Sosyal Medya

Güncel

FETÖ'cü astsubay itirafçı oldu

FETÖ'nün 15 Temmuz'daki kanlı darbe girişimi sonrasında vicdanen duyduğu rahatsızlık üzerine Cumhuriyet Başsavcılığına başvuran Astsubay S.A, çocuk yaşta tanıştığı yapı hakkındaki bildiklerini bütün ayrıntılarıyla anlattı.



FETÖ/PDY'nin darbe giriÅŸiminin ardından, "milletine silah sıkacak, hedef gözetmeksizin bombalayacak kadar gözü dönmüş caniler" dediÄŸi yapının devletin önemli kurumlarına nasıl sızdığını önce komutanına anlatan S.A, komutanının da yönlendirmesiyle savcılığa baÅŸvurdu.

Lise yıllarında tanıştığı FETÖ'nün nasıl yapılandığı hakkında bilgi veren S.A'nın ifadeleri, yürütülen soruşturma dosyasına eklendi.

 "Sınıfın en baÅŸarılı öğrencisiydim"

 S.A, ifadesinde, Elazığ'da okuduÄŸu lisede FETÖ yapılanmasıyla tanıştığını belirterek, "Lisede sınıfın en baÅŸarılı öğrencisiydim. Ãœst sınıflardan birkaç kiÅŸi bir gün yanıma gelerek, beni üniversitede okuyan arkadaÅŸlarının yanına çiÄŸ köfte yemeye davet ettiler.

ÇiÄŸ köfte yemeye gittiÄŸimde üniversitede okuyan 5 ev arkadaşı bana, 'Biz derslerimizde çok baÅŸarılıyız. Hem kendimizi geliÅŸtirmek hem de size yardımcı olmak istiyoruz. Bu nedenle derslerinizde size yardımcı olmak istiyoruz. Bunun karşılığında sizden herhangi bir ücret talep etmiyoruz' dediler. Paralel yapı ile tanışmam burada oldu." dedi.

 Kendisi gibi çiÄŸ köfte yemeye gelen 15 öğrencinin daha bulunduÄŸunu anlatan S.A, "Hepsine de aynı ÅŸeyi söylediler. Ben de o günden sonra yaklaşık 6 ay boyunca her hafta pazar günleri bu eve gitmeye devam ettim. 6 aydan sonra yavaÅŸ yavaÅŸ cemaatle namaz kılmaya baÅŸladık. Oradaki evin abisi imam oluyordu. Namazdan sonra da Fetullah Gülen'in 'Sonsuz Nur' kitabından kesitler okuyarak sohbet yapıyorlardı. Bana da bu kitapları okumamı tavsiye etmeye baÅŸladılar." ifadesini kullandı.

Dershane yerine evde eÄŸittiler

Her pazar günü ders çalıştıktan sonra yarım saat bu kitapları okuduklarını anlatan S.A, yaşadıklarını şöyle dile getirdi:

"Bu durum lise 3. sınıfı bitirene kadar böyle devam etti. Başarılı bir öğrenci olduğum için bir dershaneden burs kazanmıştım. Ancak evlerine gittiğim bu abiler beni bu dershaneye gitmemeye ikna ettiler. Beni FEM Dershanesine ücretsiz olarak göndereceklerini söylediler ancak yapmadılar.

Ben de burs kazandığım Final Dershanesine başlayacağımı söyledim. Bana, 'Oraya gidersen ahlakın bozulur, dinin tehlikeye girer, oraya gitmen doğru değil' diyerek ikna ettiler. Dershaneye gitmememe sebep oldular."

 S.A, lise hayatı boyunca hep bahsettiÄŸi söz konusu eve gittiÄŸini belirterek, "3 yıl boyunca Fetullah Gülen'in vaazlarının ve kısa videolarının bulunduÄŸu klipleri izlettiler. Kitaplarını okuttular. Lise 3. sınıfın başındayken o evin abisi gitti yerine bilgisi yetersiz ve tecrübesiz olan baÅŸka biri geldi. Ben bu ÅŸahısla anlaÅŸamadığım için 3. sınıfın ikinci döneminde evden ayrıldım.

