Sosyal Medya

Güncel

Nurettin Canikli: "Yanlışlıkla suçlananlar varsa düzeltiriz"

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli yazılı söyleşisinde kamuda önemli görevlerde bulunan suça karışmamış 'FETÖ' sempatizanlarının düz memurluk görevine düşürülebileceğini söyledi.



BaÅŸbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, 15 Temmuz darbe giriÅŸimi soruÅŸturması kapsamında Gülen cemaatiyle iliÅŸkisi olduÄŸu ileri sürülerek açığa alınan kamu çalışanları hakkında "Örgütün yönetici kademesinde ya da üyesi olduÄŸu tespit edilenleri tasfiye edeceÄŸiz. Yönetici kademede olmayıp sadece sempatizan olanlar da önemli görevlerde kalmayacak ama hayatlarını idame ettirebilmeleri için bir mekanizma kurmayı düşünüyoruz. Kamuda düz memur gibi alt görevde oluÅŸturulacak özel bir kadroyla pasifize edebiliriz" diye konuÅŸtu.

BaÅŸbakan Yardımcısı Nurettin Canikli'nin Habertürk'ten Kübra Par'a verdiÄŸi yazılı söyleÅŸi şöyle:

Geçen hafta verdiÄŸiniz bir demeçte “Darbe teÅŸebbüsüne kimler destek verdi? Sivil boyutu var mı? Ak koyun, kara koyun belli olacak” demiÅŸtiniz. Åžu an hâlâ soru iÅŸaretleri var mı? 

İlk günlerde öncelikle yangını söndürmeye çalışıyorduk, kimin işin içinde olduğunu tespit edebilmek imkânsızdı. Soruşturmalar ilerledikçe tablo netleşmeye başladı. Başbakan'ımızın dediği gibi, şakır şakır ötüyorlar! Şimdi sırada sorumluların tespit edilmesi, iç ve dış boyutlarıyla anlaşılması var. Bu olayın sadece TSK içinde başlayıp biten bir hadise olmadığı kesin.

Peki, bu iÅŸin uçları nereye uzanıyor? 

Bir kısmı tespit edildi, şu aşamada isim verme imkânımız yok ama sivil ve siyasi ayağı olduğu kesin. Ve bu sivil ayak, TSK içindeki en yüksek bağlantıdan daha güçlü bir ayak, bu da kesin. Çünkü darbe kalkışmalarında darbe sonrası legalleşme adına meşruiyet zemini oluşturmak için birileri üzerinden yürütülür planlar. Siyasi uzantısı ve desteği olmayan çok nadirdir. 12 Eylül'den önce Türkiye'de çatışma ortamı vardı. Darbeden sonra sükûnet başlayınca bir meşruiyet problemi yaşamadılar. Oysa bugün zaten seçilmiş bir hükümet var, onu deviriyorsunuz. Taban desteği söz konusu değil. Darbecilerin devam edebilmesi için taban desteği şart. Dolayısıyla bu darbenin belli oranlarda siyasi yapı, kişi, kurum tarafından bağlantılı olması lazım.

Bu siyasi ayağın AK Parti tabanına yakın olması ihtimali var mı? Darbe baÅŸarılı olsaydı nasıl bir Türkiye dizayn edeceklerini öğrenebildiniz mi? 

Åžu anda biz Türkiye'deki tabanın yüzde 50'sine hitap eden bir siyasi organizasyonuz. Kalanlarla bu meÅŸruiyet desteÄŸini bulmaları mümkün olur muydu, bilemiyorum. HDP tabanını iÅŸin içine katamazlardı muhtemelen. Geriye CHP ve MHP kalıyor. MHP'nin tavrı zaten çok netti, CHP de öyle. Bu zemini daha kuvvetli bir ortamda saÄŸlamaları gerekiyordu. Dolayısıyla iktidar tabanı üzerinden meÅŸruiyet arayışına girmek gibi bir planları olabilir. Ama AK Parti camiasında buna prim verecek birini bulmaları mümkün olmazdı. 

“AK Parti içinden birilerinin darbecilerle iÅŸbirliÄŸi yapmış olması ihtimali yok” mu diyorsunuz yani? 

Böyle bir ihtimal görmüyoruz. Åžu an itibarıyla öyle bir bulgu da yok ama çalışmalar devam ediyor. Ne olduÄŸunu en kısa zamanda hep beraber göreceÄŸiz. 

Darbenin Türkiye'deki 1 numarasının kim olduÄŸunu çözebildiniz mi? 

Bazı isimler ele geçirildi tabii ki. Darbe başarılı olursa kimin hangi göreve geleceğine dair birçok atama listesi var. Fakat kurulacak hükümetin Cumhurbaşkanı'nın ya da Başbakan'ının kim olacağına dair elimizdeki belgelerde net bir bilgi yok. Onların peşindeyiz. Yakında hepsini öğreneceğiz.

