÅŸu anda çok yakın olmadığına inanıyor. Birkaç yıl önce ikili arasında telefon görüşmesine aracılık etmek istemiÅŸ ancak Gülen tarafından reddedilmiÅŸ.
** Erdem’e göre DışiÅŸleri Bakanı Gül ve eski İçiÅŸleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Gülen’le çok daha yakın bir iliÅŸkiye sahip.
8) Gülen okulları: Her yerde ya da hiçbir yerde: 25 Temmuz 2008
Ankara Büyükelçiliği, Gülen okulları hakkında artan endişeye ilişkin bir bilgi notu geçiyor...
** Gülen okullarının Türkiye’deki laik düzene iliÅŸkin nasıl bir tehdit oluÅŸturduÄŸunu anlamak zor. Fakat keskin laiklik yanlısı olmayanlarda bile Gülen hareketine karşı derin bir şüphe mevcut.
** Bir profesörün söylediÄŸine göre Humeyni ve Gülen arasındaki benzetmeler yanlış. Gülenciler Türkiye’nin laik rejimini bir anda deÄŸiÅŸtirmeyecek. Onların beklediÄŸi deÄŸiÅŸim ‘içeriden’ olacak.
9) Erdoğan, okul için aracı oldu: 13 Mart 2009
Gülen ahakkında ABD DışiÅŸleri’nin ilginç bir yazışması da Bakü Büyükelçisi Anne Derse’nin ErdoÄŸan’ın ziyaretine iliÅŸkin geçtiÄŸi bilgi notu...
** Azerbaycan’da geniÅŸleyen anti-Sünni cephe Gülen’e ve okullarına göz açtırmama niyetinde. Fakat Türkiye BaÅŸbakanı ErdoÄŸan, BaÅŸkan Aliyev’le buluÅŸmasında Cemaat’e baÄŸlı ÇaÄŸ Öğretim adına aracı oldu.
10) Orduya bile sızmışlar! 17 Eylül 2009
Ergenekon Davası’nın hararetlendiÄŸi dönemde ABD’nin Gülen hakkındaki yazışmaları çoÄŸalıyor. Ä°stanbul KonsolosluÄŸu’nun ‘DeÄŸiÅŸen Türkiye’de Ä°slam, AK Parti, Başörtüsü, Fethullah Gülen ve Diyanet’ baÅŸlıklı telgrafta ilginç bilgiler var...
** Muhataplarımızın hepsi Gülen’in Türk toplumunda her yere hatta Kemalizm’in kalesi Türk Ordusu’na bile sızdığı konusunda mutabık.
** Askeri üst düzey yetkililer, Gülencilerin orduya ilişkin yüksek oranlı sızıntısının kesilip, temizlenmesini istiyor.
** Birçok Kemalist ve akademisyen Gülen’in polis teÅŸkilatını eline geçirdiÄŸini iddia ediyor.
** Gülen’in orduya yaptığı sızıntı, birçok Kemalist tarafından kökten dinciler karşısında son kalenin düştüğü ÅŸeklinde yorumlanıyor.
11) O deliller sahte mi? 24 Kasım 2009
WikiLeaks’e sızan ABD DışiÅŸleri’nin Fethullah Gülen’e dair yazışmaları arasında en dikkat çekici olanlardan biri, Ergenekon Davası’nın meÅŸhur ‘AK Parti ve Gülen’i Bitirme Planı’ belgesine dair. Büyükelçi James Jeffrey’nin notunda daha başından itibaren sahta belgelere çekimser bir yaklaşım söz konusu...
** Dursun Çiçek’e karşı kullanılan kanıt, orduyla iliÅŸkili olduÄŸu iddia edilen gizli bir isimden saÄŸlanmış. Gülen’in gazetesi Zaman, Genelkurmay’la paylaşılmamasına raÄŸmen adli raporun kanıtın gerçekliÄŸini ispat ettiÄŸini cümle âleme duyurdu. Halbuki adli çalışma, belgenin sadece bir askeriye bilgisayarında oluÅŸturulduÄŸunu kanıtladı ve mektup hâlâ isimsiz.