Evin imamının adı Mehmet Emin idi. Soy isimlerini söylemezlerdi. Takma isim de olabilir. Fırat Ãœniversitesi Elektrik-Elektronik MühendisliÄŸi okuyordu. Evde kalan diÄŸer 4 kiÅŸiyi neredeyse hiç görmüyorduk. Eve gittiÄŸimde beni direk Mehmet Emin'in odasına alıyorlardı." dedi.

 Kayıt yapan öğrenciler FETÖ'nün evlerine yönlendirildi

 Maddi durumu iyi olmadığı için dershaneye gitmeden 2006 yılında Fen Bilgisi ÖğretmenliÄŸini kazandığını anlatan S.A, FETÖ yapılanmasıyla kayıt yaparken de karşılaÅŸtığını söyledi.

"Kayıt için gittiÄŸimde uzun bir kuyruk vardı, sıra numarası alarak beklemeye baÅŸladım. Bir kiÅŸi yanıma gelerek, 'Bende fazladan numara var, boÅŸuna kuyrukta bekleme' diyerek, 4 numarayı verip sıranın başına geçirdi." diyen S.A, "Kayıt iÅŸlemi sonrası yanıma gelen aynı kiÅŸi, 'Ä°stersen bu gece seni evde misafir edeyim, senin ÅŸimdi otele verecek paran yoktur. BoÅŸuna para harcama, ben arkadaşımla bir ev tuttum, zaten bir sürü öğrenci gelmiÅŸ, bu nedenle ev de bulamazsın' diyerek eve davet etti.

Eve girer girmez zaten daha önce de paralel yapının evlerinde kaldığım için evin cemaat evi olduÄŸunu anladım. Beni eve davet eden kiÅŸinin yeni kayıt yaptırmadığını zaten okulun öğrencisi olduÄŸunu bana yaptığı ÅŸeyin eleman kazanmak için bir taktik olduÄŸunu anlamam da uzun sürmedi." ifadesini kullandı.

 "4 yıl sonra 'evin sözde imamı' oldum"

 Kendisini eve getiren kiÅŸinin adının F.K olduÄŸunu hatırladığını kaydeden S.A, ifadesinde şöyle dedi:

 "Sınıf öğretmenliÄŸi bölümü 3. sınıf öğrencisiydi. 6 ay kaldıktan sonra evi deÄŸiÅŸti. Zaten cemaat evlerinde yaklaşık 3-4 ayda bir ev deÄŸiÅŸiyordu. Benimle birlikte 3 öğrenci daha bu evde kalıyordu. Zaten maddi durumları çok iyi olmayan ve ÅŸehre geldiÄŸinde kalacak yer bulamayan birçok öğrenci üniversitenin ilk yıllarında paralel yapının evlerinde kalıyordu.

Benim kaldığım evde yalnızca tek gazete okunurdu, televizyon ve internet bulunmaz, sigara, alkol ve kız arkadaş edinme gibi şeylere müsamaha gösterilmezdi. Ben 4 yıl bu evlerde kalmaya devam ettim. Üniversite 2. sınıfta ben bulunduğum evin 'sözde imamı' oldum. Bulunduğum evde benden hariç 4 kişi kalırdı, 3-4 ayda bir sürekli değişiyordu. Bu nedenle bir çoğunun adını hatırlamıyorum."

 "BDP'li olup evlerde kalanlar vardı"

 Evde kalanların bir kısmının bazı ÅŸeylerden haberlerinin bulunmadığını sadece dini kitap okuyup, namaz kıldıklarını ifade eden S.A, "BirçoÄŸu namaz bile kılmazdı fakat her ÅŸeye raÄŸmen en azından evde kalıyorlar diyerek hoÅŸgörü gösterirdik. Mesela BDP isimli siyasi partiye çalışıp sadece bilgi toplamak için evlerde kalanlar vardı. Ben bu kiÅŸileri benim daha üstümde bulunanlara söylediÄŸimde, 'En azından evde kalıyorlar, baÅŸka kötülüklere bulaÅŸmıyorlar' diyerek göz yumuyorlardı." dedi.