"Hiç ummadığımız insanlar canını ortaya koydu"

“Tasfiye edilenlerin yerine baÅŸka cemaatlere yol açılır mı?” endiÅŸesi var... 

Artık kamuda “Buraya ben hâkim olayım” tarzı bir yaklaşım olmayacak. Bir insanın kendini bu topluma ait hissedebilmesi için her yerde kendisi gibi düşünen insanları görebilmesi lazım. Bu son olayda bunun ne kadar kıymetli olduÄŸunu gördük. Hiç ummadığınız bir insan, yaÅŸantısıyla, söylemleriyle “Vatanla alakası yoktur” diye düşündüğünüz bir insan, bir bakıyorsunuz sizden çok daha gayretli bir ÅŸekilde bu ülke için canını ortaya koyuyor. HSYK yeniden düzenlenirken inanılmaz bir ittifak kuruldu. Åžimdi AK Parti, CHP ve MHP'den oluÅŸan bir yapı var. Çok baÅŸarılı yürütülüyor. Kamuda da bunu yapma amacındayız. Toplumun bütün kesimleri her yerde temsil edilebilmeli.

"Kamuda açığa alınanları özel bir kadroyla pasifize edebiliriz"

Yeni kanun hükmünde kararnameler çıkacak mı? 

Evet, bol miktarda gelecek. Özellikle önemli görevlerde bulunanların tasfiyesine yönelik bir liste olacak. Ä°sim isim açıklamayı sadece TSK için kullanmıştık, ÅŸimdi diÄŸer kurumlar için de bunu yapmayı düşünüyoruz. 

Kamuda açığa alınanların tümü tasfiye mi edilecek? EmekliliÄŸe sevk edilenler olacak mı? 

Yaşı gelenler emekliliÄŸe sevk edilecek, kalanları memurluktan atacağız. 

Ama on binlerce ailenin maÄŸdur olması söz konusu... 

Evet, bizim de öncelikle üzerinde durduÄŸumuz konu maÄŸduriyetler. Bu insanların önemli bir bölümü geçimlerini kamudan saÄŸlıyor. Aileleri, masum çocukları var. Örgütün yönetici kademesinde ya da üyesi olduÄŸu tespit edilenleri tasfiye edeceÄŸiz. Yönetici kademede olmayıp sadece sempatizan olanlar da önemli görevlerde kalmayacak ama hayatlarını idame ettirebilmeleri için bir mekanizma kurmayı düşünüyoruz.  

Nasıl bir mekanizma? 

Henüz net değil. Kamuda düz memur gibi alt görevde oluşturulacak özel bir kadroyla pasifize edebiliriz. Zarar veremeyecekleri başka bir kadroya yönlendirebiliriz ya da bulundukları görev çok tehlike arz etmiyorsa bir kısmı kalabilir. Düşünün 5 yaşında masum bir çocuk var... Babasının ihanetini ona ödetmememiz gerekiyor.

"Yanlışlıkla suçlananlar varsa düzeltiriz"

Peki bu ayıklama nasıl olacak? Açığa alınanların tamamıyla ilgili iÅŸlem yapılacak mı? 

Büyük bölümü için iÅŸlem yapılacak gibi gözüküyor. Bu terör örgütüyle mücadelemiz 2013'ten beri yoÄŸunlaÅŸmıştı. O tarihten bu yana devletin kayıtlarında bu konuyla ilgili bilgi oluÅŸtu. O nedenle bu kadar hızlı hareket edebiliyoruz. Ama hata ihtimalini minimum seviyeye indirmek için açığa alınanların bir kısmıyla ilgili bilgiler tekrar gözden geçiriliyor. Yanlışlık olduÄŸu tespit edilirse bazılarının iÅŸine son verilmeyebilir. 

Ä°dareye karşı dava açılmasının ve yürütmeyi durdurma kararı alınmasının önünü kapattınız. Masum olanlar haklarını nasıl arayacak? 

Bu tür düzenlemelerde bir gri alan oluÅŸur. Hata payı öngörüyoruz zaten. Bunu düzeltmek için gerekli olan mekanizmalar açık. Belirlenen kurumlar, vakıflar, dernekler kapatıldı. Åžimdi bazılarına yönelik yanlışlık yapıldığına dair bilgiler geliyor. Bu bilgiler, ilgili bakanlıklar tarafından deÄŸerlendiriliyor. Yanlışlık yapıldığı ortaya çıkarsa aynı mekanizmalarla düzeltilecek. Kararnameyle kapatıldıysa, kararnameyle düzeltilecek. Bir defaya mahsus deÄŸil sürekli olarak bu mekanizmalar devrede kalacak. OHAL bittikten sonra dahi düzeltilebilir. Kusuru olmayanların bu uygulamanın maÄŸduru olmasını engellemeliyiz. 

