Güncel
Darbeci Tuğgeneral: Bir üst irade bizi kasıtlı bekletti
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kaldığı otele baskını yöneten Tuğgeneral Sönmezateş, "Helikopterde beklerken yaklaşık yarım saat kaybettik. Yakıt konusunda bizi sıkıntıya sokan ana sebep bu oldu. Bir üst iradenin bizi orada kasıtlı olarak beklettiğini düşünüyorum." dedi.
Marmaris’te CumhurbaÅŸkanı Tayyip ErdoÄŸan’ın kaldığı otele baskını yöneten TuÄŸgeneral Gökhan Åžahin SönmezateÅŸ, “Görevim CumhurbaÅŸkanı’nı alıp Akıncı’ya getirmekti. MAK (Muharebe Arama Kurtarma) personeline hedef kiÅŸinin CumhurbaÅŸkanı olduÄŸunu deklare etmedim. Pilotlara dahi söylemedim. Helikopterdeki teknisyen, olaÄŸan dışı durum olduÄŸunu fark ederek bana yanlış bir ÅŸey yapıp yapmadığımızı sordu” dedi. Helikopterde beklerken yaklaşık yarım saat kaybettik. SönmezateÅŸ, "Yakıt konusunda bizi sıkıntıya sokan ana sebep bu oldu. Yarım saat kadar sonra Şükrü binbaşı yeniden operasyona baÅŸlayacağımızı söyleyince havalandık.
'BİR ÜST İRADENİN BİZİ ORADA KASITLI BEKLETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM'
Åžimdi düşündüğümde bir üst iradenin bizi orada kasıtlı olarak beklettiÄŸini düşünüyorum. Zamanında yola çıksaydık hedefimizi bulacaktık" diye konuÅŸtu. SönmezateÅŸ, "Bizim öldürmek gibi bir amacımız yoktu, öyle olsa bomba atar ölümünü saÄŸlardık. Tersine canlı olarak alıp Ankara Akıncı Ãœssü’ne nakletmek görevi edinmiÅŸtik. CumhurbaÅŸkanı’nı alıp helikopterle Dalaman’a indirip, oradan uçakla Ankara’ya götürüp Akıncı HavaÃœssü’ne teslim edecektik" dedi.
Hürriyet'ten Banu Åžen'in haberine göre, SönmezateÅŸ’in MuÄŸla 2. Sulh Ceza HâkimliÄŸi’nde verdiÄŸi 7 sayfalık ifade özetle şöyle:
“11 Temmuz’da Milsec adlı güvenli hattan, rutinde olduÄŸu gibi Özel Kuvvetler’den TuÄŸgeneral Semih Terzi (15 Temmuz gecesi Ankara’da bir astsubay tarafından vurularak öldürüldü) beni aradı. Ancak bu sefer benimle PKK ile ilgili konuÅŸmadı. Ãœlkenin zor günler geçirdiÄŸini, rahatsızlık duyduÄŸunu, benim de onun gibi düşünüp düşünmediÄŸimi sordu. Bana ihtilalden bahsetmedi. Ancak bu jargon bizde ihtilali çaÄŸrıştırmaktadır.
Ben onun gibi baÅŸka kimlerin düşündüğünü, Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakallı PaÅŸa’nın, Genelkurmay Komutanı’nın, diÄŸer kuvvet komutanlarının da bu düşünceye destek verip vermediklerini sordum. Onların da bu ÅŸekilde düşündüklerini söyledi. 13 Temmuz’da aynı güvenli hat üzerinden Semih PaÅŸa yeniden aradı. Bu kalkışmanın geçmiÅŸtekilere benzer olacağını, ancak çok hızlı gerçekleÅŸeceÄŸini, CumhurbaÅŸkanı ve kabine üyelerinin öncelikle alınıp mahkemeye sevk edileceklerini, yargılama konularının da çözüm sürecindeki hatalar, rüşvet iddiaları, IŞİD’in her yere elini kolunu sallayarak gitmesi gibi iddialar olacağını söyledi. Görevimin ne olduÄŸunu açık anlatmasını istedim. Kendisinden o tarihte CumhurbaÅŸkanı her nerede bulunuyorsa oradan alıp refakatçi olarak Ankara’ya getirmek olduÄŸunu öğrendim.
