Sosyal Medya

Güncel

Dinleyen Abi Muhammet Uslu hain yapılanmayı anlattı

Hulusi Akar’ın emir subayı Yarbay Levent Türkkan’ın “Abi” dediği Muhammet Uslu bildiklerini savcıya verdi, isimleri açığa çıkardı.



HABERTÃœRK, Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ)/Paralel Devlet Yapılanması (PDY) mensubu subayların 15 Temmuz gecesi darbe giriÅŸimine iliÅŸkin soruÅŸturma kapsamında itirafçı olan Cemaat (FETÖ) ‘abi’sinin ifadesine ulaÅŸtı.

Fevzi Çakır'ın haberine göre, Genelkurmay BaÅŸkanı Hulusi Akar’ın itirafçı olan emir subayı Yarbay Levent Türkkan’ın “Abi” dediÄŸi BaÅŸbakanlık Ã–zel Kalem Müdürlüğü’nde çalışan ‘Murat’ kod adlı Muhammet Uslu, irtibatlı olduÄŸu FETÖ’cülerin kod adlarını ve bildiÄŸi isimleri savcıya verdi.

 

ÇoÄŸu asker olan 22 kiÅŸiyle irtibatı olduÄŸunu itiraf eden Uslu, Cemaat ‘abi’si olduÄŸunu da kabul etti.

Ä°ÅŸte Uslu’nun ifadesi:

"ASIL MESLEĞİM ÖĞRETMENLİK"

Fethullah Gülen Cemaati mensubuyum. Cemaat içerisinde ‘abi’ tabir edilen konumdayım. Halihazırda BaÅŸbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’ndeki büroda memur olarak görevlendirildim. Bana, BaÅŸbakan’a gelen davetiyeleri özel kalem müdürüne sunma görevi verilmiÅŸti. 3 haftadır orada çalışıyorum. Asıl kadrom Milli EÄŸitim Bakanlığı’ndadır. Milli EÄŸitim Bakanlığı’nda müsteÅŸarlık katında uzman yardımcısı olarak çalışmaktaydım. Esas mesleÄŸim öğretmenliktir. Milli EÄŸitim Bakanlığı’ndayken Ercan Demirci ve Ahmet Emre Bilgili isimli müsteÅŸar yardımcılarına baÄŸlı olarak çalışıyordum. BaÅŸbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’ne beni bunlar önerdiler. BildiÄŸim kadarıyla BaÅŸbakan’ın özel kalem müdürü, daha önce Milli EÄŸitim Bakanlığı’nda olduÄŸu ve kendisi de yeni atandığı için ismini verdiÄŸim müsteÅŸar yardımcılarını arayıp orada çalışabilecek kiÅŸi ismini istemiÅŸ. Onlar da benim ve 2 arkadaşımın ismini vermiÅŸler.

"AÄ°LEMÄ°N MADDÄ° DURUMU YOKTU"

Lise yıllarında Cemaat’le (FETÖ/PDY) tanıştım. Fakat Cemaat evlerine girmem esasen üniversite yıllarında oldu. 2000 yılında EskiÅŸehir’de üniversiteyi kazanmıştım. O zaman ailemin beni okutacak maddi durumu yoktu. Abim beni orada Cemaat’e ait bir yurda yönlendirdi. Yurtta çok kısa bir süre kaldıktan sonra beni bir Cemaat evine yerleÅŸtirdiler. Evde 6-7 kiÅŸi kalıyorduk; namaz, ders, kitap okuma iÅŸleri yapıyorduk. Ãœniversite 3. sınıfta ‘ev abisi’ ben oldum. Son sınıfta ise birkaç tane evin ‘abi’si oldum. Evlerden birinde sürekli kalıyordum, diÄŸerlerine de kontrol için gidiyordum.

"‘MURAT’ KOD Ä°SMÄ°NÄ° KULLANDIM"

2004’te üniversiteden mezun oldum; EskiÅŸehir’den ayrıldım. Ben ayrıldıktan sonra sorumlu olduÄŸum evleri baÅŸkalarına devrettiler. 2010’da Y. isimli Cemaat ‘abi’si, daha çok asker ÅŸahıslarla muhatap olacağım için onların konumundan dolayı baÅŸka bir isim kullanmamı söyledi; ‘Murat’ ismini kullanmamı tavsiye etti. Ben de o tarihten itibaren sadece Cemaat iÅŸlerinde, daha ziyade bana gelen asker Cemaatçilerle muhatap olduÄŸumda ‘Murat’ ismini kullandım.