AK Parti içinde bir tasfiye ihtimali var mı? 

Hayır. Öyle bir şüphemiz yok. Cumhurbaşkanı'mızın o çağrısından sonra teşkilatların ortaya koyduğu tavır ortada... Sadece Ankara'da 19 şehit verdik. Böyle bir yapıdan kuşku duymak, çok büyük haksızlık ve hakaret olur.

"Askeri yüksek yargının kaldırılması için diğer partilerle çalışacağız"

Cumhurbaşkanı, hükümet ve muhalefet arasında tam anlamıyla barış havası esiyor. Bu atmosferin devamı için AK Parti olarak ne yapacaksınız?

Bu geldiÄŸimiz nokta bizim için çok hassas ve nadide bir elmas deÄŸerinde. Muhalefetle balayı yaşıyoruz, nazar deÄŸmesin! Bu balayı inÅŸallah bitmeyecek. Hepimizin ortak amacı bu ülkenin daha iyi yerlere gelmesiyse, kavgaya gürültüye gerek yok. Ben 8 yıl grup baÅŸkanvekilliÄŸi yaptım. Bir gün huzurlu bir atmosfer hatırlamıyorum. Hiçbir ÅŸekilde birbirimizi anlamıyorduk. Öneriler daha havadayken reddediliyordu. 15 Temmuz'da yaÅŸananlar çok acı ama böyle kazanımları da oldu. O günden bugüne hiçbir eleÅŸtiride bulunmuyoruz. Zaman zaman sert eleÅŸtiriler gelse de biz bardağın dolu tarafına bakıyoruz. “Muhalefet hep iyi niyetli ve samimi” diye düşünüyoruz artık. Birbirimize “Bizi oyuna mı getirmeye çalışıyorlar?” diye yaklaşırsak, ortak payda imkânsızlaşır. 

CumhurbaÅŸkanı'nın parti liderleriyle görüşmesinin ardından BaÅŸbakan Binali Yıldırım, bazı Anayasa maddeleri üzerinde muhalefetle uzlaşıya varılabileceÄŸini söyledi. Hangi maddeler bunlar? 

Birçok konuyu görüşeceÄŸiz ama ÅŸu anda ilk gündem askeri yüksek yargı. Askeri yüksek yargıyı kaldırmak istiyoruz. Yargıtay var, Danıştay var, Anayasa Mahkemesi var ama bir de askeri yargı var. Bu, hukukun tekliÄŸi ve evrenselliÄŸine aykırıdır. Bu konuyu muhalefetle konuÅŸuyoruz, onlar da sıcak bakıyorlar. 

BaÅŸka neler var? 

Bundan sonra her konu gündeme gelebilir. Anayasa'da belirlenen her şey var. Bu talepler her taraftan gelebilir. Hepsine açığız ve uzlaşmaya önem veriyoruz. Çoğunluk biz olabiliriz ama farklı seslerin, azınlık görüşlerinin çok kıymetli olduğunu biliyoruz. Onların da süreçlere dahil edilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

15 Temmuz öncesi muhalefet ile iktidar arası en büyük gerilim konusu “Parlamenter sistem mi yoksa baÅŸkanlık sistemi mi?” tartışmasıydı. Åžu ortamda bu konunun bir süreliÄŸine ertelenmesi ihtimali var mı? 

Bunlar tartışılsın toplumda. Entelektüel bir tartışma yürütülmesinde bir sıkıntı yok, vatandaş konuşsun. Ama Anayasa'da düzenlenmesi ve değiştirilmesi için mutlaka muhalefetin onayı gerekiyor. Meclis aritmetiğinde 330 ile referandumla değiştirebileceğimiz bir durum çıksa bile biz yine 367'ye ulaşma gayretinde olacağız.

"Meydanlarda sosyal demokrat dostlarımız şarkıları da çalınsın"

KılıçdaroÄŸlu, “CHP'liler darbe giriÅŸimi gecesi sokaktaydı; sonra çalınan ÅŸarkılarla hava deÄŸiÅŸti” demiÅŸ. Meydanlarda AK Parti teÅŸkilatlarının düzenlediÄŸi kimi platformlarda ayrıştırıcı konuÅŸmalar yapanlar olduÄŸuna dair eleÅŸtirilere ne dersiniz? 

Teşkilatlarımıza başından beri söyledik. Evvela, taşınacak bayrakların asla parti bayrağı olmamasını, parti sloganı ve amblemi taşınmamasını tembih ettik. Sosyal demokrat dostlarımızın hoşuna giden şarkılar da çalınsın istedik. Ülkücü kardeşlerimizin marş niteliğinde ya da sembol olmuş şarkıları da bütün meydanlarda çalındı, hâlâ çalınıyor. Bu konuda bir sıkıntı olmadı. Hemen kaynaştık birbirimize.