** Zaman, YeniÅŸafak ve diÄŸer AK Parti yanlısı basın kuruluÅŸları en küçük bir karşı görüşe yer vermeden sözkonusu ‘delil’in etrafında bir meÅŸruiyet yaratıyorlar.
** Laikler, AK Parti’nin yıllardır bürokrasiyi yavaÅŸ yavaÅŸ Gülenciler için bir sığınaÄŸa çevirdiÄŸinden ÅŸikâyet ediyorlar. Ä°lk iddialar İçiÅŸleri Bakanlığı, sonrasında polis teÅŸkilatına yönelikti. KonsolosluÄŸumuzun resmi olmayan bir incelemesi bunu doÄŸrular nitelikte.
** En son savaÅŸ sahası Adalet Bakanlığı olacak gibi görünüyor. Zaten HSYK’nın Ergenekon savcılarını atamasıyla gündeme geldi.
12) Cemaat sınav sorularına dahi hakim: 4 Aralık 2009
Ankara Büyükelçisi James Jeffrey, kasımdaki telgrafından kısa bir süre sonra Gülen Cemaati konusunda eleÅŸtirilerini içeren bir telgraf daha geçiyor. Jeffrey, Amerikan’nın Gülen’i korur gibi gözükürken, laik olmayan bir Türkiye’yi teÅŸvik ettiÄŸi algısına yol açtığı yönünde endiÅŸelerini aktarıyor...
** Gülencilerin polisi kontrol altında tuttuÄŸuna dair raporlar mevcut. Ä°ddialara göre bu polisler Ergenekon’daki suçlamalar için öncü birlik durumundalar.
** Polisin Gülen’e baÄŸlı olup olmadığını teyit etmek imkânsız olsa da aksini söyleyen tek bir kiÅŸiye rastlamadık. Gülen’in yurtlarında kalanların polis sınavlarına giriÅŸte sorulan soruları önceden aldıklarına dair duyumlarımız var.
** Ergenekon, askeri figürler dahil AK Parti muhalif laikleri süpürüyor. Askerler Gülen’in nihai hedefinin sadece orduyu yok etmek deÄŸil, Türkiye’yi Ä°ran’a benzer bir Ä°slami cumhuriyete dönüştürmek istediÄŸini söylüyor.
** Gülen hakkında muhafazakâr politikacıların yaklaşımları farklı. Neredeyse bütün baÄŸlantılarımız CumhurbaÅŸkanı Gül’ün Gülenci gibi göründüğünü, ErdoÄŸan’ınsa olmadığını düşünüyor. Bazıları ErdoÄŸan’ın kararlı bir ÅŸekilde Gülen Cemaati’nin dışında durduÄŸunu, bu yüzden Gülencilerin ErdoÄŸan’ı bir engel olarak gördüğünü söyledi.
** Amerikan hükümetinin Gülen’in arkasında olduÄŸuna yönelik suçlamalara iliÅŸkin endiÅŸeler görmekteyiz. Buna göre aÅŸağıdaki standart basın yönlendirmesini tavsiye ediyoruz. SORU: ABD neden Gülen’i barındırıyor? Bu, Amerika’nın Türkiye’de laiklik karşıtlığını desteklediÄŸi anlamına gelmiyor mu? CEVAP: ABD, Gülen’i barındırmamaktadır. Gülen’in ABD’deki varlığı herhangi bir politik karara yönelik deÄŸildir. Bir YeÅŸil Kart sahibi olarak Gülen, statüsünün gerektirdiÄŸi bütün ayrıcalıklara sahiptir. Gülen’in ABD’deki konumu Amerika’nın Türkiye’ye yönelik politikasının bir yansıması olarak görülmemelidir.
Henüz yorum yapılmamış.