ÖZEL KUVVETLER 22.00'DE ÇİĞLİ'DE
(15 Temmuz öğle saatlerinde Ä°stanbul’dan Ä°zmir ÇiÄŸli Ana Jet Ãœssü’ne geldikten sonra hareket anına kadar yaÅŸananları anlatırken) Ramazan Elmas Albay’ın odasına gittim. Kendisine özel bir görev olduÄŸunu, Ä°stanbul’dan helikopterle Özel Kuvvetler personelinin geleceÄŸini, buradaki MAK ekibiyle birlikte bir yere gideceÄŸimizi söyledim. Ancak kendisine CumhurbaÅŸkanı’na iliÅŸkin plandan bahsetmedim. Onun da böyle bir plandan haberi yoktu. Ramazan Elmas Albay’ın odasına MAK Komutanı Taner Berber binbaşıyı çağırdım. MAK ekibinin malzemelerinin hazırlanmasını istedim. Saat 22.00 civarında Özel Kuvvetler helikopterlerle indi. Bu helikopterler Ä°stanbul’dan geliyordu. Tek tek saymadım, 2 SAT personeli de bu sayıya dahil mi bilmiyorum ancak pilotlar hariç MAK ekipleri ile birlikte 27-28 kiÅŸilik bir grup oluÅŸturduk. Bu, beklentimin yarısı idi. Şükrü binbaşı, CumhurbaÅŸkanı’nın yanında 3-4 kiÅŸilik bir koruma ekibi olduÄŸunu, tatil modunda olduklarını, Özel Kuvvetler’in operasyonu gerçekleÅŸtireceÄŸini, MAK ekibinin ise geri emniyeti alacağını dolayısıyla sayının yeterli olduÄŸunu söyledi.
(Belirtilen saatte TSK içerisindeki bir grubun kalkışma eylemine baÅŸladığına iliÅŸkin sosyal medyada haberler çıkmaya baÅŸladığı hatırlatılınca) Hazırlık sırasında tüm personelin cep telefonlarını kapattırmıştık. Saat 22.30 civarı emir astsubayım gelerek, TSK’nın ülke bütününde yönetime el koyduÄŸunun Genelkurmay sitesi üzerinden açıklandığını söyleyince ben iÅŸlerin doÄŸal seyrinde gittiÄŸini düşünmeye baÅŸladım. Operasyona katılacak MAK ekibi ile Özel Kuvvetler’i bir araya topladım. Bu sırada pilotlar ve uçuÅŸ ekibi pistte bekliyordu. Biz ise depodaydık. Her iki ekibe hitap ederek TSK’nın ülke bütününde yönetime el koyduÄŸunu, bundan sonraki emirlerin Genelkurmay BaÅŸkanı tarafından verileceÄŸini duyurdum. Hem Semih PaÅŸa’nın telefondaki sözleri hem de Genelkurmay’ın internet sitesinde yapılan bu açıklama üzerine bende taÅŸlar yerine oturdu ve bu giriÅŸimi Genelkurmay BaÅŸkanı ile birlikte tüm kuvvet komutanlarının desteklediÄŸi düşüncesine kapıldım. Ekibe Şükrü binbaşının emri altında olduklarını söyledim. Çünkü aÅŸağıya inip operasyonu o gerçekleÅŸtirecekti. Benim helikopterde kalma sebebim ÅŸudur: Yukarıdan, aÅŸağıda yaÅŸanan olayları net bir ÅŸekilde görme imkânım olacaktı. Şükrü binbaşı ile telsizle irtibat kuracaktık. MAK personeline operasyonun mahremi yani hedef alınacak kiÅŸinin CumhurbaÅŸkanı olduÄŸunu ben hiç deklare etmedim. Özel Kuvvetler’den de kimseye bu durumu söylemedim. Pilotlara dahi bu durumu söylemedim. Hatta helikopterdeki teknisyen uçuÅŸ sırasında olaÄŸan dışı bir durumun olduÄŸunu fark ederek bana yanlış bir ÅŸey yapıp yapmadığımızı sordu. Ben de ona yanlış bir ÅŸey yapmadığımızı söyledim. Bizim öldürmek gibi bir amacımız yoktu, öyle olsa bomba atar ölümünü saÄŸlardık. Tersine canlı olarak alıp Ankara Akıncı Ãœssü’ne nakletmek görevi edinmiÅŸtik. CumhurbaÅŸkanı’nı alıp helikopterle Dalaman’a indirip, oradan uçakla Ankara’ya götürüp Akıncı Hava Ãœssü’ne teslim edecektik. Ä°sim olarak kime teslim edeceÄŸimi bilmiyorum. Görevim uçuÅŸ sürecinde CumhurbaÅŸkanı’na refakat etmekti.