 Ã–rgütlenmeyi parça parça bölerek yönetiyorlar

 FETÖ/PDY içerisinde sırasıyla sözde ev imamları, bölge talebe mesulleri, il imamları, ülke imamları, kıta imamları ve dünya imamının bulunduÄŸunu dile getiren S.A, yapının çok büyük olduÄŸunu ve bu ÅŸekilde dünyadaki örgütlenmelerini parça parça bölerek yönettiklerini söyledi.

Ev imamı olduktan sonra haftada bir kez imamların toplantılarına katılmaya başladığını belirten S.A, şunları anlattı:

"Sözde imamlar her hafta bir kez bu şekilde toplanırdı. Biz toplantıları paralel yapıya bağlı bir öğrenci yurdunun toplantı salonunda yapardık. Toplantılara kesinlikle cep telefonu sokulmazdı. Telefonlar dışarıda bırakılırdı. Toplantıların konuları genellikle Fetullah Gülen'in haftalık mesajları olurdu.

Mesajların içeriği genellikle dini nitelikliydi. Mesajlarda evde o hafta hangi konuda sohbet yapılacağı, nelere dikkat edileceği, eve gelen ortaokul ve lise öğrencilerine nasıl davranılacağı ve neler anlatılacağı şeklindeydi. Bu hususlar da İslam dininin doktrin ve öğretilerine dayalıydı."

 "Referandumda 'evet' çıkması AK Parti'nin 50 defa seçim kazanmasından daha önemli"

 Toplantılarda kendilerine iletilen mesajlarda siyasi bir içeriÄŸin kesinlikle yer almadığını kaydeden S.A, "Ancak seçim zamanları isim vermeden hep AK Parti övülür ve paralel yapının mensuplarının AK Parti'ye oy verilmesi teÅŸvik edilirdi. Açık açık bir ÅŸeye oy verilmesi istendiÄŸi zaman 2011 referandumuydu. Bu referandumun çok önemli olduÄŸunu ve herkesin 'evet' oyu vermesini istemiÅŸlerdi. Hatta bu referandumda 'evet' sonucu çıkmasının AK Parti'nin 50 defa seçim kazanmasından daha önemli olduÄŸunu söylemiÅŸlerdi." ifadesini kullandı.

 FETÖ'de en önemli ÅŸey, "itaat"

 FETÖ'de itaat ve istiÅŸarenin önemine deÄŸinen S.A, ÅŸunları anlattı:

 "Sözde ev imamı toplantılarında neredeyse istinasız olarak her hafta itaat ve istiÅŸarenin öneminden bahsedilirdi. Bu husus sürekli paralel yapı içerisinde vurgulanan bir ÅŸeydi. Ben bu ÅŸekilde 1.5 yıl boyunca sözde ev imamlığı yaptım. Daha sonra 3. sınıfın ikinci döneminde bölge talebe mesulluÄŸu görevi de yaptım.

Bana bağlı birkaç ev vardı. Ben bu evleri takip ediyordum. O evlere her hafta düzenli olarak ortaokul veya lise öğrencileri devam ediyor mu, öğrencilere bisküvi ve kola gibi ikram edecek şeyler için paraları var mı gibi şeyleri takip ediyordum. Öğrencilere ders verirken dikkat edilecek şeyleri sözde ev imamlarına söylüyordum.

Mesela gelen küçük öğrencilerin çok sevimli olduğunu ancak öğrencilerle hiçbir şekilde fiziksel temas kurulmaması gerektiğini çünkü ailelerin bu durumu yanlış anlayabileceğini ve öğrenciyi bir daha eve göndermeyeceğini söylüyordum. Bunu da bize üstümüzdeki kişiler söylüyorlardı."

 "Sürekli kod isim kullanıyorlardı"

 Paralel yapılanmada gizliliÄŸin çok önemli olduÄŸunu belirten S.A, "Paralel yapıda imamlık ve bölge talebe mesulluÄŸu yapan kiÅŸiler yılda en az 2 defa telefon hatlarını ve cihazlarını farklı hat ve cihazlarla deÄŸiÅŸtiriyordu. Sürekli kod isim kullanıyorlardı. Mesela bir seferinde benim 'Mehmet' diye bildiÄŸim bir kiÅŸi, kendisini baÅŸka birine gözümün önünde 'Ali' diye tanıtmıştı." dedi.

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.