"ABÄ°LERÄ°N DE ABÄ°SÄ° VARDIR"

Mezun olduktan sonra 2 yıl Ankara’da bir rehabilitasyon merkezinde konuÅŸma terapisi üzerine çalıştım. 2006’da öğretmen olarak Kars’a atandım, burada 3.5 yıl kaldım. 2009 sonunda Ankara’nın Kalecik Ä°lçesi’ne tayinim çıktı. 2011 yılı başında Milli EÄŸitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Genel Müdürlüğü’nde görevlendirildim. SöylediÄŸim gibi son 3 haftadır da BaÅŸbakanlık’ta çalışmaktayım. Cemaat’te her ‘abi’nin mutlaka bir ‘abi’si vardır. Himmet parası vermeye, 2010 yılında Y. Abi’yle tanıştığımda baÅŸladım.

"ASKERLERE DERS VERDÄ°M"

2010’da Y. Abi’yi daha önceden tanımıyordum. Bir gün beni telefonla aradı. Bana buluÅŸtuÄŸumuzda “Seninle tanıştıracağım asker ÅŸahıslar var. Onlar sana gelsinler, onlara ders verirsin” dedi. Ben de kabul ettim. Y. Abi, bahsettiÄŸi ÅŸahısları tek tek benim evime getirip tanıştırdı. O zaman Etlik Basınevleri’nde oturuyordum, oradaki evime geldiler. Ben bugüne kadar toplam 20-25 civarında asker ÅŸahıslarla onların ve benim kod adımla irtibat kurdum. Basınevleri’ndeki eve tahminen 7-8 kiÅŸi gelip gitmiÅŸtir. Bunlar manevi yönden benden ders alıyordu, ayrıca himmet paralarını topluyordum. Genelde 300-400 TL civarında topluyorduk. Bu ÅŸekilde yaklaşık bin 500 TL civarında himmet toplayıp kendim de 200 TL içine katıp Y. Abi’ye elden veriyordum.

"GERÇEK İSİMLERİNİ BİLEMEZSİN"

Cemaat’te sistem öyle bir kurgulanmıştır ki herkesin Cemaat’e iliÅŸkin bilgisi sınırlıdır. ÖrneÄŸin; benimle ilgilenen ‘abi’nin en fazla oturduÄŸu binayı öğrenebildim, o da biraz tesadüf oldu. Evine bıraktığım için öğrenebildim yoksa kesinlikle gerçek isimler, iÅŸ bilgileri, adres bilgileri sürekli görüşseniz bile açık edilmez.

"KARACILARI BANA BAÄžLADILAR"

Bana Cemaat ‘abi’si olarak sadece Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na baÄŸlı askerler gönderilmiÅŸtir. Buradan hareketle ÅŸunu söyleyebilirim, demek ki askeriyede sınıflar arasında Cemaat içinde bir paylaşım söz konusudur. Bana baÄŸlı asker Cemaatçileri listede yazdım. Bunlar ‘Ahmet’ kod adlı Yarbay Levent Türkkan, ‘Ramazan’ kod adlı Binbaşı Mehmet Akkurt, ‘Adem’ kod adlı soyadını bilmediÄŸim Binbaşı Fatih, ‘Yusuf’ kod adlı gerçek adını bilmediÄŸim yüzbaşı, gerçek ismini bilmediÄŸim ‘Rauf’ kod adlı Genelkurmay’da çalışan astsubaydır. Bana baÄŸlı olan subayların ödedikleri ve benim de Selahattin Abi’ye aktardığım himmet paralarını da el yazısı kâğıtta belirttim. Bana baÄŸlı askerlere namaz kılma konusunda sıkıntı olursa ‘ima’ yoluyla namaz kılabileceklerini, ayrıca cem edebileceklerini, öncelikle cem etmelerini, mümkün olmazsa ima yoluyla namaz kılmalarını söyledim.

"EV DEĞİŞİNCE ASKERLER DE DEĞİŞTİ"

Y. Abi yurtdışına gideceÄŸini söyleyerek, beni S. kod adlı baÅŸka bir Cemaat ‘abi’sine devretti. Ben 2012 yılı sonlarında Basınevleri’nden Balgat Cevizlidere’ye taşınmıştım. Cevizlidere’deki eve Basınevleri’ndeki eve gelen askerler bir süre gelmiÅŸlerdi, Y. Abi beni Selahattin Abi’ye devredince eskiden gelen askerlerde deÄŸiÅŸti.