"İç ve dış istihbarat ayrılabilir"

MÄ°T MüsteÅŸarı Hakan Fidan, o akÅŸam telefonlara neden çıkmadığına dair bir açıklama yaptı mı? 

Onunla ilgili Sayın CumhurbaÅŸkanı'mızın açıklaması ortada. CumhurbaÅŸkanı'mız ‘‘Aradım ama ulaÅŸamadım'' dedi. BaÅŸbakan'ımız ‘‘Aradım, ulaÅŸamadım'' dedi. BaÅŸka arayıp ulaÅŸamayan bakanlarımız da var. Burası sözün bittiÄŸi yerdir.

MÄ°T içinde tasfiyelerin olması söz konusu mu? 

Bu yapı her yere girmiÅŸ. MÄ°T için de geçerli aynı durum. Bu mücadele için bazı ÅŸeyler elbette yapılacak. Ä°stihbaratın çok ciddi bir zafiyet içinde olduÄŸu kesin. Bunu saklamanın bir anlamı yok, herkes görüyor zaten. Belli ki darbe giriÅŸimiyle ilgili aylar öncesinden yapılan çalışmalar var ve bu maalesef tespit edilemiyor. Ä°stihbarat örgütleri böyle ÅŸeyleri tespit edemezlerse, ne yapar? Burada ciddi bir reform ihtiyacı var... 

MÄ°T'te nasıl bir reform olacak? 

Sayın CumhurbaÅŸkanı'mız, MÄ°T'in doÄŸrudan CumhurbaÅŸkanlığı'na baÄŸlanmasına yönelik görüşünü ifade etti. DoÄŸrusu da budur. Anayasa'da yapılması gereken deÄŸiÅŸiklikler var, bunlara çalışıyoruz. Yeni eÄŸitim biçimi, personel alımı ve çalışma yöntemine kadar her ÅŸeyi gözden geçiriyoruz. İçeriden baÅŸka tür akımlara kapılmaması için otokontrol mekanizmaları da kuracağız. 

Genelkurmay Ä°stihbarat'ın ya da Jandarma Ä°stihbarat'ın kapatılması ihtimali var mı? 

Onlar kendilerine verilen görevlerle sınırlı olmak üzere bir istihbarat yapısındalar. Kapatılması söz konusu değil. Ama dünyada örneklerine rastladığımız şekliyle, genel istihbarat, iç istihbarat ve dış istihbarat diye ayrılabilir belki. Bunu konuşuyoruz...

"Gözaltında işkence yok çatışmalarda itiş kakış olmuştur"

Gözaltında iÅŸkence iddiaları ve 15 Temmuz gecesi bazı erlerin linç edildiÄŸi iddiasına dair görüntülerle ilgili adım atılacak mı? 

“Başı kesildi” denilen er çıktı, “Ben yaşıyorum” dedi. Kesinlikle iÅŸkence yok, sıfır. Çatışmalar sırasında itiÅŸ kakış olmuÅŸtur ama kontrol altına alındıktan sonra en ufak bir iÅŸkence söz konusu deÄŸildir. 

Nazlı Ilıcak, Ali Bulaç, Bülent Mumay gibi kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin gözaltına alınması yerine ifadeye çaÄŸrılması daha doÄŸru olmaz mıydı? 

Bu yargının kararıdır, biz müdahale edemeyiz. Bir başka kişi aynı yargı sürecinden geçerken nasıl bir muameleye tabi tutuluyorsa, herkes için aynısı uygulanmalı. Birini eski bakan, ünlü ya da zengin diye farklı muameleye tabi tutarsanız esas zulüm budur. Ama normalin dışında bir muamele varsa o da kabul edilemez. Normal süreçte bu gibi soruşturmalarda gözaltı muamelesi nasıl yapılıyorsa öyle yapılmalıdır.

"Ekonomi normale dönüyor"

Ya 15 Temmuz'un ekonomiye etkileri? 

17-25 Aralık kalkışmasından sonra makroekonomik göstergelerimizdeki bozulma, 15 Temmuz sonu ortaya çıkan geliÅŸmelerden daha fazlaydı. Åžu anda her ÅŸey normale dönüyor. Faizler düşüyor, borsa yükseliyor, TL deÄŸer kazanıyor. Risk primleri de düşecektir. Muhalefet ve iktidar arasındaki iyi iliÅŸki de ekonomik göstergelere olumlu yansıyacaktır. 

Moody's'in ne yapacağını anlayabildiniz mi? 

Önceki gün iki bakanın görüşmesi vardı... Şu an itibarıyla bir işaret yok. Standard&Poor's aceleci davranıp rasyonel olmayan bir yaklaşımla not düşürdü. Moody's gelişmeleri izleyerek, olması gereken şekilde hareket ediyor.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.