(ÇiÄŸli’de uzun süre talimat beklediklerini anlatarak) Operasyonun saat 01.00-01.30 civarında olduÄŸu bilgisini Şükrü binbaşı cep telefonundan aldı. Operasyon yeri ile ilgili iki alternatif vardı. Biri Okluk Koyu’ndaki yazlık, diÄŸeri Grand Yazıcı Oteli idi. CumhurbaÅŸkanı’nın otelde olduÄŸunu öğrenince Google üzerinden edindiÄŸimiz hava haritası üzerinde çalışma yaptık. Helikopterlere bindik. Helikopterler çalıştıktan sonra Şükrü binbaşı yanıma gelerek görevin iptal olduÄŸunu söyledi. Hepimiz yeniden çalışır vaziyetteki helikopterde beklemeye baÅŸladık. O esnada göreve gelmek istemeyen iki pilot olduÄŸunu ben sonradan öğrendim. Önemli olan personelin tamamının belirtilen noktaya nakledilebilmesiydi. 3 helikopter bu iÅŸ için yeterliydi. Helikopterde beklerken yaklaşık yarım saat kaybettik. Yakıt konusunda bizi sıkıntıya sokan ana sebep bu oldu. Yarım saat kadar sonra Şükrü binbaşı yeniden operasyona baÅŸlayacağımızı söyleyince havalandık. Åžimdi düşündüğümde bir üst iradenin bizi orada kasıtlı olarak beklettiÄŸini düşünüyorum. Zamanında yola çıksaydık hedefimizi bulacaktık. Bu sırada saat 02.15-02.30 civarı idi. 1 veya 1 saat 15 dakikalık uçuÅŸ süremiz oldu. 03.30-03.45 civarında otelin olduÄŸu yere geldik. Plana göre önce biz iniÅŸ yapacaktık.
DÄ°RENENE ATEÅž EMRÄ°
Ancak iniÅŸ aÅŸamasında kalkan tozlar nedeniyle tekrar yükseldik. Arkamızdaki helikopter kabaca hesap ile 300 metre uzaklıkta bulunan otluk alana birer birer inmek suretiyle personellerini bıraktılar. Biz de üçüncü sırada personelimizi indirdik. Bu aÅŸamada ne helikopterden ne de yere iniÅŸ eden personelden ateÅŸ eden olmadı. Bu operasyonu en fazla 30 dakikada bitirmeyi planlıyorduk. Ancak CumhurbaÅŸkanı’nın hangi villada olduÄŸunu bilmediÄŸimizden sürenin biraz daha uzayabileceÄŸini de hesaba katmıştık. Yanında oÄŸlu veya eÅŸi veya diÄŸer akrabaları olsaydı dahi hedefimiz sadece CumhurbaÅŸkanı’nı almaktı. Şükrü binbaşıya operasyon öncesinde mukavemet olması halinde ne yapacaklarını sorduÄŸumda öncelikle “yat” komutu vereceklerini, uymama halinde önce belden aÅŸağı ateÅŸ ederek yaralama yoluyla mukavemet edeni etkisiz hale getirmeyi planladıklarını söylemiÅŸti. Bizim sivillerle ilgili herhangi bir insanlık dışı planımız bulunmamaktaydı.”
(Askerleri Marmaris’te ErdoÄŸan’ın kaldığı otelin olduÄŸu bölgeye indirdikten sonra baskın sırasında neler yaÅŸandığına iliÅŸkin) Pilotumuz Dalaman’dan yakıt alamayacağımızı, yine Dalaman’da bizi beklemesi gereken uçağın da olmadığını söyledi. Tek alternatifin Imsık meydanına inmek olduÄŸunu belirtti. Bu süreçte Şükrü binbaşı ile telsiz irtibatı kurmaya çalışıyordum. Kendisi bana villayı bulduklarını,CumhurbaÅŸkanlığı korumalarına ulaÅŸtıklarını, ancak CumhurbaÅŸkanı’nın oradan ayrılmış olduÄŸunu söyleyince kendilerini indirdiÄŸimiz yere iniÅŸ yaparak onları beklemeye baÅŸladık. Kısa süre bekledikten sonra aÅŸağıdaki unsurlar helikoptere intikal edemedi. Pilotumuz da yakıtın çok kritik seviyede olduÄŸunu, mutlaka kalkmamız gerektiÄŸini söyledi. BaÅŸka çare olmadığından aÅŸağıdaki unsurları beklemeden kalkış yaparak Imsık Meydanı’na indik.
Henüz yorum yapılmamış.