"CEMAAT ADINA DÄ°NLEDÄ°K"

Genelkurmay BaÅŸkanı’nın emir subayı Levent Türkkan ‘Ahmet’ kod adını; Genelkurmay’da çalışan Gökhan Eski ise ‘Salih’ kod adını kullanıyordu. Bu 2 ÅŸahıs Genelkurmay BaÅŸkanı’nın odasına benim kendilerine verdiÄŸim ‘radyo’ diye tabir ettiÄŸimiz ses kayıt cihazlarını yerleÅŸtirip cihazlar dolduktan sonra bana getiriyordu. Ben de onlara boÅŸ cihazları veriyordum. Bu ÅŸekilde uzun süre Genelkurmay BaÅŸkanı’nı Cemaat adına dinledik. Genelde 2-3 adet radyo diye tabir edilen kayıt cihazı alıp veriyordum. Cihaz ince bir araç kumandasına benziyordu, siyah renkliydi, yassı yuvarlak saat pili vardı. Pilin ne kadar gittiÄŸini dinleyen arkadaÅŸlar ya da benim cihazı alıp verdiÄŸim Selahattin Abi bilir. Elemanlar bana radyoları dolu vaziyette getiriyorlardı. Ben Selahattin Abi’ye veriyordum.

PROGRAM YÜKLÜ LAPTOP

Bir ara Selahattin Abi bana içerisinde program yüklü bir laptop getirdi. Radyolardaki ses kayıtlarını benim laptopa aktarıp oradan flash belleÄŸe aktarmamı istedi. Bu iÅŸlemi 1 yıl yapıp flash belleÄŸi Selahattin Abi’ye verdim. Radyoları laptopa baÄŸladığında içerisindeki ses dosyası görünüyordu. Onu bana verilen flash belleÄŸin içine aktarıyordum. Aktarırken de ‘TC’ isimli bir ÅŸifreleme programı kullanıyordum. Bu program laptopun içinde kurulu olarak bana gelmiÅŸti. Radyonun içindeki ses dosyasını belleÄŸe attıktan sonra içini siliyordum ya da formatlıyordum. Bu program sayesinde bellek baÅŸkasının eline geçse bile içeriÄŸini görmesi mümkün olmuyormuÅŸ.

ŞİFRELİ PROGRAM

Merak edip bana gelen radyoda kayıtlı ses dosyasını dinlemek istedim. Ses dosyasını açtığımda çok anlaşılmaz kısık sesler geliyordu. Çıplak kulakla dinlemek ve anlamak mümkün deÄŸildi. Muhtemelen o sesleri dinlenebilir hale getirmek için belli teknik iÅŸlemlerden geçiriyorlardı. O iÅŸlemleri kim, nerede yapıyor, bilmiyorum. Ayrıca bu teknik iÅŸlemlerden sonra elde edilen ses verileri nereye gidiyor, onu da bilmiyorum. Selahattin Abi, “Ses kayıtlarını biz deÄŸerlendirip ilgili arkadaÅŸlara veriyoruz, onlar da ne yapacaklarına, nasıl davranacaklarına karar veriyorlar” demiÅŸti. Yaklaşık 6-7 ay önce bu dinleme ses kayıt iÅŸlemini bıraktım. Selahattin Abi, ekipmanları benden alarak, “Tamam bırakıyorsun” demiÅŸti.

"2. BAÅžKAN’I DA DÄ°NLEDÄ°K"

Levent Yarbay’dan sonra ses kayıt cihazlarını Rauf ve Serdar adında astsubaylar bir süre getirip bana teslim etmiÅŸlerdi. Astsubaylar eve girmeyip kapıdan cihazları verip alıyorlardı. Ayrıca Genelkurmay 2. BaÅŸkanı’nın emir subayı olan ‘Ramazan’ kod adlı Mehmet Akkurt isimli subay da 2. BaÅŸkan’ın ses kayıtlarını aynı kanaldan bana getiriyordu; ben de Selahattin Abi’ye aktarıyordum.

"TANGO Ä°LE HABERLEÅžTÄ°K"

Selahattin Abi bana içerisinde ‘Tango’ programı yüklü bir tablet getirmiÅŸti. İçerisinde telefon hattı yoktu. Tablete takınca internete baÄŸlanabileceÄŸim bir mobil telefon hattı da vardı. Onu da Selahattin Abi vermiÅŸti. Bazen bu ÅŸekilde bazen de bulunduÄŸum ortamda Wi-Fi varsa onun üzerinden internete baÄŸlanıp Tango’dan Cemaat yazışmaları, görüşmeleri yapıyordum. Orada Selahattin Abi, Y. Abi ve Akkurt kayıtlıydı. Tango üzerinden yazışıyorduk. Kullandığım Tango programının orijinal program olup olmadığını, deÄŸiÅŸtirip deÄŸiÅŸtirilmediÄŸini bilmiyorum. Darbe teÅŸebbüsü olduktan sonra ve yakalanmadan hemen önce tableti kırdım, çöpe attım. Selahattin Abi, Çukurambar’da ikâmet etmektedir. Selahattin Abi’nin baÄŸlı olduÄŸu A. Abi bulunmaktadır. Benim en üst seviyede tanıdığım A. Abi’dir.

