Askeri okul öğrencisi sistematik baskıları anlattı

Ordu içerisindeki Gülen grubu yapılanması dışında kalan askeri okul öğrencilerinden Melike Bulut Åžehirli, baskılar nedeniyle bırakmak zorunda kaldığı Hava Harp Okulu’nda yaÅŸadıklarını anlattı.

Şehirli, komutanları tarafından sistematik olarak izole edildiğini, onur kırıcı davranışlara maruz bırakıldığını ve intihara teşvik edildiğini anlattı.

Askeri helikopter pilotu olmak istiyordu

1992’de Ä°zmir’in Bergama ilçesinde doÄŸan Åžehirli, 2010’da LYS ile Hava Harp Okulu’nu kazandı. Hayali askeri helikopter pilotu olmaktı. Yalova’daki öğrenci seçme uçuÅŸunu baÅŸarıyla geçen Åžehirli, intibak döneminde zorluk yaÅŸadı.

‘Neyine güveniyorsun?’

Kendisine üst üste gece nöbeti tutturulduğunu anlatan Şehirli, intihara teşvik edilişini şöyle anlattı:

“Ä°lk olarak nöbet çizelgelerinde yer almayan nöbetleri tutmadığım için ceza aldım. Ondan sonra da 3'er günlük oda hapisleri çekmeye baÅŸladım. 27 Åžubat 2011 tarihinde de bir gece yatağımdan komutanların seçtiÄŸi kadetler tarafından kaldırıldım.

Bayanlar katındaki uçuş odasına alındım. Pencereye doğru esas duruşta 1 saat bekletildim. Bu sürede bana 'Melike Bulut, bu okula neden geldin, bırakmayı düşünmüyor musun, neden bırakmıyorsun, okulu bitirebileceğini mi düşünüyorsun, neyine güveniyorsun' dediler.

Hatta pencereyi açıp 3. kattan kendimi atmamı istediler. Atlamayacağımı anlayınca odama gitmeme izin verdiler."

“Namusuma sahip çıkamıyorum komutanım’ diye bağırttılar”

Eğitimler sırasında kasten aç ve susuz bırakıldığını, başka bir grubun ise kayırıldığını anlatan Şehirli, esas duruştayken üst devreden öğrencilerin silahını tekmelediğini, yasak olduğu için esas duruşu da bozamadığını anlattı:

"Silah düşünce alıp kaçıyorlardı. Sonra da 'Silah benim namusum. Ben silahıma sahip çıkamıyorum, demek ki ben namusuma da sahip çıkamıyorum komutanım' diye 25 kez bağırmamı istiyorlardı. Çok ağrıma gidiyordu, 25. kez söylerken artık ağlıyordum.

Erkek devre arkadaşlarım bile artık gördüğüm zulme dayanamıyor, bu aşağılanma karşısında artık bırakıp gitmem gerektiğini söylüyordu."

[FotoÄŸraf: AA ArÅŸiv]

 

 

‘Babası cemaatçilerin kırtasiyesinde çalışıyordu’

Kendi devresinden başka kadın öğrenciye ise aynı şekilde davranmadıklarını söyleyen Şehirli, "Onun babası cemaatçilerin sahibi olduğu bir kırtasiyede çalışıyordu. Ben okulumu bırakmak zorunda kalırken onun eğitimine devam ettiğini biliyorum" diye konuştu.

‘Halüsinasyon görüyorsun’

Dolabının sık sık kontrol edildiğini, iç çamaşırlarının ortaya saçıldığını anlatan Şehirli, öğretmenlerine durumu anlattığında "Halüsinasyon görüyorsun" yanıtını aldığını söyledi. Şehirli, kurmay bir yüzbaşının aynı devredeki diğer 8 kadın öğrenciyle konuştuğunu, o andan itibaren arkadaşlarının kendisiyle artık konuşmadığını söyledi.

‘Dava açacak parası yoktu’

Şehirli, baskılara dayanamayıp okulu bıraktı. Tazminat ödemek için tarlada çalışmaya başladı:

"Okulu bıraktıktan sonra tazminatı ödemek için annem ve kardeÅŸimle domates ve mısır tarlalarında amelelik yaptım. YaÅŸadıklarımı TSK'ya bildirdim, BÄ°MER'e ilettim ama maddi durumum olmadığı için ‘mobbing’ nedeniyle dava açamadım.

Bu bir tiyatro değil. Bize bunu yapanlar bedelini ödemeli. Bizler subay olmayı çok isteyen insanlardık ama onlar hiç hak etmedikleri yerlerde devletin malını istedikleri gibi kullandılar."

‘Sorun bizde deÄŸilmiÅŸ’

Okulda hiçbir zaman "Fethullahçı, cemaatçi" kavramlarının kullanılmadığını söyleye Åžehirli, "Bize bunları yapan grubun kim olduÄŸunu anlamaya çalışıyorduk. Sorunun bizde olduÄŸunu düşündük ama sonra anladık ki deÄŸilmiÅŸ” dedi.

Toplu davaya katılacak

Askeri okuldan ayrılmaya zorlanan öğrencileri buluşturan bir platforma dahil olduğunu anlatan Şehirli, örgüt üyesi ordu mensuplarına açılacak davaya müdahil olacağını söyledi.

Kaynak: AA