Güncel
İlahiyatçılardan FETÖ bildirisi
İlahiyatçı akademisyenler bir bildiri yayınlayarak FETÖ'ye ve darbeci teröristlere tepki gösterdi.
İlahiyatçı akademisyenler bir bildiri yayınlayarak FETÖ'ye ve darbeci teröristlere tepki gösterdi.
İlahiyatçı akademisyenlerin yayınladıkları bildiride şu ifadelere yer verildi;
Yıllardır milletimizin maddi-manevi birikimlerini her türlü din ve ahlak dışı yolları iÅŸleterek grup menfaatleri uÄŸruna sömürmek suretiyle devletimizin çeÅŸitli kademelerinde önemli ölçüde güce kavuÅŸmuÅŸ bulunan dinî kisveli paralel örgüt, uluslararası odakların da desteÄŸi ile sonunda millet varlığımızı ortadan kaldırmaya yönelmiÅŸtir. Yüce Allah’ın lütuf ve inayeti, dirayetli ve basiretli liderlik ve tam bir millet dayanışmasıyla bastırılan hain darbe kalkışması hiç şüphesiz insanımıza ve ülkemize ağır zararlar vermiÅŸ, yüzlerce insanımız ÅŸehit olurken binlercesi gazi olmuÅŸtur. Masum dinî bir hizmet hareketi görüntüsü vermeye çalışan ve sonunda vahÅŸetle gerçek hüviyetini açığa vuran bu yapı, en büyük hasarı Ä°slam ve Müslümanlık algısına vermiÅŸtir. Dinî-millî deÄŸerlerimizi kirleten ve Müslüman ÅŸahsiyetine, “güvenilmezlik, fırsat kollayıcılık, hıyanet, dostunu ve milletini satmak, dehÅŸet ve vahÅŸet saçmak” gibi sıfatların yakıştırılmasına sebep olan bu ifsat hareketinin; milletten darbe yemeleriyle sonuçlanan son kalkışmaları üzerine, aÅŸağıda imzaları bulunan Ä°lahiyat/Ä°slami Ä°limler Fakültesi akademisyenleri olarak aÅŸağıdaki hususları kamuoyuyla paylaÅŸmak isteriz.
1. Yüce dinimiz Ä°slam, insanlık ailesinin tamamı için baÅŸtan sona rahmettir. Ä°nsanı her bakımdan diriltmeyi ve yaÅŸatmayı gaye edinen rahmet dini Ä°slam’ın, amacı ne olursa olsun bombalarla, tanklarla, tüfeklerle insan katliamına cevaz vermesi asla düşünülemez. Böyle bir kabul ve algı, dinimize karşı iÅŸlenmiÅŸ en ağır cinayettir. Ayrıca belirtilmelidir ki, Kur’an ve Sünnet verilerinin ve baÅŸta sahabe olmak üzere ilk neslin Ä°slam algı ve pratiÄŸinin tikel ve ezoterik yorumlarla kiÅŸi ve grup menfaatlerine araç kılındığı oluÅŸumlar, Ä°slam’dan açık bir sapma oluÅŸturur. Kur’an ve Sünnet’in açık hükümleri ve Müslümanların ortak kabulleri bir kenara bırakılarak, rüya, menkıbe gibi nesnel bilgi kaynağı olmaktan uzak gizemli açıklamaları temel dini hareket noktası kabul eden bir Ä°slam anlatısına ve buna dayalı oluÅŸumlara milletimiz asla itibar etmemelidir.
2. Müslüman, Hz. Peygamber’in (s.a.) ÅŸahsında somutlaÅŸan Ä°slam ahlak ilkelerini kuÅŸanmış, açık ya da gizli ÅŸirk unsurlarının bulaÅŸmadığı saf tevhid akidesini benimsemiÅŸ; yalnızca Allah’a kullukta bulunan; emanet, mahremiyet, sadakat, doÄŸruluk erdemlerine baÄŸlı ÅŸahsiyet abidesi güven duyulan kiÅŸidir. Hiç kimse yaÅŸanılan ağır travmanın etkisiyle, alnı açık başı dik onurlu Müslüman milletimizi ve onun ÅŸerefli evlatlarını; asla gerçek kimliÄŸi ile var olamayan, sürekli kendisini gizleyen, iradesi esir alınmış silik tiplerle bir tutma yanlışlığına düşmemelidir. Nitekim son darbe kalkışması esnasında canı pahasına sergilediÄŸi kahramanca mücadele ve direniÅŸ ile Müslüman milletimiz, omurgasının ve ana gövdesinin ne denli saÄŸlam olduÄŸunu bütün dünyaya açık bir ÅŸekilde göstermiÅŸtir.
3. BaÅŸta Ä°lahiyat/Ä°slami Ä°limler Fakülteleri olmak üzere ülkemizin dinî eÄŸitim-öğretim yapılan kurumlarına haÅŸhaşî unsurlar istedikleri oranda bir sızıntı gerçekleÅŸtirememiÅŸlerdir. Bunun baÅŸta gelen sebebi, fakültelerimizde, Hz. Peygamber’den (s.a.) bu yana süregelen bilgi ve kabul çerçevesinde takiyye gibi batınî/haÅŸhaşî yaklaşımların kabul görmemesi; bilakis akademik süreçlerin tamamında açık toplum, hür düşünce, eleÅŸtirel bakış ile hareket edilmesidir. Devletimizin bütün kademelerine olduÄŸu gibi fakültelerimize de sızmış birkaç kiÅŸi, bütün içerisinde asla farklı bir ton oluÅŸturacak düzeyde deÄŸildir, olamamıştır. Nitekim bu haÅŸhaşî örgütlenme ilkokuldan üniversiteye kadar resmî eÄŸitim kurumlarında nitelik ve nicelik bakımından arzuladığı insan unsurunu bulamayacağını fark etmiÅŸ ve her kademede paralel eÄŸitim kurumları oluÅŸturma yolunu seçmiÅŸtir.
4. Son olarak belirtmek isteriz ki, iradeyi körelten ve insanı adeta köle haline getiren benzer paralel yapıların oluşmaması ve toplumsal destek görmemesi için tabandan tavana toplumun bütün kesimlerinin bilinçlendirilmesi ve sorumlu davranması gerekmektedir. Bu noktada İlahiyat/İslami İlimler Fakülteleri, bu yapılara izin vermeyen anlayışını güçlendirecek, ilmi-sosyal faaliyetlerini ve programlarını çeşitlendirecek, paydaşlarıyla işbirliğini geliştirecek, hak ve hakikate işaret eden daha yoğun çalışmalarıyla insanımıza rehberlik etme sorumluluğunu eksiksiz yerine getirme çabası içerisinde olacaktır. Milletimiz İlahiyat/İslami İlimler Fakültelerinin, sahih İslami bilgi ve uygulama konusunda sadece Anadolu toprakları için değil bütün İslam coğrafyası hatta insanlık ailesi için en büyük güvencelerden birisi olduğundan asla şüphe duymamalıdır.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.
Kaynak: AjansHaber
Henüz yorum yapılmamış.