"İRTİBATLI OLDUĞU KİŞİLERİ VERDİ"

Benim evde olmadığım HTS kayıtlarından, işyerinden öğrenilebilir. El yazısıyla yazdığım 4 sayfalık listede bugüne kadar irtibatlı olduğum Cemaatçilerin kod adlarını ve bildiğim isimlerini yazdım, toplam 22 kişiyle irtibatım bulunmaktadır. Bunların çoğu asker şahıslardır. Sivil olanları parantez içerisinde yazdım; gerçek kimliklerini, adres ve işyeri bilgilerini bilmem mümkün değildir çünkü yasaktır.

"DARBEYİ BENİM EVDE GÖRÜŞMÜŞLER"

“15 Temm uz tarihinden bir gün önce yani perÅŸembe günü benim haberim olmadan Selahattin Abi benim evime gelip salonda birileriyle görüşme yapmışlar. Ben eve geldikten sonra eÅŸim bana anlattı, hatta bana kızdı. Onun anlattığına göre Selahattin Abi önce tek başına gelmiÅŸ. EÅŸimden, ‘Salonu kullanabilir miyim? Bir görüşme yapmam gerekiyor’ diye izin almış. Yengem de eÅŸimin yanına geldikten sonra mutfaÄŸa geçip kapıyı kapatmışlar. Dolayısıyla Selahattin’in salona kiminle geçtiÄŸini, kiminle görüştüğünü bilmiyorum. Selahattin eve geldikten sonra eÅŸim birkaç defa daha kapı zilinin çalındığını söyledi. Normalde ben evde olmadan eve gelmezler. Demek ki acil bir durum vardı ki darbe teÅŸebbüsünden bir gün önce benim evde görüşme yapmışlar. Kimin eve geldiÄŸini tam bilmiyorum. ‘Ahmet’ kod adlı Levent Yarbay ile ‘Salih’ kod adlı Gökhan Yarbay geldiklerini söylüyorlarsa doÄŸrudur.”

"ALLAH RIZASI İÇİN DİNLEDİM"

“Gülen Cemaati’ne (FETÖ/PDY), Allah rızası için, vatan millete hayrı olsun diye girdim. Ä°lk baÅŸta manevi, dini iÅŸleri yapıyordum ancak Genelkurmay BaÅŸkanı’nı dinleme iÅŸi baÅŸlayınca gizlilik içerisinde hareket etmem gerektiÄŸini söylediler. Genelkurmay BaÅŸkanı’nı dinlerken yine Allah rızası için, hayır için yaptıklarını söylemiÅŸlerdi; ben de inandım. Ayrıca beni üniversite yıllarından beri okutup bugünlere getirdikleri için biraz da minnet duygusuyla hareket ediyorum.”

"AĞABEYİMİN ÖRGÜTSEL FAALİYETİ YOK"

“Ben sorumlu olduÄŸum Cemaat mensuplarıyla kendime ait 12 numaralı dairede görüşme yapıyordum. Aynı binanın 10 numaralı dairesi aÄŸabeyime aittir. Burada annem tek başına oturur. ‘Ahmet’ kod adlı Levent Türkkan o daireyi polislere neden göstermiÅŸ, bilmiyorum. AÄŸabeyim M., tatilde olduÄŸu için polisler geldiÄŸinde tesadüfen o evdeydi. Bu iÅŸlerle hiç ilgisi yoktur. AÄŸabeyim de Cemaatçidir fakat benim anlattığım gibi örgütsel faaliyeti yoktur.”

"CEMAATÇİLER DARBEDE ROL OYNADI"

“Son darbe giriÅŸimi olayında asker ve polisin birbirine kırdırılması, sivil vatandaÅŸların öldürülmesi benim kabul edebileceÄŸim bir ÅŸey deÄŸildir. Benim bildiÄŸim Cemaat bu tür faaliyetlere katılmamalıydı. Benim askeri elemanlarımın darbeden önce Selahattin Abi’yle yaptığı görüşmeler darbeyi Cemaatçilerin önceden bildiklerini, asker Cemaatçilerle görüşmeler yaptıklarım ortaya koymaktadır. Bu durum da Cemaat’in darbe giriÅŸiminde rol oynadığını göstermektedir. Bu nedenlerle ben bir Cemaat mensubu olduÄŸum için çok piÅŸmanım. Genelkurmay BaÅŸkanlarının ve 2. BaÅŸkan’ın dinlenmesi faaliyetlerine katılmaktan dolayı da çok piÅŸmanım. Mümkünse lehime etkin piÅŸmanlık hükümlerinin uygulanmasını istiyorum.”

"TEKNOLOJİK İMKÂNLARIN KULLANILMAMASINA DİKKAT EDİLİR"

BaÅŸbakanlık Özel Kalem Müdürlüğü’nde çalışan ‘Murat’ kod adlı Uslu, Selahattin Abi’nin Cemaat’in gizlilik kurallarını öğrettiÄŸini de ifadesinde belirtti ve bu kurallarla ilgili ÅŸu bilgileri verdi: “Selahattin Abi bana birtakım kurallar öğretti. Bunlardan bahsetmek istiyorum: Gidilen yere telefonla gidilmez. Dışarıdan kontörlü telefonla konuÅŸulmaz. Araç, gittiÄŸin evin önüne bırakılmaz. BuluÅŸamadıysan haftaya tekrar aynı saatte gidilir. Teknolojik imkânların kullanılmamasına dikkat edilir. Eleman devirleri, baÄŸlı olunan ‘abi’ tarafından organize edilir. Devir iÅŸleri için farklı kiÅŸiler üzerinden alınmış farklı telefon hatları kullanılırdı. Devreden, devralan ve devralınan kiÅŸi buluÅŸup tanışma ve devir iÅŸlemini yaparlardı.”

HER ÅžEYÄ° Ä°TÄ°RAF ETMÄ°ÅžTÄ°

Genelk urmay BaÅŸkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın en yakınındaki isim olan emir subayı Yarbay Levent Türkkan, savcılık ifadesinde her ÅŸeyi itiraf etmiÅŸti. Tutuklanan ve itirafçı olan Türkkan, ifadesinde ÅŸu bilgileri vermiÅŸti: “Cemaat bana örgütsel görevler vermeye baÅŸladı. Necdet Özel’i dinleme cihazı ile sürekli izliyordum. Ä°ki boÄŸum parmak ucu kadar bir dinleme cihazını her gün paÅŸanın odasına koyup akÅŸam çıkarken alıyordum. Pili bir gün dayanıyordu. 10-15 saat ses kaydı yapıyordu. Bu cihazı bana Telekom’daki ‘abi’ verdi. Talimatı da o verdi; ‘Sadece bilgi amaçlı dinlenecek, bir ÅŸey olmayacak’ dedi. Haftada bir dolan cihazı ‘abi’ye götürüp veriyordum. Ara sıra Genelkurmay BaÅŸkanı’nın odasında dinleme cihazı araması yapılıyordu. Ben de doÄŸal olarak aramanın yapılacağı zamanı bildiÄŸim için cihazı alıyordum. Necdet Özel ve YaÅŸar Güler’in emir subayı da arkadaşım Binbaşı Mehmet Akkurt’tu. O da Fethullah Gülen Cemaati’ndendi. Ses kayıtlarını onunla birlikte yaptık. 2. BaÅŸkan’ın odasına da dinleme cihazı yerleÅŸtirdik.”

2. BAÅžKANIN EMÄ°R SUBAYIYDI

Genelkurmay 2. BaÅŸkanı Orgeneral YaÅŸar Güler’in emir subayı Mehmet Akkurt, Ä°stanbul’da Harp Akademileri sınıf subayları için düzenlenen kursta olması gerekirken 15 Temmuz Cuma günü aniden Ankara’ya gitti. Darbe giriÅŸiminde bulunan FETÖ mensubu askerlerle birlikte hareket eden Akkurt, Güler’in silah zoruyla rehin alınması olayının içinde yer aldı. Akkurt’a, Orgeneral Güler’in rehin alındığı olay sırasında darbe giriÅŸimine direnen karargâhtaki subaylar tarafından müdahale edildi. Bu sırada Akkurt, bir yarbayı silahıyla ağır yaraladı. Bunun üzerine, yaralı yarbayın yanında bulunan bir üsteÄŸmen Akkurt’u vurarak öldürdü.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.